Pierre Bourdieu’nün Beğeni Hiyerarşisi ile Renkler ve Zevkler Çatışması

04.07.2019
Pierre Bourdieu’nün Beğeni Hiyerarşisi ile Renkler ve Zevkler Çatışması

“ ve beğeniler kuşkusuz, her şeyden önce başka beğeniler [goûts] söz konusu
olduğunda, başkalarının beğenileri karşısında, tiksinti [degoûts] , dehşete düşme, derinden gelen bir tahammülsüzlüktür. Zevkler ve renkler tartışılmaz: Bu tüm beğenilerin doğada bulunduğundan değil ama her beğeninin doğal gibi duyumsanmasından kaynaklanır”
Pierre Bourdieu, Ayrım (La Distinction. Critique Sociale du Jugement)

Günümüz toplumunda beğenmek denilince akla sosyal medya beğenileri gelir. İnsanlar bilinçli ya da bilinçsiz bazı gönderilerde beğeni butonuna basarken seçici davranabilirler. Bu tereddüt bazen o gönderinin aldığı beğeni sayısı, hitap ettiği kitle veya gönderinin sahibiyle bağlantılıdır. Ama çoğunlukla bir gönderinin beğeni sayısının fazla olmasıyla o gönderinin estetik açıdan tatmin edici olduğu düşüncesi bağdaştırılarak beğenme gerçekleştirilir. Ancak bunun tam tersi de mümkündür. Bir gönderi fazla beğeni almışsa bayağı olmakla nitelendirilebilir. Çünkü gönderinin bayağı gözükmesinin sebebi çoğunluğun estetik zevkine hitap etmesidir. Peki, bir gönderinin beğenisinin az ya da çok olması o gönderiyi beğenenlerin estetik anlayışını ne denli açıklar?

Bourdieu’ya göre estetik beğeniler bilimsel yöntemlerle objektif olarak tanımlanamaz. Ancak bu kişinin estetik anlayışının boyutunun “iyi” mi , “vasat” mı veya “kötü” mü olduğu eğitim düzeyine ve ait olduğu sosyal zümreye göre sınıflandırabilir. Beğenilerin bu üç aşamada sınıflandırılması elbette estetik değeri meşru kabul edilen kültür ile sağlanır. Kültürel meşruluk “belli kültürel sanatsal ifade biçimlerinin diğerlerinden daha üstün ve değerli görülmesi anlamına gelir. Yani estetik düzeyi en iyi olan şey; az sayıda kişinin zevkine hitap eden, sade ve popüler olmayandır. Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna kitabını düşünelim, bu edebiyat eseri 2012 yılında çok satanlar listesiyle birlikte kendi kulvarındaki birçok eserden daha çok ilgi görmeyi başardı. Türk Edebiyatı’nın değerli eserlerinden olan bu kitap popülerleşerek belli bir tabakanın Instagram, Twitter veya Facebook gönderilerinde yer alması eserin edebi değerini düşürmese de, kendilerini yüksek estetik zevk sahibi kabul eden kişilerin gözündeki önceliğini yitirdi. Bu da bir kitabın, tablonun veya müziğin kültürel bir öğe olarak kabul edilip, sınıfsal bir aidiyet göstergesi olabileceğini kanıtlar niteliktedir. Bir sanat eserinin, kültürel faaliyetin veya sosyal medya gönderisinin prestijli olması ve hitap ettiği kitleye göre belirlenmesi bu kitleye ait olmak isteyenlerin beğenme butonuna basma kararını etkiler hale geldi.

İsteyerek ya da istemeyerek olsun müzik dinleme alışkanlıklarımız, okuduklarımız, takip etmeyi tercih ettiğimiz sosyal medya hesapları ve beğenilerimiz kendi estetik zevklerimiz ile ilgili birçok şey söyler. Beğenilerin ifade ediliş şekilleri sosyal medya aracılığıyla gözlemlenebilir hale geldikçe insanlar ne tarz bir zevk sahibi olduklarını gösterme amacıyla bu organları kullanır. Dahası yüksek estetik beğeni sahibi olduğu düşünülen insanların beğenileri takip edilerek meşru ve herkesin sahip olamayacağı bir estetik algının varlığından söz edilmeye başlanır. Bu durum Bourduie’ya göre “sanatsal beğenilerden giyim tarzlarına, yeme içme alışkanlıklarından dine, bilime, felsefeye hatta bizatihi dile kadar bütün kültürel simgeler ve pratikler”, çıkarları somutlaştırır ve “toplumsal ayrımları pekiştirme işlevi” görür. Yani bilinçli ya da bilinçsiz beğenilerimiz ve yüksek estetik algısının göstergesi olduğunu düşündüğümüz ilgi alanları beğeni hiyerarşisini meşrulaştırmaya yarıyor olabilir. Zevkler ve renklerin tartışılamaz oluşu bazı zevklerin herkesin estetik anlayışına hitap etmemesiyle ilişkilendirilir. Bu ayrımın yapılması yüksek estetik beğeni sahiplerinin işine gelir. Çünkü onlar için Da Vinci’nin Monalisa’sı herkes için aynı hissiyatı uyandırsa da Albrecht Dürer’in Dua Eden Eller tablosunu beğenmek belli bir kültürel sosyalizasyon gerektirir.

Beğenilerin yüksek veya bayağı estetik anlayışının bir göstergesi olduğunun farkında olan bireyler bu hiyerarşide üst konumda yer alabilme arzusunda olabilir. Bunu gerek beğendikleri gönderilerle gerekse kendi gönderileriyle yapabilirler. Çünkü beğeninin gösterilme şekli hatta beğeninin kendisi bireyin toplumsal konumunu belirttiğinin farkındadırlar. Beğeni hiyerarşisinde kendinden üst konumda olduğunu düşündükleri kişilerin ilgi alanlarından kendilerine en yakın olanı tercih ederek aynı beğeni hiyerarşisi konumunda oldukları insanlardan kendilerini ayırma eğiliminde olabilirler. Kendi beğeni hiyerarşisinin altında ancak kendisininkine yakın olduğunu düşünen bireyler ise genellikle görülmemiş olanı deneyimleme eğiliminde olarak kendilerini bu yakın beğeni algısının geriliminden kurtarır.

İlgi alanlarının farklılığı ayırt edici, çok beğenilenin bayağı ve popüler olanın lümpene hitap ettiği düşüncesi bir süre sonra beğenileni değersizleştirir. Beğeni alanlarının tükenmesiyle de eskiye dönüş kutsallaştırılır. Bir örnek vermek gerekirse, dijital fotoğrafçılık ortaya çıkıp yaygınlaştıkça analog fotoğrafçılık ilkel görülmeye başlanmıştı. Çünkü dijital fotoğraf makinelerinin yaygın olmadığı yıllarda bu aletlere sahip olanlar kendilerini ayrıcalıklı fotoğrafçı olarak nitelendiriyorlardı. Fakat zamanla cep telefonlarındaki kameraların iyi ışık ve ortamla birlikte orta halli bir dijital fotoğraf makinesi kadar iyi fotoğraf çekmesi bu telefonlara sahip olan herkesi orta halli bir fotoğrafçı haline getirdi. Zamanla analog fotoğrafçılığın azalması ve bu makinelerle çekilen fotoğrafları banyo ettirecek fotoğrafçıların bulunamaması, analog fotoğrafçılığı belli bir zümrenin ilgi alanı haline getirdi. Analogla çekilen bir fotoğrafın aynısı hatta daha iyisi cep telefonlarıyla çekilebilecekken; analog fotoğraf çekme, yüksek estetik zevki sahibi kişilerin tekeline geçti. Analog fotoğrafçı olmayı yorucu bulanlar da beğeni hiyerarşisinde dijital fotoğrafçıların üstünde yer alabilmek için analog foto-bloglar takip ederek ilgi alanlarının sınırlarını çizmeye başladı.

Beğeni eğilimlerinin hiyerarşisinin olması spekülasyon olarak görülse de insanların en azından sosyal medya beğenileri kendi toplumsal konumlarının göstergesidir. Bilinçli yapılsın ya da yapılmasın beğenilenin beğeneni tanımladığı üzerinde konuşulabilecek bir konudur. İnsan ilişkilerinin, ekonomik faaliyetlerin hatta eğitimin siber alana taşındığı bu dijital çağda beğeni hiyerarşisinin toplumsal aidiyeti göstermedeki en efektif yöntem olduğu barizdir.

Ebrar Karaca
Yıldız Teknik Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Anabilim Dalı, Sosyoloji

Kaynakça
Ayas, G., (2015), Müzik Sosyolojisi, Sorunlar-Yaklaşımlar-Tartışmalar. Sf. 131-150
Bourdieu, O., (2015), Beğeni Yargısının Toplumsal Eleştirisi. Sf.91
Keamer,J.E. (1993), Music in Human Life, Anthropological Perspective on Music. Sf.65
Naulin,S., (2016), Pierre Bourdieu’nün Kuramı ve Sosyolojik Kullanımları. Sf. 79-84
Swartz., D. (2011). Kültür ve İktidar: Pierre Bourdieu’nün Sosyolojisi. Sf.56

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.