Türkçe Rock’ta Yeni Bir Soluk: 40Gece

Türkçe Rock’ta Yeni Bir Soluk: 40Gece

Ülkemizde birçok yeni nesil grup var ve yenileri çıkmaya devam ediyor. Geçtiğimiz yıl ilk albümleri olan Düşünden Uyan‘ı, geçtiğimiz ayda ise Buradan Çıkış Yok albümünü yayımlayan, Ilgaz Fakıoğlu ve Ayhan Asar’ın oluşturduğu bir elektronik rock grubu olan 40Gece, Türkçe rock’a yeni bir bakış açısıyla bakmamızı sağlıyor.

1) 40Gece ismini oluştururken eski Türk mitolojisinden esinlenme fikri kimin aklına geldi ve nasıl ortak paydada buluştunuz?                                                       

Ilgaz: Ürettiğimiz müzik; koyu, karanlık ve sembolik bir anlam taşıyor. Grup ismi ararken benim aklıma 40’lık inancıyla gece ismini birleştirme düşüncesi geldi. Şarkılardaki atmosferin mitolojik ve mistik anlatımlarla eşleştiği fikrindeydim. Genel çerçevede ise bu ifadenin bitmeyen, karanlığı süren ve uzun bir geceye yönelik bir anlam yarattığını düşündük. Ben öneriyi verdiğimde Ayhan’ın da kafasına yatınca “40Gece” isminde karar kıldık.

2) Müzik yapmaya kimden/kimlerden etkilenerek başladınız?

Ayhan: Müzik yapmaya başladığımda ağırlıklı olarak Türkçe rap ve rock müzik dinliyordum. Yaşayan efsanelerden örnek verirsek rap müzikte Sagopa Kajmer ve Ceza, rock’ta Teoman ve Duman beni en çok etkileyen isimlerdendir.

Ilgaz: Babam ben çocukken bir gün benim istediğim Backstreet Boys albümü yerine Iron Maiden–The X Factor albümünü almıştı. Arabada ona küs şekilde davranırken albümün açılış parçasıyla beynimden vuruldum. O gün hem ilk kez metal/rock müziğiyle tanıştım hem de gitar müziğine yönelik ilgim başladı. Müziğe olan ilgimi başlatan gün, o gündür.

3) Elektronik rock’ı bilmeyen birine elektronik rock’ı nasıl tanımlarsınız?

Ayhan: Bilgisayar ortamında yapılan rock müzik diyebiliriz. Ben daha çok modern rock demeyi tercih ediyorum. Günümüzde tamamen canlı enstrümanlardan oluşan müzikler epey azaldı. Biz de müziğimizde şimdilik gitarlar dışında canlı enstrüman
kullanmıyoruz ancak konserlerde daha kemik bir rock sound‘u oluşturmayı düşünüyoruz.

Ilgaz: Rock kompozisyonlarıyla harmanlanan elektronik sound olarak tarif edebiliriz. Bizlerin de şarkı trafiği geleneksel rock çizgisi taşısa da sound‘daki elektronik katmanlar müziği farklı bir yere çekiyor. Fakat yine de piyasadaki elektronik-rock gruplarından farklı olduğumuzu düşünüyorum. Bizdeki gitar ve trafik kompozisyonları rock müziğe daha yatkın olduğundan dolayı tarzımızın elektronik-endüstriyel rock, modern rock müziği formatında kaldığı fikrindeyim.

 4) Bir röportajınızda Düşünden Uyan albümünde şarkılarınızın depresif ruh halinden manik duruma geçtiğini ve varoluşçu bir konsept yakaladığınızı söylemiştiniz. Buraya ulaşmanızı sağlayan arka plan hikayesi neydi?

Ayhan: Yaşadığımız çağda her şey çok hızlı ve sıklıkla kolay. Bununla birlikte hız, derinleşmeyi namümkün kılıyor. Yüzeyselleşiyoruz ve yaşamda anlam konusunda boşluğa düşüyoruz. Bu albüme başladığımız dönem benim de boşluğa düştüğüm, varoluş sancıları çektiğim bir dönemdi. Bu yüzden karanlık, içe dönük ve depresif şarkılar yazıyordum. Bir yandan 40Gece olarak dinleyicilerimizin artması, insanların şarkılarımızda ortak duygular yaşaması da bana ışık oldu. Sanki kuyunun dibinden ışığa doğru tırmanıyormuşçasına her şarkı bir basamak gibi gittikçe canlandığım, güçlendiğim ve farkındalığımın arttığı bir yolculuktu. Bu yolculuğu da albümde şarkıları dipten yüzeye çıkış şeklinde sıralayarak konsept bir hikayeye dönüştürdük.

Ilgaz: Albüm “Gecenin İçindeyim” şarkısındaki gibi kuyunun dibinde başlayıp “Unutma Hiç Beni” şarkısındaki hâliyle kendisini ve bıraktığı hayatı etrafına hatırlatmak isteyen bir kişinin temennisiyle bitiyor. Sözlerle birlikte müzik de başlangıçtaki agresifliği daha olgun bir çizgiye taşıyor. İlk albümdeki konsept hikâye daha bütünsel olduğu için modern çağdaki insanların yaşadığı boşluğu/sıkıntıları da tam olarak tarif edebiliyor.

5) Tüm şarkılarınızdan vazgeçmek zorundasınız, geriye sadece bir tanesi kalacak. Bu şarkı hangisi olurdu?

Ayhan: Hepsi çocuklarım gibi geyiği yapmaya çok müsait bir soru. Düşünden Uyan albümündeki yolculukta kırılma noktası, “Başka Yerde Takıldım” şarkısı ile birlikte başlıyor. O yüzden onu seçebilirim.

Ilgaz: “Açıl Susam Açıl”.

6) Bugüne kadar çıkan şarkılarınız arasından en iyi şarkı sözlerine sahip olduğunu düşündüğünüz şarkınız hangisi?

Ayhan: Genelde iki türde şarkı sözü yazıyorum. Bu türler toplumcu-gerçekçi veya bireyci bakış açısıyla dünyayı kendimce yorumlamama dayanıyor. O yüzden iki cevap vereceğim: Toplumcu gerçekçi olarak “Açıl Susam Açıl”, bireyci olarak: “Yine En Baştan”.

Ilgaz: Benim favorim “Boş Ver Gerçeği”.

7) Müziğinizle zirveye geldiğinizi nasıl anlarsınız, hangi olay “Hayallerime ulaştım.” demenizi sağlar?

Ayhan: Bence zirvede olmaktan çok zirveye tırmanma yolculuğu keyifli olan. Bu yüzden somut bir zirveden bahsedemem. Bununla birlikte bir sanatçı için çağın sınırlarını aşıp kalıcı eserler verebilmek en değerlisi. Benim tarifime göre başarılı olmak, ortaya koyduğunuz eserin zamandan bağımsız değer görmesidir. Bir de Rock’n Coke’ta sahne almak.

Ilgaz: Başkasının, kitlenin değil sizin istediğiniz üretim şekliyle ve ürünle insanlara ulaşmak ve yarının beğeni değerini, paradigmasını değiştirmek bence tarihteki birçok insanın amacı oldu. Benim de hayalim bu yönde. Müziğin yarının insanlarına dokunmasını isterim.

8) Üretim sürecinde tıkandığınızı hissettiğinizde ilham almak için başvurduğunuz yöntemler neler? Bu sırada zihninizi dinlendirmek için hangi şarkıları dinliyorsunuz?

Ayhan: Tıkandığımda bırakıyorum ve başka alanlara yönelmeye çalışıyorum. Başka bir işte dinlenirken zihnin arka planda yeni esinlerini oluşturduğuna inanıyorum. Müzik olarak da belli bir türe ya da sanatçıya birkaç hafta takılı kalıyorum. O türün veya sanatçının kendi zamanındaki ruhunu hissetmeye çalışıyorum. Mesela son dönemlerde takılı kaldığım Morphine, Red Hot Chili Peppers, Altın Gün, Marc Rebillet var. Bir dönem sadece arabesk dinlediğim de oluyor, psychedelic müzik dinlediğim de…

Ilgaz: Ben genelde yürürken düşünen bir insanım. Tıkandığımda da yürüyüşe çıkarım ya da bir yere giderim. Ayaklarım hareket ettiğinde beynim de hareket eder. Zihnimi dinlendirmek için genelde Jan Garbarek, Loreena McKennitt, Mark Knopfler vb. isimleri dinliyorum.

9) “Bu filmin müziklerini biz yapsak filmle entegre olurdu ve daha kaliteli hale gelirdi.” dediğiniz bir film var mı? Varsa hangisi?

Ayhan: Bizim şarkılarımız genelde bir konsept üzerine kurulu olduğu için birçok filme ya da diziye uygun olabilir diye düşünüyorum. Örneğin Düşünden Uyan albümünde, Joker filmindeki karakterin dönüşümüne benzer bir dönüşüm var. Yeni albümdeki bazı şarkılar Blutv’deki Saygı dizisine çok yakışabilir. Film ve dizi yapımcıları, bulun bizi!

Ilgaz: Şarkılarımız çok sinematik altyapılara sahip. Bu nedenle birçok film, diziye rahatlıkla taşınabilir. Örneğin Düşünden Uyan albümüyle I’m Thinking of Ending Things filmi neredeyse aynı şeyleri anlatıyor. Buradan Çıkış Yok albümünün ise Blade Runner 2049 türevi distopik yapımlara çok yakışacağını düşünüyorum.

10)  Yeni bir albüm üzerine çalışıyor musunuz? Çalışıyorsanız yayımlama tarihi hakkında bilgi verebilir misiniz?

40Gece: Haziran ayında ikinci stüdyo albümümüz olan Buradan Çıkış Yok‘u yayınladık. Şimdi ise sonbahar başlangıcında dinleyicilerle buluşacak olan ilk akustik albümümüz için gün sayıyoruz. Bildiğin Gibi Değil adını taşıyan albüm, sahne ekibimiz ve dostlarımızla kaydettiğimiz 40Gece’nin performans düzenini de gösteren, kolektif bir üretim oldu. Toplam 7 şarkının olduğu albümün akustik performans videoları da aynı anda yayında olacak.

Yazar: Işıl İrem Budak
Editör: Dila Taşdelen

Görsel Kaynakça:

  • https://i.sozcu.com.tr/wp-content/uploads/2020/07/25/iecrop/0dd30357-9b38-4380-af1a-69c6b89142f6_16_9_1595674935-880×495.jpg
  • https://static.birgun.net/resim/haber-detay-resim/2020/05/22/40gece-nin-ilk-albumu-dusunden-uyan-dinleyiciyle-bulustu-734888-5.jpg
ETİKETLER:
YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.