Vincent Van Gogh’un Düşünce Hayatını Etkileyen 5 Yazar
Van Gogh yaşamı boyunca sürekli okumuştur.Okuduğu bazı yazarları ise kendine yakın bulmuş ve örnek almıştır.Düşüncelerini etkilemelerine,yaratıcılığına katkı sağlamalarına izin vermiştir.Gelin bu değerli ressamın kimleri örnek aldığına birlikte bakalım.
1)Charles Dickens
Yatılı okul okuduktan sonra sanat ile ilgili bir iş bulan Van Gogh o yıllarda İngiliz popüler sanatına ilgi duymaya başlamıştı. Özellikle gazete de illustrasyon şeklinde yer alan Londra haberlerine yoğunlaşarak bunlardan binlerce toplayıp bir koleksiyon yapmıştı.Onun için en iyi ressamlardan biri edebiyatta şüphesiz Dickens’tı.Hatta koleksiyonunun gözdesi Dickens’ın ‘’Boş Koltuk’’ adlı illustrasyonu onun gözdesi olmuştu.
‘’…ve siyah bir sis caddeler üzerinde asılıydı. Çirkin ve yaşlı adam,iğrenç bir sürüngen gibi görünüyordu.Gecenin içinde sürünüyor ta ki bazı zenginler kendisine sakatat lütfunda bulunsunlar diye.Çamurdan taşlar üzerine kalın yatıyordu.’’
Charles Dickens’ın Oliver Twist adlı eserini çoğunuz duymuş hatta okumuşsunuzdur.Dickens’ın bu gibi yazıları ‘Toplumsal Gerçekçiliği’ konu alan sefalet ile ilgiliydi.Vincent bu konuda Dickens ile aynı düşüncelere sahipti ve bunun sonucunda onun üzerinde kalıcı bir tesir bıraktığını mektuplarında dile getirmiştir.
2)George Eliot
Eliot ise Van Gogh’un dini bir evde yetiştirildiğini anımsatır ona.Böylece İncil üzerine çalışmalara başlayan Vincent sanat ile ilgili olan işlerini aksatır ve görevden alınır.Yeni bir meslek sahibi olmak için 17 Nisan 1876 yılında Ramsgate’e giderek dini eğitim aldıktan sonra Londra pazarındaki sokak çocukları için Pazar okulunda eğitim vermeye başlar.12 Kasım 1876’da ise ilk vaazını verir.
Ona göre artık nereye giderse gitsin İncil’in müjdesinden insanlara bahsetmek mükemmel bir duyguydu.
3)John Keats
Yazar değil de bir şairdir kendisi.Van Gogh,şiirlerini bayılarak okuduğunu söyler ve ondan ‘’Hollanda’da çok bilinen bir şair değil fakat şunu söylemeliyim ki kendisi şiirlerini okuduğum en iyi ressam.’’ diye bahseder.
4)Emile Zola
Vincent çoğu mektubunda babasının ölümünden bahseder. Babasıyla ilişkisindeki zorluklara rağmen babasının ölüm haberi onu fazlasıyla etkiler.Bunun üzerine babasının İncil’ini resme döker.Yanına da Fransız yazar Emile Zola’nın bir kitabını koyar.Yani mazlum ve aşağılanmışları savunan iki kitabı yan yana yerleştirmiştir.Aslında Van Gogh Zola’da kendine yakın bir ruh görür.Sanatın toplumsal amaca kucak açan yani gerçeklerin sanatsal yorumu.
‘’Zola,başta Meyhane olmak üzere pek çok diğer başyapıtlarında çizimlerinde kullanacağım kişileri gösteriyor ve bizlerin nelere ihtiyacımız olduğun hissettiriyor.Zola’yı okuyun.Size güç verir ve zihninizi temizler.’’ Diye bahseder bu önemli yazardan da…
5)Sheakspeare
Lomartine’deki Sarı Eve taşınmasının ardından Van Gogh çok mutlu ve huzurluydu fakat yalnız kalıp bunalıma düşmesinin ardından ressam arkadaşı Gauguin’i yanına davet etti.Birlikte geçirdikleri 8 hafta sonucunda mükemmel işler çıkardılar. Gouguin’in tabloları Paris’te alıcı bulmuştu fakat Van Gogh’un tabloları elinde kalmıştı.Bunun ardında Vincent tekrar alkol almaya başladı ve huysuz bir adama dönüştü.
Bir gün Gauguin ile tartışırken ona ustura çekti.Ne yazıktır ki o anda sadece tehdit için kullandığı usturayla zihni travma geçirip kendi sol kulağının bir parçasını kesmişti.Böylece Arles’te bir hastaneye yatırıldı.Tedavi sürecindeyken otoportresini yaptı ve bu tablo dünyada sanatı için en çekici eseri olmuştu.
Hastanede başka hastalar da olduğundan artık kendini yalnız hissetmiyordu.İşte tam o sırada Sheakspeare’e gömülmüştü.İlk,Krallar serisini aldı.Zaten 2.Richard’ı okumuştu.Henry 4,Henry 5, Henry 6 bölümlerini de.Belki de Sheakspeare ona hastanede geçirdiği 5 ay boyunca daha fazla kriz geçirmemesi için büyük bir yardımcı olmuştu…