OSAMU DAZAI’NİN SON SEVGİ ARAYIŞI

17.08.2018
OSAMU DAZAI’NİN SON SEVGİ ARAYIŞI

“Düşündükçe, anlaşılmaz hale geliyor. Sanki sadece ben farklıymışım gibi tedirginlik ve korkuya kapılıyorum. Çevremdekilerle neredeyse hiç konuşamıyorum. Neyi, nasıl söylemeliyim, bilemiyorum. Böylece aklıma gelen şaklabanlık oldu. Bu, benim insanlarda son sevgi arayışımdı. Bir yandan insanlardan son derece korkarken, bir yandan da insanları bir türlü aklımdan çıkaramadım. Öylece, şaklabanlık sayesinde ince bir çizgiyle insanlarla olan bağımı koruyabildim. Dışarıya karşı, durmaksızın gülümseyen yüzümü gösterirken, iç dünyam ölüydü. İşte bu, bin derdi tek bir saç teliyle taşımak gibi, yağa ter karıştırmak gibi bir çabaydı.”

(İnsanlığımı Yitirirken, s.11)

 

Bu paragrafla kalbimde yer edinen ünlü yazar Osamu Dazai’nin hayatı tahmin edeceğiniz üzere birçok trajik olayla geçmiş. Eminim ki karmaşık kişiliği ve toplumdan soyutlanışı, her ne kadar ona zorluk çıkarsa da gerçek edebi kişiliğinin oluşmasında etkili olmuştur. Osamu Dazai ismini ilk kez duyanlar ya da daha yakından tanımak isteyenler için kitaplarından kişiliğini yansıttığını düşündüğüm alıntılar yaparak sizler için derledim.

•  “Acaba mutlu değil miyim? Küçüklüğümden beri, gerçekten sık sık mutlu bir çocuk olduğumu söylerlerdi. Ancak, kendimi sanki cehennemdeymiş gibi hisseder, bana mutlu olduğumu söyleyenler, benimle karşılaştırılamayacak kadar huzurlu görünürlerdi.”

(İnsanlığımı Yitirirken, s.10)

•  “O zamanlarda, ailecek çektirdiğimiz fotoğraflara bakıyorum da, diğer herkes ciddi bir yüz ifadesi takınmışken, sadece ben mutlaka tuhaf bir şekilde yüzümü yamultmuş, gülüyorum. Bu da, yine benim küçüklüğümden itibaren kederini taşıdığım şaklabanlığın bir türü idi.”

(İnsanlığımı Yitirirken, s.12)

•  “Saygı duyulması kavramı da, beni çok korkutuyordu. Hemen herkesi kandırıp, sonra mükemmel ve zeki bir insan tarafından deşifre edilerek acınacak hale getirilip, ölmekten başka yol kalmayacak kadar rezil bir duruma düşmek… İşte bu, benim için ‘saygı duyulmak’ durumunun tanımıydı.”

(İnsanlığımı Yitirirken, s.16)

•  “Hoşlanmak, hoşlanılmak. Bu sözcükler çok rezil, dengesiz, her yanıyla ukala, her nasıl ‘ciddi’ bir durumda bile olsa, orada bu sözcük aniden ortaya çıkınca, an be an depresyon kalelerim yıkılıyor, sadece bir kütle haline gelmişim gibi bir hisse kapılıyordum ama hoşlanılmanın eziyeti, sıradan bir sözcük değil, sevilmenin tedirginliği de diyebileceğim edebi bir ifade kullanacak olursam, güçlü depresyon kalelerimi yerle bir etmeye yetmediğinden, tuhaf bir şey olduğunu düşünüyorum.”

(İnsanlığımı Yitirirken, s.25)

•   “… insanın yüreğinde daha anlaşılmaz, dehşet verici bir şey vardır. İştah demek yetersiz kalır. Kibir demek yine yetersiz, renk ve iştah sözcüklerini bir araya getirmek yetmez. Nedense kendim de anlayamıyorum…”

(İnsanlığımı Yitirirken, s.39)

•  “Karanlık ruhlu insanlar. İnsanların dünyasında, zavallı, yenik, ahlaksız olanları ifade eden bir sözcük galiba. Ben kendimin doğuştan karanlık bir ruh olduğumu hisseder, âlemde şu karanlık ruhlu bir insan diye parmakla gösterilen biriyle karşılaştığımda, mutlaka içimde bir rahatlama uyanırdı.”

(İnsanlığımı Yitirirken, s.40)

•  “Zayıf insanlar mutluluktan bile korkarlar. İplikle bile yaralanırlar. Bazen, mutluluk da insanları yaralayabilir.”

(İnsanlığımı Yitirirken, s.50)

•  “Yarısı kalmış bir bardak içki. O sonsuza dek onarılması güç yitirmişlik duygusunu usulca şekillendirmiştim.”

(İnsanlığımı Yitirirken, s.71)

•  “Tanrı’dan bile korkuyordum. Tanrı’nın sevgisine inanmıyor, sadece cezalandıracağına inanıyordum. İnanç. Bu, sadece Tanrı’nın kamçısını yemek için boyun eğerek mahkeme kürsüsüne ilerlemek için gerekli bir şey gibiydi. Cehenneme inansam bile, bir türlü cennetin varlığına inanamıyordum.”

(İnsanlığımı Yitirirken, s.73)

•  “Ne dersin? Uçsuz bucaksız gökyüzüne bak!
Bunun içinde küçük bir noktasın
Bu dünyanın neden döndüğünü anlar mısın?”

(İnsanlığımı Yitirirken, s.83)

•  “Sorarım Tanrı’ya! Güven suç mudur?”

(İnsanlığımı Yitirirken, s.96)

•  “Mutsuzluk. Bu dünyada, farklı farklı mutsuz insanlar var; hayır, her yer mutsuz insanlarla dolu desem abartmış olmam.”

(İnsanlığımı Yitirirken, s. 101)

•  “Sorarım Tanrı’ya. Direnç göstermemek suç mudur?”

(İnsanlığımı Yitirirken, s. 108)

•  “İnsanlığımı yitirdim. Artık ben, asla bir insan değilim.”

(İnsanlığımı Yitirirken, s. 108)

•  “Şu an ben ne muyluyum ne de mutsuz. Sadece her şey geçip gidiyor. Benim şimdiye kadar pantomim sayesinde yaşamayı sürdürdüğüm bu ‘İnsan’ dünyasında, gerçek olduğunu düşündüğüm tek şey bu. Sadece her şey geçip gidiyor. Bu sene otuz yedi yaşında olacağım. ‘Saçlarımdaki aklar iyice çoğaldı’ diye insanlar beni kırkımı geçtim sanıyor.”

(İnsanlığımı Yitirirken, s. 110)

•  “Yaşamı sürdürmek tamamen olanaksızmışçasına umutsuzluk veren bir duygu. Bir fırtına sonrasında gökyüzünde koşuşan beyaz bulutlar gibi acı veren dalgalar yüreğime çarpıyor. Müthiş bir heyecan – korku mu desem?- yüreğimi burkuyor ve soluğumu kesene kadar gitmiyor.”

(Batan Güneş, s. 43)

•  “Beklemek. Hayatta sevinç, öfke, hüzün ve yüz çeşit duygu içindeyiz; ama bu duyguların tümü vaktimizin ancak yüzde birini oluşturur. Yüzde doksan dokuz ise beklemekle geçer. Ben de bekliyorum, koridorda bir ayak sesi duyma sevincinin yürek çarpıntısı ile… Oysa sessizlik. Ah, hayat çok acı, doğmamış olmak yeğdir inancı meğer ne kadar doğruymuş.”

(Batan Güneş, s. 73-74)

• “Kazuko,
Ümit etmek için bir nedenim yok. Elveda. Son olarak, doğal biçimde ölüyorum. İnsanoğlu salt ilkeleriyle yaşayamaz. Senden son bir isteğim olacak. Beni çok sıkan bir istek. Annemin keten kimonosunu hatırlıyor musun? Hani gelecek yaz giyebilmem için düzelttiğin kimono? Onu lütfen tabutuma koy.
Gece bitiyor. Gökyüzü aydınlanıyor. Sana çok acı çektirdim. Elveda. Dün akşamki sarhoşluğum tamamıyla geçti. Ayık ölüyorum.
Bir kez daha elveda!
Kazuko,
Ben bir soyluyum.”

(Batan Güneş, s. 121)

 

Yazar: Aydeniz ATEŞ

 

Kaynakça

» Osamu Dazai, İnsanlığımı Yitirirken, (Çev. Hüseyin Can Erkin), Japon Yayınevi, Ankara 2016

» Osamu Dazai, Batan Güneş, (Çev. Esin Talu Çelikkan), Olvido Kitap, İstanbul 2016

 

 

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.