Modern Toplumları Düşünürken

24.08.2019
Modern Toplumları Düşünürken

Geçen yazımızda sosyoloji ile modernite arasında karşılıklı bir ilişki olduğundan bahsetmiştik. Modernite, bilimin toplumsal hayata uyarlanma ihtiyacının yaratması, geniş kitlelerin kentlerde yaşamaya başladığı bir dönem olması ve toplumsal hareketlerin yükselmesiyle sosyolojiye dair bir ihtiyaç doğuruyordu. 

İlişkinin diğer tarafındaysa sosyoloji, modern toplumu doğuşundan itibaren bilgi üretilecek bir alan olarak ele almaktadır.  

Ancak modern toplumlar tek tip özellikler sergilememektedir. Çünkü, modern toplumların formasyonuna temel olan modernite, yekpare değildir. Diğer bir deyişle, modernite, keskin çizgilerle ve ayrıksılaşmış renklerle oluşan bir resim değildir. Bir çerçevesi olsa da, çizgileri oldukça silik ve değişken, renkleri ise karmaşık ve geçişlidir. 

Bu durumun üç temel sebebi vardır.

Öncelikle, modernite, feodalizmden kopuş esasına dayanan bir toplumsal formasyondur. Ancak bu düşünsel sürecin, temel yapıdaki yansımaları, önümüze sınıf mücadelelerini çıkartır. Avrupa’da feodal dönemdeki tüccar kesiminin burjuvalaşması ve aristokrasiyi karşısına alması süreci modernitenin yükselişe geçtiği dönemin siyasal alandaki yansımasıdır. Burjuvazi; işçileri, köylüleri, demokrasi ve özgürlük talebi olanları, aristokrasinin yıkılması yolunda bir araya getirmiştir. Ancak burjuva devrimlerinin ardından, yeni oluşan düzenler toplumda çok farklı çıkarları olan kesimlerin var olduğunu göstermiştir. Sermayenin çıkarları ile toplumun geniş kesimlerinin çıkarlarının çatışması, var olan kültür ile özgürlük arayışının çatışması bu açmazlardan sadece birkaçıdır. Bu anlamda modernite, tüm aydın ve ilerici özelliklerine rağmen, sınıflı toplumların bir ürünüdür. Sınıflı toplumlarda farklı konularda, uzlaşmaz çıkarları olan kesimler vardır. Dolayısıyla, sınıflı toplumlarda çıkarlar çok odaklıdır ve modernitenin karakterinin belirlenmesinde de işçi sınıfı ile sermaye sınıfının iki farklı eğilimde moderniteyi yeniden ürettikleri söylenebilir. 

Feodalizm sonrası yeni kurulan düzenlerde, yeni yönetici sınıflar, düzenin kurulabilmesi için eski düzenden kalan din, kültür, devlet gibi üst yapısal kurumlarla yeniden ilişkilenir. 

Sonuçta, düşüncede feodalizmden kopuş amacına rağmen, modernitenin feodalizmden kusursuz ve bütünlüklü bir kopuş yaratamamasının sebebi doğar. Çünkü, yeni yönetici sınıflar, toplumu yönetebilmek için bazen rıza bazen de zor kullanma aracı olarak eski kurumlarla ilişkiye geçerler.İkinci olarak, modernite Avrupa’da doğmuştur. Ancak dünyanın devamında onlarca yıl devam eden modernleşme süreci, Avrupa içerisinde de farklı süreçlerde doğmuş, yükselmiş ve gerilemiştir. Yani, modernite eş zamanlı değildir. Kıyaslama üzerinden kullanılan “geç modernleşme” kavramı ise bu çok zamanlılığın en açık örneğidir. Bu ülkelerde süreç, belirli kadroların öncülüğünde ilerler. Açılan bu modernleşme yolunda ise toplumlar, modernleşmenin destekçileri ile karşıtlarının mücadelelerine daha sert tanık olurlar. Ayrıca; modernleşme, bu ülkelerde hızlı kentleşme, hızlı sanayileşme, kültür mücadeleleri, eğitim tartışmaları, işçi sorunları, otoriterleşme ve asker-siyaset kesişmelerinin sık sık gündem olmasına yol açar.  Çünkü “merkez” ülkelerdeki modeller hiçbir zaman asılları gibi işlemez. Üçüncü sebep buradan doğar. Ülke farklılıkları; ekonomik yapılar, kültürler, çıkar grupları, devlet düzeni gibi başlıklarda da farklılıkların önünü açar. Siyasal tepkilere ek olarak yaşanan eklemlenme sorunları, kültür çatışmalarını pekiştirir. Çıkar grupları feodal dönemin artıklarını, kendi lehlerinde kullanmaya mecbur kalır. Böylece, her ülkede modernitenin, o ülkenin geçmişiyle de ilişkilenmiş özgül bir modeli ortaya çıkar.Bu üç temel özellikle, dünyada modernleşme ülkeden ülkeye, bölgeden bölgeye farklılıklar gösterir. Ancak bu farklılıkların varoluşu, modernleşmenin inkar edilebileceğini değil, baştaki resim metaforunda bahsedildiği gibi değişken ve geçişli olduğunu gösterir. Aydınlanma ve modernitenin muhalefet ettiği dönem, modernitenin sanayileşme ve kentleşme ile ilişkili olduğu dönem, bağımsızlık mücadelelerinin yaşandığı dönem, sosyalist hareketlerin iktidara kavuştuğu dönem veya dünya savaşlarının yaşandığı dönemlerin ülkelerdeki etkileri, modernitenin aynı bölgede özelliklerini de değiştirirken, farklı bölgelerde farklı izler bırakmasına da sebep olmuştur.Ancak bu izlerin hepsi ve çok daha fazlası, modernite tablosunun içindeki farklı renkleri ve çizgileri oluşturur. Renklerin tonu ve çizgilerin kalınlığı ise değişkenliği temsil eder. Yine de, modernitenin özelliklerini düşünürken, değişkenliğin ve geçişliliğin en önemli özelliklerinden biri olduğunu not ettikten sonra, asıl özelliklerinin tüm bu değişenler içinde değişmeyenler olduğunu da akılda tutmak gerekmektedir.

Sonuçta, düşüncede feodalizmden kopuş amacına rağmen, modernitenin feodalizmden kusursuz ve bütünlüklü bir kopuş yaratamamasının sebebi doğar. Çünkü, yeni yönetici sınıflar, toplumu yönetebilmek için bazen rıza bazen de zor kullanma aracı olarak eski kurumlarla ilişkiye geçerler.

İkinci olarak, modernite Avrupa’da doğmuştur. Ancak dünyanın devamında onlarca yıl devam eden modernleşme süreci, Avrupa içerisinde de farklı süreçlerde doğmuş, yükselmiş ve gerilemiştir. Yani, modernite eş zamanlı değildir. Kıyaslama üzerinden kullanılan “geç modernleşme” kavramı ise bu çok zamanlılığın en açık örneğidir. Bu ülkelerde süreç, belirli kadroların öncülüğünde ilerler. Açılan bu modernleşme yolunda ise toplumlar, modernleşmenin destekçileri ile karşıtlarının mücadelelerine daha sert tanık olurlar. Ayrıca; modernleşme, bu ülkelerde hızlı kentleşme, hızlı sanayileşme, kültür mücadeleleri, eğitim tartışmaları, işçi sorunları, otoriterleşme ve asker-siyaset kesişmelerinin sık sık gündem olmasına yol açar.  

Çünkü “merkez” ülkelerdeki modeller hiçbir zaman asılları gibi işlemez. Üçüncü sebep buradan doğar. Ülke farklılıkları; ekonomik yapılar, kültürler, çıkar grupları, devlet düzeni gibi başlıklarda da farklılıkların önünü açar. Siyasal tepkilere ek olarak yaşanan eklemlenme sorunları, kültür çatışmalarını pekiştirir. Çıkar grupları feodal dönemin artıklarını, kendi lehlerinde kullanmaya mecbur kalır. Böylece, her ülkede modernitenin, o ülkenin geçmişiyle de ilişkilenmiş özgül bir modeli ortaya çıkar.

Bu üç temel özellikle, dünyada modernleşme ülkeden ülkeye, bölgeden bölgeye farklılıklar gösterir. Ancak bu farklılıkların varoluşu, modernleşmenin inkar edilebileceğini değil, baştaki resim metaforunda bahsedildiği gibi değişken ve geçişli olduğunu gösterir. Aydınlanma ve modernitenin muhalefet ettiği dönem, modernitenin sanayileşme ve kentleşme ile ilişkili olduğu dönem, bağımsızlık mücadelelerinin yaşandığı dönem, sosyalist hareketlerin iktidara kavuştuğu dönem veya dünya savaşlarının yaşandığı dönemlerin ülkelerdeki etkileri, modernitenin aynı bölgede özelliklerini de değiştirirken, farklı bölgelerde farklı izler bırakmasına da sebep olmuştur.

Ancak bu izlerin hepsi ve çok daha fazlası, modernite tablosunun içindeki farklı renkleri ve çizgileri oluşturur. Renklerin tonu ve çizgilerin kalınlığı ise değişkenliği temsil eder. 

Yine de, modernitenin özelliklerini düşünürken, değişkenliğin ve geçişliliğin en önemli özelliklerinden biri olduğunu not ettikten sonra, asıl özelliklerinin tüm bu değişenler içinde değişmeyenler olduğunu da akılda tutmak gerekmektedir.

Kaynakça

Berman, Marshall (2017) Katı Olan Her Şey Buharlaşıyor, İletişim Yayınları 19. Baskı

Harvey, David (2014) Postmodernliğin Durumu, Metis Yayınları, 7. Baskı

Alphan, Aytek Soner (2012) Modernleşme ve Türkiye Solu: Bir Muhasebe Denemesi, Gelenek Dergisi Sayı 114

 

YAZAR BİLGİSİ
Alp Tanlası
Alp Tanlası 1997 yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul Kadıköy Lisesi'nden mezun olduktan sonra Yeditepe Üniversitesinde Sosyoloji ile Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümlerini okudu, şuan İstanbul Üniversitesinde Siyaset Bilimi Yüksek Lisans programında. Okuma ve yazmaya ek olarak dövüş sporlarını, araba sürmeyi sever. Siyaseti "sevilmemesi gereken" ama içinde bulunulması gereken bir faaliyet olarak değerlendiriyor. Siyasal Katılım konusunda çalışıyor ve veri bilimi öğrenmek istiyor.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.