Homo Naledi’nin Devrine Bakış

21.09.2018
Homo Naledi’nin Devrine Bakış

(John P. Rafferty tarafından yazılmıştır.)

Homo naledi’nin ilk kalıntıları Eylül 2013’te Güney Afrika’nın Transvaal bölgesindeki Rising Star mağara kompleksinin derinlerindeki ücra bir oyukta (Dinaledi Odası) mağaracılar tarafından bulunmuştur. Kemikleri Homo cinsine ve o cinsten Australopithecus türüne ait kalıntılar ile benzerlik gösteren bu türlerin, yaklaşık 2.8 milyon yıl ila 2.5 milyon yıl* önceki Homo’nun ilk üyeleriyle aynı anda evrimleştikleri düşünülmektedir. Ancak yeni bir çalışma, Dinaledi Odası’nda bulunan kalıntıların çok daha yeni olabileceğini kuvvetle öne sürmektedir.
2015 yılında; Dinaledi Odası’nda yapılan kazılarda, yaşları çeşitlilik gösteren en az 15 erkek ve kadın cesedinin kalıntılarının nitelendirilmesiyle birlikte Homo naledi tanınmıştır. Homo naledi, Homo cinsinin üyeleriyle ortak olan; küçülmüş azı dişleri ve benzer çeneler ve ayaklar gibi bazı iskeletsel özelliklere sahipti. Homo naledi; Australopithecus türünde bulunanları daha fazla andıran leğen kemiği, omuz kuşağı, uyluk kemiği ve beyin boşluğunun büyüklüğü gibi diğer özelliklere de sahipti; çoğu paleontoloğun inandığı bu köken, Homo cinsinin yani bizim (Homo sapiens) atalarımızdı.
Homo naledi’nin çağdaş ve ilkel özelliklerinin birbirine karışması sonucu, paleontologların bu türün insan evrimi zaman çizelgesinde -kendi fiziksel özellikleri tek başına ele alındığında- nerede olduğuna karar vermeleri zordu. Bazı çalışmalar, türlerin kendi fiziksel özelliklerine göre yaşlarını tahmin etmeye yönelik istatistiksel modeller geliştirmeye kalkışmıştır; ancak, 1 milyon ila 2 milyon yıl önceye düşen yaş tahminleri ile birlikte o çalışmaların sonuçları farklı olmuştur.
2017 yılına ait bir çalışmayı yürüten Avustralya, Güney Afrika, Amerika ve İspanyalı araştırmacılardan oluşan çok uluslu bir takım; radyometrik tarihlendirme tekniklerini kullanarak (bir radyoaktif elementin orantı tutarını ve onun bir kaya ya da kemikteki örneğinin bozulma miktarını ölçen bir teknik), kalıntıların yaşlarını bulmaya kalkıştılar. Araştırmacılar; Homo naledi’nin kemiklerinde Uranyum-Toryum tarihlendirmesini (örneğin yaşını aşağı yukarı 1 milyon yıl olarak tahmin edebilen bir teknik) kullanarak, buldukları tortuların tarihini belirlediler. Sonuçlar; kalıntıları tutan tortu kalıbının 2.5 ila 2.8 milyon yaşından daha genç olduğunu gösterdi; sadece 236,000 ila 414,000 yaşındaydı. U-serisi elektron dönü rezonansı tarihlendirmesi olarak da bilinen başka bir radyometrik tarihlendirme tekniği; bu sonuçları, tortularda bulunan bazı diş kalıntıları ile birlikte birkaç kalıntının tanelerinin tarihlendirilmesini doğrulamak için kullanıldı. Birlikte alındıklarında, veriler; Homo naledi’nin kalıntılarının yaşının 236,000 ve 335,000 arasında bir yerde olduğunu ortaya çıkardı ve Homo naledi’nin Pleistosen Çağı’nda Güney Afrika’da bulunduğunu işaret etti.
Yaklaşık aynı zamanda, Homo sapiens’in Afrika’nın farklı bölgelerinde ortaya çıktığı düşünülmektedir. Anatomik olarak modern insanın varlığına dair bilinen en eski fosiller, muhtemelen 315,000 yıl önce Fas’ta olanlardır. (Yakın zamana kadar, en eski Homo sapiens fosillerinin 195,000 yıl önce Etiyopya’nın Omo bölgesinde olduğu düşünülmüştür.) Her bir türün (kalıntıları henüz keşfedilmemiş) diğer üyelerinin, aynı zamanda yaşamış olabilecekleri ve hatta birbirleriyle karşılaşmış olabilecekleri düşünülmektedir.
Tortular ve onların içerdiği kalıntıların tarihlendirilmesiyle elde edilen yeni bir bilgiyle, paleontologlar; Homo naledi’nin Dünya’da var olduğu zamana ait -belki de varlığının sonuna yakın- bir enstantane fotoğrafını geliştirdiler. Ancak, gerçek mekânı, cinsin diğer üyelerine göre bir tahmin meselesi olarak kaldı. Her ne kadar 2017 yılına ait olan çalışma nispeten genç kalıntıları tanımlasa da, türler hâlâ 2.5 ila 3 milyon yıl önce -Homo sapiens’in ve onun yanı sıra birçok paleontoloğa göre, Homo sapiens’in doğrudan doğruya atası olan Homo erectus’un evriminden önce gelen bir zaman- evrimleşmiş olabilirler. Homo naledi, bizim varoluşumuza paralel bir yol izlerken, kendi soyunun son örneği olabileceği mümkün olsa da, 2017 yılına ait olan çalışmada da yer alan bazı paleontologlar, Homo sapiens’in ya da Homo erectus’un (ya da her ikisinin) Homo naledi’nin soyundan gelmiş olabileceğinin de olası olduğunu tartışmaktadırlar.

*Buradaki zaman aralığı, Pliyosen Çağı’nın hâlâ yaşanmakta olduğu zaman (5.3 milyon ila yaklaşık 2.6 milyon yıl öncesi) ve Pleistosen Çağı’nın başları (yaklaşık 2.6 milyon yıl öncesi ila 11.700 yıl öncesi) arasındadır. (Ç.N.)

Çeviren: Ufuk Altunbaş
Kaynak: https://www.britannica.com/story/measuring-the-reign-of-homo-naledi

YAZAR BİLGİSİ
Ufuk Altunbaş
Ufuk ALTUNBAŞ 2002 yılında İstanbul'da doğdu. 2020 yılında Sabancı 50. Yıl Anadolu Lisesi'nden mezun olan Ufuk, Ege Üniversitesi'nde İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümü birinci sınıf öğrencisi olarak eğitim-öğretim hayatına devam etmektedir. Aslen Sivaslı olup şu an İstanbul'da ikamet etmektedir. MozartCultures'ta 2018 yılından beri başta televizyon/sinema ve kültür/sanat olmak üzere çeşitli konularda çeviri yapmaktadır. İlgi alanları arasında kültürler tarihi, fantezi ve bilim kurgu edebiyatı, Britanya uygarlığı yer almaktadır.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.