Mary Shelley Kimdi ve Frankenstein’a Ne İlham Verdi?

19.02.2019
Mary Shelley Kimdi ve Frankenstein’a Ne İlham Verdi?

Mary Shelley(1797-1851) daha 18’indeyken, hayatını değiştirecek olan rüyayı gördü.

Avrupa’ya kontrolden çıkmış iklimi yayan, tarihin en çok bilinen volkanik patlaması olan Endonezya yanardağı Tambora’nın patlak verdiği, ‘’yazsız bir yılın’’ geçtiği 1815 yılıydı.

İsviçre’nin Cenevre Göl’ündeki tatilde Lord Byron ve Mary Shelley’nin gelecekte eşi olacak Percy Bysshe Shelley gibi şairler, Dr. John Polidori ve Mary Shelley grubu kendilerini evde hayalet hikâayeleri okuyarak eğlendiriyordu. Daha sonra Byron, kazananı seçmek üzere herkesin kendi hayalet hikâayesini yazmasını önererek onlara meydan okudu.

Shelley, rüyasını baz alarak, baş karakterinin gözünden şöyle yazdı: ‘’Rüyalarım tamamıylaiyle benimdi; onlar için kimseye hesap vermedim; sinirlendiklerimde en büyük sığınağımdı, -özgürken en büyük zevkim.’’

Byron, Shelley’nin hikayesini ‘’harika kızın harika işi’’ olarak tasvir etti ve Shelley bunu romana dönüştürmeye karar verdi. İki yıl sonra, 1818’de Frankenstein yayınlandı. Frankenstein veya diğer adıyla Modern Prometheus kısa sürede çok sevildi.

Buna ek olarak Palidori’nin hikayesi Vampyre’ın, Bram Stoker’in Dracula’sına ilham verdiği söyleniyor.

Shelley, 1792’de “Kadın Haklarının Gerekçelendirilmesi” kitabıyla feminizme ön ayak olan öncü feminist düşünür Mary Wollstonecraft ve anarşist filozof William Godwin’in kızıydı. Londra’nın seçkin sınıfı çevresinde büyüdü.

Wollstonecraft, Mary daha bir aylıkken öldü ve babasının yeni eşi Mary’e resmi eğitim verilmesiyle ilgili değildi. Onun yerine Shelley, ev öğretimiyle ve annesinin mezarının yanında kitap okuyarak kendisini eğitti.

Mary Shelley’in annesi Mary Wollstonecraft

Mary, 16 yaşındayken gelecek vaat eden Percy Shelley (Mary’nin gelecekteki eşi) ile tanıştı ve birbirlerine aşık oldular ama bu ilişkiyi onaylamayan babası Mary’e engel oldu, çift bu yüzden kaçtı ve Avrupa çevresinde dolaşmaya başladı.

Hayatı acı bir trajediyle dolu olan Shelley, ilk iki çocuğunun erken yaşta ölümünü gördü, üvey kardeşinin intiharından dolayı acı çekti. Bu kayıplardan kısa bir süre sonra çift İsviçre’ye gitti. Frankenstein’a ilham veren birçok temanın Mary Shelley’nin sevdiklerini tekrar hayata getirme arzusu olduğu düşünülüyor. (Shelley’nin canavarını uyandırışı gerçeklikten ziyade bir dileğe benziyor: Frankenstein uyuyor ama uyanık; gözlerini açıyor,; görüyor.)

Shelley, kitabını bitirdiğinde yeniden hamileydi.

İlk kitap olmasına rağmen kesin sonuç getiren Frankenstein şimdilerde tüm zamanların en popüler gotik romanları arasında ve bu kitap henüz Mary yeni yetmeyken yazılmıştı. Sadece gotik edebiyatını değil aynı zamanda bilim kurgu, güçlü karakter ve kaçık bilim insanının değişimi gibi tamamen yeni bir türü alevlendirdi.

Shelley’nin kitabı kadavralardan oluşan isimsiz bir canavar yaratan bilim adamını anlatıyor. Aşırı gururun tehlikesini mecaz alarak, yaratığın başkalarını öldürerek yaşamını sürdürmesi gösteriliyor.

Roman anonim olarak yayınlandığında erkeksi bir roman olarak düşünüldü, ki o zamanlarda eser yazımı kadınlar arasında yaygın değildi, bu yüzden kitabı birçok insan Mary’nin eşine atfetti ama Shelley’ler çalışmalarında karşılıklı olarak birbirlerini destekliyordu, her ikisi de birbirinin düzenlemelerini yapıyor, eserlerin gelişimine destek oluyordu. Bbu yüzden Frankenstein’ın ilk basımlarında Percy Shelley’nin önsözü bulunur. Bugüne kadar bazıları hala Frankenstein’ın, Percy Shelley tarafından yazıldığına inandı.

Romanın bu yanlış niteliği onu çevreleyen tek hata değil. Birçok insan kitaba adını veren Frankenstein’ın canavarın adı olduğunu düşünse de aslında kitaba adını veren canavar değil, yaratıcısı Dr. Victor Frankenstein’ın adıdır. Shelley’nin hikayesindeki canavar isimsizdir.

1910 yılında roman ilk korku filmlerinden olan Thomas Edison’s Frankenstein ‘ın konusu oldu ve bu film Frankenstein, The Rocky Horror Picture Show, Young Frankenstein gibi başka birçok filme ve sahne uyarlamalarına ilham verdi.

Percy Shelley, 1822’de Spezia Koyu’nda boğuldu. Onun ölümünden sonra Frankenstein’ın yazarı yazmaya devam etti. Kısa hikayeler, makaleler, gezi yazıları ve dört roman daha yayınladı, bunların yanında ölen eşinin şiirlerini derledi.

Meşhur filozofların kızı ve devrimci şairin eşi olan Mary Shelley sadece kendisi için isim yapmaktan öte ve okula dayalı olmayan eğitimiyle günümüzde hala erkeklerin baskın olduğu türde çığır açan kadın yazar haline gelmiştir.

Shelley, 1851’de 53 yaşında beyin kanserinden öldü.

Çeviren: Bahar BOSTAN
Kaynakça: https://www.independent.co.uk/life-style/women/mary-shelley-movie-frankenstein-books-husband-trailer-biography-quotes-a8433531.html?amp

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.