Akira Kurosawa’nın Sinema Üzerine Tavsiyeleri

06.08.2020
Akira Kurosawa’nın Sinema Üzerine Tavsiyeleri

Sinema dünyasında kendi sinema dilini oluşturmuş bir yönetmen olan Akira Kurosawa’nın sinemayla yakın ilişki kurmak isteyenlere dipnot edilmesi gereken sözlerini inceleyeceğiz.

Öncelikle Akira Kurosawa’nın sinemaya nasıl adım attığına bakalım. Kurosawa, abisinin sessiz sinema döneminde yapmış olduğu Benşi isimli film yorumcularından biri olması onun sinemayla sağlam ilişki kurmasında etkili olmuştur. Japon sinemasının 2.Dünya savaşı öncesinin önemli yönetmenlerine asistanlık yaparak sinema sektörüne giriş yapmıştır. 1943 Yılında denemiş olduğu ilk yönetmenlik macerası Sanjiro Sugata’yı çekmiştir. 1950 yılında çekmiş olduğu Raşomon adlı filmi ile Japon sinemasına uluslararası başarı kazandırmıştır ve Venedik Film Festival’inde En İyi Film Ödülü’nü almıştır. Yeteneğini zirveye çıkarttığı yapıtı Seven Samurai ile kusursuz oyunculuk ve sahneleriyle dünya çapında sayılı filmlerin arasında yerini almıştır ve Batı ile Hollywood sinemasını etkilemiştir. Bir süre Hollywood’a giderek teklif almıştır fakat denemelerine rağmen Hollywood şartlarında çalışamayacağını anlayarak ülkesine geri dönmüştür. 1973 yılında Sovyet film stüdyosu Mosfilm ile çalışmaya başlamıştır ve bu süreçte 1975 yılında biten Dersu Uzala filmini çekerek Moskova Uluslararası Film Festivalinde Altın Küre ödülünü kazanmıştır. 1976 yılında ise En İyi Yabancı Film dalında Oscar alarak kariyerinde önemli bir noktaya ulaşmıştır. Filmografisi geniş ve ödül dolu bir yönetmen olmuştur. 6 Eylül 1998’de hayatını kaybeden Kurosawa ölümünden sonra çekemediği senaryolar bırakmıştır. Bunlardan birisi olan After The Rain filmi Takashi Koizumi tarafından 1999’da çekilmiştir. Bir diğer senaryosu The Sea is Watching filmi ise 2002 yılında izleyiciyle buluşmuştur.

AKIRA KUROSAWA’NIN TAVSİYELERİ

  • Kökün yeşerip bir ağaç olmasını senaryo, çiçeklenip meyve vermesini ise yönetmen sağlar.”

Kurosawa, kendisine prodüktör ya da film şirketi tarafından dikte edilen hiçbir filmi yönetmediğini söylemektedir. Kendi düşünceleriyle belirli zaman ve mekânlarda yakaladığı ilhamlar ile filmlerini çekmiştir. Filmlerin içinde içgüdüsel olarak bir şeyi açıklama istediğinin olduğunu vurgular. Yönetmenin filmin bütün unsurlarından sorumlu olduğunu söyleyen Kurosawa, kamera, seslendirme, dekor, montaj gibi konuların ayrı ayrı olarak sorumluluk gerektirdiğini söylese de bir yönetmenin hepsini bağımsız olmayarak göz önünde bulundurması gerektiğini vurgulamaktadır.

  • “Büyük senaryoları okuyup büyük yönetmenlerin teorilerine kulak vermelisiniz.”

Kurosawa, bir senaryoyu yazarken yapısına odaklanmadan yazdığı ilk sahneden itibaren kendi hayaline bırakarak yazmakta ve bu şekilde sahneleri büyütüp genişletmektedir. İyi bir senaryo yazmak için büyük yazarların roman ve oyunlarını okumak gerektiğini söylemiştir. Büyük senaryolar okunup büyük yönetmenlerin teorilerine kulak verilmesi gerektiğini önermektedir.

  • “Amacınız bir film yönetmeni olmaksa önce senaryo konusunda uzman olmalısınız.”

İyi bir yönetmenin iyi yazılmış bir senaryo ile başyapıt ortaya çıkartacağını söyleyen Kurosawa, gençlere boş bir bellek ile hiçbir şey yapılamayacağını okunacak kitapların ve not edilecek, kendilerini etkileyen kısımların ilham vereceğini önemle göstermektedir. Kurosawa, okuduğu kitaplarla ilgili notlar aldığı bir defterine hangi bölümlerin kendisini etkilediğini yazmaktadır. Yazdığı notlar ile yeni başlangıçlar yapacak düşünceler bulmuştur. Diyaloglar içinde bu not defterlerine başvurduğunu söylemiştir. En iyi senaryolarının da açıklamalarının en az olanlar olduğuna dikkat çekmektedir.

  • “Kamera adım adım oyuncuyu takip etmeli.”

Kurosawa, oyuncuları doğal bir şekilde takip edilmesini kameranın da aynı hızda olmasını önermektedir. Kameranın beklemesini ya da zoom yaparak doğallığı bozmasını hatalı bulmaktadır. İzleyicilerin kamerayı fark etmemesini istemektedir. Çekimlerinde birden fazla kamera kullanmıştır. Bunu “Yedi Samuray” filminden alışkanlık haline getirmiştir. Bu alışkanlığı hakkında şunu söyler:

“Çünkü eşkıyaların bardaktan boşanırcasına bir yağmur altında köye saldırdıkları sırada, sahnede neler olacağını anlamak olası değildir.”

  • “Çok hüzünlü bir sahneye neşeli bir şarkı eklenirse hüzün olağanüstü bir güç kazanır.”
  •  

Kurosawa’ya göre görüntü sesin birer sentezidir. Ses eklendiğinde sahneye nasıl etki ettiğini tasarlar. Örnek olarak Yedi Samuray ve Yojimbo gibi filmlerinde karakterler için ayrı müzikler denemiştir. Acıklı sahnelerde hüzünlü parçalar kullanması gibi kalıpları kırarak aksi bir şekilde neşeli bir parçanın filmi güçlendireceğini söyler.

  • “Bütün çabalarınıza karşın çekim ilginç olmamışsa fazla üzülmeye gerek yoktur.”

Kurosawa, montaj yapılan filme objektif bakılması gerekildiğini söylemektedir. Bu yüzden beğenmediğiniz ama çaba harcamış olduğunuz sahneyi objektif düşünerek kurguda çıkartmanızı önermektedir. Kurosawa, montajı özel olarak kurgucuyla birlikte hazırladıktan sonra nadiren o taslağı ekibine gösterirmiş. Buna karşılık, “Büyük emekler vererek çektikleri filmleri montajı bitirip her şeyi yerli yerine oturduktan sonra izlemeleri, onları büyük bir coşku seline boğacaktır. (Kurosawa, 1994:244, aktaran Oylum, R.)”

CANSU BEKAR

KAYNAKÇA:

Oylum R, Dünya Yönetmenlerinden Sinema Dersleri, Seyyah Kitap, 3.Baskı 2017,İstanbul

YAZAR BİLGİSİ
Cansu Bekar
Cansu Bekar,1997 yılında Eskişehir’de doğdu. 2015 yılında Eskişehir Gazi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Radyo televizyon/Grafik animasyon alanından mezun oldu. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Radyo, Sinema ve Televizyon bölümünden mezun olarak eğitimini tamamladı. Şu an Eskişehir’de yaşamaktadır. Sinema alanına duyduğu ilgisini yaptığı film eleştirileri ve araştırmalar ile devam ettirmektedir. Fotoğrafçılık ile uğraşan Cansu; resim çizmeyi, film izlemeyi ve yazı yazmayı seviyor. MozartCultures ekibinde yazarlık ve animasyon alanlarında çalışmaktadır.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.