İç Savaşta Yok Olan Halep Hüsreviye Külliyesi

İç Savaşta Yok Olan Halep Hüsreviye Külliyesi

Yavuz Sultan Selim tarafından 1516’ta fethedilen Halep, Osmanlılar için oldukça büyük bir öneme sahipti. Osmanlı döneminde yapılmış her yapı, geleneksel özellikleriyle Osmanlı mimari stiline bağlı kalırken bazı ayrıntılarıyla İstanbul modelinden ayrılmaktadır. Her şeye rağmen kesinlikle değişmeyen özelliklerin başında revakların stili, giriş ve minare gelmektedir. Hüsreviye Külliyesi, Halep halkı için yeni bir yaşam şekli olan Osmanlı tarzını adeta ilan etmekte olup kendisinden sonra yapılacak Adiliye ve Behramiye külliyeleri için bir model oluşturmuştur. Ayrıca bu külliye, vali rütbesindeki Hüsrev Paşa’nın resmî kimliğini de temsil etmektedir. Artık bir Osmanlı eyaletinin başkenti olan Halep’in Osmanlılaştırma imarına katkıda bulunacak yapılar için bir başlangıç noktası olmuştur.

Hüsreviye Külliyesi

Sahap Biza Mahallesi’nde ve Halep Kalesi’nin alt kısmındaki bir arsa üzerinde inşa edilen Hüsreviye Külliyesi’nde bulunan tek kitabenin üzerindeki tarih 1546’dır. Külliye, İstanbul’da Mimarbaşı Koca Sinan tarafından tasarlanmış olup Sinan’ın Halep’e gönderdiği çırakların biri tarafından inşa edilmiştir. Külliye; cami, medrese, misafirhane, mutfak, tekke ve ahırdan oluşmaktadır. Cami ve medrese dışındaki yapılar zamanla yok olmuştur. Avlunun batısındaki sekiz küçük kubbeyle örtülü üç odadan oluşmuş yapı ise külliyenin mutfağıdır. Toplam beş hektarlık bir alanı kaplayan külliyenin etrafı, merkezî bir bütünlük arz etmesi için parmaklıklar ve alçak bir duvarla çevrilmiştir. Külliyenin çevresinde çeşitli dükkânlar da vardır.

Hüsreviye Külliyesi ile, klasik Osmanlı üslubunu Halep’e yerleştirmek amaçlanmıştır.

Hüsreviye Cami

Caminin avlusu, doğu-batı doğrultusunda uzanan dikdörtgen bir plana sahiptir. Ortasında daire planlı küçük bir havuz yer alır. Harim kısmının girişinde altı sütun üzerine oturan revâka sahip üstleri kubbelerle örtülü beş bölüm yer alır. Son cemaat yeri olarak kullanılan bu revak, harimden daha geniştir. Caminin 18 metreye yakın anıtsal bir kubbesi vardır. Kubbenin az pencereli kasnağı, minare oranları ve kubbeli tabhâne odalarının camiyle ilişkileri İstanbul’dan gelen mimarinin katkısını yansıtan niteliktedir.

Girişin her iki tarafında birbiriyle aynı, iki adet dikdörtgen pencere bulunur. Pencere; siyah lento ve payanda, sağır, sivri ve dört merkezli kemerle çerçevelenmiştir. Lentoyla kemerin arasında beyaz zemin üzerine maviyle yazılmış Kur’an’dan metinler içeren çiçek motifli çiniler vardır. Mimarinin ve sanatın tüm incelikleri uygulanarak inşa edilen pencere üstlerindeki çinilere besmele ve Kelime-i Tevhid yazılmıştır. Ortada, iki pencerenin arasında, sarkıtlı nişi olan çokgen bir mihrap yer almaktadır. Bu mihrap, Halep’teki ilk sarkıtlı mihraptır. Basamakla girişi sağlayan arka taraftaki girişin üzerinde basık kemer vardır. Kemer, siyah ve koyu sarı çentikli kemer taşlarından yapılmıştır ve kemer üstü dolgusu da geometrik desenlerle süslüdür.

Son cemaat yerinin batı köşesinde taştan olan bodur ve kalın minare sağdaki tabhâneye bitişik ve tek şerefelidir. Bu şerefe, mukarnaslı çıkmalarla desteklenmiştir. Şerefenin altı mavi-beyaz renklerden oluşan çini bir bantla süslenmiştir. Şerefeden sonra daralarak devam eden minare, bir külahla sonlandırılmıştır. Minarenin alt kısmı çokgen şeklindedir.

Caminin harim kısmı kareye yakın dikdörtgen planlıdır. İç mekândan kubbeye geçişte tromplar görülür. Cami, deprem sonrası oluşan çatlaklardan dolayı 2004 yılında restore edilmiş ve caminin dış kubbesi kurşun levhalarla kaplanmıştır. Merkezî kubbesi 21 metre yüksekliktedir. Kubbenin ortası, Halep’te ilk kez ortaya çıkan Rumî motifiyle süslenmiştir ve Allah’ın, Hz. Muhammed’in ve Raşid Halifelerin isimleri çember bir şerit hâlinde kubbeyi dolanmaktadır. Bu minare de tipik Osmanlı mimari tarzını yansıtmaktadır. Böylece Osmanlı dönemi Türk sanatı üslubu bu caminin bütün unsurlarında hâkim olmaktadır.

Güney duvarın merkezinde zengin bezemelerle süslü çokgen bir mihrap bulunur. Bu mihrap; kırmızı, beyaz ve siyah mermer ve yaldızlı çiniler kullanılarak yapılmış, üzeri de çiçek desenleri, geometrik desenler ve yıldız şekilleri ile süslenmiştir. Nişin üst kemerinin başlangıcından önce derin uzanan ahşap bir şerit vardır. Minber, sarı ve siyah mermer taşlardan yapılmıştır. Minberin korkulukları yıldız şeklinde oyulmuştur. Kapısının üzerinde siyah ve sarı kemer taşlarından yapılmış basık bir kemer vardır. Yeşil renkli kemer üstü dolgusu, yaldızlı çiçek motifleriyle süslenmiştir. Bu motifler de yine çiçek motifleriyle bezenmiş bir alınlığın altında yer almaktadır. Minberin giriş kısmının kapısının kanatları ahşaptandır. Minberin koni şeklindeki tepesini 4 kısa ayaklı ve çizgili sütun taşımaktadır. Harim girişinin sağında yer alan müezzin mahfilinin ahşap korkuluklarını on dikitli sütun taşımaktadır. Bu sütunun başlıkları mukarnaslıdır.

Medrese

Vakfiyede, caminin batısında yer alan on bir hücreli kubbeli mekân, medrese olarak tanımlanmaktadır. İşçiliği kaba olan medresenin mimarisinin de pek etkileyici olmadığı söylenebilir. Bu medrese, inşa edildikten sonra Halep’teki en gözde medrese olmuş ve iyi eğitimli insanların yetişmesinde çok büyük katkı sağlamıştır. Bir bilim okulu olarak geçen medresede matematik, fizik, kimya, cebir, mühendislik ve Fransızca gibi dersler verilmektedir. Burada vazife yapan bir müderris, sekiz kişiden oluşan bir öğrenci grubuna ders verir. Bu öğrenciler öğrenimlerini tamamlayınca yine sekiz kişiden oluşan başka bir grup onların yerini alır. Doğu kısmında bir kütüphane ve konferans salonu bulunur. Medresenin üç girişi vardır. Basamaklarla çıkılan ana girişin kapısı çeliktendir ve girişin önündeki avluda küçük bir havuz yer alır. Uzunlamasına 66 tane taş kemerden oluşan revak kısmı, çapraz tonozla örtülüdür.

Tekke

Tekkenin yedi kemerli revak kısmı kaburga tonozla örtülüdür. Kemerlerdeki tüm sütunlar siyah bazalt taşıyla kaplıdır. Tekkenin iç kısmı tuğlayla örülüdür. Tekke, aynı zamanda bir misafirhane görevini de gördüğü için tekkenin içinde mutfak da bulunur. Burada derviş ve misafirlere ücretsiz yemek dağıtılır. Ziyaretçiler için 61 tane odası olan tekkenin, dışarıdan gelen misafirlerin binek hayvanları içinse bir ahırı bulunur.


2011 yılında Suriye’de başlayan iç savaş sebebiyle bakımsız kalan külliye, Ağustos 2014 yılında temeline dinamit konularak tamamen yok edilmiştir.

 

Yazar: Görkem Tırıç
Editör: Emine Türal

 

Kaynakça

  • Aljaad, A. &  Ayas, M. (2018). Halep’teki Osmanlı Camilerinin Yönetimi. Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. 6(2), 239-262.
  • Aslanapa, O. (2004). Osmanlı Devri Mimarisi. İstanbul: İnkılap Kitapevi.
  • Çakar, E. (2014). 16. yüzyılda Halep’te Bir Osmanlı Vakfı: Hüsreviye Külliyesi. TDV İslâm Ansiklopedisi. 19, 57-58.
  • Eyice, S. (2014). Hüsreviyye Cami – Halep’te XVI. yüzyıla ait Mimar Sinan Eseri Cami. Vakıflar Dergisi. 41, 67-95.
  • Kuban, D. (2016). Osmanlı Mimarisi. İstanbul: YEM Yapı.
  • Kuran, A. (1973). Mimar Sinan’ın İlk Eserleri. Belleten. 37(148), 545-556.
  • Müderrisoğlu, F. (2005). Osmanlı Saray Çevresinin Suriye’deki Vakıf Eserlerinden Bazı Örnekler. Vakıflar Dergisi. 29. 163-189.
  • Necipoğlu, G. (2005). The Age of Sinan Architectural Culture in the Ottoman Empire. London: Reaction Books.
  • Öztürk, N. (2005). İslam ve Türk Kültüründe Vakıflar. Vakıflar Dergisi. 29. 7-20.
  • Sözen, M. Arık, R. vd., (1975). Türk Mimarisinin Gelişimi ve Mimar Sinan. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür.
  • Tekin, K. H. (2013). Halep’te Gelenekten Yeniliğe Geçiş Sürecinde İmar Faaliyetlerine İmza Atan Yapı Patronları ve Eserleri Üzerine. Journal of World of Turks. 5 (2). 241-259.
  • Turani, A. (1992). Dünya Sanat Tarihi. İstanbul: Remzi.
  • Watenpaugh, H. Z. (2006).The Image of an Ottoman City: Imperial Architecture and Urban Experience in Aleppo in the 16th and 17th Centuries. The Arab Studies Journal. 14(2). 145-148.

Görsel Kaynakça

YAZAR BİLGİSİ
Görkem Tırıç
Görkem TIRIÇ, Uludağ Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü yüksek lisans öğrencisidir. Kitap okumaya ve araştırma yapmaya ilgi duymaktadır. Avrupa Sanatı, Bizans Sanatı, Türk Sanatı, Mimari, Mitoloji gibi alanlarda yazılar yazmakta olan Görkem Tırıç mozaik sanatıyla da yakından ilgilenmektedir. Yazılarını daha kaliteli ve geniş bir kitleye ulaştırmak amacıyla 2020 yılında MozartCultures yazar ekibine dahil olmuştur. Aynı zamanda sosyal medya ekibinde görev almaktadır. Kaya tırmanışı, doğa yürüyüşü ve yüzme, hobilerinin başında gelmektedir.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.