Bir Arakhne Bir Minerva Bir Örümcek

24.03.2019
Bir Arakhne Bir Minerva Bir Örümcek

Arakhne işçilikteki yeteneğini

Ve eşsiz hakimiyetini gördüğünde,

Bir süre hayretler içinde durdu, inkâr etmeden,

Sonra gözlerini onunkilere dikip baktı,

Korktuğunun göstergesi olan sessizliğiyle

Zafer ona kendi payını verse de,

İçten içe kızdı, cayır cayır yandı

Sırasını bekleyen intikamla zehirlendi kanı.

Minerva, Roma mitolojisinde, Yunan mitolojisindeki Athena’nın karşılığıdırJ upiter’in kızı olan Minerva bilgelik ve savaş tanrıçasıdır.  Denizler tanrısı Neptün ile yaptığı müsabakayı kazanmasıyla Atina şehri, onun seçilmiş şehridir. Şehir adını Minerva’nın karşılığı olan Athena’dan almıştır. Sadece savunma amacıyla yapılan savaşları yöneten, şiddete ve kan dökmeye duyulan vahşi tutkudan hiç hoşlanmayan Minerva’nın saygısızlığa tahammülü yoktu. Arakhne ile olan hikayesinden bunu çok iyi anlıyoruz

Arakhne, dokumacılık ve nakıştaki yetenekleriyle dillere destan olmuş bir faniydi. Hatta öyle ki Nymphler bile ormanlarını ve pınarlarını bırakıp onu izlemeye gelirlerdi. Ortaya çıkardığı işler kadar, ‘’ nasıl ortaya çıkardığı’’ da bir o kadar güzel olan Arakhne’nin bu marifetini herkes Minerva’dan öğrendiğini sanırdı. Fakat o, bu marifetini kimseden öğrenmediğini, kimsenin öğrencisi olmadığını söylerdi. Bir gün, ‘’O zaman Minerva gelip maharetlerini benimle yarıştırsın, yenilirsem cezama razıyım,’’ dedi. Minerva bu cümleye çok sinirlendi. Hemen yaşlı bir kadın kılığına girerek Arakhne’nin yanına gitti ve ona içtenlikle nasihat etti:

‘’Tecrübelerime dayanarak konuşuyorum, öğütlerimi hor görme. Fanilere istediğin kadar meydan oku fakat sakın tanrılara ya da tanrıçalara meydan okuma. Eğer söylediklerin için af dilersen, Minerva seni bağışlayacaktır.’’

 Arakhne kadına öfkeyle baktı:

‘’Nasihatlerini kendi kızlarına ve hizmetçilerine sakla! Ben sözümün arkasındayım ve tanrıçadan da korkmuyorum, cesareti varsa gelir benimle yarışır!’’

Minerva bunun üzerine:

‘’O zaman gelsin.’’ Diyerek girdiği kılıktan çıktı ve gerçek görünümüne büründü. Onları izleyen kim varsa hürmetle eğildi. Bir tek Arakhne korkmuyor görünüyordu. Ancak yüzünü allar basmıştı, sonra sapsarı kesildi.

Tintoretto (Jacopo Rabusti), Athena and Arachne, 1534-44, Oil on Canvas, Palazzo Pitti, Galleria Palatina, Florence, Italy.

Müsabaka başladı. Her ikisi de yerlerini aldı ve ipi dokuma teline geçirdiler, mekik ipliklerin arasında ileri geri hareket etmeye, ince dişli taraklar kumaş atkısına vurmaya, kumaşlar sıkışmaya başladı.

Minerva Neptün’le müsabakasından bir sahneyi dokurken aynı zamanda tanrıların kendileriyle boy ölçüşen küstah fanilere karşı öfkesini de dokuyordu ilmek ilmek. Bu, rakibine geç olmadan yarıştan çekilmesi için bir uyarıydı. Arakhne ise tanrıların başarısızlıklarını ve hatalarını işliyordu dokumasına. Maharetine az kalsın Minerva bile hayran kalacaktı, ancak Arakhne’nin küstahlığı ve tanrılara karşı saygısızlığı kabul edilebilir bir şey değildi. Derhal mekiğiyle dokumasını paramparça etti, ardından Arakhne’nin alnına dokunarak suçluluk ve utanç duymasını sağladı. Arakhne bu duygulara katlanamadı ve kendini astı. Minerva onu bir ipin ucunda sallanırken görünce acıdı ve şöyle dedi: ‘’Suçlu olsan da yaşayacaksın! Gelecekte sen ve senin soyundan gelenler bugün aldığın dersi asla unutmayacak ve hep böyle asılı kalacak.’’ Minerva’nın sözünü bitirmesiyle Arakhne’nin saçları kulakları ve burnu birden kayboldu. Bedeni ve başı küçüldükçe küçüldü, küçüldü, küçüldü; parmakları her iki yanında bölünerek bacaklarını oluşturdu. Bedeninin geri kalan, ağ öremeyen kısmı, olduğu gibi ipin ucunda asılı kaldı…

KAYNAKÇA

Davis, S. (Ed.). (2012), Klasik Yunan ve Roma Mitolojisi. İstanbul: İnkılap Kitabevi.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.