Çok Yönlü Bir Kişilik Dino Buzzati

26.08.2018
Çok Yönlü Bir Kişilik Dino Buzzati

Sabah uyan, kalk, kahvaltı yap, arabana bin, trafikte küfret, her zamanki yolu kullan, akşam eve gel, kendini ödüllendir ve iki tane bira iç…

Dino Buzzati bu yolculukta olanlar ve başımıza gelenler üzerine bir çığlık atıp kurtulmak istiyor belki de sadece farkına varmamızı bekliyor.

Kimi zaman, Buzzati’nin kahramanlarıyla birlikte olup bitene seyirci oluyoruz;

…ülkenin yaşamını, yeni, çok güçlü bir olgu altüst etmişti, kadınlar, erkekler yalnızca canlarını kurtarmayı düşünüyor, evlerini, işlerini güçlerini terk ediyorlardı. Bir tek bizim trenimiz, uğursuz trenimiz bir saat titizliğiyle yoluna devam ediyordu, bozguna uğramış bir ordunun, çoktan düşman eline düşmüş siperlerine dönmeye çalışan namuslu askerlerine benziyordu. Utancımız, aşağılık bir saygı duygumuz, hiçbirimizin tepki göstermesine izin vermiyordu. Trenler, ne çok benziyordu yaşamın kendisine!…

Bir yol düşünün sonu ve başı aynı hizada. Yola çıktığınız zaman yolun sonunu görebiliyorsunuz, bütün işiniz tüm yıl boyunca bu yolu yürüyüp geri gelmek. Kendimizi bu tarz bir örnekten farklı tutuyoruz, bu tuzağın içinde olmadığımızı düşünüyoruz. Bu sonu ve başı görünen yolda Dino Buzzati yolculuğa sıradan bir insan olarak başlıyor, durumun farkına varıyor ve o sırada bu farkındalık tüm insanlığa hizmet eden bir öğreti haline geliyor.

Dino Buzzati, 1906’da İtalya’nın Belluno kentinde doğdu. Gazeteciliğe Corriere della sera gazetesinde başladı ve yaşamı boyunca bu gazetede çalıştı. 1930’larda yayımlanan Dağlı Barnabus ve Eski Korunun Gizi gibi ilk romanlarında, Kafka’yı anımsatan bir gerçeküstülük, bir uyumsuzluk görülüyordu. Genellikle en başarılı romanı sayılan Tatar Çölü(1940), sınırdaki bir kışlada hiç gelmeyen düşmanı bekleyen askerleri anlatan etkileyici ve alaycı bir yapıttı. Öykülerini Altmış Öykü(1958) adlı kitapta toplayan Buzzati, bilimkurgu türündeki ikinci romanı Büyük Geri Çekiliş(1960) ile edebiyat çevrelerinde büyük üne erişti. İkiyüzlü, huysuz bir kıza tutulan yaşlı bir adamın öyküsünün anlatıldığı Bir Aşk ise 1963’te yayımlandı. Buzzati’nin çok tutulan oyunlarının en önemlisi Klinik Bir Vaka (1953), Albert Camus’un yaptığı Fransızca uyarlamayla Paris’te sahnelendi. Kafka’dan esinlenmiş olmasına karşın, kendine özgü olağanüstü bir taşlama ve mizah anlayışı geliştiren Buzzati, 1972’de Roma’da öldü.

Tek uğraşı yazarlık değildir, aynı zamanda ressamdır da…

“Bir gün mutlaka bir şey olacaktır, o zaman kadar alışkanlıklarımın güvenli limanında eylemsi durabilirim duygusu ile geçirdiğimiz yıllara ve kalan ömrümüze bir daha bakmamız gerek…”

Tomris Sakman, Gamlı Baykuş 5. Sayı

… ama artık bu da son bulmuştu. Annesine eskiden olduğu gibi, aynı ses tonuyla, bildik ayak seslerine uyanacağını ümit ederek “İyi akşamlar” demiş ama uzaktaki bir arabanın homurtusu dışında ona cevap veren olmamıştı. “Saçma” diye düşündü bu belki de gülünç bir tesadüftü ama yine de yatağa girmeye hazırlanırken içinde acı bir izlenim, adeta eski sevginin azalmış olduğuna, ikisi arasında zaman ve uzaklığın yavaş yavaş ayırıcı bir ağ ördüğüne ilişkin bir duygu vardı…

Tatar Çölü

Kaynaklar :

Resimler www.pinterest.com

Can Yayınları, Tanrı’yı Gören Köpek

Can Yayınları, Tatar Çölü

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.