İstanbul Arkeoloji Müzeleri

01.10.2020
İstanbul Arkeoloji Müzeleri

İstanbul’un Gülhane semtindeki Topkapı Sarayı’na çıkan Cankurtaran Yokuşu’nun hemen solunda bulunan, günümüzde 1 milyondan fazla esere sahip olduğu tahmin edilen İstanbul Arkeoloji Müzeleri; Çinili Köşk, Eski Şark Eserleri Müzesi ve Arkeoloji Müzesi klasik binasının bir araya gelmesiyle oluşmuş bir müzeler kompleksidir. Müzenin temelleri, “Müze-I Hümayün(İmparatorluk Müzesi)” adıyla 1847’de Harbiye Nazırı Damat Fethi Ahmet Paşa tarafından Aya İrini Kilisesi’nde atılmıştır. Kilisenin müze binası olarak yetersizliği su yüzüne çıktıktan hemen sonra, günümüzde müze kompleksinin en eski yapısı olan Fatih Sultan Mehmet döneminden kalma Çinili Köşk (1472) restore edilmiş ve eserleri Aya İrini’den 1880 yılında devralınmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra çeşitli sergilere ev sahipliği yapmış olsa da nihayetinde 1981 yılında konumu nedeniyle İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ne devredilmiştir.

istanbul-arkeoloji-muzeleri-cinili-KöşkÇinili Köşk (1472)

Hem müzenin hem de Osmanlı müzeciliğinin ilk büyük atılımı ise 1881 yılında Osman Hamdi Bey’in müze müdürü olarak göreve gelmesiyle gerçekleşmiştir. Kendisinin talimatıyla İstanbullu Levanten mimar Alexandre Vallaury tarafından Çinili Köşk’ün yanına 1883 yılında inşa edilen Sanay-i Nefise Mektebi (Güzel Sanatlar Akademisi), Eski Şark Eserleri Müzesi olarak günümüzde hizmet vermektedir. 1917 yılında akademinin Cağaloğlu’na taşınmasıyla birlikte bina bu vasfa erişmiştir.

Yine Osman Hamdi Bey’in bizzat yürüttüğü Nemrut Dağı, Myrina, Kym ve Aiolis (Batı Anadolu) bölgelerinde yaptığı kazıların dışında özellikle Sayda’daki Sidon Kral Nekropolünü keşfetmesiyle müzenin en ünlü eserlerinden olan İskender Lahdi, Ağlayan Kadınlar Lahdi, Lykia Lahdi ve Tabnit Lahdi İstanbul’a getirtmiştir. Bu devasa eserlerin sergilenmesi için ihtiyaç duyulan alanı sağlayacak olan yapı ise yine mimar Alexandre Vallaury tarafından 1897 yılında inşa edilen Arkeoloji Müzesi klasik binası olmuştur. Ve bu eser kendi döneminde müze binası olarak hizmet vermek üzere inşa edilen nadir yapılardandır.

İskender Lahdi

Müze kompleksine giriş yapıldığında hemen sol tarafta ziyaretçileri Eski Şark Eserleri Müzesi karşılar. Bu yapının içinde Anadolu ve Mezopotamya’nın Yunan öncesi, Mısır ve Arap dönemi eserleri yer almaktadır. Ancak kesinlikle müzenin bu kısmında görülmesi gereken en önemli parçalar; Mısırlılar ve Hititler arasında imzalanan, tarihin ilk yazılı uluslararası antlaşması olarak bilinen Kadeş Antlaşması’nın bir kısmının (diğer parçaları Berlin’de bulunmaktadır) ve yine tarihin en eski yazılı anayasası olan ve adını ünlü Babil hükümdarından alan Hammurabi Kanunları’nın yazılı olduğu kil tabletlerdir.

 

Eski Şark Eserleri Müzesi’nin yanındaysa Çinili Köşk yer almaktadır. Müzenin bu kısmında ise 11-20. Yüzyıl arasında yapılmış 2000’e yakın çini müze koleksiyonunda yerini almaktadır. Bu eserler Selçuklu Dönemi, Kütahya yapımı, Çanakkale yapımı ve müzenin en kıymetli parçalarını bulunduran İznik yapımı salonu olarak dört farklı bölüme ayrılmıştır.

 

Çinili Köşk’ün hemen karşısında bulunan klasik binanın içinde sağ tarafta Arkaik Dönem’den Roma Dönemi’ne ait antik çağ heykelleri (Athena, Dionysos, Afrodit gibi tanrı ve tanrıçaların insan boyutundaki heykellerinin de dahil olduğu eserler), sol tarafta ise daha önce adı geçen Sidon Nekropolü’nden çıkarılmış dünyaca ünlü eserler yer almaktadır. Bu binaya sonradan eklenen 3 katlı ek bina kısmında ise sırasıyla Çağlar Boyu İstanbul, Çağlar Boyu Anadolu ve Troya ve Anadolu’nun Çevre Kültürleri: Suriye, Filistin ve Kıbrıs Eserleri kronolojik sırayla sergilenmektedir.

 

Açık arayla Türkiye’deki en büyük koleksiyona sahip olması, 1993 ve 2004 yıllarında “Avrupa Konseyi Müze Ödülü”, “Kenneth Hudson Ödülü” gibi dünyanın en prestijli ödüllerini kazanmış olmasına rağmen, İstanbul Arkeoloji Müzeleri, 2019 yılında yalnızca 427 bin 643 kişi tarafından ziyaret edildi ve en çok ziyaretçi ağırlayan 6. Müze olabildi. Bunun başlıca nedenleri arasında özellikle yabancı turistlerin tercih ettikleri klasik tur programında Sultanahmet Meydanı’ndaki Ayasofya Müzesi, Topkapı Sarayı, Yerebatan Sarnıcı gibi eserlere öncelik verilmesi, üç binadan oluşan yapıyı gezmenin çok zaman isteyen bir aktivite olması ve özellikle tanıtım eksikliği gibi nedenler baş etkenler olarak göze çarpmıştır (Aytuğ, 2012).

 

Kerem Öztürk

 

Kaynakça:

Aytuğ, A. (2013) İstanbul Arkeoloji Müzelerinin Turizmdeki Yeri Üzerine Bir Değerlendirme, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 7(29), 27-29. 24 Eylül 2020 tarihinde http://www.sosyalarastirmalar.com/cilt7/sayi29pdf/arslan_aytugx.pdf adresinden erişildi

İstanbul Arkeoloji Müzeleri, 28 Eylül 2020 tarihinde https://www.istanbul.net.tr/istanbul-rehberi/istanbul-muzeleri/istanbul-arkeoloji-muzeleri/71/4 adresinden erişildi

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürlüğü 2019 Yılı Müze ve Örenyeri Ziyaretçi İstatistikleri, 27 Eylül 2020 tarihinde http://www.dosim.gov.tr/assets/documents/2019-ZIYARETCI-WEB-SITESI.pdfadresinden erişildi.

Kapak Görseli: Arkeoloji Müzesi Klasik Bina (1897)

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.