Romantik Devrim

20.09.2019
Romantik Devrim


“Sanatın yüzünü örten bu köhne alçı kaplamaları sökelim.”
(Victor Hugo, “Cromwell” ön sözü)


1800’lerin başında Avrupa sanatı klasisizm akımının dayattığı standart güzellik kalıplarını yıkan ve sanatta özgürleşmeye yol açan romantizm akımının etkisi altına girmekteydi.
17.yy.da Avrupa, Rönenans’ın hümanizm fikriyle kökleşmiş klasisizm akımının hakimiyeti altındaydı. Sanatta güzellik kalıpları oluşturan ve bir sanat eserinin beğenilmesi için gerekli ölçüleri önceden sanatçıya sunan bu akım, sanatta sabit fikirler oluşturmaktaydı. Bu, herkese göre değişmeyen katı kuralların oluşumunda dönemin felsefesinde hakimiyetini elinde bulunduran rasyonalizmin de “herkes için doğru olan bilgi” söylemi etkili olmakta ve sanatta da matematik denklemleri gibi bu kesin doğruluk aranmaktaydı. Oluşturdukları biçim kuralları ve her zaman akıldan, sağduyudan yana olup sanatçının duygularını ve kişiliğini göz ardı eden tarafıyla klasisizm, sanatta sabit bir güzellik algısı oluşturmuştu.
18.yy.ın sonlarında gerçekleşen Fransız İhtilali ile birlikte Fransa’da siyasi ve toplumsal düzen değişmekte ve kiliseyle krallığın dönemi kapanmak üzereydi. Bu toplumsal ve siyasi karmaşanın içerisinden sanatta klasisizmin savunduğu tüm kuralları ve kalıpları yıkan romantizm doğacaktı.
Romantizm bu karmaşanın içerisinden yükselirken reddettiği biçimsel kurallar ve standartlarla tanımlanamaz bir hâl almıştı. Alman romantik şair Friedrich Schlegel, kendisi gibi şair abisi Wilhelm’e bir mektubunda “Sana en az 125 sayfa tutacağı için ‘romantik’ kelimesine dair açıklamamı gönderemiyorum.” diye yazarak akımın kendi savunucuları sanatçılar tarafından bile kolayca anlatılamayacağını göstermektedir. Ülkelere ve kişilere göre değişen yönü sebebiyle romantizmi tanımlamak ve tek bir romantizmden bahsetmek çok da mümkün olmamaktadır. Romantik sanatçıların “anlamı bir giz perdesinin ardına saklama” kaygısı da ön plana çıkınca romantizmi sıfatlarla ya da amaçlarla tanımlamak daha da karmaşık hâle geliyor.
Romantizm, klasisizmin tüm kalıplaşmış düşüncelerine, suni diline ve sanatçıyı geri plana atmasına karşı çıkarak sanatta bir devrim yaratmıştı. Artık sanatçı daha önceden kendisine dayatılan kalıplara uymak zorunda değildi ve kendi benliğini de sanatına katarak bir “güzel” elde etmeye çalıştı. Katı aklın hakimiyetinden uzaklaşılarak duygular, heyecanlar ön plana çıkmış ve sanatçı bireyselliğine hayal gücünü ve yaratıcılığına da katarak eser vermeye başlamıştır. Gördüklerini olduğu gibi yansıtmayan, artık kendilerini de sanatlarına katan romantikler doğayı da kendi izlenimlerinin bir bütünü olarak yansıtmışlardır. Bu değişim Delacroix tarafından “Biz romantik olduktan sonra dağlar güzelleşti.” şeklinde yorumlanmış ve güzellik algısının her sanatçı için tek değil de hepsi için farklı olduğu vurgulanmıştır.
Romantizmin oluşturduğu bu kural tanımazlık, özgürlük ve sanatta adeta bir anarşi oluşturması hem kendi döneminde hem de kendinden sonraki sanat tarihinde bir iz bırakmıştır. Klasisizmin sanattaki hâkimiyetini yıkan ve yeni alanlar açan bu köklü romantik devrim kendinden sonraki kırılmalara da örnek oluşturmuştur. İleride modernizmde belirecek olan yeni zıtlıklar, yeni fikirler romantik devrimin gücünü de arkalarına alarak yeni akımlar olarak sanat tarihine çıkacaklardır.
Not: Kendi kural tanımazlığını ve özgürlüğünü oluşturan Moores’e teşekkürler… İyi ki doğmuşsun…

Kaynakça
Berlin, Isaiah. Romantikliğin Kökleri. Çev. Mete Tunçay. İstanbul: Yapı Kredi, 2010.
Charles Baudelaire, Modern Hayatın Ressamı, (çev: Ali Berktay), Sunuş: Ali Artun, Baudelaire’de Sanatın Özerkleşmesi ve Modernizim, 3. Basım, İletişim Yayınları, İstanbul 2004.
Aksakal, Hasan. Türk Politik Kültüründe Romantizm, İletişim Yayınları, İstanbul 2015.
Altuner, Huriye; Sibel Yıldız Kısacık(2016), ROMANTİZMİ OLUŞTURAN DÜŞÜNSEL YAPININ RESİM SANATINA YANSIMALARI, Uluslararası Medeniyet Çalışmaları Dergisi, Volume I/ Autumn 2016, 47-75
Öztürk, Hasan(1997), Romantizm ve Liberalizm, Liberal Düşünce, Yaz 1997, 100-109
Şahbaz, Davut(2016), URDU NESRİNDE ROMANTİZMİN YÜKSELİŞİ, DTCF Dergisi, 56.1 (2016), 338-354
Kara, Ömer Tuğrul(2010), Toplumsal Olayların Etkisiyle Gelişen Üç Büyük Akımın Türk ve Dünya Edebiyatında İzleri, The Black Sea Journal of Social Sciences, 2/2, 73-96
Duran, Enes Malik. 21. YÜZYIL RESMİNDE DOĞA KAVRAMI. Yüksek Lisans Tezi, ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ, 2015

 

YAZAR BİLGİSİ
Ayşe Nur Asyalı
Ayşe Nur Asyalı 1999 yılında Ankara’da doğdu. 12 yıllık zorunlu eğitimini 10 farklı okulda tamamladı. 2017’den bu yana Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji bölümünde öğrenimini sürdürüyor. Lisans yılları içerisinde ilgi duymaya başladığı sanat tarihi alanında içerikler üretiyor.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.