Antik Hindistan’daki Deniz Savaşı

28.09.2018
Antik Hindistan’daki Deniz Savaşı

Antik Hindistan’daki ordunun üç görevi vardı; birlikleri uzak savaş alanlarına taşımak, gerçek savaşa katılmak, ve en önemlisi kralın denizdeki ve gemiyle ulaşılabilir ticaret güzergahlarındaki ticaretini korumak. Mısır, Batı Asya, Yunanistan ve Roma’yla olan karlı ve epeyce gelişmiş ticaret, Arap Denizi’yle kaplı Hindistan’ın batı kıyısındaki deniz kuvvetlerinin büyümesini ve ayrıca Hindistan’ın çeşitli yerlerini yöneten pek çok hanedanlıkların Ganga gibi büyük nehirlerde gerçekleştirilen ticaretin korunmasını sağlayacak deniz kuvvetlerini sürdürmesini sağladı.

Bengal Körfezi’nin doğu kıyısını kapsayan denizsel faaliyetler Güneydoğu Asya’daki sömürgeleştirme seferlerine yol açtı. Güney Hint deniz kuvvetlerinin güçleri Hindistan’dan Palk Boğazı’yla ayrılan Sri Lanka’ya doğru akınların başlamasına yöneltildi. Bu savaşlarda kullanılan savaş gemileri, kara savaşlarına karşılık düşük oranda tutuldu. Antik Hintliler karada savaşmayı tercih etti ve denizdeki savaşlara düşman donanmasını yok edip savaşmanın çok gerekli olduğu birkaç durum dışında pek önem verilmedi.

Stratejik Önem

Antik Hintliler, deniz gemileriyle ticareti korudu ve birlikleri savaş alanlarına taşıdı. Kautilya (M.Ö 4. Yüzyıl) Arthashastra’da kralın nakliyatını koruduğunu ve nakliyatı tehdit eden korsan gemilerinin (himsrika) yıkımından bahseder. Kautilya karada nasıl savaşıldığına ve savaş zamanında savaş casusluğu ve kuşatmaya dair birçok sayfa ayırmasına rağmen deniz savaşı hakkında tamamen suskun kalmıştır. Kral, ordu ve hisarlar olmadan kendine kral diyemezdi ve bunlar kralın egemenliğinin yedi oluşumun (saptanga) parçasıyken deniz filosu bu oluşumlardan biri değildi. Deniz filosu Chandragupta Maurya (MÖ. 321- MÖ. 297) tarafından oluşturuldu, böylelikle büyük ihtimalle kıyı koruma işlevlerini Kautilya’nın fikirleriyle uyuşabilmek için yürüttü.

‘’ Asıl amaç deniz ticaretini, tüccar gemilerini, liman şehirlerini ve genel olarak nakliyatı korumaktı.’’
Mauryan İmparatorluğu’nda 30 üyeli savaş bürosu altı heyetten oluşturulmuştu, ilk heyet nakliyatla ilgilendi ve navadhyaksha (gemilerin amiri) tarafından yola çıkarıldı. Navadhyaksha, Arthashastra tarafından değişik çeşitlerdeki su kaynaklarının güvenliğini sağlamak ve yön bulmaya alakalı konuları incelemek üzerine görevlendirilirdi. Herhangi bir direkt askeri rol verilmemişti. Magadha (MÖ. 6. Yüzyıl- MÖ. 4. Yüzyıl) krallığı deniz savaşı yapmadı. Mauryalar veya Guptalar gibi herhangi halefi hanedanlık ( MS. 3. Yüzyıl- MS. 6. Yüzyıl) henüz ortaya çıkmamıştı. Savaşın deniz açısından detayları hakkında tartışılmadı veya eş zamanlı çalışmalar yapılmadı.
Asıl amaç deniz ticareti, tüccar gemileri, liman şehirleri ve genel olarak nakliyatı korumaktı. Bu krallıkların deniz ticaretleri genelde nehirler üzerinde olduğundan ne zaman herhangi bir deniz harekatı yürütülse çok küçük çapta ve açık denizlerden ziyade iç nehirlerde gerçekleştilirdi. Hindistan’ın karayla çevrili kuzey ve doğu taraflarında kurulu hanedanlıklar tarafından kurulan deniz filosu, saldırganca veya fetihler için kullanılmış gibi görünmüyordu. Gupta ve sonraki hanedanlıkların durumunda gemiler, deniz filosunun bir parçası olarak var oldu fakat kullanımları çok kısıtlıydı ve kara kuvvetlerindeki kadar kapsamlı değildi. Bunlar, Gupta İmparatoru Samudragupta’nın ( MS. 335. Yüzyıl- MS. 380. Yüzyıl) seferi için farzedilmesi ya da Satavahanaslar ( MÖ. 1. Yüzyıl- MS. 2. Yüzyıl) gibi denizcilerle savaşılması için çoğunlukla adaları fethetmek için kullanıldı.
Hindistan’ın batı, güneydoğu ve (kıyısal) doğu kesimlerinde durum önemli derecede farklıydı. Deniz kıyısında yerleşik hanedanlıklar, ciddi ölçüde deniz ticaretine dayanırdı ve deniz ile kurulu deniz filoları savaşta kullanılırdı. Onlara göre kara kuvvetleriyle birlikte deniz filoları ordu teşkilatının önemli parçasıydı. Deniz filosu bu kesimlerdeydi ve bitişik açık denizler, Antik Hindistan’ın çoğu deniz savaşlarının uygulandığı yerlerdi. En etkileyici sebep oldukça karlı yabancı ticaretin düşmanların elinden almaktı; bu düşmanın koruduğu deniz filosunu yok etmek için gerekliydi. Denizdeki savaş, karadaki mücadeleyle birlikte denizdeki düşmanı yenmek için önşart haline geldi.
Hanedanlıkların gelişmiş deniz filoları şunlardı;
• Mauryalar ( MÖ. 4. Yüzyıl- MÖ. 2. Yüzyıl)
• Pallavalar ( MS. 3. Yüzyıl- MS. 9. Yüzyıl)
• Cholalar ( MÖ. 4. Yüzyıl- MÖ. 13. Yüzyıl)
• Eski Cheralar ( MS. 3. Yüzyıl- MS. 9. Yüzyıl)
• Sonraki Cheralar veya Kulashekharalar ( MS. 9. Yüzyıl- MS. 12. Yüzyıl)
• Vatapi Chalukyaları ( MS. 6. Yüzyıl- MS. 8. Yüzyıl)
• Palalar ( MS. 8. Yüzyıl- MS. 12. Yüzyıl)

BATI KIYISI

Konkan’daki Mauryalar gibi yerli hanedanlıklar kıyı hisarlarıyla birlikte deniz filosunun devamını sağladı. Eski Cheralar’ın deniz filosu özellikle Roma’yla olan uluslararası ticaretin olduğu Chera bölgesinin kapsamındaki limanları korumak için geliştirilmişti. Bu birlik kapsamlı olarak yabancı (tam kimlikleri bilinmeyen) korsanlar ve rakip kralı savunanlarla mücadelede kullanıldı. Sonraki Cheralar veya Kulashekhara hanedanlığı bu deniz geleneğini devam ettirdi. Onların birlikleri Kandalur Salai’nin (günümüz Valiasala, Kerala eyaleti) yakınlarındaydı. Vizhinjam (günümüz Vizhinjam, Kerala eyaleti) gibi liman şehirleri ciddi ölçüde güçlendirilmişti. Vatapi Chalukyaları birlerce bölüğü savaş alanlarına taşımak için büyük birliği devam ettirdi.

GÜNEY VE GÜNEYDOĞU KIYILARI

O zamanki Cholalar, Antik Hindistan’ın öncü deniz gücü haline geldi. Kulashekhara kralı 1. Bhaskara Ravivarman’nın (MS. 962 yüzyıl- MS. 1014. Yüzyıl) birliklerine karşı galibiyetiyle 1. Raja Raja (MS. 985. Yüzyıl- MS. 1014. Yüzyıl) ile başlayarak, devamında Chola kralları Kandalur Salai’deki Kulasheshara birliğini yok etti, Lakshadweep (Hindistan’ın bir kesimi) ve Maldiv adalarını fethetti, ve denizaşırı seferleri Sri Lanka ve Güneydoğu Asya’ya yöneltti.
Güney Hint krallarının dahil olmasıyla birlikle hanedanlıkların ve Sri Lanka’lı kralların aralarındaki laf dalaşları ve bu kralların deniz seferlerini birbirlerini desteklemek ve öteki alacaklıyı tahta çıkarmak için Palk Boğazı’na deniz seferlerini başlatmalarıyla sonuçlandı. Pallavalar, Mamallapuram’daki limanlarını (günümüz Mamallapuram veya Mahabalipuram, Tamil Nadu eyaleti) bu sebeple kullandı. Cholalar ilk olarak sonunda nerdeyse tam ada olan, daha öncesinde Mummadicholamandalam adlı eyalet haline gelen Sri Lanka’nın kuzeyini ekleyerek deniz filolarını adalara ulaşmak ve kesintisiz fetihi gerçekleştirmek için kullandı.

DOĞU KIYISI

Bu kıyıyı yöneten hanedanlıklar savaş birlikleri kurdu ve seferlere yolladı, ve deniz filosu genellikle savaşta stratejik rol oynadı. Vatapi Chalukyalarının onlarının birliklerini yıkıp adanın hisarını ele geçirmesi nerdeyse Konkan Mauryaları’nın gücünü sonlandıracaktı. Kulashekharalar’ın deniz kayıpları Cholalar’a karşı stratejilerini değiştirmelerine ve sadece karadaki savaşlara intihar timi gibi taktiksel yeniliklere odaklanmalarına yol açtı, dolayısıyla Cholalar’ın elde ettiğini deniz üstünlüğü eşitlemiş oldular.
Deniz filosunun varlığı her zaman yardımcı olmadı. Öncü deniz gücü olmalarına rağmen Cholalar karada, Rashtrakutas ( MS. 8. Yüzyıl- MS. 10. Yüzyıl) ve Kalyani (Batı) Chalukyalılar ( MS. 10. Yüzyıl- MS. 12. Yüzyıl) gibi kara temelli güçler tarafından mağlubiyete uğratıldı.

GEMİ VE MÜRETTEBAT

Antik Hindistanlılar değişik kategorilerdeki gemilerin yapımında gerekli olan materyallerin, çeşitlerin ve gemi yapımında kullanılan ahşabın hakkında geniş bilgileri vardı. Malwa Kralı Bhoja (MS. 1010. Yüzyıl- MS. 1055 Yüzyıl) tarafından yazılan Yuktikalpataru Antik Hindistan’ın gemilerin detaylarını içeren tek çalışmadır. Agramandira denilen bir çeşit tekne, burnuna doğru kamaraları vardı ve bu yüzden deniz savaşları (rane kale ghanatyaye) için uygun görülürdü.Bu tarz bir gemi Ajanta’nın resimlerinde betimlendi ( Mağara II). Çok buharlı, kuvvetli ve üç dikdörtgen yelkenleri üç direk ve limana bağlı, açık deniz teknesiydi. Dümen kürekleri ya oyuk veya ıskarmozların yanlarına ya da küreğin arkasına asılırdı.

Gemiler tek, çift ve üç direkliydi. Direkler naudandaka olarak bilinirdi. Gemi yapılan limanlar navataksheni olarak bilinirdi. Yüz küreğe kadar teçhizatlandırılan gemiler hem büyük hem de sağlamdı çünkü binlerce birliği bir hayli deniz mili boyunca taşımak zorundaydı.

Arthashastra’da, büyük botlarla birlikte (mahanavah), kaptanın (sasaka), dümencinin(niyamaka), orak ve ipleri tutmak ve (ile) suyu dışarı dökmek için görevli hizmetçilerden bahsedilir. Aynı terminolojinin deniz gemileri için kullanılmış olması büyük bir olasılıktır. Deniz gemilerinin, teknelerin boyutu ve çatışmaya giden savaşçıların sayısına göre kürekçileri olurdu.

DENİZ SAVAŞLARI

Deniz savaşlarının gerçekte nasıl yapıldığına dair mevcut direkt bir referans yoktur. Mevcut olan az miktardaki kanıtların yanında kara savaşlarının modeli ve genel olarak Antik Hint savaşlarına göre bazı tahminler yapılabilir. Dönemin standart silahları olan kılıçlar, ciritler, topuzlar ve mızraklarla teçhizatlandırılan askerleri gemi ve botların taşımış olması muhtemeldir. Okçular, oklarıyla ateş fırlatarak mücadeleye ciddi oranda katılmış olabilir. Ramayana erkeklerin 500 gemiyi, düşmanların geçişini engellemek için gösteren erkeklerden bahseder. Düşman gemi veya botları sınırlar içine girer girmez iki tarafın askerleri el ele mücadeleye katılabilirdi, düşmanı öldürmek için düşman teknesine atlamayı deneyebilirdi, gemilerini yok edip sonrasında hala yaşıyorsa kendi tarafına dönerdi. Zamanın yazarları esir almak üzerine konuşmadığı için düşmanın hisar ve fillerindeki durumun aksine düşman gemilerinin yok etmek asıl amaçtı. Gemilere girerek veya onları ateşe vererek bu yıkım gerçekleştirilirdi. Savaş makinelerinin bahsi geçmese de gemide, düşman gemilerini yıkmak için bir çeşit makine taş fırlatma mekanizması olması muhtemeldir. Kandulur Salai’nin ilk mücadelesinde, Raja Raja 1. Chola açıkça Kulashekhara veya Chera askerlerini öldürüldüğünden, krallarına ait deniz teknesini ikiye bölündüğünden ve botlarının (veya gemilerinin) yok edildiğinden bahseder.

MİRAS

Batı kıyısındaki denizle alakalı gelişmeler, Ortaçağ ve Koloni dönemlerinde de oradaki hanedanlıkların Portekiz ve Hollandalı düşmanlarına da zor zamanlar geçirtmesiyle beraber devam etti. İngilizlerin varışı ve onların deniz üstünlüklerinin nerdeyse sorgulanmaması, Hint gücünün karadaki mücadelelere odaklanmasına yol açtı. Yerli Hint deniz filosunun düşüşü tamamlandı. Deniz gelenekleri ,özellikle antik zamanlarda, zamanla oluşmuştu ve yine de bağımsız Hindistan tarafından ele geçirilen deniz filosunun gelişmesini etkilemeye devam etti. Antik Hindistan’ın en büyük katkısı sürekli denizaşırı geleneğini oluşturmuş olmasıydı. Kara kuvvetlerinin ikincili olarak görülse de antik Hindistan’daki deniz filoları deniz savaşları üzerinde iz bıraktı.

Yazan: Aleyna Harunoğlu

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.