Çevresel Faktörler Mi Yoksa Genetik Mi?

28.06.2020
Çevresel Faktörler Mi Yoksa Genetik Mi?

İnsan gelişiminde genetik faktörlerin mi yoksa çevresel faktörlerin mi daha belirleyici olduğu uzun yıllardır en çok tartışılan konulardan birisi olmuştur. Her ne kadar kesin bir yanıt bulunmasa da hem çevresel faktörlerin hem de genetik faktörlerin insan gelişiminde etkili olduğunu fakat çevresel faktörlerin daha baskın olduğunu belirterek insanın kaderci bakış açısını ya da öğrenilmiş çaresizliğini kırabiliriz diye düşünüyorum. Peki nedir bu gelişim?

Gelişim sözcüğü, ‘‘insan yaşamında gebelikten başlayıp ölüme kadar devam eden, bireyin fiziksel, bilişsel, ruhsal ve sosyal gelişim ve değişimine odaklanıp bu kavramları kronolojik bir perspektif içinde inceleyen’’ bir kavram olarak tanımlanmıştır (Budak, 2009). Gelişim çok yönlü, çok disiplinli, yaşam boyu devam eden, esnek olan bağlamsal bir kavramdır; temel işleyişi yaşamı sürdürmeyi sağlayan büyüme, sürdürme ve kaybın düzenlenmesi arasındaki dengeyi sağlamaya çalışmaktır (Santrock, 2015).

Modern etiyolojinin kurucu babası ve ördeklerin (ya da kazların) annesi olarak bilinen Konrad Lorenz, hayvanlarda davranışların doğuştan gelen içgüdüler tarafından mı şekillendiği yoksa sosyal öğrenme aracılığıyla mı geliştiğini anlamak üzere uzun yıllar gözlemler, çalışmalar yaptı (Britanica.com). Uzmanlık alanı tıp doktorluğu olmasına rağmen çocukluk yıllarından beri hayvan davranışlarını gözlemeye ilgi duyan Lorenz, ilerleyen yıllarda bu ilgisini kendisi için bir mesleğe dönüştürdü (Hess, 2020). Ve bu gözlemleri ışığında oluşturduğu Basımlama (Imprinting) Teorisi, Lorenz ve takım arkadaşları Frisch ve Tinbergen’e 1973 Nobel Fizyoloji ve Tıp Ödülü’nü kazandırdı (Hess, 2020).

Peki nedir bu basımlama?

Basımlama, yavruların yumurtadan çıktıktan sonraki ilk birkaç saat içerisinde çevrelerinde gördükleri ilk hareketli (ya da dikkat çeken) nesneye bağlanmalarını sağlayan bir çeşit içgüdüsel mekanizma olarak tanımlanmıştır (Mcleod, 2018). Basımlama mekanizmasının hayvanlar için türe özgü davranış repertuarının kazanılmasında ve hayatta kalma şansının arttırılmasında hayati bir önem taşıdığı belirtilmiştir (Vicedo, 2009). Bu süreçte yavrular bağlanılan nesne ve öteki nesne ayrımını yapıp bağlanılan nesneyi içselleştiriyor ve taklit yani sosyal öğrenme yoluyla türe özgü diğer davranışları kazanıyordu (Vicedo, 2009).

          Peki bunun gibi türe özgü mekanizmalar insan doğasında da mevcut mudur, yoksa sosyal öğrenme yoluyla mı ediniriz bu hayati bilgileri?

          İnsanoğlunun da doğum anından itibaren emme, yutkunma, sıçrama (moro), esneme, adım atma refleksi vs. gibi bir sürü temel mekanizmalarla donatıldığını ve bu mekanizmaların yeni doğanın kendisini savunarak hayatta kalma şansını arttırdığı söylenebilir (Santrock, 2015). İlerleyen dönemlerde yeni doğana özgü bu reflekslerden bazıları kaybolur ve yerine daha uygun, gelişmiş (ince- motor) beceriler geçerek bebekler daha karmaşık görev ve becerileri yapabilecek donanıma sahip olur (Berk, 2013).

          Gelişimin ilerleyen dönemlerinde, insanoğlu için de Lorenz’in ördeklerinde de görüldüğü gibi daha elzem beceriler model alınan nesneden gözlem taklit yoluyla organizma tarafından elde edilir. Doğuştan getirilen özelliklerle kıyaslandığında, sosyal öğrenmenin yaşam boyu devam eden, bilişsel, fiziksel, sosyal içeriklerin birlikte işlenmesi sonucu elde edilen daha kompleks bir yapı olduğunu söylemek mümkün ve bu yapının da hayatımızda daha önemli yer tuttuğunun (Mcleod, 2016).

Bandura ve Sosyal Öğrenme

Bandura (1977) Sosyal Öğrenme Kuramı ile öğrenmenin sosyal çevre üzerinden gözlem yoluyla gerçekleştiğini ve çocukların çevrelerindeki bir modelin davranışlarını taklit etmesi aracılığıyla bu davranışı pekiştirerek öğrenmenin kalıcılaştığını öne sürmüştür. Aynı zamanda sosyal öğrenme teorisi saldırgan davranışların doğuştan getirilen bir yatkınlık sonucu değil; öğrenme, model alma sonucu ortaya çıktığını ünlü Bobo Doll Deneyi ile de kanıtlamıştır (Yıldırım, 2014).

Bobo Doll Deneyi sırasında çocuklar

          Bu deneyde 3-6 yaş aralığındaki 72 çocuğa önce film izletilmiştir. Filmde ise birisi bobo isimli oyuncak bebeğe saldırıp kafasına vurmuş, yere fırlatmış, yumruk, tekme atmış ve çeşitli şiddet içeren davranışlarda bulunmuştur. Filmin bir versiyonunda saldırgan kişi bu davranışlarından dolayı cezalandırılmış, diğer versiyonunda ise ödüllendirilmiştir. Ardından çocukların bobo isimli oyuncak bebekle ile oynamalarına izin verildiğinde ise saldırgan davranışların ödüllendirildiği filmi izleyen çocukların saldırgan davranışlar sergilediği, saldırgan davranışların cezalandırıldığı filmi izleyen çocukların ise bu davranışları sergilemediği gözlenmiştir. Özetle diğer davranışlarla birlikte saldırganlığın öğrenilmesinin de gözlem ve taklit aracılığıyla gerçekleştiği bulgulanmıştır (Yıldırım, 2014).

          Buradan hareketle doğuştan getirilen genetik faktörlerin, türe özgü içgüdülerin gelişimde önemli bir yer tuttuğunu, canlının hayatta kalabilmesi için gerekli olduğunu fakat bunlara ek olarak ilerleyen dönemlerde çevresel faktörlerin gelişimde daha baskın bir hale geldiğini ve canlının bu değişen, dönüşen dünyaya adaptasyonunda hayati bir rol oynadığını söyleyebiliriz.

Hilal Üney

İzlemek isteyenler için Lorenz’in basımlama videosu;

Bandura’nın Bobo Doll Deneyi

Hilal Üney

Referans

Bandura, A. (1977). Social learning theory. Englewood Cliffs, NJ: Prentice Hall.

Budak, S. (2009). Psikoloji Sözlüğü. Bilim ve Sanat  Yayınevi: Ankara.

Hess, E. H. (2020). Konrad Lorenz AUSTRIAN ZOOLOGIST. Encyclopædia Britannica. https://www.britannica.com/biography/Konrad-Lorenz

Hogg, M. A. & Vaughan, G. M. (2006). Sosyal Psikoloji. Ütopya Yayınevi: Ankara.

McLeod, S. A. (2016, Febuary 05). Bandura – social learning theory. Simply Psychology. https://www.simplypsychology.org/bandura.html

McLeod, S. A. (2018, October 31). Konrad lorenz’s imprinting theory. Simply Psychology. https://www.simplypsychology.org/Konrad-Lorenz.html

Santrock, J. W., & Yüksel, G. (2015). Yaşam boyu gelişim: Gelişim psikolojisi. Nobel Akademi Yayıncılık.

Vicedo M. The father of ethology and the foster mother of ducks: Konrad Lorenz as expert on motherhood. Isis. 2009;100(2):263‐291. doi:10.1086/599553

Yenidoğan refleksleri https://www.annebebek.com.tr/bebek/Yenidogan/Yenidogan-Refleksleri/339

Yıldırım, G. (2014).Televizyondaki Şiddet Öğelerinin Çocuklar Üzerindeki Etkileri. http://2014hit.blogspot.com/2014/12/televizyondaki-siddet-ogelerinin.html

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.