Bira: Aslında Ne İçiyoruz?

07.10.2020
Bira: Aslında Ne İçiyoruz?

MÖ 10.000’lerde, rivayete göre bir buğday çorbasının yanlışlıkla mayalanmasıyla ortaya çıkan bu içki, insanoğlunun yüzyıllar süren kültürel evriminde kendine hep bir yer bulmuştur. Osmanlı İmparatorluğu’nda da oldukça popüler bir içki olan biranın, 1913 senesindeki rekor üretim oranına Türkiye Cumhuriyeti’nde ancak 1940’ta ulaşılmıştır. [1] Sümerlerin mitolojilerinde uğruna bir tanrıçanın olduğu, Frigyalıların bal ve cevizle karıştırarak cenaze törenlerinde içtiği ve eski Mısır’da ilaç reçetelerine yazılan bira; yüzyıllar sonra Afrika topraklarına ise kolonileştirme çalışmaları için gelen Avrupalılar ile ulaşmıştır. [2,3] Peki bu tarihi içki, coğrafyaya göre değişen damak tadımıza göre nasıl çeşitlendi? Gelin inceleyelim.

Mayalarına göre kabaca Ale ve Lager olarak ikiye ayrılan bira tipleri, Birleşik Krallık’ta Ale, Danimarka’da Pilsner, İrlanda’da Stout, Almanya’da Lager olarak çeşitleniyor. Tüm Avrupa’da ise sarı biralar Çekya’nın Pilsen şehrinden hareketle “Pils” olarak anılır.

bira-aslinda-ne-iciyoruz

Ale ve Lager Tipi Biraların Birbirinden Farkı Ne?

Farkları fermantasyon sıcaklıklarından ve maya çeşidinden gelen Ale ve Lager biraların, yine farklı sıcaklıklarda soğutulmaları gerekiyor. Kavrulmuş maltın tadını iyice alabilmemiz için, Ale tipi biraların Lagerlar kadar soğukta muhafaza edilmemeleri şart.

Koyu renkli ve tok olmasıyla Birleşik Krallık ve Belçikalı köylülerinin kahvaltıdaki tercihi olan Ale, aslında üretilen ilk bira türü. Şerbetçi otundan dolayı daha acı bir tadı var ve marjinal bir bira olarak tüm dünyaya yayılmadan önce uzun bir süre Birleşik Krallık’tan çıkmadı. Alt nota olarak ‘’ester’’ denen meyvemsi tatlar bulunduran Ale tipi biralar, kullanılan maltın kavrulma oranına göre yaklaşık 40 çeşide ayrılır. Bunların en popülerleri Amber Ale, Brown Ale, Indian Pale Ale, Stout, Porter ve Kölsch’tür. Ayrıca, evde bira yapmak isteyenler için de en uygun bira Ale tipi olacaktır.

  • Amber Ale, kehribar/bakır renginde, peynir ve ızgara et gibi proteinlerin yanında keyifle tüketilen bir biradır.
  • Indian Pale Ale(IPA), İngiltere’nin zamanında Hindistan’a götürürken bozulmaması için bolca şerbetçi otu kullanıldığı biradır. Şerbetçi otunun acılığının en fazla oranda hissedildiği bu altın/koyu renkli bira, ferahlatıcı bir etkiye sahip.
  • Brown Ale, damakta uzun süre kalan hafif karamelimsi bir tattadır.
  • Stout, iyice kavrulmuş maltın koyu renk verdiği acı bir biradır. En ünlü örneği İrlanda biralarından Guinness’tir.
  • Kelime anlamı ‘’hammal’’ olan Porter, koyu renkli bir bira ve bal, vanilya, çikolata gibi tatlımsı alt tonlara sahip.[4]
  • Kölsch ise Almanya’dan yayılmış, mayhoş bir Ale tipi biradır. Genelde uzun ve ince bardaklarda servis edilir.

Lager tipi biralar ise Almanya ve Çekya’da ortaya çıkarak 18. yüzyılda dünyaya yayılmıştır. Büyük depolarda soğutulurlar, bol köpüklü ve altın renklidirler. İçimlerinin daha hafif olması sebebiyle, marketlerde rahatlıkla bulabildiğimiz biralar genelde bu türdedir. En fazla 6-7 °C’de tüketilmesi gereken bu biralar için, son yıllarda sıcaklığa göre renk değiştiren bir akıllı malzemeden kutular yapılmaya başlandı. Ülkemizde de Efes’in ‘’şok soğuk’’ adını verdiği bu konsept, termokromik malzemeden yapılma kutularda sunulmuştu. Yine hammaddesine ve maltın kavrulma oranına göre birçok çeşide ayrılan Lager tipi biralardan en popülerleri Pale Lager, Dunkel, Pilsner, Oktoberfestbier olarak sayılabilir.

  • Pale Lager, Avrupa çapında en çok üretilen biradır.
  • Dunkel, koyu renkli bir Bavyera birasıdır.
  • Pilsner, ortalama bir markette karşımıza çıkan biraların çoğunluğunun ait olduğu türdür. Damak tadımıza en uygun bira olan Pilsner, açık sarı renkte ve çiçeksi bir acılığa sahip.
  • Oktoberfestbier, 1500’lü yıllardan beri aynı reçeteyle üretilen, tamamen malt tadına dayalı bir biradır.[5]

 

 

 

Bira İçerken Nelere Dikkat Edilmeli?

Unutulmamalı ki, normal mayalanma ve şişelenme standartlarına uygun yapılmış bir biranın alkol oranı en fazla %6 civarındadır. Biradan alınan keyfi; kullanılan bardak, sıcaklık ve bardağa koyma şekli gibi etmenler etkiler. Mesela, buzlukta beklemiş çok soğuk bir bardakta servis edilen bira, fazla köpürecek ve kokusuyla tadını gizleyecektir. Bardak seçimi ise, köpük oluşumunda önemlidir. Köpük ne kadar uzun süreliyse, biradaki aroma, asit ve yağlar da o kadar uzun süre damağınızda kalacaktır. Benim tercihim genelde birayı şişeden içmek yönünde, ancak bardağa koyulacak ise bardağı önce 45 derece eğmek, 2/3’ü dolduktan sonra ise dik konuma getirmek gerekli. Bardağınız dikken şişeyi ne kadar yukarda tutarsanız o kadar çok köpük elde edeceğinizi unutmayın. Afiyet olsun!

NOT: Bu yazı alkollü içki reklamı yapmaz, alkole özendirmez. Alkol dostunuz değildir.

Yazar: Esin Becenen

Kaynakça:

1-    https://www.wikipedia.org/

2-    E.Eren. (2205). Geçmişten Günümüze Anadolu’da Bira.

3-    Schler, L. (2002). Looking through a glass of beer: alcohol in the cultural spaces of colonial Douala, 1910-1945. The International journal of African historical studies35(2/3), 315-334.

4-    http://www.birazbira.com/

5-    https://www.birasever.com/

 

YAZAR BİLGİSİ
Esin Becenen
Esin Becenen ODTÜ'de Metalurji ve Malzeme Mühendisliği okumaktadır. Okumaya ve yazmaya ek olarak yeni yerler görmeyi, yemek yapmayı, misafir ağırlamayı ve doğa yürüyüşlerini sever. MozartCultures için site yazarlığı ve sosyal medya yöneticiliği yapmaktadır.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.