Tiyatronun Doğuş Zemini ve Tragedya

19.08.2018
Tiyatronun Doğuş Zemini ve Tragedya

Tiyatro, sahne olarak ayrılmış bir yerde, oyuncuların söz, jest ve mimikleriyle, dramatik türlerin seyirci önünde canlandırılmasına dayalı edebî bir türdür. Kelime kökeni Yunancaya dayanmakla beraber dilimize İtalyancadaki teatro sözcüğünden geçmiştir. Çoğu edebî türe benzer olarak dinsel törenlerde meydana çıkmış, daha sonra dinden bağımsızlaşarak müstakil bir sanat hâline gelmiştir. Çoğu kişi tarafından ortaya çıkışı Antik Yunan Dönemi olarak görülse de aslında oluşumu çok daha önceye dayanır. Kökeninde ilkel insanın doğada meydana gelen olayları kendi bedensel hareketleriyle anlatma çabası yatar. Bunun yanı sıra Üst Paleolitik Çağdan kalma mağara resimlerinde yüzlerine ve vücutlarına hayvan postu geçirmiş insanların yaptığı ritmik hareketler görülmektedir. Bunları maske ve kostüm denemeleri olarak düşünürsek ilk ilkel örneklerin aslında Antik Yunan’dan çok daha eskiye dayandığını görürüz. İlkel insanın animistik(canlandırıcı) düşüncelerine göre canlı veya cansız tüm doğanın bir ruhu vardı. Bu, bir ileri boyutta tapınma nesnelerine yani Tanrılara dönüştü. İnsanlar belli zamanlarda yaptıkları törenlerde tanrıları temsil ettiğini düşündükleri maskeleri kullanarak yaşamlarını etkileyen doğa olaylarına hakimiyet kurmak istediler. Ateş etrafında yağmur yağdırmak ve avda başarılı olmak için yapılan danslar, kurallı oyunun ilk örneklerini oluşturmuştur. Kullandıkları maske, onların kendi kimliklerinden sıyrılıp yeni bir kişi olmaları ya da daha genel bir varlık biçimini temsil etmeleri için bir araç niteliği taşımaktadır. Doğaya öykünme kuramını göz önüne alırsak tiyatronun en önemli özelliği de kılık değiştirmektir. Bu şekilde kişinin kendi benliğini geri planda tutması ve canlandıracağı kişi ya da nesneye odaklanması çok daha kolay olacaktır.

819615438-1024x1024

Yedi dönemde incelediğimiz tiyatro tarihinin ilk dönemi Antik Yunandır. MÖ 6. yüzyılda Yunan toplumunda dinsel değerlerinden sıyrılarak estetik ölçütlerle değerlendirilmeye başlanan tiyatro; şarap ve bereket Tanrısı olan Dionysos adına, onu kutsamak için düzenlenen şenliklerde yaklaşık elli kişiden oluşturulan bir koroda kişiler sırayla konuşuyor; kimisi ağlıyor, kimisi seviniyor, kimisi bağırıyor, kimi zaman bir kısmı susup diğerleri konuşuyor, kimi zaman da hep beraber susup bir olayı canlandırıyorlardı. Daha sonra oyun yazarı Thespis koronun önüne farklı kişileri farklı maskelerle temsil eden bir oyuncu yerleştirdi. Daha sonra korodaki insan sayısı azaltılarak ön kısma ikinci bir oyuncu yerleştirildi. Böylelikle birden fazla kişi arasında geçen olayların canlandırılma olanağı oluşturulmuştu. Zamanla önde bulunan maskeli oyuncu sayısı arttıkça daha kalabalık topluluklar arasında geçen karmaşık olaylar işlenmeye, anlatılmaya başlanmıştı ve farklı anlatım biçimleri denenebiliyordu. Tiyatro bu şenliklerin bir parçası olarak şekillendi ve bilinen o meşhur tür tragedya ortaya çıktı.

IMG_3379

Antik tragedyalar o dönemin aristokrat kesimine hitap etmiş, önemli kişilerin başından geçen önemli olayları konu edinmiştir. Çeşitli efsane ve mitleri anlatan bu türün dinsel, ahlaki ya da siyasi bir mesaj vermesi, toplum ve evreni ise bir bütün hâlinde ele alması isteniyordu. Üç katmana ayrılan hiyerarşik evrenin en üst katmanında Tanrı ve Tanrıçalar, orta katmanda dramatik eylemin aktarıldığı yuvarlak sahneyle temsil edilen dünya ve insanlar, en alt katmanda ise şeytanlar, süfli yaratıklar yani ölüm ve sürgünün yurdu bulunuyordu. Konusunu yüksek zümreden alan tragedyaların en önemli kuralı olay, zaman ve mekân bütünlüğüydü. Anlatılan tek bir olay, aynı mekânda ve yirmi dört saat içinde yaşanmak zorundaydı.

86250225_133850114303

Tragedya uzun yıllar boyu oynanmıştır. İleri zamanlarda Tanrı ve Tanrıçaların yerini Krallar almış ve saray içi entrikalar konu edilmiştir. Dönemin öne çıkan tragedya yazarları ise Sophocles ve Euripides’tir. Bu iki yazar gerçekçi gözlem ögelerini kullanarak tiyatroyu soyutluktan uzaklaştırmıştır.

 

Yazar: Öykü Yufka

 

Kaynakça:

  • balikesir.edu.tr
  • Pignarre, Robert, (1991) Tiyatro Tarihi, İletişim Yayınları
  • Nutku, Özdemir Dünya Tiyatrosu Tarihi, Mitos Boyut Yayınları
  • Aşir, Ceren, Antik Yunan ve Günümüz Tiyatrosunun Siyasi ve Toplumsal İşlevinin Kültürel Sürdürebilirliğe Katkısı Üzerine İncelemeler ve Düşünceler
YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.