Sanat Camiasının Vicdansız Kadını ve Lacaze Skandalı

Paul Guillaume Gabon’dan gelen bir yük gemisinden Afrika heykelcikleri çıkınca bunları alıp satmaya başlayan tüccar bir adam.

Kendisi 1900’lerde Afrika sanatıyla ilgilenen, ilk sergi açan kişi olur ve Societe D’Archeologie Negre‘i kurup sanat simsarlığına soyunarak zengin Parisliler ile çalışmaya başlar.

Ünü zamanla o kadar yayılır ki Picasso için ”Paul’un elinde bulunan eserlerden etkilendi.” derler. 1914-1920 yılları arasında Soutine, Picasso, Derain, Matisse, Modigliani gibi sanatçılara sergiler açar; bu arada beğendiği resimleri de kendine ayırmaya başlar.

(1)

Paul yükselirken, Juliette Lacaze denen hırslı, içten pazarlıklı bir kadın Paul’ün hayatına girer.

Kadın kötü niyetle geçmişini saklayan biridir. Öyle ki erkek kardeşi Jean Lacaze ile birlikte geçmişe dair tüm evrakları, belgeleri yakarlar. Eskide ne kötülükleri vardı acaba?

Kadın adını Domenica olarak değiştirdikten sonra 1920 yılında Paul ile evlenir. O sırada Paul, Albert Barnes adlı zengin bir Amerikalının sanat danışmanı olarak işe başlamış ve epey varlıklı bir konuma ulaşmıştır. Domenica, Paul’ün kendi koleksiyonuna katacağı resimlere kadar işlere karışmaya başlar. Picasso gibi yenilikçilerin satılmayacağını, Kubizmin müşterilerin antikalarının yanına yakışmayacağını söyler ve Paul’ü satış yapmaması için manipüle eder. Gitgide ipleri eline geçiren Domenica’nın gözünü para ve hırs bürür.

(2)

Kendine bir de sevgili yapar ve arkadaşım diyerek kocasına tanıtır. Paul her şeyden habersiz Jean Walter adlı bu Amerikalı zengin arkadaşı sever ve onun da sanat danışmanlığına başlar.

Walter da evli bir erkektir fakat Domenica ile gizli aşk yaşamaya başlayınca eşinden ayrılır. Domenica bir şekilde Paul’ü ikna eder ve Walter onlarla birlikte yaşamaya başlar.

Bir akşam Paul’ün apandis ağrısı tutar fakat Domenica eşini hastaneye götürmez, sessizce ölmesini bekler. Hastaneye gittiğinde ise artık çok geç olmuştur.

(3)

1934’te 43 yaşında karısı yüzünden ölen Paul’ün bir vasiyeti vardır: Çocuğu olmadığı sürece tüm koleksiyonu, serveti müzeye kalacaktır. Bunu öğrenen Domenica resimleri kaybetmemek için yeni ve şeytani bir plan yapar. Kocası ölür ölmez, sanki yeni hamileymiş gibi numara yapmaya başlar.

Kadın 9 ay boyunca karnında yastıklarla gezer ve o sırada bir çocuk simsarıyla anlaşıp, fakir birinin yeni doğmuş oğlan çocuğunu eve getirtir. Ağabeyinin yardımıyla sahte bir doğum ile Jean Pierre adını verdiği çocuğu alır. Böylece koleksiyonu ve serveti müzeye kaptırmamış olur. Koleksiyonu ele geçiren Domenica, Picasso’nunkiler gibi sevmediği dönemin avant-garde kubist resimlerini satar ve yerlerini Monet ile Cezanne alır. 1938’den itibaren milyoner sevgilisi Walter’la yaşamaya başlayan Domenica’nın hikayesi hız kesmeden devam eder…

İkisi birlikte sanat ticaretine devam eder, işleri yolundadır; ama evlatlık çocuk için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Çünkü Domenica çocuktan nefret etmektedir.

Domenica bu süreçte Jean Pierre’e adeta cehennem hayatı yaşatır. Ona oda vermez, masanın altında yatırır. Eve misafir gelince de onu hep banyoya ya da dolaba kilitler.

Küçük çocuğun hayatı hep aşağılama ve eziyetlerle geçer. Öyle ki Domenica, oğlan genç bir delikanlı olunca bile yeni kıyafet almaz, kendi eski küçük kadın ceketini giydirip okulda rezil etmeye çalışırdı. Hayat böyle devam ederken 1941’de Walter’la Domenica evlenir. Fakat bir süre sonra sıkılan Domenica’nın 15 yaş genç yeni bir sevgilisi daha olur. Zehir uzmanı Dr. Lacour.

Lacour aşırı sağ eğilimli, doktorluk diploması şüpheli olan ve uyuşturuculu reçeteler yazmasıyla bilinen tekinsiz biridir. 1957’de hep birlikte oldukları bir yemek çıkışında Walter’a araba çarpar ve şüpheli kaçar. Etrafta bulunan insanlar ambulans çağıralım deseler de Domenica bunu istemez. Dr. Lacour’la ikisi “Walter’ı biz götürürüz” derler. Saatler sonra hastaneye vardıklarında Walter çoktan ölmüştür. İki kocasının da şüpheli ölümünde Domenica, parayla her şeyi örtbas eder, şüpheleri dağıtır. Eşlerinin resimlerine, servetlerine sahip olmuştur artık.

Domenica artık yüksek mevkilerde dostları olan, nüfuzlu, milyonlarca dolarlık sanat koleksiyonu olan, zengin bir kadındır.

(4)

Bu arada evlatlık Jean Pierre evden kaçıp orduya yazılır ve asker olur. Daha sonra da askerlik arkadaşı Rayon’un yanına Paris’e yerleşir. Uzun zaman sonra Jean Pierre’in yerini bulan Domenica ve erkek kardeşi Jean Lacaze bir şeytani plan daha yaparlar. Rayon’a para teklif edip J.Pierre’i öldürmesini isterler. Rayon para için kabul eder ama arkadaşına kıyamaz.

Durumu itiraf edip Domenica’yı polise ihbar ederler. Bu olay tarihe Lacaze Skandalı olarak geçer. Dr. Lacour hapse girer, erkek kardeş Jean Lacaze bir kaç güne serbest kalır.

Ya Domenica’ya ne olur? Başbakan dahil siyasi ve üst tabakadan bir çok tanıdığı olan bu kadına elbette bir şey olmaz.

Kültür Bakanı ile anlaşarak 16 Cézanne, 23 Renoir, 5 Modigliani, 12 Picasso, 10 Matisse, 27 Derain, 22 Soutine resmini bağışlar ve durumdan kurtulur.

Olaydan sonra Jean Pierre gazeteci olarak bir dergiye girer. Bunu öğrenen Domenica evlatlık oğlunu kovdurmak için her şeyi yapar fakat patronu engel olur. Bu sefer Domenica oğlanın insan ticareti yaptığı yalanını yayar ve reddi miras yapması için baskı yapar ancak bu sefer planı işe yaramaz. Jean Pierre ise ancak Domenica’nın ölümünden sonra rahat bir nefes alır.

Amerika’ya taşınır ve eski hayatına sünger çeker. Domenica “Hayatta var olmak için tek sebebim” dediği resimlerinden nihayet 1977’de ölünce ayrılır. Bu resimlerle de bir müze açılır.

Paris’te Musee de l’Orangerie‘ye yolunuz düşerse, resimlere bakarken şüpheli ölümleri, zavallı çocuğu ve Vicdansız Domenica’yı hatırlarsınız…