Yıldızlar Nasıl Kayar?

08.02.2022
Yıldızlar Nasıl Kayar?

Işık gösterileriyle insanları bir nevi büyüleyen yıldızlar hakkında birkaç yüzyıl öncesine dek pek az bilgiye sahiptik. Bu bilgiler dinden dine, kültürden kültüre değişiklik göstermekteydi. Modern bilim sayesinde, günümüzde yıldızlar hakkında daha çok ve net bilgiye sahibiz.

Gökyüzünün açık, bulutsuz ve ışık kirliliğinin daha az olduğu bir gecede daha fazla tanık olduğumuz yıldız kayması nasıl gerçekleşir?

Halk arasında “kayan yıldız” olarak adlandırılan meteor, yerden 75 ila 100 km arası yükseklikte meydana gelen bir ışık olayının sonucudur. Dünya’ya her gün 1.000 tonun üzerinde minik göktaşı ve uzay tozu dökülmektedir. Asteroit veya kuyruklu yıldızlardan kopan parçalara meteoroid denir. Dünya’ya dökülen uzay tozu ve minik gök taşları arasında birkaç milimetre ve santimetre çapında olanlar, saatte 10.000 km ile 70.000 km arasında bir hızla atmosfere girerler ve renkli, çok parlak ışık saçarak yanar ve buharlaşırlar (Erözkan, 2019). Artık atmosferin bir parçası hâline gelirler. Her gün gerçekleşmesine rağmen gerek ışık kirliliğinden gerek başka şartlardan nadir rastladığımız “ yıldız kayması” olayı işte bu parlamalardır.

Meteoroidlerin boyutları ve renkleri, içerdikleri maddeye göre farklılık gösterebilir. Atmosfere giren meteoroid daha büyükse yanma süresi, yani gökyüzünde gözükme süresi, daha uzun olacağı için meteoroid daha parlak görünür. Yanıp buharlaşarak kütlesinin büyük kısmını atmosferde yitirmesine rağmen yeryüzüne ulaşabilir. İnsan yerleşimlerine çok sık düşmemesinin nedeni ise yerleşimin Dünya yüzeyinde %5’ten daha az alan kaplamasından kaynaklıdır. Yeryüzüne ulaşabilen meteoroidlere, meteorit denir. Her yıl ortalama bir tane 4 m çapında, yüzyılda bir tane ise 20 m çapındaki meteorit Dünya’ya çarpmaktadır.

Meteor Yağmuru Nedir?

Yılın belli zamanlarında Dünya, uzayın meteoroidlerle dolu bir bölgesinden geçer. Meteoroidlerle dolu bölgeler, kuyruklu yıldızların geçtiği ve kuyruklarındaki döküntüleri arkasında bıraktığı bölgelerdir. Bu bölgeden geçerken döküntüler, etkileyici bir biçimde gökyüzüne yansır. Bu gecelerde saatte ortalama 20-100 adet yıldızın kaydığı görülebilir. Örneğin her yıl 12-13 Ağustos tarihlerinde Perseid meteor yağmuru yüksek etkinliğe ulaşır ve ışık kirliliğinin olmadığı bölgelerde saatte 50 civarı kayan yıldız görülebilir. Swift- Tuttle kuyruklu yıldızının geride bıraktığı döküntülerle ortaya çıkan Perseid meteor yağmuru, Lewis Swift ve Horace Tuttle tarafından 1862 yılında keşfedilmiştir.

Kayan yıldızların en çok görüldüğü bazı geceler:

  • Kuadrantidler: 1-5 Ocak
  • Liridler: 15-28 Nisan
  • Eta Akuaridler: 19 Nisan- 28 Mayıs
  • Perseidler: 17 Temmuz – 24 Ağustos
  • Orionidler: 2 Ekim – 7 Kasım
  • Leonidler: 14-21 Kasım
  • Geminidler: 12-16 Aralık

Kuyruklu Yıldızlar Nasıl Oluşur?

Kuyruklu yıldızlar buz, küçük kaya parçaları, taşlar ve tozlardan oluşmaktadır. Güneş’e uzak bölgelerdeyken donarak birbirine bağlı şekilde dururlar. Kuyruklu yıldızların Güneş’e yaklaşmasıyla birlikte içlerindeki buz erir ve buharlaşır. Kalan diğer maddeler ise artık serbest bir şekilde konumlanırlar. Zamanla  kuyruklu yıldızın içindeki küçük taşlar ve tozlar, gazlarla birlikte ana kütleden geride kalarak kuyruklu yıldızın milyonlarca kilometre uzunlukta olan “kuyruk” kısmını oluştururlar. Kuyruk kısmındaki parçalardan bir bölümü koparak yörünge üzerinde kalır. Artık bu döküntüler de gezegenler ve diğer kuyruklu yıldızlar gibi Güneş’in etrafında dönmeye başlar. Dünya’da ne zaman daha çok kayan yıldız görürsek Dünya’nın döküntülerle dolu bu yörüngelerin birinin içinden geçmiş olduğunu anlarız. Bazı özel gecelerde ise saatte binlerce yıldız kayması gözlemlenebilir. Bu olaya meteor fırtınası denir. Meteor fırtınası, kuyruklu yıldızın kısa bir süre (birkaç ay ya da birkaç yıl) önce geçmesiyle birlikte arkasında çok miktarda yeni döküntü bırakması ve Dünya’nın da bu yörüngenin içinden geçmesi sonucu meydana gelir.

Yıldızların Parlaklıkları: Görünür ve Salt Parlaklık

Yıldızlar hakkında ilk bilimsel adım, yıldızları parlaklıklarına göre sıralamaya çalışmak olmuştur. Birbirinden daha parlak olan veya parlaklıkları sürekli değişen yıldızları sıralamak için kullanılan sistem Kadir (magnitude) Sistemidir. Kadir değeri ile yıldız parlaklığı arasında ters orantı vardır, bir yıldız ne kadar sönükse yıldızın Kadir değeri de o kadar fazla olur. Örneğin 1. kadirden bir yıldız, 2. kadirden bir yıldıza göre daha parlaktır.  Işık ve hava kirliliğinin olmadığı bir yerde sağlıklı bir gözlemci 6. kadir değerindeki yıldızı görebiliyorken büyük şehirlerdeki ışık ve hava kirliliğinden ötürü, en fazla 2-3. kadir değerindeki yıldızı görebilmektedir.

Her yıldızın parlama gücü farklıdır. Bu nedenle yıldızların parlaklıkları temelde iki tipte incelenir: Görünür parlaklık ve salt (mutlak) parlaklık.

Görünür Parlaklık (Apparent Magnitude): Yıldızın gökyüzünde görülen parlaklığıdır. Bilimsel çalışmalarda CCD (Charge Coupled Device, ışıkölçerden daha duyarlı olan ve aynı anda birden çok yıldızın gözlenmesini sağlayan, bir anlamda bir sayısal fotoğraf makinesi gibi çalışan gözlem kamerası) gibi aygıtlar kullanılarak yıldızların parlaklığı ölçülür. Bir yıldız bize ne kadar yakınsa ve ışıma gücü ne kadar çoksa o kadar parlak görünür. Bazı yıldızların çıplak gözle görülememesinin nedeni ise bulutsular ve galaksilerin bir alanda dağınık bulunmasından kaynaklıdır. Buna örnek olarak Andromeda Galaksisi verilebilir.

Salt (Mutlak) Parlaklık: Her yıldız aynı hizada olmadığından görünür parlaklıkta yıldızları parlaklıklarına göre sıralayarak karşılaştırmak yeterli veri sunmaz. Örneğin iki yıldız karşılaştırıldığında bize uzak olan (gerçek değerlerde diğer yıldıza kıyasla daha parlak olmasına rağmen) daha sönük gözükürken bize yakın olan daha parlak gözükür. Bu sebeple uzaklık kavramının ortadan kalkması gerekmektedir. Burada da salt parlaklık devreye girmektedir. Salt parlaklık, yıldızları 10 parsek (32,6 ışık yılı) uzaklıkta ölçerek onların gerçek parlaklıklarına erişir.

Hiç Gözlenmemiş 10 Yıldız

Modern bilim sayesinde yıldızlar hakkındaki bilgiler her geçen gün artmaktadır. Bu listedeki yıldızlara “Hiç Gözlemlenmemiş” denilmesinin sebebi ise  listedeki yıldızların fiziksel araştırmanın en uç noktasında bulunmaları ve doğrudan gözlemlenmemiş olmalarıdır.

  1. Tüytopu
  2. Planck Yıldızı
  3. Preon Yıldızı
  4. Yıldızımsı
  5. Popülasyon III Yıldızı
  6. Manyetosferik Sonsuz Çöken Nesne
  7. Donmuş Yıldız
  8. Thorne- Zytkow Nesnesi
  9. Elektrozayıf Yıldız
  10. Kuark Yıldızı

Yazar: Dil Beste Kaplan
Editör: Emine Türal

Kaynakça:

Görsel Kaynakça:

ETİKETLER: ,
YAZAR BİLGİSİ
Dil Beste Kaplan
Dil Beste Kaplan, 1999 yılında doğdu. Farklı alanlarda araştırma yapmayı ve keman çalmayı seviyor. Severek yaptığı araştırmaları sizlerle buluşturmak için MozartCultures ekibinde yazar olarak yer alıyor.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.