İÇİMİZDEKİ KHAOS

03.01.2019
İÇİMİZDEKİ KHAOS
icimizdeki-khaos

İçinizde karanlık bir boşluk olduğunu ve zaman zaman bu karanlığın yayıldığını, çoğaldığını, büyüdüğünü hissettiğiniz oldu mu? O karanlığın sessizliği, sessizliğin ise yalnızlığı doğurduğunu düşündünüz mü? Ahmet Altan bir yazısında, yatağımızda yalnızken nerelere gittiğimizi sorar. İçinizdeki karanlık, kasvete büsbütün teslim olduğunda doğan sessizliğiniz, yalnızlığınızla raks ederken nerelere gidiyorsunuz? Neler düşünüyorsunuz? Her şeyin imkansız olduğunu mu? Dünyanın sonunun geldiğini mi düşünüyorsunuz yoksa?

Önce Khaos vardı, sonsuz ölçüsüz boşluk. / Bir deniz kadar vahşi, deniz kadar karanlık. der Milton. Yunanlılar evrende her şeyden önce, tanrılardan bile önce, sonsuz bir karanlık ve sessizliğin hüküm sürdüğünü düşünürmüş. Bu ölçüsüz karanlığın adı Khaos’muş. Sonsuz ve kasvetli Khaos’tan bir gün aniden toprak ana Gaia doğmuş. Sonrasında Gece ve Ölüm’ü doğurmuş Khaos ansızın. Yüzyıllar sonra Gece ve Ölüm, kasveti ve karanlığı delen, parıldayan, ısıtan, altın kanatlı Sevgi’yi doğurmuş.                

Toprak ana Gaia, biraz Sevgi’nin de etkisiyle, kendisini sarıp sarmalasın diye Gök’ü yani Uranos’u doğurmuş. Uranos ve Gaia birbirlerine öyle sıkı sarılmışlar ki aralarındaki sınır neredeyse ayırt edilemiyormuş. Uranos’un yağmurlarıyla ıslanan bereketli Gaia Pontus’u yani Denizler’i doğurmuş. Gaia ve Uranos’un sevgisinden doğan çocuklar Kykloplar, Hekatonkheirler ve Titanlar imiş. Kykloplar’ın alnında kocaman bir göz varmış. Hekatonkheirlar ise yüzer eli, ellişer başı olması ile bilinirmiş. Uranos bu çocuklarından doğar doğmaz tiksinmiş ve bir gün onları toprağın yani Gaia’nın en karanlık dibine hapsetmiş. Gaia acı içinde kıvranıyormuş. Bu duruma artık dayanamamış ve diğer çocuklarından yani Titanlardan yardım istemiş. Bu çağrıya sadece Kronos yanıt vermiş. Kronos, babasını kıstırarak cinsel organını kesip atmış. Uranos’un kesilen cinsel organı denize düşmüş ve böylece güzeller güzeli Aphroditte doğmuş.   

Kronos karısı Rhea ile birlikte evrenin başına geçmiş, ta ki kendi oğlu Zeus onu devirene kadar. Kendi babası Uranos’u devirdiği gibi bir gün oğullarından birinin onu devireceğini biliyormuş Kronos, bu yüzden ne zaman çocuğu olsa onu yutuyormuş. Fakat karısı Rhea, altıncı çocuğu Zeus doğduğunda kumaşlara sarılı bir taş parçası yutturmuş kocasına ve oğlu Zeus’u gizlice Girit’e yollamış. Zeus büyüyünce büyükannesi Gaia’nın da yardımıyla babası Kronos’un karnından beş kardeşini kurtarmış. Titanların desteklediği Kronos ile Zeus ve kardeşlerinin büyük savaşı böyle başlamış. Savaş sonunda Titanlar yenilmiş ve Zeus evrenin başına geçmiş.

İşte böyle başlamış Olimpos tanrılarının hikayesi. Hatta belki de ‘’her şeylerin’’ hikayesi… Dünya’daki ‘’her şeylerin’’ yaratıcısı olan tanrıların, tanrıların atası olan toprak ana Gaia’nın doğurucusu kasvetli Khaos… Yani her şey sonsuz ve ölçüsüz karanlık Khaos’tan başlamış Yunanlılara göre. Şimdi tekrar soruyorum; içinizdeki karanlık, kasvete büsbütün teslim olduğunda her şeyin imkansız olduğunu ve dünyanın sonunun geldiğini mi düşünüyorsunuz?

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.