Gündelik Hayattan Tasarıma Bir Taşın İzini Sürmek:

11.09.2019
Gündelik Hayattan Tasarıma Bir Taşın İzini Sürmek:

 Tasarım pratiğinin üreticisi olarak tasarımcı, tespit edilen ve çözülmesi gereken bir problem karşısında, zihinsel ve eylemsel gayretler silsilesi içinde bulur kendisini. Oysa gündelik yaşam döngüsünde bundan farklı olarak, sorunlar içgüdüsel yollar ve eğilimlerle çözüme kavuşur. Bazen de hayatın kendiliğinden getirdiği çözümler, bizlerin hayatlarına dokunur. Bu dokunuşu, hikâye kurucu öge olarak yaklaşılan bir nesne üzerinden anlatmak daha anlamlı olabilir.

Rahmetli dedem Yunus Baba’nın, yıllar öncesinde, günlük rotasında ilerlerken, köyümüzdeki dere yatağından bulduğu bir taş ile başlıyor hikâye. Bulduğu taş, ayırt etmeden bakıldığında ötekilerine göre daha kolay kavranabilen ayrıksı duruşu sebebiyle, defalarca toplanıp günlük yaşam mekânlarına dâhil ettiği taşlardan sadece teki. Bir taşın kendi yüzeyinde bir deliğe sahip olmasından ötürü, sonrasında yaptığı şey, bu boşluktan paslı bir tel geçirerek evinin dış duvarlarına asmak. Bu anlatı bir kurmaca değil, dedemin hayatın kendi nesnesi ile kurduğu ilişki biçimlerinden biri.

Hikâyenin başında bulunduğunu anlattığım taş; fındık, ceviz kıracağı veya sarımsak ezici olarak kullanılmak üzere dedem tarafından bizim eve verilmiş. Kendimi bilme halimden bu yana evimizde bulunan bu taş, fotoğraftan da anlaşılacağı üzere, diğerlerinden belirgin ve az rastlanır bir farkla ayrılan bir form yapısına sahip. Eğrisel sınırlara sahip düz bir taban üzerinden konik biçimde yükselirken ortadaki boğumla içe doğru şekillenip, sonrasında tepedeki yuvarlak hatlı uç ile son bulmakta. İşte yıllar sonra yeniden karşılaştığım bu taş, bana özgün dokusunda tasarlayan için değer üreten bir şeylerin olabileceğini düşündürdü. Söz konusu formel özelliği ile (sanki) salt olarak dedemin öngördüğü işe yaramak için üretilmiş dahice bir şey. Olağan koşullarda doğal örüntüsünde yer alırken, gündelik yaşam nesnesine evrilmesi, pratikte varılmaya çalışılan tasarım anlayışları için ilham verici olabilir.

Kırıcı ya da ezici bir darbe oluşturmak için kullanılan taşın gövdesini ikiye ayıran orta boğum, el tarafından birkaç farklı tutma ve kavrama hareketini gerçekleştirebilecek uygun bir pozisyon oluşturur. Buradan hareketle, işleve hizmet eden basit sistem ve akılcı öğe kullanımı, tasarımda varılması istenen ölçütlerden biri olarak görülebilir.

Nesnenin kendisinin, belirli bir gereklilikle dayatma olmadan hayatın içinden geliyor olması ve içkin uzantının kendiliğinden oluşması, tasarımda mevcut olanakların ve potansiyellerin kullanımına itici bir güç olarak görülebilir.

Biçiminin topyekûn nitelemesiyle, benzersizliği ve enderliğinin yanı sıra, gerçekte bu taşın üzerinden nasıl bir çeşitlenme sağlanabileceği fikri, tasarımda sürdürülebilir bir anlayışın nasıl oluşturulabileceği noktasında yol gösterici olabilir.

Gündelik yaşam döngüsüne eklemlenen bu taş ile kurulmaya çalışılan ilişkiyi okunur ve görülür kılma gayreti, tasarım pratiğinin düşünce ve eylem sınırlarını tanımlamada olası katkı sağlamıştır.

Tıpkı bir simyacı gibi “gizemli taş”ı keşfeden ve ebediyete göçen sevgili dedem Yunus Baba anısına.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.