Gül ile Bülbül

04.09.2018
Gül ile Bülbül

 

Yunan mitolojisine göre çiçek tanrıçası Chloris bir gün ormanda bulduğu cansız orman perisini çiçeğe çevirir. Şarap tanrısı Dionysus ile aşk ve güzellik tanrıçası Aphrodite’i bu çiçeği ödüllendirmek için davet eder. Aphrodite bu davetin üzerine çiçeğe güzellik, Dionysus da hoş koku verir. Batı rüzgarı tanrısı Zephyrus bulutları dağıtır, güneş tanrısı Apollo parıldar böylece gül tüm ihtişamıyla doğar.

Ömrünün kısa olmasına rağmen gerek koku gerekse renk ve gösteriş bakımından güzelliğiyle o çiçeklerin sultanıdır. Edebiyatta, mimaride, musikide sıkça kullanılan gül sevgiliyi ifade eder. Dikeni aşığın rakibidir. Bülbül, aşığın dilinden çıkan güzel sözleri güzel sesiyle sembolize edebilecek, dikenine aldırmadan gülü sevebilecek yegane varlıktır. Bülbülün güle olan sevdası aşığın maşuğa olan sevdasıdır. Binbir zahmetle yetiştirilen gül, nazlı bir sevgilidir. Yaprakları sırlarla doludur. Bülbülün derdi, gonca sevdiğinin sabah rüzgârıyla sırlarının ortaya çıkması yani güzel yüzünün açığa çıkmasıdır.

Fuzuli’nin ünlü Su Kasidesindeki bir beyitte gül ile bülbül şöyle geçer;

İçmek ister bülbülün kanın meğer bir reng ile

Gül budağınun mizâcına gire kurtare su

*Galiba (gül budağı) bir hile ile bülbülün kanını içmek istiyor. Su gül budağının tabiatına girip (bülbülü) kurtarsın.

Rivayet odur ki; bir zamanlar tüm güllerin rengi beyazdır. Sabah rüzgarıyla açılan gonca güllerden birine aşık olan bülbül, tüm gece gülün açılmasını bekleyip yalvarsa da gül umursamayıp açılmaz, bülbül de sabaha karşı uyuyakalır, bir türlü gülün yapraklarını açışına denk gelemez. Günler böyle geçip giderken gül bülbülün yalvarışlarına kulak asmamaya devam eder. Günlerce güzel sesiyle feryat eden zavallı bülbül bir gün bitap düşer ve kendinden geçer. Bülbülün kanını içerek kırmızı renge bürünmek isteyen gül, bülbül düştüğünde dikenleri sayesinde amacına ulaşarak kırmızı rengini alır ancak zavallı bülbül canından olur.

Naz ile niyaz içindeki gül ile bülbül motifi sembolik mesneviler arasında mühim bir yer tutar. Türk Edebiyatı hariç Doğu ve Batı edebiyatında da farklı şekillerde ele alınarak varlığını sürdürmüştür. Bu motif Feridüddin-i Attar’dan Oscar Wilde’a kadar geniş bir sahada kullanılır.

Gül ile bülbülün aralarındaki ilişkiyi çeşitli şekillerde ele alan bülbül-nameler iki konu çerçevesinde işlenir.
Birincisinde; bülbülün feryat ve inleyişlerinden bıkan kuşların, onu, Hz. Süleyman’a şikayet etmesiyle bülbülün sorguya çekilmesi, sonunda da aşk yüzünden inlemesinin caiz oluşu ve affedilişi anlatılır.
İkincisinde ise; konu aşk hikayesi haline gelir. Gül ile bülbülün arasında gelişen olaylar Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin gibi mesneviler şeklinde anlatılır.
Güle baktıkça yüreği çırpınan, sevgilisine ulaşmak için feryat eden bülbül her defasında aşkının kurbanı olur.

Yazar: Beyza Nur KAYA

 

 

Kaynakça:
Divan Edebiyatı – Ömer Faruk AKÜN
Osmanlı Şiiri Antolojisi – Ahmet Atilla ŞENTÜRK
Türk Kültüründe Değerler Simgesi Gül – Gülda ÇETİNDAĞ SÜME
Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü – İskender PALA

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.