Van Gogh’un 8 “Gizemli Bilmece”si

22.10.2018
Van Gogh’un 8 “Gizemli Bilmece”si

Not: Bu metin tamamen yapılan araştırmaların üzerine getirilen yorumlardan ibarettir.

1. “ Café Terrace At Night “ ve “ Son Akşam Yemeği “

Araştırmacı Jared Baxter; Van Gogh’un ünlü “Café Terrace at Night“ eserinin, Leonardo da Vinci’nin “Son Akşam Yemeği“ eserine şifreli bir ithaf olduğunu düşünüyor. Araştırmaya göre, Van Gogh’un eserini incelerken resimdeki kafe müşterilerinin konumlandırılma şekli, dikkat çekici. Merkezde duran uzun saçlı ve beyaz tunikli garson Hz. İsa’yı andırırken etrafında bulunan 12 müşteri de havarilerini andırıyor. Baxter’a göre, kapıda duran müşteri ise Yehuda. Ayrıca araştırmacı, resimde haç şeklini oluşturan çizgiler buluyor. Baxter, garsonun tam arkasında bulunan pencerenin kirişlerinin oluşturduğu haç işaretine dikkat çekmek istiyor.

2. Van Gogh’un Kısmî Renk Körlüğü Var Mıydı?

Vincent Van Gogh’un eserlerindeki şaşırtıcı renk seçiminin arkasındaki nedenleri, Japon bilim insanı Kazunori Asada bir hipotezle açıklıyor. Araştırmacı, ünlü ressamın renk körü olduğunu düşünüyor. Sebebi ise Van Gogh’un resimlerinin, Kazunori’nin geliştirdiği “Chromatic Vision Stimulator” programından geçirildiğinde renk uyumsuzluklarının ve pürüzlü çizgilerin kaybolmasına dayanması.

3. Van Gogh Kulağını Kesmedi!

Hamburg Üniversitesinden 2 araştırmacı Hans Kaufmann ve Rita Wildegans, Van Gogh’un kendi kulağını aklî denge bozukluğu yüzünden kesmediğini; onu, bir tartışma sırasında Paul Gauguin’in kestiğini söylüyor. Bunun en büyük ispatı da Van Gogh’un Paul Gauguin’e yazdığı bir mektup. Mektupta Van Gogh, olanlar hakkında kimseye bir şey söylemeyeceğini ve kendisinin de söylememesini rica ediyor.

4. Van Gogh’un Mutant Ayçiçekleri

Van Gogh’un “Ayçiçekleri”nin ne kadar ilginç olduğunu fark ettiniz mi? Georgia Üniversitesinden (ABD) araştırmacılar, aslında bu eserin ressamın soyut bir çalışması olmadığını, çiçeklerin HaCYC2 geninin mutasyona uğramış tipte olduğunu açıklıyor.

5. Van Gogh’un Psikiyatrik Bozukluk Sahibi Olması Sadece Bir Uydurma Olabilir

Van Gogh’un ani tepkili ve “dengesiz” bir insan olması, herkes için ortak bir kanıyken bazı tarihçiler onun analitik düşünen bir beyin tipine sahip olduğunu düşünüyor. Örneğin “Arles’teki Yatak Odası” eseri resmedildiğinde duvarlar ve yer arasındaki keskin renk kontrastı, baş döndürücü bir etki sağlıyor. Fakat zamanla renkler daha yumuşak hâle geliyor. Ressam, muhtemelen bu başkalaşımı amaçlamış. Van Gogh Müzesi yöneticisi Axel Rüger “Van Gogh’un delilik seviyesinde psikiyatrik bir vaka olduğu, sıklıkla ve anlamsızca tuvale boyalarını fırlattığı düşüncesinin artık doğruyu yansıtmadığını, aksine ressamın çok metodik, planlı çalışan bir sanatçı olduğunu fark ediyoruz.” diyor ve ekliyor: “O ,aslında eserlerinde kullandığı tüm malzemelerin özelliklerini iyi biliyor, onları nasıl kullanması gerektiğini öngörüyor ve resimlerini bu şekilde tasarlıyordu. Bu çıkarımlar Van Gogh’un temelde nasıl bir ressam olduğunu gösteriyor. O, azimli bir sanatçıydı. “

6. Van Gogh Öldürülmüş Olabilir

Kabul gören düşünce; 37 yaşındaki ressamın kendi göğsüne bir silahla ateş ettiği ve sonrasında kendi kendine hastaneye gittikten 29 saat sonra öldüğüdür. Fakat ressamın cebinden çıkan mektup, bir intihar mektubu değil. Kardeşine, gelecek planlarını ve çok sayıda boya sipariş ettiğini anlattığı bir mektup. İntihar etmek için bir sebep olmadığı düşünülüyor. Sonunda bu düşünce meşhur oluyor.

7. Van Gogh’un Resimleri Soluyor

Araştırmacılar, Vincent Van Gogh’un resimlerindeki kırmızı rengin solma sebebini buldu. Hollandalı ressam, sentetik olarak üretilen ilk boyalardan olan kurşunlu kırmızı sülyen boyayı sıkça kullanıyordu. Fakat uzun süreli yapay ışığa maruz kalan boyanın içeriğindeki Plumbonacrite, zamanla mavi renkte karbonlu bir maddeyle kaplanıyordu. Bu etkileşim Van Gogh’un resimlerindeki kırmızıyı solduruyordu.

8. Van Gogh’un “Canlı” Kulağı

Sanatçı Diemut Strebe, “sanatın canlı örneği”ni sundu. Bilim insanları, Theo Van Gogh’un (Vincent Van Gogh’un kardeşi) torununun torunu Liuve Van Gogh’un kıkırdak dokusundan, Vincent Van Gogh’un kulağına son derece benzeyen bir kulak üretti ve bu kulak sergilendi. Vincent ve Liuve’nin genleri Y kromozomu dahil olmak üzere %16 örtüşüyor. Bu sergi, insanların Van Gogh’a verdikleri değerin bir göstergesidir. İnsanlar sadece kutsal olduğuna inandıkları kişilerin parçalarını değil, Vincent Van Gogh’un bir parçasını da korumak istiyorlar.

Yazar: Dina Serin
Editör: Emine Türal

ETİKETLER: , , ,
YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.