Mekanların Psikolojimize Sanat Aracılığıyla Etkisi

28.06.2020
Mekanların Psikolojimize Sanat Aracılığıyla Etkisi

  Sanat, insanoğlunun içinde var olan, olaylara ve oluşlara estetik bir gözle bakabilmemizi sağlayan toplumsal ve kültürel değerdir. Sanatın kültürlere yansıması, toplumların dini inanışlarına ve ortak güzellik algılarına göre şekillenmiştir. Sanat olarak daha çok içimize işleyen ve duygulara hitap eden sanatlar, edebiyat ve resim sanatları sayılsa da, aslında içinde bulunduğumuz ruh halini görülür biçimde etkileyen mekan sanatının yani mimarinin de insanlar üzerine etkisi büyüktür.

  Mimari bir mekanın karanlık, aydınlık veya basık, ferah olarak nitelenmesi, hislerimizin de mekana bağlı bir değişkenlik içinde oluşuna etki eder. Sayılamayacak kadar çok etkenden belki de içlerinde en önemlisi aydınlık/karanlık mekanın bize yansımasıdır. Karanlık bir ortamda etrafımızı gözlemleyemediğimiz için güvensizlik hissi duyar ve kendimizi rahatsız hissederiz. İyi aydınlatılmış kapalı bir mekandaysa kendimizi huzurlu, güvende hissederiz.

mekan-psikolojimize-sanat-araciligiyla-etkisi

İnsanların bu psikolojik davranışlarının farkında olarak iyi aydınlatmaya önem verilmiş, ışığı etkin biçimde kullanmak ve insanlara huzur vermek için de mekanların pencerelerinde renkli cam mozaikleri, bir diğer deyişle vitray sanatı gelişmiştir. Kökeni 9. yüzyıla kadar uzanan vitray sanatı, ilk örneklerinden bu zamanın örneklerine kadar genelde katedral, cami gibi dini yapılarda kullanılmış ve kimi estetik amaçla, kimiyse karşıdakine bir mesajı anlatmak, bir hatırlatmada bulunmak amacıyla kullanılmıştır. Çoğu kilisede Hz. İsa’nın doğumunu anlatan sürecin vitray sanatıyla anlatılmasının tercih sebebi, ışığı geçiren camların karanlık kilisenin içinde gözün algıladığı ilk nesne olması ve dikkat çekmesidir. Böylelikle kiliseye giren kişi öncelikle pencerelere bakmak isteyecek, onlara önemli olayları hatırlatacaktır.

   Camilerde ise çoğunlukla Osmanlı zamanındaki çini süslemelerinde de görülen lale, hayat ağacı gibi doğaya hayranlık ifade eden motifler vitraylar üzerine işlenmiş, buralarda kiliselerden farklı olarak bir şeyi hatırlatmak yerine ziyaretçilere estetik haz verilmek istenmiştir. Camilerde dini yazılar genellikle çini sanatı kullanılarak ifade edilmiş, çini sanatının daha çok tercih edilmesinin sebebi ise çini sanatının 16. yüzyıl Osmanlı’sında çok gelişmiş ve iyi bilinen bir sanat türü olmasından kaynaklıdır.

   Yapıların ne amaçla yapıldığı farketmeksizin kullanılan ortak sanat türleri her yapıda farklı anlam ifade eder. Bağlama göre değişen estetik algımız düşüncelerimizi, düşüncelerimiz de hislerimizi etkiler. Bu göstergeler de mekanın insan psikolojisine yadsınamaz bir etkisi olduğunu gözler önüne serer.

Sena Keçelioğlu

KAYNAKÇA

ETİKETLER:
YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.