Antik Yunan’da Kadın Filozof: Aspasia

07.08.2019
Antik Yunan’da Kadın Filozof: Aspasia

Âşık Sokrates: Bu kadının fikirleri Batı felsefesinin temelinde nasıl yer alır?
Batı felsefesinin temelini oluşturan Sokrates; gerçek, aşk, adalet, cesaret ve bilgi hakkında ilk fikirlerini nereden edindi? Yaptığım yeni araştırmalar, M.Ö. 5. yüzyılda Atinalı genç bir adam olan Sokrates’in oldukça zeki bir kadın olan Miletli Aspasia ile temas kurduğunu ortaya koyuyor. Aspasia’nın, Sokrates’in aşk ve aşkınlık konusundaki fikirlerinin temel tavrını formülize etmesine (Platon’un aktardığı üzere) ilham verdiğini savunuyorum.
Bu tez kanıtlanırsa felsefe tarihi önemli bir değişime girmiş olacaktır: Hikayeden tamamen silinmiş bir kadının, 2.500 yıllık felsefi geleneğimizin temellerini atmış olduğunu kabul etmemiz gerekecektir.
19. yüzyıl sanatçısı Nicolas Monsiau tarafından yapılan neoklasik bir tabloda, Sokrates ve karşısında oturan tatlı giyimli, jestleriyle konuşan Aspasia betimleniyor. Yakışıklı genç asker Alkibiades ise konuşmaları hem dinlemekte hem de izlemektedir. Resimde Sokrates’in bilinen standart görünümü yansır: fakirlik ve özensizlik. Kendisinin bir taş ustasının oğlu olduğu, orta yaştan beri ayakkabısız kaldığı ve pejmürde kıyafetler giydiği bilinmektedir.

The Debate of Socrates and Aspasia 1800
Aspasia ise on yıldan uzun bir süredir Atinalı devlet adamı Perikles’in eşidir. Sözde “sosyete fahişesi” olan Aspasia, konuşmasının hususlarını parmaklarıyla sıralarken resmedilmiştir. Bakışları, Perikles’in vesayeti altında bulunan aristokrat gence ve muhtemelen Aspasia’nın kendi yeğeni olan Alkibiades’e yöneliktir. Sokrates’in, Alkibiades’in iyi görünüşü ve karizmasıyla büyülendiği ve (Platon’un Sempozyumu’nda belirtildiğine göre) M.Ö. 432’de Potidea Savaşı’nda Alkibiades’in hayatını kurtardığı söylenir.
Tablo, Sokrates’in hakkını veriyor mu? Baş biyografları Platon ve Ksenofon, onu sadece yaşlı bir adam olarak tanıyordu. Ancak Sokrates bir zamanlar gençti ve Aspasia’nın doğrudan yaşıtıydı. Üstelik günümüze ulaşan heykellerinden, biyograflarının verdiği nadir bilgilerden ve genellikle göz ardı edilen ya da yanlış yorumlanan antik metinlerden daha farklı bir Sokrates resmi ortaya çıkıyor: Alkibiades’den daha cesur bir asker, iyi eğitimli bir genç hatta etkileyici bir düşünür ve tartışmacı olduğu kadar da tutkulu bir âşık.
Socrates seeking Alcibiades in the house of Aspasia, Jean-Léon Gérôme, 1861.
Diotima/Aspasia
Sokrates “Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir” sözüyle ünlüydü. Fakat Platon Sempozyum’unda, Sokrates’in “aşka dair gerçeği” zeki bir kadından öğrendiğini söylediğini belirtmiştir. Bu kadına “Diotima” adı verilir ve Sempozyum’da Sokrates bu kadının öğretisini açıklar. Akademisyenlerin neredeyse tümü Diotima’yı kurgusal bir karakter olarak görür. Diotima; diyalogda rahibe ya da falcı olarak tanımlanır veya alegorik bir figür olduğu düşünülür, Sokrates gibi bir düşünürü aşkın gizemlerine sürüklemiş olabilecek ilham verici veya önsezili bilge biri… Fakat Platon, bugüne kadar hiç açıklanamayan Diotima kimliği hakkında bazı ilginç ipuçları vermiştir. Kitabımda, “Diotima” nın Aspasia için ince örtülü bir kılık değişimi olduğunu gösteren kanıtları sunuyorum. Aspasia, İyonya’daki Milet kentine birkaç on yıl önce yerleşmiş Atinalı aileden gelmiştir. Aspasia, M.Ö. yaklaşık 450 yılında Atina’ya göç ettiğinde yirmili yaşlarındaydı. O tarihte Sokrates de aynı yaşlardaydı. Birkaç yıl sonra Aspasia, daha sonra Atina’nın önde gelen bir politikacısı olacak olan -kendi yaşının 2 katı bir yaşta olan- Perikles ile evlendirildi. Fakat Clearchus adlı bir Aristoteles öğrencisi, Aspasia’nın Perikles’in eşi olmadan önce Sokrates ile birlikte olduğunu yazar. Bu, Sokrates’in Perikles’in çevresinde bulunan genç bir adam olduğuna dair diğer kanıtlarla örtüşüyor. Kuşkusuz o ortamda Aspasia ile Sokrates tanışmış olacaktı.
Socrates, Pericles, Alcibiades, Aspasia in Discussion, 1810–25.
Gençliğinde bu ayrıcalıklı elitin bir parçası olduğu göz önüne alındığında Sokrates’i maddiyattan uzak tutup da gelecek nesillere yön verecek felsefî düşünme fikrine iten nedir? Hiç kimse Sokrates’in gençliğini araştırmaya çalışmamıştır çünkü biyografik kaynaklar dağınık ve parça parça kayıptır. Üstelik onun düşünceleriyle pek de ilgili görünmemektedir. Ancak Sokrates otuzlu yaşlarında Atina’da tanınmış bir filozof olduğundan düşünür olma yönündeki değişikliğinin sebeplerini aramamız gereken yer daha önceki dönemleridir. Sokrates’in Aspasia ile tanışıklığının eksik bağlantıları karşıladığını düşünüyorum.
Aspasia, gününün en zeki ve en etkili kadınıydı. Yaklaşık 15 yıl Perikles’in eşi olan Aspasia’nın Sokrates üzerindeki etkileri mizahçılar, komedi oyun yazarları – günümüzün magazin gazetecileri – tarafından küçümsendi ve kötülendi. Perikles’in çevresindeki düşünürler, sanatçılar ve politikacılar grubunun bir parçası olan Platon, Ksenofon ve diğerleri tarafından Aspasia’nın bir çöpçatan ve evlilik danışmanı değil de daha çok hayranlıkla kabul görmüş bir akıl hocası olduğu tasvir edilir.
Platon’un Meneksenos’unda; Aspasia’nın Sokrates’e cenaze konuşmasının nasıl yapılacağını öğrettiği anlatılmıştır. Başka bir deyişle Aspasia konuşma becerisiyle biliniyordu. Tıpkı “Diotima” gibi, özellikle de aşk hakkında konuşmalarıyla.

Sokrates âşık mıydı?
Peki Sokrates ve Aspasia, yirmili yaşlarda tanıştıklarında, konuştuklarında birbirlerine âşık olmuşlar mıdır? Platon’un, Aspasia’yı Sokrates üzerinde önemli bir entelektüel otorite olarak kabul ettiği gerçeği, Meneksenos’taki senaryoyu süslü sözlerle yazılmış bir parodiden ibaret görüp reddeden akademisyenlerde endişe uyandırdı. Yine de Aspasia’nın bir fahişe olduğunu iddia eden günün mizahçıları bu akademisyenleri mutlu etmiş oldular. Muhtemel olarak akademisyenler, Aspasia’yı bir sosyete fahişesi “hetaira” statüsüne yükselttiler. Ancak bu unvan antik kaynaklarda geçmez.
Aspasia’nın “Diotima” gibi otoriter bir akıl hocası ve aşk meseleleri konusunda uzman olduğuna dair kanıtları kabul edersek çarpıcı bir olasılık ortaya çıkar. Sempozyum’da “Diotima” ya atfedilen kavramlar, felsefenin yanı sıra Sokrates’in benimsemesi gereken yaşam tarzının da özüdür.
“Diotima”nın öğretisi şudur: Fiziksel alem daha büyük amaçlar uğruna bir kenara bırakılabilir ve bırakılmalıdır da; ruhun eğitimi, bedenin hazzında değildir. Aşkın en önemli görevi de budur ve tikel olan tümele tabi olmalıdır, geçici olan kalıcı olana, dünyevi olan idealar evrenine…
Batı felsefi geleneğinin kökeninde bu düşüncelerin yattığı kabul edilebilir. Öyleyse kurgusal “Diotima” yı Aspasia olarak tanımlamak, tarihsel olarak sansasyonel bir sonuca ulaştırır. Geçmişe bakıldığında kimliğinin tespiti o kadar nettir ki şimdiye kadar açıkça teşhis edilmemesi, kadınların statüsü ve entelektüel kapasiteleri hakkındaki bilinçli veya bilinçsiz ön yargılar yüzündendir.
Güzel, dinamik ve zeki Aspasia’yı Avrupa felsefesinin kurucularından biri olarak gerçek statüsüne getirmenin zamanı geldi.
Yazar: Armand D’Angour
İngilizceden Çeviren: Canan Nur Savranlar
KAYNAK
https://theconversation.com/socrates-in-love-how-the-ideas-of-this-woman-are-at-the-root-of-western-philosophy-109593

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.