Bilim İnsanları Dünya’nın Gizemli “Derin Biyosferi” nin Keşfedilmemiş Milyonlarca Türe Ev Sahipliği Yaptığını Söylüyor

Bir mikroorganizma biyofilminde bulunan nematod (ökaryot). Derinlikleri mesken edinmiş bu yaratık (Poikilolaimus sp) Güney Afrika’da bulunan Kopanang altın madeninde, yüzeyin 0.8 mil (1.4 km) altında bulundu.

Kaynak:Gaetan Borgonie (Extreme Life Isyensya, Belgium)

Dünya’da yaşam milyonlarca farklı şekilden oluşuyor, ancak bunları görmek istiyorsanız gezegen yüzeyinin derinliklerine doğru kazmalısınız.

Son 10 senedir Deep Carbon Observatory’de ( DCO) bulunan bilim insanları tam da bu konu hakkında çalışmalar yapıyor. 52 farklı ülkeden 1.000’den fazla bilim insanını barındıran bu grup, Dünya’nın yüzeyi ve çekirdeği arasında bulunan gizemli yeraltı ekosistemlerinin yer aldığı “derin biyosferdeki” tuhaf ve vahşi yaşamın haritasını çıkarıyor. Bu durum kirin, karanlığın ve ürkütücü basıncın sıradan dünyası gibi görülebilir fakat DCO’nun yaptığı yeni bir araştırmaya göre, sert koşullar gezegenin var olduğu andan itibaren keşfedilmemiş milyonlarca mikrobiyal türün evrim geçirmesini engelleyememiştir.

Dünya’nın derin biyosferini “yeraltında bir Galapagos” olarak adlandırmayı bekleyen bir ifadede, DCO’daki bilim insanları, ayaklarımızın altında gizlenen karbon temelli hayatın saf biyokütlesinin Dünya üzerinde bulunan canlı miktarını büsbütün gölgede bıraktığını tahmin ediyor.DCO araştırmacıları, gezegenin yüzeyinin altında yaklaşık 17 milyar ila 25 milyar ton karbon (15-23 milyar metrik ton) ile Dünya’da bulunan bütün insanların toplamından neredeyse 300-400 katı kadar yeraltı karbon biyokütlesi (büyük bir kısmı henüz keşfedilmedi) bulunduğunu tahmin ediyor.

Japonya Deniz-Toprak Bilimi ve Teknolojisi Ajansı’nda jeomikrobiyolog olan ve DCO üyesi Fumio Inagaki bir açıklamasında: “ Karanlık ve enerji açısından zorlu koşullarda bile, Dünya’daki ekosistemler milyonlarca yıldan bu yana eşsiz bir biçimde evrimleşmeye ve varlıklarını sürdürmeye devam etmektedir.” demiştir. “Derinliklerdeki yaşam konusundaki bilgilerimizi genişletmek, gezegensel yaşama dair yeni bakış açılarına ilham kaynağı olacak, bize gezegenimizde hayatın neden ortaya çıktığını ve Mars’ın yeraltında ve diğer gök cisimlerinde hayatın var olup olmadığını anlamamız konusunda yol gösterecektir.”

Gerçekten de, Dünya’nın derin mikrobiyal yaşamını incelemek, hayatın hangi koşullar altında gelişebileceğini anlamamızı sağlamaya başladı bile. Araştırmacılar deniz tabanına kilometreler boyunca delik açtılar ve dünyanın dört bir yanındaki yüzlerce yerde bulunan maden ve sondajlardan mikrobiyomları örneklediler. Bu yerlerden elde edilen veriler, dünyanın derin biyosferinin yaklaşık 500 milyon kübik mil (yaklaşık 2.3 milyar kilometre küp) – Dünyadaki tüm okyanusların yaklaşık iki katı kadar – ve gezegenin tüm bakterilerinin ve tek hücreli arkelerin yaklaşık yüzde 70’ini barındırdığını gösteriyor.

Bu türlerden bazıları yuvalarını Dünya’nın en sıcak ve en derin oyuklarına yapıyor. Bu açıklamaya göre, tek hücreli olan Geogemma barossii, Dünya’nın doğadaki en sıcak organizmalarının bir öncüsü. Deniz tabanındaki hidrotermal yarıklarda yaşayan bu küre şeklindeki mikroskobik yaşam formu, 250 Fahrenheit derecede (121 C derece) – suyun 212 F derecede (100 C derece) kaynamasından çok daha üstünde- büyüyor ve çoğalıyor.

Bu arada şimdiye dek kaydedilmiş en derindeki yaşam karasal yüzeyin yaklaşık 3 mil (5 km), okyanus yüzeyininse 6.5 mil ( 10.5 km) altında bulunuyor. Bu yoğun suyun altındaki şiddetli basınç hayatın kaçınılmaz bir gerçeğidir. Araştırmacıların bildirdiğine göre, yaklaşık 1.300 fit (400 metre) derinlikte bulunan basınç, deniz seviyesindeki basınçtan 400 kat daha fazla.

Dünya’daki yaşamın sınırları hakkındaki bilgilerimizi genişletmek, bilim insanlarına diğer gezegenlerdeki yaşamı araştırmaları konusunda yeni kriterler oluşturabilir. Eğer gezegenimizin karanlık kabuğunda milyonlarca keşfedilmemiş organizma büyüyor, gelişiyor ve evrim geçiriyorsa, Dünya üzerindeki biyoçeşitlilik hakkında şimdiye dek gerçekleştirdiğimiz çalışmalar yüzeye bir çizik atmaktan öteye gidememiş demektir.

Kaynak: https://www.livescience.com/64272-carbon-mass-in-earth-deep-biosphere.html

Çeviren: İrem Sargın