HUGH EVERETT’IN HAYAL DÜNYASINA YOLCULUK: MULTİVERSE HİPOTEZİ

26.07.2019
HUGH EVERETT’IN HAYAL DÜNYASINA YOLCULUK: MULTİVERSE HİPOTEZİ

1930 yılında Washington DC’ de doğup büyüyen Everett çocukluk yıllarında diğer çocuklardan farklı olarak astrofiziğe ilgi duymuş ve bu ilgi ilerleyen yaşlarında yapacağı çalışmalarının temellerini oluşturmuştur.
Ortaokul yıllarında Einstein’e bir mektup yazan Everrett mektubunda Einsten’e “karşı konulamaz bir kuvvetin, hareket ettirilemez bir kütleyle buluşması halinde ne olacağını” sormuş ve karşılığında ise böyle bir şeyin mümkün olmayacağı cevabını almıştır. Aldığı cevap Everett’’i yıldırmamış ve bunun mümkün olabileceği inancını yitirmemiştir. Eğitim hayatına Washington DC’de devam eden Everett, ST John’s College lisesinden burs kazanmış ve lise eğitimini burada tamamladıktan sonra Amerika Katolik Üniversitesi’ne lisans eğitimini almak için başvurmuş ve kabul edilmiştir. Kimya Mühendisliği’nin yanında dianetik bölümünü de bitirmiş olan Everett Bilim Kurgu alanına duyduğu ilgiyi de aldığı eğitim ile geliştirmiştir.

2. Dünya Savaşı sırasında albay olarak görev alan babası, savaş sonrasında Batı Almanya’ya gönderilmiş ve lisan eğitimini tamamlayan Everett ise Batı Almanya’ya babasının yanına taşınmıştır. Burada babasıyla birlikte yeni bir hobi edinen Everett günlerini araştırmalar yaparak ve fotoğraf çekerek geçirmeye başlamıştır. Batı Almanya’nın farklı yüzlerce fotoğrafını çekmişler ve çekilen fotoğrafların dikkat çeken kısmı ise kadrajlarında insanlara pek yer vermemeleri olmuştur. Bu bazıları için bir teknik bazıları için ise depresif bir yaşam süren everett için insanlardan kaçma dürtüsü olarak yorumlanmıştır. Kim bilir belki de paralel evrenlere bir çeşit geçiş olarak kullanmaktır amaçları.
Ulusal Bilim Vakfı’ndan aldığı burs sayesinde Yüksek Lisans çalışması için Pinceton Üniversitesine başvuran Everett çalışmalarına matematik bölümünde devam etmiştir. Albert W. Tucker’ın yeni oyun teorisi alanında çalışmaya başlasa da yavaş yavaş fiziğe meyleden Everett, 1953 yılında ilk fizik derslerini almaya başlamıştır. Bu yıllarda dikkatini çeken kuantum mekaniği Everett’ın Robert Dicke ile çalışmaya başlamasını sağlamıştır.
1954 yılında Eugene Wigner ile Matematiksel Fizik Yöntemlerine katılmış ancak matematik alanında da aktif kalmaya devam etmiştir. Daha sonra askeri oyun teorisi üzerine çalışan Everett bir bildiri sunmuş ve genel sınavlarını geçmiştir. Bu başarısı sayesinde master derecesini almış ve daha sonra Everett’ı asıl tanımamızı sağlayan tez çalışması üzerinde yoğunlaşmaya başlamıştır. Bunların ardından kuantum teorisi üzerine birkaç kısa makale yazmış ve Nisan 1956’da uzun metrajlı Dalga Mekaniği Olasılıksız adlı uzun makalesini tamamlamıştır.
“Bu dönemlerde kimya mühendisliği, matematik, fizik ve bilim kurgu alanlarıyla ilgilenen ve bu alanlarda çalışmalar yürüten Everett için arkadaşları, Everett’ın çok zeki ve tüm bunları başarabilecek kadar da yetenekli olduğundan söz etmişlerdir.”
Wheeler ile Evrensel Dalga Fonksiyonu ve Modern Fizik makalelerini yayınlamış ve bir uzlaşma sağlamışlardır. Bu çalışma Everett’ın akademi hayatından ticari iş hayatına geçişini sağlamıştır.
Everett, Pentagon’un Savunma Analizleri Enstitüsü tarafından yönetilen yeni oluşturduğu Silah Sistemleri Değerlendirme Grubu’na (WSEG) davet edilmiş ve 1956 yılında bir silah oryantasyon kursuna katılarak nükleer silahlar konusunda da eğitim aldıktan sonra bu alanda da küçük çalışmalar yürütmeye başlamıştır.
1959 yılında Wheeler’ın isteği üzerine kuantum mekaniğinin yorumlanması konusu ve yaptığı diğer çalışmalar için Niels Bohr ile görüşmüştür. Bu görüşme Everett için tam bir hayal kırıklığı olarak sonuçlanmıştır. Bohr, Everett’ın düşünceleri ve çalışmalarını deli saçması olarak değerlendirmiş ve böyle bir şeyin mümkün olmayacağını söylemiştir. Bunun ardından akademik dünyada da kabul görmeyen teorileri Everett’ın doktorasını yarıda bırakmasına sebep olmuştur. ‘Evrenin teoride nesnel olarak var olan bir evrensel dalga fonksiyonu olduğunu ve paralel evrenler teorisini’ insanlara anlatamamıştır ve bu kuramı üzerinden 51 yıl geçmiş olsa da hala tartışılmaya devam etmektedir. Bilim dünyasına küsen Everett geri kalan yaşamını bir şirkette bilgisayar programlaması yaparak geçirmiştir.

MULTİVERSE TEORİSİ İLE SONSUZ BENLİKLER

Multiverse birbirine benzeyen ve birbirleriyle etkileşim içinde olan sonsuz evrenler anlamına gelir. Bizim evrenimize benzeyen ama aynı matematik ve fizik teorilerinin geçerli olmayabileceği düşüncesinin hakim olduğu bir hipotezdir. Bütün bu evrenler mümkün olan tüm farklılıklara, durumlara sahip ve buna benzer olarak kuantum seviyesine kadar tüm zaman ve uzayın hepsini kaplıyor. İlk zamanlarda kabul görmeyen ve hatta tamamen bir hayal ürünü, sapkınlık olarak değerlendirilen bu teori, ilerleyen zamanlarda diğer bilim adamlarının da olumlu yaklaşımları ve yaptıkları çeşitli araştırmalar ile henüz bir teori olsa da gerçekliğinden söz edebileceğimiz bir kavram haline gelmiştir.

Çoklu evrenler, düşününce fazla karışık gelebilir fakat bir o kadar olası gerçekliğine tutunduğumuz bir kavram olarak hayatlarımızda yer almıştır. Gerek felsefe dünyasında gerekse bilim kurgu içerikli film ve dizilerde sık sık konu edilen bu paralel evrenler, Everett’ın henüz öğrenciyken aklını kurcalamış ve bilim dünyasında da neden olmasın sorusuyla yeni bir gündem oluşturmuştur. Eskiler dünyanın düz olduğunu düşünürlerdi ama yüzyıllar sonra bu görüş kökten değişti. Güneş sistemi içinde bir yıldızın yörüngesinde bir gezegende yaşadığımızı ve güneş sisteminin Samanyolu galaksisinin bir parçası olduğunu keşfettik. Daha sonra evrenimizin milyarlarca başka galaksiyle dolu olduğunu öğrendik ama evrenin var olan her şeyi içerdiğini düşünerek atalarımızla aynı hatayı yapıyor olabilir miyiz? Bir multiverse’de yaşıyor olabilir miyiz? İşte bu sorular bilim insanlarına başka bir dünyanın kapısını açmıştır. Multiverse fikrinin bir savunucusu MIT Dr Tegmark’dır. Dr. Tegmark, olası çoklu evrenler teorilerinin türlerini dört katlı bir sınıflandırmayla açıklar;
İlk multiverse türü, evrenimizin sınırlarına ulaşmak yerine sonsuzluğa genişlediğini zaten bildiğimiz bilgilerin bir uzantısıdır. Neredeyse zamanın başlangıcına gözlemlenebilir evrenin kenarına bakabiliriz, ama daha fazlasını göremeyiz. Fakat bu orada hiçbir şey olmadığı anlamına gelmez. Evrenin hala genişliyor olması bilgisinden yola çıkarak evrenimize en yakın evrenin, yaklaşık 42 milyar ışık yılı uzaklıkta olduğunu varsaymıştır gökbilimciler. Bunun ötesine ne kadar uzadığı bilinmemektedir. Sonsuza kadar uzanırlarsa, gözlemcilerin görüş noktalarına bağlı olarak kendi Hubble yarıçaplarıyla kesilmiş ve çok sayıda izole edilmiş evren olabileceği varsayılmaktadır.
Tegmark sistemindeki ikinci multiverse türü, dize teorisi tarafından üretilen ve kendi evrenimizde görebildiklerimizle eşleşmeyen tüm çözümlerin aslında diğer evrenlerde gerçeği temsil edebileceğidir.
Üçüncü türde ise, Dr. Tegmark, fizik yasaları birinden diğerine aynı olduğunu söyler. Bu teoriye göre bileşen evrenler mesafelere göre değil zamana göre ayrılır.
Dördüncü tür bize, farklı matematiksel yapılar tarafından tarif edilebilir eşit gerçek bütün evrenleri dikkate almamızı söyler. Bu aşamada bildiğimiz fiziksel alışkanlıklarımızı tekrar gözden geçirmemiz istenir ve gözlemcinin algısının değişmesi gerektiğini söyler. Bu son fikrin pratikte ne anlama geldiğini anlamak zordur, fizikten çok metafizik bölgesidir. Enflasyon teorisini destekleyen gözlemsel veriler, bazı bilim insanlarını Multiverse Hipotezinin mümkün olduğuna ikna etmiş olsa da bu fikir hala tartışılmaya devam etmektedir..
Stephan Hawking ise çevresinde, ışık dahil her şeyi içine çeken kara delikler paralel evrenlere açılan kapılar olabiliceğini ve matematik bilimiyle de açıklanabileceğini savunmuştur. Yaşamının son yıllarına dek paralel evrenler konusunu araştıran Hawking, üç boyutlu dünyamızda gerçekleşen her şeyin, aslında daha yüksek boyutlu bir dünya tarafından üretilmiş olabileceğini ya da paralel bir dünyanın sadece yansıması olabileceğimiz anlatmaya çalışmıştır.
Sonuç olarak, Paralel evrenlerde varlığımızın farklı sonsuz varyasyonları mevcut, örneğin şu an siz bu yazıyı okuyorken diğer bir evrende Everett ile bu konuyu bizzat tartışıyor olabilirsiniz, başka bir evrende ise Baston Çay Partisinde olabilirsiniz. İşte bize tüm bunların olabileceğini anlatan teoridir Multiverse teorisi

KAYNAKÇA
http://science.howstuffworks.com/science-vs-myth/everyday-myths/parallel-universe.htm
• Do we live in a multiverse, 63 (2), The Economist
https://en.wikipedia.org/wiki/Hugh_Everett_III
• Hawking(1998) Zamanın Kısa Tarihi, Alfa Yayın, 61. Baskı, 37-42, 152-53
• Hawking (1988) Bebek Evrenler,- Hitchcock konuşması, California University
http://www.eelstheband.com/parallel_worlds.php

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.