Coğrafya Beynimizin Kaderi Midir: Bireycilik Toplulukçuluk

19.07.2019
Coğrafya Beynimizin Kaderi Midir: Bireycilik Toplulukçuluk

Bireycilik-toplulukçuluk sosyal psikoloji dünyasında üzerinde çok durulan konulardan bir tanesidir. Çiğdem Kağıtçıbaşı’na göre bu konuya artan ilginin nedeni kültürlerarası psiklojide evrensele ulaşma eğilimi ve bunun yanı sıra “Doğu”ya gösterilen ciddi ilgidir. Gözler önce Japonya’ya çevrilmiş ve ardından toplulukçu kültürün yaygın olduğu ülkelerdeki ekonomik yükseliş ilginin bu yöne kaymasına neden olmuştur. Hatta 1980’ler Kağıtçıbaşı tarafından “bireycilik-toplulukçuluk on yılı” olarak adlandırılmıştır ve 1990’lardan da böyle bahsetmek yanlış olmaz.
Bireycilik ve toplulukçuluk kavramları esasen içinde bulunulan ortamdan, gruptan ve durumdan bağımsız kavramlar değillerdir. Diğer sosyal psikoloji konularında da olduğu gibi bu konuda da içinde bulunulan durumun özellikleri önemlidir. Sosyal psikolojinin genel bilgi birikiminden hareketle bireyin, diğerileri, grupları, kültürler ve giderek sosyal çevreyle entegrasyon düzeyinin kültürden kültüre farklılaştığı bilinmektedir. Buradan hareketle “bireyci” olarak adlandırılan eğilim, davranış ve tutumlar düzeyinde benliği kendisinden hareketle oluşturulan ve denetimi yine kendi kaynaklarıyla sağlayan kültürlere atfedilmektedir. Psikoloji ve kültürlerarası psikoloji literatüründen hareketle toplulukçu eylemin ya da bu eylemin hâkim olduğu kültürlerin anlaşılmasının bu denli kolay olmadığını söylemek mümkündür, hatta Bond’a göre, toplulukçuluğun merak uyandıran nedenlerin biri de “Americocentricism”in artık çekici olmamasına neden olacak kadar çok Batı kaynaklı doğal olarak bireyciliğe atıfta bulunan teorik ve görgül (emprik) verinin birikmiş olmasıyla ilgilidir. Bireycilik ve toplulukçuluk kavramlarının kültürlerarasındaki ilk kuramsal modellerini oluşturan Hofstede, Hui ve Triandis, antropologların sağladıkları verilere dayanarak Amerikalı ve Çinlilerle yapılan gözlemlerde, dikotominin iki yanını oluşturan eğilimler açısından kültürlerarasındaki temel farklara işaret etmektedirler. Örneğin, Richard Nisbett “Düşüncenin Coğrafyası” adlı ve “Doğulular ve Batılılar Nasıl -ve neden- Birbirinden Farklı
Düşünürler?” alt başlıklı kitabında bu eseri yazmasına esin kaynağı olan durumlardan birinin Çin’den gelen bir öğrencisinin “Biliyor musunuz, aramızdaki fark benim dünyayı bir çember sizinse bir çizgi olarak görmeniz.” demesi ve sözlerine şöyle devam etmesiydi: “Çinliler sürekli değişime inanırlar ama her şeyin daha önceki bir duruma doğru hareket ettiğini düşünürler. Dikkatlerini çok geniş bir olaylar yelpazesine yöneltirler, şeyler arasındaki ilişkileri araştırırlar ve bütünü anlamadan parçanın anlaşılamayacağını düşünürler. Batılılar ise daha basit daha determinist bir dünyada yaşarlar, daha büyük resme bakmak yerine dikkat çekici nesnelere veya insanlara odaklanırlar ve nesnelerin davranışına hükmeden kuralları bildikleri düşündükleri için olayları denetleyebileceklerini düşünürler.” İşte, bu iki coğrafyayı, bu iki kültürü de deneyimlemiş olan bir öğrencinin gözünden bakıldığında iki kültürün, iki toplumun düşünüş biçimi bu kadar farklıdır.
Tüm bunlardan sonra “Düşüncelerdeki bu farklılık beyne bakıldığında da görülebilir mi?” sorusu muhakkak ki akla gelmektedir, işte o zaman da Zhu ve arkadaşlarının yaptığı “Neural
Basis of Cultural Influence on Self-representation” yani “Kendilik Temsilince Kültürün Etkisinin Nöral Temelleri” adlı çalışmalarına bakılınca “ben”, “anne” gibi kelimeler ya da herkesçe tanınan biriyle ilgili sıfatlar kullanılarak Batılı ve Çinli denekler üzerinde beyin görüntüleme yöntemiyle deneyler yapıyorlar. Çalışmaları dikkat çekici, pek çok sonucundan biri ise şudur: Çinliler annelerini de kendilerini de temsil ederken beyinlerinin medyal preforantal kortekslerini kullanırken Batılılar aynı bölgeyi sadece kendilerini temsil etmek için kullanırlar. Yani kültür kendilik temsilinde de anatomik bir farklılığa yol açmaktadır. Yani evet, “Coğrafyamız, beynimizin kaderidir.” Aybüke Tanoğlu

Kaynakça
Göregenli, M. (1995). Kültürümüz açisindan bireycilik-toplulukçuluk eğilimleri: Bir başlangiç çalişmasi. / Türk kültürünün bireycilik-kollektivizm yönelimleri: Ön çalışma. Türk Psikoloji
Dergisi, 10(35). 1-14
Kağıtçıbaşı, Ç. (1996). İnsan-Aile-Kültür. (3). İstanbul: Remzi Kitapevi Kağıtçıbaşı, Ç. (2010).
İnsan-Aile-Kültür. (1). İstanbul: Koç Üniversitesi Yayınları
Kağıtçıbaşı, Ç. ve Cemalcılar, Z. (2016). Dünden Bugüne İnsan ve İnsanlar. (18). İstanbul:
Evrim Yayınevi
Nisbett, R. (2015) Düşüncenin Coğrafyası. (1). İstanbul: Varlık Yayınları Zhu Y, Zhang L, Fan J, Han S.(2006) Neural basis of cultural influence on self-representation

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.