Şıklığı, Topuklu Ayakkabıları, Makyajı ve Asil Duruşuyla Tek Başına Savaşa Direnen Kadın: Meliha Varešanović

14.04.2018
Şıklığı, Topuklu Ayakkabıları, Makyajı ve Asil Duruşuyla Tek Başına Savaşa Direnen Kadın: Meliha Varešanović

İnsanoğlu devletler için kağıt üzerinde; barış zamanı ülkelerine kazandırdıklarını, savaş zamanı ise can kayıplarını özetleyen rakamlardan ibarettir. Bazı kişilerin fark yaratmasını sağlayan ise yaşanmışlıklarının derinliği ve sergiledikleri dik duruştur. Tam da bu noktada, Sarajevo şehrinin kaldırımlarına ‘gerçek sihri yansıtan’ bir kadın çıkıyor karşımıza; Meliha Varešanović… Bin 425 gün süren ve ‘modern savaş tarihinin en uzun kuşatması’ olarak tarih sayfalarındaki yerini alan Sarajevo Kuşatması’nın sembol isimlerinden biri Varešanović… Onu farklı kılan durum ise, aslında hiç farklı olmaması! Hayatını kasıp kavuran savaşa rağmen duruşundan ve günlük rutinlerinden hiçbir şekilde ödün vermemesi…

90’ların başlangıcı ve ortasına dek Çetnik Sırp milislerin kentin dört bir yanındaki dağlara mevzilenip yeryüzündeki cehennemi yaşattığı Sarajevo’da hayat akıyordu akmasına, ancak sokaklarda işlerine/evlerine giden insanların her an sniper ateşi ya da top mermileriyle vurulma ihtimali söz konusuydu.

melis.jpg
PARA KARŞILIĞI, ‘MASUM İNSANLARI ÖLDÜRME DAVETİ’
Çetnik milislerin yanına, dünyanın dört bir yanından ödedikleri yüksek miktardaki paralarla onların saflarına katılan ve ödemelerine doğru orantılı olarak ‘şehirdeki insanlara keskin nişancı (sniper) tüfekleriyle atış yapma hakkı elde eden’ milyarderleri de eklemekte fayda var. (Sarajevo’da bulunduğum bir dönemde öğrendiğim bu detay, ilk zamanlarda hayata dair her şeyi yeniden sorgulamama sebep olmuştu.)

İşte böyle bir ortamda, her şeye rağmen; sisli havalarda kentin sokaklarında özgürce dolaşma şansı bulunca klasik müzik eşliğinde dans organizasyonları yapıp partiler düzenleyen, yer altındaki sığınaklarda tiyatro oyunları sergileyip film gösterimleri yapan bir halktan bahsediyoruz. Konuyu çok dağıtmadan, en başta hikâyesine değinme niyetini ortaya koyduğumuz Meliha Varešanović’e dönelim hemen… Kentin direnişinin baş sembollerinden biriydi Varešanović; hem de bundan hiç haberi olmadan! Nasıl mı?

stoddart.jpg

GÜZELLİK YARIŞMASI YA DA DEFİLEYE GİDER GİBİ…
Takvim yaprakları 1994’ü gösterirken, annesini yeni kaybetmiş olan Meliha Varešanović her zamanki gibi işinden evine doğru yola koyulmuştu Sarajevo’nun Dobrinja Mahallesi’nde… Herhangi biri; topuklu ayakkabıları, ruju, şık elbisesi ve boynundaki takılarıyla onu görse, muhtemelen bir güzellik yarışmasına katılacağını veya bir defilede podyuma çıkacağını zannederdi. Ancak belediyede çalışan Varešanović, siperlerin ve şehirdeki kontrol noktalarının arasından evine gidiyordu. Onu izleyen bir objektiften habersizce… İngiliz foto muhabiri Tom Stoddart, Sarajevo sokaklarına bambaşka bir tat katan bu alımlı kadının geçişini fotoğraflıyordu.

Kuşatma süresince şehrini terk eden birçok insanın aksine orada kalan ve günlük yaşamına devam eden Varešanović, Stoddart’ın fotoğraflarından yıllar sonra haberdar olacaktı. Üstelik Stoddart’ın ona postaladığı ve kapağında kendi fotoğrafının yer aldığı bir dergi sayesinde…

melliii.jpg

“O DÖNEMDE ANNEMİ YENİ KAYBETMİŞTİM”
Ünü dünyaya yayılan bir kadın olduğunda dahi mütevazılığından ödün vermeyen Meliha Varešanović, seneler sonra kendisine uzatılan mikrofonlara dudağından şu kelimeleri dökecekti; “Savaş boyunca Saraybosna’daydım ve çalışmaya devam ettim. O gün de işimden evime dönüyordum. Etrafımızda askerlerin olmasına, sık sık patlamaların yaşanmasına alışmıştık. O gün de bir patlama oldu. Biraz duraksadım ve yola devam ettim. Benim için sıradan bir gündü. O an olağanüstü bir durum fark etmedim. Fotoğrafın çekildiği yerden geçerken savaş sırasında Saraybosna’da bulunan Tom Stoddart benim fotoğrafımı çekmiş. Bundan yıllar sonra haberim oldu.

Ve bu sözlerinin devamına, o ‘dik yürüyüşünün‘ sebebini de ekleyecekti cesur yürekli kadın; “Fotoğrafın çekildiği dönemde annemi kaybetmiştim. Annemin bana bıraktığı en büyük miras, ne olursa olsun hayata devam etmek ve başım yukarıda yürümekti. Ben de öyle yaptım.

Tom Stoddart ve Meliha Varešanović seneler sonra bir araya geldiler. 2012 yılında, Sarajevo Kuşatması’nın 20. yıl dönümünde buluşan ikili ‘kendi ritüellerini‘ bir kez daha tekrarladı… Stoddart kum torbaları ve savaşın ortasında fotoğrafladığı Meliha Varešanović’i yine aynı yerde ve aynı şekilde yürürken, deklanşörüne basıp tüm asaletiyle dünyanın hafızasına kaydetti.

Bir kadın, tek fotoğraf karesiyle tüm dünyayı değiştirebilir miydi” sahi…

Emin olun ki; yaptığı şeyin doğru olduğuna gerçekten inanıyorsa bir kadın… Kimi zaman azmi, kimi zaman geçmişinden aldığı kudret, kimi zaman da milyonların önünde kimsenin sergileyemediği bir duruşla bunu kolayca yapabilir.

Dünyayı değiştiren veya dünyayı değiştirme kudretini ruhunda barındıran tüm kadınlara selam olsun…

 

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.