Çığır Açan Bir Dâhi: SIGMUND FREUD

Çığır Açan Bir Dâhi: SIGMUND FREUD

Çığır açmanın anlamı olan yeni bir yol açmaya bakıldığında bu unvanın Sigmund Freud için kullanılmaması doğru olmazdı. Nitekim toplum bilimi, sinir bilim, ruh sağlığı, psikoterapi, sanat ve sinema gibi birçok alanda yeni bir yol açmıştır Sigmund Freud. Çalışmaları, tutkuları, tartışmaları ve fikirleri ölümsüzleşmiş; ardında görüşlerini benimsemiş veya eleştirmiş binlerce insan bırakmıştır. Bu yazıda çocukluk yıllarından ölümüne kadar Freud’un biyografisini inceleyeceğiz.

 

Freud Ailesi

Freud, 6 Mayıs 1856’da Moravya/Freiberg, şu anki adıyla Pribor/Çekya’da Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Freud eski inanışlardan kalan ve şöhret-mutluluk getireceğine inanılan cenin zarı ile doğmuştur. Annesi babasından yirmi yaş küçüktü, babası ise daha önce evlenmiş ve iki çocuk sahibi bir adamdı. Öyle ki Freud’un abilerinden biri annesinden büyüktü. Bu yaş farklılığına bağlı olarak Freud’un çocukluk günlerindeki oyun arkadaşı kendi yeğeni olmuştur.

Sigmund Freud ve Babası Jacob Freud

Freud üç yaşındayken babasının maddi gücü azalmış ve ekonomik bakımdan zorlu bir sürece girmiştir. Yedi kardeş arasında kendisine ait bir odası olan tek kişi Freud olmuştur. Freud, eğitim hayatının ilk yedi senesinde hep en başarılı öğrenci olmuştur. 1886 yılında 30 yaşında iken Viyana Üniversitesi’nde felsefe ve hukuk alanlarıyla ilgilenmiş daha sonra Charles Darwin’den etkilenerek doğal bilimlere yönelmiştir.

Anatomi, zooloji, botanik ve kimya gibi farklı alanlarda yaptığı çalışmaların sonucu olarak bütün bu deneyimlerin kendisini ampirist bir tıpçıya dönüştürdüğünü ifade etmiştir.

Bir Freud araştırmacısı olan Micheal Molnar’a göre Freud ilk ve tek aşkı Martha Bernays ile tanıştığında 25 yaşındaydı. Birçoğu yayımlanmamış 1600 mektupları bulunan Martha ve Freud her gün mektuplaşmış, bazı günler birbirlerine 2-3 mektup göndermişlerdir. Bu mektupların birçoğunun psikanalizin babası olarak tanınan Freud’un çalışmalarının temeli olduğuna inanılır.

jofi

Freud ve Köpeği Jofi

1884 eğitim yılı içerisinde tıp okumak için araştırmacılığı bırakan Freud bu dönemde depresyon ve hazımsızlığa karşı kokain kullanmaya başlamış ve kokainin zararlı olduğu gerçeğini reddetmiştir. Daha sonra kokainin zararlarıyla karşılaşmış ve haksız olduğunu kabul edip kokain kullanmayı bırakmıştır.

1885 yılında nöroloji alanında çalışmak için Salpetriera/Paris’e gitmiştir. Nörolojiye duyduğu ilgi sonucu dönemin önemli isimlerinden Jean Martin Charcot ile tanışmıştır. Psikanaliz tarihçisi ve yazar Lisa Appignanesi’ye göre Charcot’un hipnoz, histeri ve Multipl Skleroz ile ilgili çalışmalarından etkilenen Freud, insan zihin ve davranışlarının uçsuz bucaksız ve keşfedilmesi gereken bir konsept olduğunu fark etmiştir.

Jean-Martin-Charcot

Jean Martin Charcot

Charcot’un etkisi ve öğretisi ile birlikte 1886 yılında 30 yaşındayken Viyana’ya dönmüştür. Mesleğinin ilk dönemlerinde maddi olarak zorluklar çekmiş ve arkadaşlarının desteği ile Martha’yla evlenebilmiştir.

7bf54cbe131bb0069e206031ddf8b392

Sigmund Freud ve eşi Martha Freud

Daha sonra histerinin bilimsel sebepleriyle ilgili merakını paylaştığı Doktor Josef Breuer ile tanışmıştır. Histeri tanısı koyduğu ve hipnozla tedavisine devam ettiği hastası Anna O., Freud’un kendi yöntemi olan konuşma terapisinin ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Böylece Antik Yunan’da zihin ve yaşam enerjisi anlamına gelen “psych” ve inceleme anlamına gelen “analiz” kelimelerinin birleşiminden psikanaliz ortaya çıkmıştır.

ea7770635f9a5f0ecf33511917fdf2fa

1895 yılında Doktor Josef Breuer ile birlikte “Histeri Üzerine Çalışmalar” adlı kitabını yayımlamıştır. Doktor Josef Breuer katılmasa da Freud’a göre histeri; cinsellik ve çocukluk çağında babası tarafından istismara maruz kalmakla ilişkiliydi. Daha sonra bu teorisini düzenleyen Freud kısa sürede çalışmalarını düzenlemeye başlayacaktır.

sigmund-freud-m

1896 yılında bildirisini sunmak için Viyana Üniversitesi Psikiyatri ve Nöroloji Topluluğu’na giden Freud, beklediğinin aksine, ilgi görmemiş ve masalsı yöntemlerinin bilimsellikten uzak olduğu eleştirileriyle karşılaşmıştır.

Aynı yıl babası Jacob Freud’u kaybeden Freud, çocukluk anılarını ve rüyalarını analiz etmeye başlamıştır. Rüyaların önemine vurgu yapmış, rüyaların bastırılmış düşünce, istek ve fantezilerin izlerini taşıdığını öne sürmüştür.1989 yılında “Rüyaların Yorumu” adlı kitabını yazmıştır. İlerleyen çalışmalarında bastırılmış düşüncelerin sadece rüyalarda değil, uyanık halde günlük hayatta da ortaya çıktığını ileri sürmüş ve “Günlük Hayatın Psikopatolojisi” adlı kitabını yazmıştır.

freudla-bir-sylesi-53198219666204909577

Aktarım-karşıt aktarım, Freudyen dil sürçmesi gibi kavramlarla kurucusu olduğu psikanalitik ekolü genişletmiştir.1902 yılında dönemin en parlak psikiyatristlerinden biri olan Carl Jung ile tanışmış ve fikir ayrılığı yaşadıkları güne kadar birlikte çalışıp ona hocalık yapmıştır.

freud-jung-03

Birinci Dünya Savaşı yıllarında Freud, iki oğlunun savaşa katılması sonucunda gözlemlediği askerlerin yaşadıkları travmalara bağlı olarak geçirdikleri ruhsal değişiklikleri tanımlamış ve daha sonradan travma sonrası stres bozukluğu olarak anılacak olan savaş nevrozu fikrini ortaya atmıştır.

Ernst ve MArtin

Sigmund Freud’un oğulları Ernst ve Martin Freud

fr

Savaş sonrası dönemde mal varlığına büyük darbe alan Freud, daha sonra İspanyol Gribi yüzünden çok sevdiği kızı Sophie’yi kaybetmiştir. 1920 yılında “Haz İlkesinin Ötesinde” ismiyle kitabını yayımlar. İnsanın ikinci temel dürtüsünün ölüm dürtüsü olduğu ve insan zihninin id, ego ve süperegodan oluştuğu fikrini ortaya atar.

tumblr_nccrq19hCy1te8bnvo1_500

Savaş yıllarından sonra Freud’un fikirleri birçok alanda ilgiyle karşılanır. Sinema, edebiyat ve tıp dünyasında psikanaliz büyük merak uyandırmıştır. 1925 yılında film yapımcısı Samuel Goldwyn, “Antonius ve Kleopatra” filminin yapım aşamasında danışmanlık yapması için Freud’a 100.000$ teklif etmiş ancak Freud bu teklifi reddetmiştir.

Maddi yönden zorluk çekse de şöhret bakımından en iyi dönemlerini yaşayan Freud’un bu dönemi Almanya’da Hitler’in iktidara gelmesiyle çok uzun sürmemiştir. Yeni siyasi dünyada Freud ve ailesi de dahil olmak üzere Yahudiler hedef olmuş, Freud’a ait kitaplar sokaklarda yakılmıştır.

sophie, anna, ernst, oliver, martha, minna bernays, martin ve sigmund freud

Freud Ailesi: Alt Sıra: Sophie, Anna, Ernst. Orta Sıra: Oliver, Martha, Minna Bernays. Son sıra: Martin, Sigmund Freud.

Freud ve ailesi 78 yıllık yaşamlarının geçtiği Viyana’daki evlerini terk edip Londra’ya sığınmak zorunda kalmıştır. Kendi de psikanalist olan kızı Anne Freud’un anlatımına göre Londra’ya sığındıkları dönemde İngiltere Kraliyeti’nden üç kişi evlerine gelmiş ve Freud’un İngiliz Kraliyet Kitabı’nı imzalamasını istemişlerdir. İmzalaması istenen sayfanın yanındaki yer ise Freud’un henüz üniversite yıllarında, bir öğrenciyken etkilendiği Charles Darwin tarafından imzalanmıştır.

Freud 15 sene boyunca devam eden çene kanseri yüzünden 30 operasyon geçirmiş, duyma yetisinin bir kısmını kaybetmiştir. Ölümüne yakın sürede kendinin çalışma odasına yatırılmasını istemiş ve çok sevdiği antikalarıyla, 23 Eylül 1939’da kendi isteği ile ölümcül dozda morfin alarak hayata gözlerini yummuştur.

SDDSCA

Fikirleri günümüzde hala tartışılır olsa da kesin olan şey, Freud’un insan zihin haritası, cinselliği, dürtüleri ve benlik kavramı gibi yenilikçi fikirleri sayesinde sonsuzlaştığıdır.

Kaynakça:

Freud/Hayatı ve Eserleri, Ernest jones, Çev.: Dr. Emre Kapkın, Ayşe Tekşen Kapkın, Kabalcı Yay.

Freud’tan Lacan’a Psikanaliz, Saffet Murat Tura, Ayrıntı Yay.

Martha Freud/Dahinin Karısı, Katja Behling, Çev.: Efkan Canşen, Everest Yay.

Modern Psikoloji Tarihi. Duane P. Schultz, Sdney ellen Schultz, Çev: Yasemin Aslay, Kaknüz Yay.

Dahiler ve Aşkları, Özcan Erdoğan, İkaros Yayınları, sayfa 283-299.

Freud, S. (1900), The Interpretation of Dreams, Standart Edition, 4 ve 5, Londra: Hogarth Press, 1953; Türkçesi: Düşlerin Yorumu I,II İstanbul: Payel, 1996.

Freud, S. (1901), The Psychopathology of Everday Life, New York: Random House, 1938; Türkçesi: Günlük hayatın Psikopatolojisi, İstanbul: Payel, 1996.

Freud, S. (1915), “The Unconcious”, SE, 14:159-215, 1963

Freud, S. (1917), “Mourning and Melancholia”, Collected Papers, 4:152-70, Londra: hogarth Press, 1963.

Freud, S. (1923), “The Ego and the Id”, SE, 19:3-66,1961; Türkçesi: Ben ve İd”, Haz İlkesinin Ötesinde ve Ben ve İd içinde, çev. Ali Babaoğlu, İstanbul: Metis, 2001.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

  1. arif dedi ki:

    Ödevim için yazınızı kullanabilir miyim ? Çoğu sitede araştırdim ama en beğendiğim sizin yazınız oldu. İzin verirseniz kullanmak istiyorum.

    1. MozartCultures dedi ki:

      Yorumunuz için teşekkür ederiz. Kaynakça olarak gösterdiğiniz sürece kullanabilirsiniz. 🙂