Hafta Sonu Okunabilecek 6 Kitap
3 Roman
Knut Hamsun-Açlık
Sayfa Sayısı:158
Yayınevi: Varlık Yayınları
Açlık, 1920 Nobel Edebiyat Ödül sahibi Norveçli yazarın en ünlü romanlarından biri. Kitap, ünlü bir yazar olmayı hedefleyen ana karakterin açlıkla olan savaşını anlatıyor. Karakterin ağzından aktarılan roman, açlığı okuyucuda hissettirmeyi başarabilecek ölçüde etkileyici. Okuyucu, karnını doyurmak ve şerefiyle yaşamak arasında seçimler yapmak zorunda kalan ana karakteri okurken, ahlaki bir sorguyla yüzleşmek zorunda kalıyor.
“Beni apaçık rahatsız eden tek şey, yemekten tiksinmeme rağmen, açlıktı. Yeniden rezil bir iştah duymaya başlamıştım, içimde gittikçe artan bir oburluk. Bir şey içimi insafsızca kemiriyor, sessiz sedasız ve tuhaf, yapacağını yapıyordu. Bir düzine minnacık hayvan vardı sanki; başlarını yana yatırıyor, hafifçe ısırıyorlar, sonra başlarını öbür yana yatırıyor, hafifçe ısırıyorlardı; bir an hiç kıpırdamadan duruyor, sonra yeniden başlıyorlardı; gürültüsüz, acelesiz kemirip ilerliyor, geçtikleri her yerde gedikler açıyorlardı” (Hamsun, 2018, s. 110).
Dostoyevski-Öteki
Sayfa Sayısı: 188
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Bir karakter tahlili olan romanda, Yakov Petroviç Goladkin karakteri çerçevesinde gelişen olaylar ile kişilik bölünmesi, psikoz, paranoya gibi süreçler işleniyor. Dostoyevski, öteki kavramı ve kişilik bölünmesi arasında kurduğu analoji ile üst kimliği irdeliyor. Roman boyunca izahı zor bir konu olan şizofreni meselesi yalınlıkla aktarılırken, okuyucuya acıma ve öfke duygularını aynı anda hissettirmeyi başarıyor. Öteki, Freud’un da övgüyle bahsettiği bir karakter tahlili sunuyor.
“Benim kendime göre kurallarım var. Başarısızlığa uğradığım zaman yılmam, başardığım şeye de dört elle sarılırım; yalnız hiçbir zaman sinsilikle hareket etmem. Entrikacı değilim ve bununla övünürüm, anlayacağınız. Siyaset benim işim değildir. Derler ki; av iyi avcının ayağına gelir. Bunu kabul ederim. Yalnız bizim durumda avcı kim, av kim?… Mesele bunda, baylar” (Dostoyevski, 1994, s. 23).
Akın Aksu-Bir Taşra Köpeği
Sayfa Sayısı: 250
Yayınevi: Doğan Kitap
Diğerlerinden biraz daha uzun bir kitap olsa da hem kitabın üslubundan hem de okuyucunun karakterlere olan aşinalığı sebebiyle, kitap oldukça hızlı ilerliyor. Ahlat Ağacı’nın senaryo yazarlarından biri olan Akın Aksu, günümüz Türkiye’sinin yarı aydın kesiminin diyaloglarına tanıklık etmemizi sağlıyor. Hemen hemen her gün karşılaşabileceğimiz karakterleri yansıtan kitap okuyucuya bir olay örgüsünden ziyade, çeşitli karakter analizleri sunuyor.
“Ben de garibanım ona bakarsan! Ama gariban olmak, bizi gariban bırakanların köpekliğini yapmayı gerekli kılmaz ve aynı zamanda masumlaştırmaz da!” (Aksu, 2019, s. 130).
3 Hikâye
Barış Bıçakçı-Aramızdaki En Kısa Mesafe
Sayfa Sayısı: 99
Yayınevi: İletişim Yayınları
Barış Bıçakçı’nın sohbet edermiş gibi bir üslupla yazdığı kitap, bir çocuğun gözünden aileyi bir çatı altında toplayan çeşitli bağları anlattır. Kitabında aileyi, “Aynı soyadının önüne toplanmış beş kişi.” olarak özetler. Çocukluk ve ergenlik anıları aracılığıyla aileyi aile yapan olay ve duygular okuyucuya aktarılır. Birkaç saat içinde okuyup bitirebileceğiniz bu kitap, okuma süresinin aksine, çeşitli duygu geçişleri yaşattığı için uzun süre zihninizde yer edebilir.
“Onlara baktım, kardeşlerime. Ellerine, yüzlerine. Yoktan yere bir uzaklık, bir engel aramızda. Birbirimize, birlikte yaşadığımız onca şeyi aşıp yaklaşamayacakmışız gibi; ama öyle de yakınız ki, kapı kapandığında üçümüzün birden eli sıkışıyor” (Bıçakçı, 2018, s. 96).
Melisa Kesmez-Nohut Oda
Sayfa Sayısı: 107
Yayınevi: İletişim Yayınları
Her hikayesinde farklı kişilerle arkadaşlık edeceğiniz bu kitap, karakterleri özümsemeniz için uzun vakitler gerektiren zorlayıcı sayfalardan oluşmuyor. Her birinin kendi hızını ve şeklini bulduğu insan hikayeleri, birinden olmasa ötekinden kendinize pay çıkarmanıza olanak sağlıyor. Melisa Kesmez vedaları, konuşulmamış ayrılıkları, haksızlıkları, kabullenişleri ve sevinçleri aktarıyor.
“Ailemizi aynı çatı altında kenetleyen şey eşyaydı sanki; tek sandalyesini kullanmadığımız dört kişilik yemek masasıydı, odalarımızı birbirine bağlayan koridorlardı, yüzümüzü birbirimizin ıslaklığına kuruladığımız havluydu, paltolarımızı birbirine sarılma mesafesinde muhafaza eden portmanto, çamaşırlarımızı birbirimizin kirli sularında döndürüp duran çamaşır makinesi…” (Kesmez, 2020, s. 49).
Etgar Keret-Tanrı Olmak İsteyen Otobüs Şoförü
Sayfa Sayısı: 146
Yayınevi: Siren Yayınları
Farklı hikayeler okumayı seviyorsanız ve Etgar Keret ile henüz tanışmadıysanız Tanrı Olmak İsteyen Otobüs Şoförü size keyifli bir okuma sağlayacaktır. Hikâyenin nereye gideceği konusunda okuyucuyu her zaman şaşırtmayı başaran Edgar Keret, kısa ve akıcı hikayeleriyle ilgiyi her zaman yüksek tutuyor.
“Ancak Eddie bir rahatsızlıktan mustaripti-bu yüzden de hayatta pek çok şeyi ıskalamıştı. Öyle lenf bezlerinin falan şiştiği türden bir rahatsızlık değil söz konusu olan, yine de çok etkiliyordu hayatını. Bu hastalık onu hep on dakika fazla uyumaya itiyor, hiçbir çalar saat para etmiyordu. Steakaway’deki işine de bu yüzden her gün geç gidiyordu, bir de kamu yararını bireysel desteğin önünde tutan otobüs şoförü yüzünden” (Keret, 2018, s. 8).
Kaynakça
Aksu, A. (2019). Bir Taşra Köpeği. İstanbul: Doğan Kitap
Bıçakçı, B. (2018). Aramızdaki En Kısa Mesafe. İstanbul: İletişim Yayınları
Dostoyevski, F. (1994). Öteki. Taluy, N. Y. (Çev.). İstanbul: Varlık Yayınları
Hamsun, K. (2018). Açlık. Necatigil, B. (Çev.). İstanbul: Varlık Yayınları
Keret, E. (2018). Tanrı Olmak İsteyen Otobüs Şoförü. Pardo, A. (Çev.). İstanbul: Siren Yayınları
Kesmez, M. (2019). Nohut Oda. İstanbul: İletişim Yayınları