Army of Shadow Film İncelemesi

11.07.2020
Army of Shadow Film İncelemesi

Gölgeler Ordusu, Jean-Pierre Melville tarafından yazılan ve yönetilen 1969 Fransız drama-gerilim filmi. Joseph Kessel’in aynı adı taşıyan 1943 kitabının, Fransız Direnişi üyesi olarak kendi deneyimlerini diğer Direniş üyelerinin kurgusal versiyonlarıyla harmanlayan bir film uyarlamasıdır. Gölgeler Ordusu, güvenli evler arasında hareket ederken, müttefik askeriyle birlikte çalışırken, muhbirleri öldürürken ve en muhtemel kaderi olduğunu bildikleri yakalama ve infazdan kaçınmaya çalışırken küçük bir Direniş savaşçıları grubunu takip ediyor. Film karakterlerini kahramanca tasvir ederken, Direniş‘in kasvetli, romantik olmayan bir görünümünü sunuyor.

Filmin başlangıcında mahkûm ile asker arasındaki konuşma dikkatimizi çekiyor. Asker ‘’Almanlar gibi kamplar inşa ettik. Fakat biz kampları Yahudiler yerine savaşta esir düşen Almanları o kamplara yerleştirmek için inşa ettik ama hiç de öyle olmadı.’’ Demiş ve içinde biraz hayal kırıklığı biraz da üzüntü duyarak gülmüştür. Bu konuşmadan Fransız askerlerin üzüntü, pişmanlık ve hayal kırıklı duyduğu söylenebilir. 

Kamplarda ise sadece Fransızlar değil Ruslar, Berberiler, Polonyalılar, Çingeneler, Yahudiler, Romenler, Yugoslavlar, Çekler, faşizm karşıtı İtalyanlar, Nazi karşıtı Almanlar, Franco karşıtı İspanyollar ve kaçakçılıktan yakalanmış birçok insan vardır. Gerbier’in oda arkadaşları eczacı, komünist, albay ve bir öğretmendir. Albayın sözleri dikkatimizi çekmektedir. “Bir kafede Amiral Darlant için o mankafanın tekidir dedim. Bugün Mareşal Petain’in de bir mankafa olduğumu sözlerime ekliyorum. Kanun falan yok artık! Sadece mankafalar var!”

Filmde ana karakterimizi mahkûm olarak görüyoruz. Kendisi Gestapo tarafından sorgulanmak üzere alınır fakat Gerbier nöbetçi askeri öldürerek kaçmayı başarır ve ilk gördüğü açık dükkâna girer. Bir berber dükkânıdır sığınmak için girdiği dükkân. Berber de Mareşal Petain’i sevmemektedir. Bunu dükkânında duvarına asılmış olan ‘’Mareşal Petain neler dedi? Mareşal Petain neler yaptı?’’ yazısından anlayabiliyoruz. Berber, adamın Almanlardan kaçtığını anlamasına rağmen bilmiyormuş gibi aptala yatıyor. Fakat daha sonra berber, adama elindeki bütün parayı ve Alman askerler onu kıyafetinden tanıyıp öldürmemeleri için kendi paltosunu veriyor.

Zaman içerisinde Gerbier direniş örgütleri için çalışıyor. İçlerinde olan ‘’köstebek’’ olarak nitelendireceğimiz haini infaz edecekler lakin evin yan tarafında komşuların olması, evin yalıtımlı olmaması, silah için susturucunun ellerinde bulunmaması onları bıçak kullanma yoluna sokuyor. Ev içerisinde bıçak da bulamadıklarından dolayı boğmak zorunda kalıyorlar. Bu sahnede garip olan silahla öldürmeyi gayet sıradan karşılarlarken bıçaklamayı ve boğmayı çaresizlik içerisinde düşünüyorlar. Anlaşılıyor ki, amaçları haini öldürmek olsa bile daha hızlı ve insani olarak şekilde öldürmeyi istemişlerdir. Buna ek olarak silahları için kullanacakları susturucuları İngilizlerden istemişlerdi. Buradan İngiltere ile işbirliği içinde oldukları söyleyebiliriz. Denizaltı sahnesinde direnişçilerin İngiltere’nin denizaltısıyla kaçması da bu teoriyi kanıtlar niteliktedir.

Direnişçiler İngiltere’den bazı silahlar istemektedir fakat İngiltere Fransız Direnişinin başarı getireceğine pek inanmamaktadır. Mevcut uçakları Almanya’nın bombalanması için elde tutmaya çalışmaktadırlar. Yine de iletişim teçhizatlarını vermeyi kabul etmişlerdir.

Gerbier İngiltere’de yürürken Alman bombalanmasına denk geliyor ve bir mekâna giriyor. Mekânda farklı farklı ülkenin askerleri dans ediyorlar. Kendisi şaşırıyor nasıl oluyor da Alman bombalaması olurken bunlar müzik eşliğinde dans edip eğlenebiliyorlar diyerek. İngiltere halkı ya artık umursamıyor bu bombardımanları ya da soğukkanlılıklarını koruyorlar. Bunun yanı sıra daha önce hiç görmediğinden İskoç erkeğinin etek giymesi ona tuhaf geliyor.

Örgüt içerisinde önemli isimlerden biri olan Felix Almanlar tarafından yakalanıyor. Gerbier bu haber üzerine İngiltere’den Fransa’ya paraşüt ile geri gidiyor. Felix Almanlar tarafından yakalandıktan sonra Mathilda, Felix’in yerine geliyor. Liderlik özellikleri taşıyan, atılgan, sabırlı, metodik ve azimli bir karaktere sahiptir. 

Direniş örgütü için yeni bir güvenli ev ve arazi buluyorlar. Bu ev eski süvari komutanı olan bir barondur. Evin bulunduğu araziyi uçak pisti olarak kullanmışlardır. Fakat Almanlar bunu fark eder ve baron ile adamlarını infaz ederler.

Lokanta sahnesini konuşacak olursak; bu sahne biraz tuhaftır. Mathilda Gerbier’e ilk uçağa atlayıp İngiltere’ye gitmesini ve polis tarafından arandığını söylemesine rağmen gitmeyi reddetmesi üzerine Mathilda’nın ‘’O zaman yakalanırsan senin yerine başka birini bulmak zorunda kalırız.’’ deyip lokantayı terk ettikten hemen sonra lokantayı Alman polisinin basması bazılarını şüpheye düşürür. Belki de Mathilda direniş örgütünün lideri olabilmek için Alman polisine bilgi verdi diye düşünmeden edemeyebilirsiniz. Gerbier, Alman polisi tarafından yakalanıp onu hapishaneye atıyorlar. Onun bulunduğu koğuşa ‘’Hemen ateş etmeyeceğiz, koşacaksınız duvara ilk giden bir sonraki gruba katılma hakkı kazanır.’’ Diyor Alman komutan. İlk başlarda koşmamaya karar verdiyse de Gerbier sonradan koşuyor. Bison Mathilda’nın yardımıyla Gerbier’i kurtarıyor. Bu sahnede Mathilda’nın Alman polisine Gerbier’i ihbar edip sonradan bu kararından pişman olduğu için Gerbier’i kurtardığını düşünebiliriz. Buna ek olarak Gerbier’in sözleri bizleri etkiliyor: ‘’Benim de korkak bir tavşan gibi koşacağıma emin olan o subayı düşünüyorum.’’

İleride Mathilda’nın Alman polisi tarafından yakalandığını öğreniyoruz. Gerbier, Mathilda’nın infazını emrediyor fakat Bison bu karara karşı çıkıyor. Bison Gerbier’e ‘’O senin hayatını kurtardı ama sen onun infazını emrediyorsun. Bunun yapamam ben.’’ Demiştir. Örgüt lideri ortaya çıkıyor ve Bison’u konuşarak ikna ediyor. Daha sonra Jardi, Gerbier’e Bison’a sunduğu argümanın tamamen havadan olduğunu ortaya koyuyor. Filmin son sahnesinde Bison Mathilda’yı iki kere vuruyor. Daha sonra örgüt üyelerinin başına gelenler açıklanıyor. Gerbier için ise sadece ‘’Bu sefer koşmamaya karar verdi.’’ deniliyor. Kendisi ya ölüm korkusunu yenmiş ya da bıktığı için ölmek istemiştir.

Fatih Batuhan DUMAN

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.