Socrates Demokrasiyi Neden Sevmezdi?

17.11.2018
Socrates Demokrasiyi Neden Sevmezdi?

Bizler demokrasiyi[1], dolaylı olarak da Antik Atina’yı, uygarlığımıza hayat veren olgulardan biri olarak görürüz. Şunun farkına varmak şaşırtıcıdır ki Antik Yunan dünyasının önemli kazanımlarından biri olan ‘felsefe’, diğer bir Yunan başarı örneği ‘demokrasi’ye karşı bir hayli kuşkulu bakış açısına sahiptir. Yunan felsefesinin kurucu babası Socrates, Platon’un diyaloglarında demokrasiye her yönüyle karamsar bakan biri olarak gösterilir.

“Devlet” isimli kitabında Platon, Socrates’i Adeimantus adlı karakterle konuşturuyor. Orada Socrates demokrasinin olumsuz yönlerine değinmek adına toplumu bir gemiye benzetiyor:  “Eğer bir deniz yolculuğuna çıkacak olursan, gemi dümeni ile ilgilenmesini istediğin kişi kim olurdu? Herhangi birisi mi, yoksa bu konuda yeterli bilgi birikimi olan eğitimli birisi mi?” Adeimantus ise “sonuncusu elbette”, der. Ardından Socrates: “Öyleyse neden yaşlı herhangi bir kimsenin ülkeyi kimin yönetmesi gerektiğine karar verme yetisine sahip olduğunu düşünürüz?”

Socrates’in burada değinmek istediği fikir oy vermenin bir kabiliyet işi olduğudur; oy rastgele kullanılan bir şey değildir, bilakis her yetenek öğretisi gibi o da sistematik bir öğrenim gerektirir. Ona göre, eğitimsiz herhangi bir vatandaşa oy kullandırmak fırtınalı bir gecede Samos Adası denizlerine inen bir gemiyi bilgisiz kişilere emanet etmek gibidir.

Kaderin bir cilvesi olsa gerek, Socrates’in kendisi bizzat oy veren bilgisizler kitlesinin rasyonaliteden uzak kararından nasibini almıştır. MÖ 399 yılında Socrates, Atina gençlerini yozlaştırma suçlamasıyla mahkemeye çıkmıştır. 500 kişiden oluşan Atinalılar jürisi davayı izlemiş ve çoğunluk Socrates’in suçlu olduğuna hükmetmiştir. Suçlu ilan edilen Socrates’in ölümü ise zehirden olmuştur. Bu, düşünen her insan için trajik bir tarihi hadisedir.

Açıkçası Sokrates hiçbir zaman normal anlamda bir elitist olmamıştı. Ayrıca, sadece belli bir ufak kesimin oy kullanma hakkına sahip olmasını da asla savunmamıştı. O aslında sadece yeterli düzeyde akılcı eğitimden geçmiş olan insanların oy kullanma hakkına sahip olması düşüncesiydi. Bizler günümüzde, ‘aydın demokrasisi’ ile ‘doğuştan tüm bireyi kapsayan demokrasi’ arasındaki farkı unutuyoruz. Günümüzde dahi rasyonellikten uzak bir şekilde rastgele oy kullanmaktayız. Socrates bu durumun nereye gideceğini net bir şekilde kestirmişti; o da antik demokrasilerin de en çok korktuğu şey olan ‘demagoji’[2] idi.

Antik Atinalılar demagoglardan deyimi yerindeyse çok çekmişlerdir. Örneğin Alkibiadis; zengin, karizmatik ve oldukça güzel konuşan bir demagog. Özgürlük haklarını aşındırmış ve Atina’nın Sicilya’ya yaptığı talihsiz ordu sevkiyatı kararında etkili olmuştur. Siyasette belli konumlar peşinde olan bu gibi kişilerin bilgisiz yurttaşların zaaf ve duygusal arzularından yararlanıp onları nasıl kullanabileceğini Socrates iyi şekilde biliyordu.

Düşüncesini daha iyi açıklamak adına Socrates bizden seçimlerde aday olmuş iki rakip siyasetçi hayal etmemizi ister. Bunlardan birisinin bir doktor, diğerinin ise bir şeker dükkanı sahibi olduğunu varsayın der. Ve kurguyu hazırlar, ona göre şeker dükkanı sahibi muhtemelen şunları söyleyecektir:

“ Bakınız, bu adam (doktor) size bir sürü kötülük yapıyor; canınızı acıtıyor, size acı ilaçlar veriyor ve çok sevdiğiniz şeyleri yememeniz ve içmemenizi istiyor. O size benim sunduğum ziyafetlerin hiçbirini sunmayacaktır.”

Socrates bu konuşma karşısında halkın tepkisinin ne olacağına dair değerlendirme yapmamızı ister:  “Sizce doktor artık efektif bir şekilde karşı söylem gerçekleştirebilecek midir? En rasyonel cevap olan ‘size yardımcı olmak adına sizin arzularınıza karşı geliyorum’ savı sizce toplum bazında karşılık bulur mu dersiniz?”

Bugün bizler Socrates’in demokrasiye karşı vurguladığı çarpıcı tespitleri dikkate almıyoruz. Demokrasiyi, toplumların eğitim seviyesi geliştikçe olgunlaşan bir olgu olarak değil de, tartışılmaz bir salt ‘iyi’ olarak görüyoruz. Sonuç olarak, demokrasi tarihi boyunca insanlık sayısız kere şeker dükkanı sahibine oy verdi; doktorlara ise eser sayıda.

“Sokrates’in Ölümü” isimli bir yağlı boya tablo. – Jacques-Louis David, 1787

Dipnot:

[1] Demokratia : Demos (Halk), Kratos (güç)

[2] Terim, Grekçe ‘Demos’ (Halk) ve ‘Agagos’ (Lider, ileri gelen) kelimelerinin birleşiminden meydana gelmiştir.

..

Çeviren ve Hazırlayan: Yusufcan Kalkan

Orijinal Metin: The School Of Life – “Why Socrates Hated Democracy”  theschooloflife.com/thebookoflife/why-socrates-hated-democracy/

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.