“Sanat içinde geleceği barındıran bir silahtır.”

29.09.2020
“Sanat içinde geleceği barındıran bir silahtır.”

 

“Sanat içinde geleceği barındıran bir silahtır.” | Kasım (Noviembre), Achero Mañas, 2003

 

Noviembre, Achero Mañas tarafından yönetilen 2003 yapımı İspanyol filmidir. Film seyirciler ve sanatçılar arasındaki ilişkilere, sanatın ticarileştirilmesine ve tiyatronun devrimci potansiyeline odaklanmaktadır. 20. yüzyılın sonlarında İspanya’da Don Kişot olmaya soyunmuş Alfredo Baeza ve etrafında toplanan gençler korkusuzca bir savaş yürütürler. Tiyatro ile dünyayı değiştirmek isteyen Alfredo, Madrid’deki konservatuarı kazandıktan sonra konservatuvardaki arkadaşları ile birlikte Noviembre isimli bağımsız tiyatro grubu kurar ve manifestolarını ilan ederler. Noviembre Manifestosu; kamusal ve özel yardımlardan kaçınan, seyirci sayısının kısıtlı olduğu kapalı bir alan yerine en kalabalık yerleri sahne olarak tercih eden, geçmişte televizyon ve film işine bulaşanların girmesinin yasak olduğu, yazılı kaynaktan beslenmenin kabul edilmediği bir tiyatro biçimini savunur. Modern dünyanın eleştirilecek yönlerini, ve güncel konularını sanata aktarırlar. Bu noktada, “Sanat sanat için mi, toplum için mi?” ayrımını kesin çizgilerle ayırmadan, özgün olarak ilerlerler. Onların üzerinde durduğu, sanatın ne olduğundan çok; sanatı daha fazla insana ulaştırabilme gayretidir. Sanatın asla para, sahne, şöhret gibi karşılıklarının olmadığına inanan topluluk, “sosyal mesaj” içerikli tiyatro skeçlerini insanlara ulaşabilmek adına sokakta sergiler.

Noviembre”, de Achero Mañas y José Antonio Félez – AMG Production & Locations

Noviembre Manifestosu’nda para kabul etmeyeceklerine dair temel bir prensip vardır ve grup buna ihanet etmemelidir. Manifestoda parayı kabul etmenin sanatı satmak olduğu belirtilmiştir. Film, bu düşünce ekseninde hareket eder, sisteme ve iktidara karşı duran bir grup gencin sanat yoluyla bir devrim gerçekleştirme mücadelesini kuvvetli bir dinamikte sunar. Doğaçlama olarak sergiledikleri oyunlar halkı sarsar ve düşündürür. Gerçekle kurgu ayrımının yapılamaması, sergiledikleri performansların şehirde olay yaratmasına sebep olur.  ”Cinayet” adlı oyunda şehrin sokaklarında cinayetler işlenir ve şehir kan deryasına döner. Öldüğü düşünülenler için ambulanslar çağrılır. Halk, oyunu gerçek zannederken, grup terörizme dikkat çekmektedir. Metroda, caddelerde ve herhangi bir kamusal alanda sanatlarını gerçekleştirmeyi amaç edinirken girişimleri polisin gelmesiyle son bulur. Eşyaları ve kostümleri alınmıştır. Bu durum vazgeçmelerine sebep olmaz, aksine daha fazla ateşlenmişlerdir. Performanslarının gücü arttıkça ses de yükselmiştir, nitekim bu durum hakim karşısına çıkmalarına; dört yıl açık alanlarda oynamalarının yasaklanmasına sebep olmuştur. Ardından bir yapımcının teklifi olur ve bu teklif savundukları fikirden çok uzaktır. Para karşılığı sahneye çıkma teklifi kendi aralarında bölünmeye sebep olmuştur. Noviembre Manifestosu’nun temel prensibine ihanet ederek para karşılığı sahneye çıkarlar.

“Dünyayı değiştirmek istemiştik ama perişanca yenildik. Şimdiyse, değişmemek için ben dünyaya direniyorum.” şeklinde biter. Kapitalizmin kuşattığı sanatın, özgürlüğün sorgulanması konusunda etkileyici bir film.

İçinde Boğulduğumuz Yalnızlığı Tokat Gibi Yüzümüze Vuran Yazar Yusuf Atılgan'dan 19 Alıntı - onedio.com

“İzin verirseniz, sizlere küçük bir hikayem var. Geçen gün bu sahneyi ele geçirip, sesimizi duyurmaya karar verdik. Bunu yaptık çünkü bıktırdılar bizi!

Evet! Yorulduk! Tükendik! Ümidimizi yitirdik! Çünkü günümüzde tiyatro ve sanat gerçekten kokuşmuş halde. Doğru! Leş kokan genel kurul odaları, devlet memurları, ticaret, reklamcılık, tekdüzelik, rahatına düşkünlük, boş zaman, can sıkıntısı, bürokrasi ve yalan-dolan! Bir tek sanat yok! Zavallı sanatım! Sanat artık yok.

Artık sadece sanat ticareti, sanat borsası, ya da sanatı teşvik ticareti olacak! Bir başka banka hesabı daha, sayıları toplama sanatı. Ama biz buna alet olmayacağız çünkü bizler özgürüz, bizler sanatın kalpleri değiştirebileceğine inanıyoruz ve onlara güç verebileceğine.

Sanat, insanlara yaşadıklarını hissettirebilir. Sanat, erkek ve kadın ruhuna erişebilir. Sanat topluma şuur getirir. Bizleri daha iyi birer birey yapar. Sanat evrensel olabilir. Sınırsız, her türlü dinden ve ırktan bağımsız. Sanat, bir silah olabilir. Ama bir dekor asla! Gerçek bir silah.

Silah sesi duyulmalı! Hedef vurulmalı!”

Noviembre'de Performans Politikası 'Sanat içinde geleceği barındıran bir silahtır' | Düşünbil Portal - Düşünmek Özgürlüktür!

Yazan: Canan Önerli

 

KAYNAKÇA

 

 

 

 

 

YAZAR BİLGİSİ
Canan Önerli
Canan Önerli 2000 yılında Bursa'da dünyaya geldi. 2018 yılında Bursa Anadolu Lisesi'nden mezun oldu. MEF Üniversitesi'nde Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler lisansına ek olarak Psikoloji ile çift anadal yapmakta. İçindeki çocuğu sanatla ve güzellikle büyütmeye çalışan Canan, kendisini bildi bileli kitap okuyor ve resim yapıyor. Tutkulu bir şekilde bağlı olduğu, yaşamına anlam katan alanlarda içerik üretiyor.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.