Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü Film Müzikleri Üzerinden Bir İnceleme

Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü Film Müzikleri Üzerinden Bir İnceleme

 

“Yar bana bir eğlence medet…”

Yüzyıllardır bu giriş cümlesiyle izlediğimiz geleneksel tasvirlerimizi, 2006 yılında Yönetmen Ezel Akay ve Senarist Levent Kazak sayesinde, bu kez mum ışığıyla hayal perdesinde değil; onları beyazperdeye düşüren projektör ışığıyla izledik. Elbette bu gölge tasvirlerin güldürü işlevi olduğu kadar taşlama yönü de günümüzün sinema nimetleri ile birleşme fırsatı bulmuştu. Filmde dönemin Diyar-ı Rum toplumu üzerinden beyliklerin iktidar ilişkileri ve kültürel ortam muhteşem bir belgesel niteliğinde işlendi ve film popüler tarih kültleri arasına yerleşti. Elbette yalnızca öykü ve görüntü değil, film müzikleri de bunda büyük bir paya sahipti. Filmimiz geçen zaman içinde yerini sağlamlaştırırken müzikleri de kendine ayrı bir tırmanış rotası çizerek filmi izlemeyenler arasında dahi popüler hale geldi. Esasında müziklerin köken aldığı öz; bizden olan, dilden dile yaşayarak onaylanmış kültür birikimimizdi. Bu mirasımıza modern bir dokunuşla geleceğe taşıyan müzisyen Ender Akay da en az filmin kendisi kadar toplumsal hafıza derlemesi niteliğinde bir soundtracke imza attı. Şimdi gelin müzikler üzerinden devam edelim:

 

1.On Kere Demedim Mi Sana 

Gölge oyunlarının dünyada çeşitli coğrafyalarda ve tarihlerde görülmesi, Anadolu’da bu geleneğin ilk kez ne zaman görüldüğüne dair tartışmaları çeşitlendirmektedir. Kimi kaynaklara göre Çin’de başlayan gölge oyunu yolculuğu, Moğol ve Türk kavimler aracılığı ile Balkanlar’a kadar gitmiştir.[1] (Yunanistan’da “Karaghiozis” ismiyle bilinmektedir.) Kimi kaynaklara göre ise gölge oyununu Anadolu topraklarına şehzadeleri eğlendirmek amacıyla Mısır’dan getirtilmiştir.[2]

Bu köken belirsizliği ile beraber bu kişilerin gerçekliği de her zaman sorgulanmıştır. Filmde Hacivat ve Karagöz’ün göbek deliklerinin olmaması da bu var olma(ma) meselesine güzel bir göz kırpma olarak karşımıza çıkıyor.

Bilinen genel efsane ise Sultan Orhan’ın, Karagöz ve Hacivat isimli iki inşaat işçisini idam ettirdikten sonra üzüntüsünü hafifletmek amacıyla Şeyh Küşteri isminde biri tarafından bu oyunun ortaya çıkarıldığı şeklindedir.[3]

Ancak; belki hiç bitmeyecek olan köken tartışmaları içinde, Anadolu kendine has bir Karagöz oynatma tarzı oluşturmayı başarabilmiştir. Bu geleneğin vazgeçilmez unsurlarından biri de Hacivat’ın “Sahne Gazeli” okuması ve “tegannîye”* ile giriş yapmasıdır. “On Kere Demedim Mi Sana” genellikle Hacivat(Beyazıt Öztürk seslendirmiştir) tarafından daha ağırbaşlı şekilde “Evç Yürük Semai” makamında okunan -çokça bilinen- bir açılış parçasıdır. Parçanın ilk saniyelerinde “Yar bana bir eğlence medet” tegannîsi işitilmektedir;

 

*tegannî: Hacivat’ın Karagözü sahneye getirebilmek için okuduğu makamlı şarkıların genel adlandırmasıdır.

 2.Dört Kitabın Manası

Film müziklerinde ağırlığını hissettiğimiz önemli unsurlardan biri de sözleri Yunus Emre’ye ait olan parçalardı. Bunlardan biri olan “Dört Kitabın Manası” parçasının sözleri genel olarak “Senin Kokun Duydu Canım” şiiri ve“Kördür Münkirin Gözü” şiirinden bir bölümden oluşmakta. Sözler, yazıldığı 13-14. yüzyıllardaki zamanın ruhunu olduğu kadar aslında evrensel değerleri de sonuna kadar hissettiriyor.

Yunus’un “Sen sana ne sanırsan, ayruga(başkasına) da onu san” ifadesi, klişeleşmiş bir cümle olarak “Sana yapılmasını istemediğin bir şeyi, sen de başkasına yapma” gibi algılansa da bizce asıl anlatısı, tıpkı 19. yüzyılda Pyotr Kropotkin’in kaçınılmaz bir evrimsel kural olarak önümüze koyduğu “Karşılıklı Yardımlaşma” felsefesi gibi “Kendin için istediğin bir şeyi, bir başkası için de iste” ya da “Sana nasıl davranılmasını istiyorsan, sen de başkalarına öyle davran” manaları ile daha çok örtüşmekte. Geri kalan sözlerin anlamlandırmasını sizlere bırakarak devam edelim;

 

3.Yürürün

Ender Akay’ın belgesel niteliğinde çalıştığını yazımızın başında söylemiştik. Bu parça diğerlerine göre profesyonel anlamda belki de emsaline daha az rastlanan cinsten bir çalışma olarak karşımıza çıkıyor.

Osmanoğulları üç kıtaya hükmedip “Müslüman Roma” halini almadan yalnızca birkaç asır önce konargöçer topluluklardan oluşmaktaydı. Anadolu’da halen rastladığımız pagan ritüeller, bu toplulukların henüz Müslüman olmayan bir kısmının inanç sistemlerini oluşturmaktaydı. Günümüzde bilinen isimleriyle “Yörük” olarak adlandırılan şamanist konargöçerler yürürken sırtlandıkları evleriyle beraber kültürlerini de Diyar-ı Rum’a taşıdılar.

Haluk Bilginer tarafından seslendirilen şarkının sözlerinde yürümekle/göçmekle geçen bu yaşam tarzının ipuçlarını bulmak mümkün. Müzikal anlamda çeşitli üflemeli, vurmalı ve telli sazların yanında eserde gırtlak sesi ile icra edilen  “Höömey/Kömey” sanatını da görüyoruz. Günümüzde bu kültür çeşitli yaylalarda “boğaz havası”olarak varlığını sürdürmektedir.

Filmde Karagöz ve annesi Kam Ana(Ayşen Gruda canlandırmıştır) üzerinden seyrettiğimiz bu topluluğun izlerine ayrıca film müziklerinden “Gök Baba Toprak Ana” ve “Kam Ana” isimli parçalarda da denk gelmekteyiz.

 

 

4.İndik Rum’da Kışladık

“Bir insanın kimliği başına buyruk aidiyetlerin birbirine eklenmeleri demek değildir, kimlik bir “yamalı bohça” değildir, gergin bir tuval üzerine çizilen bir desendir; tek bir aidiyete dokunulmaya görsün, sarsılan bütün bir kişilik olacaktır.” diyor Amin Maalouf.[4]

Elbette bahsettiğimiz konargöçer akıncılar bu topraklara konduğu zaman hüküm sürdükleri topraklarda Rum(Doğu Roma) ahalisi de mevcuttu. Dönemin sosyal ve siyasal çevresi Diyar-ı Rum’da yeni bir kimlik oluşumuna zemin hazırlıyordu. (Rumilik kavramı ve konuyla ilgili ileri okuma için yazının sonuna bakınız**)

Yine Yunus Emre’nin sözlerinden*** dönemin toplumsal iklimini dinlediğimiz bu parçada özellikle “Beri gel barışalım, Yad isen bilişelim” kısmı bir tanışma halini tasvir etmektedir. (Yad: yabancı. Bilişmek: birbirini tanımak, öğrenmek.)[5]

 

 

5.Bacıyan-ı Rum 

Filmin geçtiği döneme yaklaşık 100 yıllık kurgusal bir kayma ile dahil olan Ahi kadınların yapılanması Bacıyan-ı Rum(Anadolu Bacıları) teşkilatının anılması da kayda değer başka bir arşiv bilgisi;

Yazımızın sonuna yaklaşırken Yönetmen Ezel Akay’ın katıldığı bir programdan yıllardır konuşulan filmi hakkında kendi ifadelerini paylaşalım:

 “Aslında benim içten bir dileğim var, bu filmin unutulabilmesini ve raflarda alt sıralarda yer edinmesini; üstüne bir şeyler eklenmesini, çok daha iyilerinin yapılmasını ve bunun cesaret gerektirmemesini ben diliyorum.”****

Sayın Akay’ın bu sözlerine değer nitelikle çalışmaların artmasını elbette bizler de diliyoruz.

Karagöz, Hacivat ve Küşteri… Ve hatta ilerleyen dönemler için Hezârfen ve Lagâri, belki hiç ete kemiğe bürünmediler. “Gerçek” birer kişi olup olmadıkları hep tartışıldı; halbuki bizim gerçekliğimizden daha az gerçek değillerdi. Bir çokları geçti bu topraklardan ancak onlar halk hafızasında var oldular, öğrettiler, ilham verdiler ve yaşadılar.

Onları yaratan ortak kültür mirasımıza saygıyla.

 

Kaan Nomer

 

**İleri Okuma önerileri:

1-Cemal Kafadar, Kendine Ait Bir Roma: Diyar-ı Rumda Kültürel Coğrafya ve Kimlik Üzerine, Metis Yayınları.

2-Cemal Kafadar, İki Cihan Âresinde: Osmanlı Devletinin Kuruluşu, Metis Yayınları.

*** Yunus Emre’nin “Elhamdülillah” şiiri

****İleri izleme; Kültür Tarih Sohbetleri 83. Bölüm https://youtu.be/o5sgbS3SQS0

 

Kaynaklar;

[1]İhsan Hınçer, Türk Folklor Araştırmaları Dergisi No:119 Haziran 1959.

[2]Metin And, Geleneksel Türk Tiyatrosu İnkılap Kitabevi 1985.

[3]Hayali Saraç Emin Şenyer’in internet sitesi karagoz.net 1. ve 2. kaynaklar ve genel kaide bilgileri de bu adres üzerinden alınmıştır.

[4]Amin Maalouf, Ölümcül Kimlikler, Yapı Kredi Yayınları, 45.baskı 2017.

[5]TDK Türkçe Sözlük https://sozluk.gov.tr

[6]Kapak Fotoğrafı beyazperde.com üzerinden alınmıştır.

 

YAZAR BİLGİSİ
Kaan Nomer
Kaan Nomer, 1998 yılında İstanbul’da doğdu. 2016 yılında İçel Anadolu Lisesi'nden mezun oldu. Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde öğrenci olan yazarımız; çeşitli STK'larda görev almakta ve amatör olarak oryantal/etnik müzik alanında playlist küratörlüğü yürütmektedir. İlgi alanındaki sanatçılar ekseninde okumalar yaparak, MozarCultures'a başlıca bu konuda incelemeler yazmaktadır.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.