İkinci Yeni Şairlerinin Toplumsal Bakış Açısı

İkinci Yeni Şairlerinin Toplumsal Bakış Açısı

İkinci Yeni Şiir Akımı

İkinci Yeni şiir akımı, garip akımının şiir anlayışına tepki olarak 1950’lerde ortaya çıkan bir şiir hareketidir. Akımın önde gelen şairleri Turgut Uyar, Cemal Süreya, Edip Cansever, Ülkü Tamer, Ece Ayhan, Sezai Karakoç ve İlhan Berk’tir. İkinci Yeni şiirlerinin temel özellikleri şiirin imgesel yapıda olması ve hayal dünyasına seslenmesidir. Bireysel yalnızlık, ahlak dışı üslup ve gerçekçilikten kaçış, dadaizm ve sürrealizm etkileri sonucu İkinci Yeni şiir anlayışına yansımıştır. Tarih içerisinde çoğu eleştirmen tarafından sanatsal anlamda doygun ve özgün anlatım bakımından, Türk şiirinin en son vardığı nokta olarak iyi yorumlar almış olsalar da başka şair ve eleştirmenler tarafından toplumsal konulara uzak kalmak ve halka sırt çevirmek gerekçesiyle kötü eleştirilere de maruz kaldıkları söylenebilir. 21. yüzyılda da hâlâ etkisini devam ettiren İkinci Yeni şiir anlayışının, ders kitaplarında dahi sanatsal bir anlayış benimsemiş olduğu ve toplumdan uzak bir çizgi çizdiği belirtilmektedir. Aynı yıllarda toplumsal şiir üreten Asım Bezirci ve benzeri şairler, İkinci Yeni şairlerinin toplumsal ve siyasal konulardan uzak olduklarını ve hatta İnönü diktası şeklinde nitelendirilen Birinci Yeni (Garip) şiir akımına benzer bir şekilde, İkinci Yeni şiir akımını da Menderes diktası olarak nitelendirmişlerdir. Oysaki İkinci Yeni şairleri, kendilerinden önce ortaya çıkan akımların aksine bir manifestoya sahip olmamakla beraber daha öncelerinde birbirlerini dahi tanımamaktadırlar. Bu, ayrıca aralarındaki üslup farklarını da ortaya koymaktadır. Toplumsal anlayış içerisindeki şairlerin eleştirel yaklaşımlarının aksine İkinci Yeni akımı, soyut ve imgesel anlatımı sebebiyle sanatsal bir şiir anlayışına sahip olarak görülse de toplumsal ve siyasal konular, “derin” imgeler arasında gizlenmektedir.

"Afrika dediğin bir garip kıta" (Süreya, 1995;34).

Turgut Uyar

1927 Ankara doğumlu olan  Turgut Uyar, ilk şiir kitabını 1948’de Arz-ı Hal adıyla yayınlamıştır. Daha sonrasında Türkiyem, Dünyanın En Güzel Arabistanı ve Tütünler Islak isimli şiir kitapları çıkmıştır. Turgut Uyar’ın şiir kitaplarının isimlerine bakarak dahi onun siyasi olarak toplumla ilgilendiği söylenebilir. Ancak bu kitaplarda yer alan şiirlerin bireysel olarak anlatılması ve çok yüklü imgeler taşıması, toplumsal anlayıştan uzak olduğu şeklinde yorumlanabilir. 1970’e gelindiğinde yayınladığı Divan şiir kitabında, İkinci Yeni’nin özgün dil anlayışını benimsemeyerek aruz ölçüsü ile yazdığı şiirleri bu kitapta toplamıştır. Şiirleriyle yıllarca edebiyat dünyasında yer edinmiş şair, hayal gücüne değinen imgesel üslubu ve toplum içindeki bireyin yerine değinen şiirleriyle Türk edebiyatında önemli şairlerden biri olarak gösterilmektedir.

dikenleri kopardığın yerleri bir bahar filân sanırsan
Kürdistan’da ve Muş-Tatvan yolunda bir yer kanar

Muş-Tatvan yolunda güllere ve devlete inanırsan
eşkıyalar kanar kötü donatımlı askerler kanar (Uyar, 2002;348).

Edip Cansever

1928 İstanbul doğumlu olan Ömer Edip Cansever, şiirin yapısıyla ve oluşumuyla ilgili yazdığı makaleler ve verdiği demeçler ile döneminde yetkin bir şair olarak tanınmaktadır. Naif, özgün ve söylenenin aksine olaysal anlatım içeren şiirleriyle okuyucunun hayal gücüne değinen bir üslup benimsemiştir. Edip Cansever’in şiirinde “çitlenbik ağaçlarının altından geçen Ruhi Bey”e, “dirseğini iskemleye dayayan Ahmet Abi”ye ve “Almanya’ya giden işçi dolu trenler ile o trenlerin önünde kolonya ve mendil satan çocuklar”a rastlanır. Olayları imgesel dile sahip kalemiyle satırlara bırakan şair, birçok şiirinde dönemin toplumsal ve siyasal yozlaşmışlığına değinmiştir.

Gülemiyorsun ya, gülmek
Bir halk gülüyorsa gülmektir
Ne kadar benziyoruz Türkiye’ye Ahmet Abi.

Onlar ki, hepsi
Bir tutsak ağaç gibi yanlış yerlere büyüyenler
Ah güzel Ahmet Abim benim
Gördün mü bak
Dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar
Ve dağılmış pazar yerlerine memleket
Gelmiyor içimden hüzünlenmek bile
Gelse de
Öyle sürekli değil
Bir caz müziği gibi gelip geçiyor hüzün
O kadar çabuk
O kadar kısa
İşte o kadar. (Cansever, 2005;615).

Ülkü Tamer

1937 İstanbul doğumlu olan Ülkü Tamer, ilk şiirlerini Kaynak dergisinde yayımlamıştır. Diğer İkinci Yeni şairlerinin aksine kendine ait imge dünyasıyla süssüz ve sade şiirleri vardır. Şiirlerini çoğunlukla dörtlükler ve hece ölçüsü gibi belli kalıplar içerisinde yazan Ülkü Tamer,  toplumsal çizgiye yakın bir üslup seyretmiştir. Gül Dikeni ve Üşür Ölüm Bile şiirleri, Ahmet Kaya tarafından bestelenmiş ve müzik dünyasına kazandırılmıştır.

Diz çöktüler karşısında
Sonra ateş ettiler
Parçalanan yüreğine
Yuva kurdu mermiler

Bir soğuk yel eser
Üşür ölüm bile
Anlatır akan kanı
Beyaz sesiyle

Gelip kondu bir güvercin
Ellerine o gece
Kırmızı bir çelenk oldu
Bileğinde kelepçe

Bir soğuk yel eser
Üşür ölüm bile
Anlatır akan kanı
Beyaz sesiyle (Tamer, 1998;208).

Cemal Süreya

Kimilerince İkinci Yeni akımının başlangıcı olarak kabul edilen Üvercinka şiir kitabının şairi Cemal Süreya, Türk edebiyatında adından en çok söz ettiren şairlerden biridir. Asıl adı Cemalettin Seber olan şair, 1931 yılında Erzincan’da dünyaya gelmiştir. Maliye müfettişi olarak İstanbul’a atanan Cemal Süreya, şiirlerini yayımlayabileceği bir şehirde yaşamaya başlamıştır. Çoğunlukla şiirlerinde yoğun imgeler kullanan şair, türettiği kelimeler ve ahlak çerçevesini aşan şiirleriyle okuyucunun hayal gücüne dokunabilmiştir. Lirik üslupla yazılmış olan şiirler üretmiş olmasına karşın kimi zaman bir iki mısrada kimi zaman da şiirin bütününe yaydığı toplumsal imgelerle şiire yeni bir perspektif kazandırmıştır. Üvercinka şiirinde her kıtanın sonunda “Afrika dahil” olurken yoksulluktan bahsedilen son kıtanın son mısrasında “Afrika hariç değil” olması ya da “Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar” mısrasındaki gibi toplumsal eleştiri içeren düşünceleriyle Türk edebiyatına yeri değişilmez şiirler bırakmıştır.

Ve işte şamandırasıyla Beşiktaş’ınız,
Çapraşık bir yüzyılı geriye atar;
Tanrım siz şu uzun Anadolu’yu
Çocukluk günlerinizde mi yarattınız? (Süreya, 1995;245).

 

Adam süttozuyla evinin duvarlarını badana etmişti,
Karısıysa saklamıştı ne olduğunu bilmediği sütyeni,
Kulaklık olarak kullanmayı düşünüyordu onu kışın;
Tanrım gerçekten çocukluk günlerinizde mi? (Süreya, 1995;248).

 

Ece Ayhan

İkinci Yeni şiir akımlarının öncülerinden biri olan Ece Ayhan, 1931 yılında Datça’da doğmuştur. Mesleği kaymakam olan şair, disiplinli hayat tarzından kurtulmak için görevinden istifa ederek İstanbul’a gelir ve çeşitli sanatsal alanlarda çalışmaya başlar. Daha önce görülmemiş bir üslupla şiirler yazan Ece Ayhan, üslubunda coşkun bir anlatım benimsemiştir. Memuriyet hayatının kazandırdığı deneyimlere şiirlerinde rastlamak mümkündür. Devlet baskısı ile toplum arasındaki ilişkiyi işlediği şiirler kaleme almıştır.

Duyduk ki, bir daha
Kuş getirmek sınıfa
İntihar olmuş cezası
Hal ve gidiş tüzüğünde

Biz kuşları tutmuyoruz ki
Kapıda koyveriyoruz
Dönüp onlar ceplerimize giriyorlar
N’apalım? (Ayhan, 2003;159).

 

İmgelerden Topluma, Toplumdan İmgelere

Çoğu edebiyat kesimlerince İkinci Yeni şairlerinin Menderes diktası olarak adlandırılması ve halktan uzak ya da halka sırt çevirmiş olarak nitelendirilmesinin en belirgin sebebi, diğer toplumsal gerçekçi şairlerin aksine toplumsal konulara realist akım çerçevesinde değil, sürrealist imgesel anlatım üslubuyla yaklaşmalarıdır. Ayrıca ilk şiirlerini 1950’lerin sonlarında kaleme alan bu şairler, en bilindik baş yapıtlarını 1960 ile 1970 yılları arasında, Türkiye siyasal olarak çalkantılı bir dönemdeyken edebiyat dünyasına kazandırmışlardır. Aktif olarak şiir dünyasına katkıda bulundukları dönemlerde İkinci Yeni şairlerinin, iki ihtilal görmüş olmaları sebebiyle toplumsal konulara uzak olmalarını beklemek mümkün değildir. Ayrıca Menderes başkanlığındaki Demokrat Parti yönetimi, ülkede siyasal gücü elinde bulundururken şiir yazmaya başlamış olsalar da kendilerine hiçbir zaman bir isim vermemişler ve diğer şiir akımlarının aksine kendi aralarında dahi çok büyük üslup farklılıklarına sahiptirler. Bu nitelendirmeler çerçevesinde toplumsal gerçekçi şiirin aktivist özelliğe sahip olması görüşüyle ilişkilendirilerek İkinci Yeni şairlerinin bu aktivistlik yerine imgesel anlatıma sahip şiirler ortaya koymaları, onları toplumsal ve siyasal konulardan bihaber yapmamaktadır. Bu durumun bir başka simetrisi toplumsal gerçekçi şairlerde de rastlanabilmektedir. Nazım Hikmet’in Seni Düşünmek ve Piraye Hanım’a yazdığı daha nice şiiri, Hasan Hüseyin’in Azimeli Temmuz Bildirisi şiirleri ve Atilla İlhan’ın Ben Sana Mecburum şiiri gibi birçok lirik ve toplumsal ya da siyasal konular içermeyen şiirler, Türkiye’de en çok tanınan toplumsal gerçekçi şairlerin kaleminden çıkmıştır. Ancak bu şiirler, şairlere belli kalıplar atfetmek yerine onların yazmış oldukları şiirlerin niceliğini ve şair olma niteliklerini göstermektedir.

Son bir şiir:

MEÇHUL ÖĞRENCİ ANITI

Buraya bakın, burada, bu kara mermerin altında
Bir teneffüs daha yaşasaydı
Tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk gömülüdür
Devlet dersinde öldürülmüştür

Devletin ve tabiatın ortak ve yanlış sorusu şuydu:
Maveraünnehir nereye dökülür?
En arka sırada bir parmağın tek ve doğru karşılığı:
Solgun bir halk çocukları ayaklanmasının kalbine! dir.

Bu ölümü de bastırmak için boynuna mekik oyalı mor
Bir yazma bağlayan eski eskici babası yazmıştır:
Yani ki onu oyuncakları olduğuna inandırmıştım

O günden böyle asker kaputu giyip gizli bir geyik
Yavrusunu emziren gece çamaşırcısı anası yazdırmıştır:
Ah ki oğlumun emeğini eline verdiler

Arkadaşları zakkumlarla örmüşlerdir şu şiiri:
Aldırma 128! İntiharın parasız yatılı küçük zabit okullarında
Her çocuğun kalbinde kendinden daha büyük bir çocuk vardır
Bütün sınıf sana çocuk bayramlarında zarfsız kuşlar gönderecek. (Ayhan, 2003;123).

Yazar: Fuad Eren
Editör: Başak Tufan

Kaynakça

• Süreya, C. (1995). Sevda Sözleri. İstanbul: YKY.

• Tamer, Ü. (1998). Yanardağın Üstündeki Kuştur. İstanbul: YKY.

• Cansever, Ö. (2005). Sonrası Kalır I. İstanbul: YKY.

• Uyar, T. (2002). Büyük Saat. İstanbul: YKY.

• Ayhan, E. (2003). Bütün Yort Savul’lar!. İstanbul: YKY.

Görsel Kaynakça

https://www.ensonhaber.com/biyografi/yazar/turgut-uyar-kimdir

https://www.ensonhaber.com/biyografi/yazar/ulku-tamer-kimdir

https://www.yapikrediyayinlari.com.tr/yazarlar/edip-cansever

https://www.haberturk.com/ece-ayhan-hakkinda-sorusturma-acilan-sair-2671664

https://etpoetica.wordpress.com/edip-cansever/

https://www.maroon.com.tr/siirde-ilhan-berk-ece-ayhan-kaotik-farkindalik-dolanmisligi-17023

YAZAR BİLGİSİ
Fuad Eren
Fuad EREN, 1998 yılında İstanbul'da doğdu. Şu anda Marmara Üniversitesinde Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi öğrencisi. Sanat ve bilim hakkında aktif olarak okur, yazar, inceler ve izler.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.