Çayın Tarihi: Her Şey Bir Yaprağın Suya Düşmesiyle Başladı

20.07.2021
Çayın Tarihi: Her Şey Bir Yaprağın Suya Düşmesiyle Başladı

2016 verilerine göre dünya üzerinde çay tüketiminin en fazla olduğu ülkeler; Türkiye, İrlanda ve Birleşik Krallık ülkeleri olsa da çayın kökeni Çin’e ve tarihi çok eskilere dayanır. Efsaneye göre milattan önce 2000’li yıllarda bir gün, Çin İmparatoru Shen Nung hizmetlisiyle birlikte küçük bir ağacın yanında otururken hizmetlisinin onun için kaynattığı suya ağaçtan bir yaprak düşer. Bu ağaç aslında, günümüzde çay olarak bildiğimiz Camellia Sinensis bitkisidir. Kendisi bir bitki uzmanı olan imparator, hizmetlisinin yanlışlıkla yarattığı bu karışımın tadına bakar ve çok beğenir. Böylece çay, bugünlere kadar uzanan yolculuğuna başlamış olur.

Shen Nung

Etimolojik Kökeni

Dünyada sudan sonra en çok tüketilen içecek olan çayın (bazı istisnalar dışında) dünya genelinde yalnızca iki söylenişi vardır. Aslında çay kelimesinin kökeni, ana vatanı olan Çin’e dayanır. Mandarin lehçesindeki “ç’a” ve Amoy lehçesindeki “t’e” çayın iki farklı söyleniş şeklidir.

Ülkeden ülkeye farklı şekillerde demlenen ve tüketilen çayın hangi ülkede nasıl adlandırıldığı, o ülkenin çayla tanışma hikayesine dayanır. “Ça” kelimesinden türeyen versiyonlar çayın karadan, İpek Yolu üzerinden ulaştığı ülkelerce benimsenirken çay yapraklarının Hollandalı tüccarlar sayesinde deniz yoluyla ulaştığı ülkelerde ise bu bitki “Te” kelimesinden türeyen sözcüklerle adlandırılır. Batı dünyasında çayın isminin iki formu da kullanılır.

Mandarin formu ilk defa 1559’da Portekizli tüccarlar tarafından kullanılmış ve bu tüccarlar sayesinde Mandarin lehçesindeki “ç’a” Rusçaya (çai), Farsçaya (ça), Arapçaya (şay) ve Türkçeye (çay) girmiştir. Daha sonra 17. yüzyılda Çin ile Avrupa arasındaki yoğun deniz ticaretini yürüten Hollandalı tüccarlar tarafından ise Amoy lehçesi yaygınlaştırılmış ve bu sayede çay Batı dillerinde Amoy lehçesindeki “t’e” kelimesinden türeyip İngilizceye (tea), Fransızcaya (thé), İspanyolcaya (te) ve Almancaya (tee) yerleşmiştir. Doğu dillerinde ise Mandarin formu daha yaygındır. Hintçe (çay) ve Japonca (cha) bu formu kullanır.

Çayın Destansı Yolculuğu

Erken Tarihi

Çayın keşfine dair efsane doğru mudur bilinmez ancak şu kesindir ki Batı’da çayın ismi bile henüz geçmezken tüketimi Çin’de çoktan yaygınlaşmış ve Batı’dan yüzyıllar önce bu içecek Çin ulusal kültürünün bir parçası olmuştur. Çay yıllar içinde Çinliler için o kadar özel ve önemli olur ki 8. yüzyılın sonlarında bir yazar ve çay ustası olan Lu Yu (733-804), tamamen çay hakkında olan bir kitap yazar. Böylece eğitim için Çin’e gelen Japon Budist rahipler aracılığıyla kısa bir süre sonra çayın ünü Japonya’ya da yayılır ve çay içmek Japon kültürünün de bir parçası haline gelir. Çin’den ithal edilen tohumlarla birlikte Japonya’da çay tarımı başlar. Japon yeşil çayının temelleri de böylelikle atılmış olur. Günümüzde çokça tüketilen maça (matcha) çayı aslında Japonya’da Uji olarak adlandırılan yeşil çayın türlerinden birisidir.

Maça Çayı

Avrupa’ya Gelişi

Çayın Avrupa’da bir içecek olarak duyulması ve yaygınlaşması 16. yüzyılın ikinci yarısına tekabül eder. İlk olarak Portekiz ve Hollandalı tüccarlar tarafından tanınan çay, 1606’da Çin’den Hollanda’ya yapılan ilk sevkiyat sayesinde öncelikle Hollandalılar arasında yaygınlaşır. Zamanla tüm Avrupa’da popülerlik kazanır. 1660’lı yıllarda Avrupa’da bilinirliğinin ve tüketiminin yaygınlaştığı zamanlar çay, kahveden 6 ila 10 kat daha pahalıdır. Bu yüksek fiyatlar nedeniyle başlarda sadece üst sınıfların tüketebildiği bir içecek olmaktan öteye gidememiştir. 18. yüzyıldan itibaren dünyanın en büyük çay tüketicilerinden olmayı başaran Birleşik Krallık ülkelerinde bile çayın işçi sınıfının karşılayabileceği bir ürün olması 19. yüzyılı bulmuştur.

Günümüzde Çay

Çayın yüzyılladır bu denli sevilip içilmesinin farklı çeşitlerine, hem sıcak hem soğuk servis edilebilmesine ve çeşitli kullanım şekilleriyle (sütlü, şekerli, meyve eklenerek vb.) tüketilebilmesine bağlı olduğu söylenebilir. Üstelik çay da zamanla değişen her şey gibi günden güne yeni tariflere konu olup form değiştirerek karşımıza çıkar. Böylelikle dünyanın neresinde olursa olsun özgün çay çeşitleri türemeye ve tüketilmeye devam eder. Ülkeden ülkeye ve kültürden kültüre çayın demlenmesi ve tüketilmesi farklılık gösterse de ortak olan bir şey var ki çay, bir kahvaltıda sıcacık eşliğini sunabilirken bir yaz gününde ise ferah bir eşlikçi olabilir.

Yazar: Betül Açı
Editör: Ozan Yazıcı

Kaynakça

Görsel Kaynakça

ETİKETLER: ,
YAZAR BİLGİSİ
Betül Açı
Betül Açı, Bursa’da doğup büyüdü. Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Edebiyat, sinema ve gastronomi ile ilgileniyor; piyano, gitar ve ukulele çalıyor. Müzik başta olmak üzere sanata dair her şeye hayatında yer veriyor. İlgi alanları doğrultusunda ürettiği içerikleri okuyucularıyla buluşturmak için 2020 Ekim ayından beri MozartCultures ekibinde yazar olarak yer alıyor.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.