Nereye Yetişiyoruz? Eksik Kalma Korkusu (FoMO)

01.04.2022
Nereye Yetişiyoruz? Eksik Kalma Korkusu (FoMO)

Sosyal medya kullanımının artmasıyla beraber günlük değişen pek çok davranıştan ve bunlara eşlik eden yeni kaygılardan söz etmek mümkündür. Literatürde Fear of Missing Out ya da FoMO olarak geçen eksik kalma korkusu ise buna verilebilecek ilk örneklerden biridir. Sosyal medyadan gelen anlık bilgi aktarımı ile birlikte kişinin çevresindeki insanlar eğlenceli aktiviteler içinde bulunurken kendisinin bunları kaçırıyor olabileceği kaygısı duyması, dolayısıyla sürekli başkalarının ne yaptığını öğrenme ihtiyacı yaşaması olarak tanımlanan FoMO’nun (Przybylski ve ark., 2013), sosyal medyayla ortaya çıkan en yaygın hislerden biri olduğu iddia edilebilir. 

FoMO kavramı, Pryzbylski ve ekibinin yaptığı araştırma ile (2013) literatürde belirgin bir yer sahibi olmuştur. Yapılan araştırmada eksik kalma korkusunun iyi olma hâli, duygudurum ve davranışsal faktörler gibi pek çok etken ile ilişkisine bakılmıştır. 

Motivasyonel Etkenler ve Öz Belirleme Teorisi

Sosyal medyada var olmanın ve FoMo yaşamanın altında yatan faktörleri incelemek isteyen Przybylski ve ekibi (2013), Deci ve Ryan (1985) tarafından geliştirilen Öz Belirleme Teorisini (Self-Determination Theory) kullanmışlardır. Bu teoriye göre insanlarda psikolojik ihtiyaç doyumu 3 temel kavram üzerinden sağlanır: özerklik (otonomi), yeterlik (competence)  ilişkililik (relatedness). Araştırmacıların hipotezi ise bu psikolojik ihtiyaçların herhangi birine duyulan eksikliğin insanları sosyal ilişkilerini güçlendirme motivasyonuyla sosyal medya kullanımına daha yatkın hâle getireceği, diğer bir yandan da FoMO gibi negatif hislere karşı daha savunmasız kılabileceğidir. Yapılan analizler gerçekten göstermiştir ki düşük seviyelerde psikolojik ihtiyaç doyumu ve iyi olma hâline sahip olan katılımcılar FoMO’yu yüksek düzeyde deneyimlemektedir. Ek olarak düşük psikolojik ihtiyaç doyumunun artan sosyal medya kullanımında da etkili bir faktör olduğu gözlemlenmiştir. Tüm bunlara bakıldığında, psikolojik ihtiyaç doyumunun düşük olması FoMO yaşamak için bir risk faktörü olarak değerlendirilmiştir.

FoMO’nun Davranışsal Yansımaları 

Yine aynı çalışmada katılımcıların sosyal medya kullanımına bakıldığında daha çok FoMO yaşayan katılımcıların sosyal medyayı pek çok durumda daha çok kullanmaya eğilimli olduğu gözlemlenmiştir. Hatta bu katılımcıların ders sırasında sosyal medyayı kontrol etme, araç kullanırken gelen bildirimlere ve mesajlara cevap verme gibi durumlara da daha yatkın oldukları ortaya çıkmıştır. Bunun yanında yapılan bir diğer çalışmada ise sosyal medyanın (Roberts & David, 2020) dolaylı yoldan sosyal bağlantıları artırabileceği, böylece yine dolaylı olarak iyi olma hâline pozitif etkisi olabileceği iddia edilmiştir.

FoMO ile Başa Çıkmak

Literatürde negatif etkileri çokça konuşulurken Alutaybi ve arkadaşları (2020) FoMO’yu azaltmak üzerine bir teknik geliştirmiştir. Bu tekniğe göre içsel konuşma, beklenti yönetimi gibi bazı yöntemlerle FoMO hissini azaltmak hedeflenmiştir. Çalışmada bulunan katılımcıların 10 gün boyunca bu yöntemleri denemesi sonucu FoMO hissinin azaldığı, bu hisle başa çıkmaya dair farkındalıklarının ise arttığı gözlemlenmiştir. Çalışmada bahsedilen yöntemlerden biri, katılımcıların sosyal medyayı kontrol etme dürtüsü duyduklarında kendilerini yönlendirdikleri, bir nevi kendilerine hayır demeyi öğrendikleri içsel konuşma metodudur. Bu metoda göre, örneğin mesaja hemen cevap verme ihtiyacı duyan kişi “Bu mesaja hemen cevap vermek zorunda değilim.” gibi telkinlerle dürtüsüne karşı koymaya çalışır.

Bu çalışmada bahsedilen bir diğer metot ise beklenti yönetimidir. Sosyal medyada bir şey paylaşırken karşılığında otomatik olarak beğeni ve yorum alma gibi etkileşimlerin beklentisi içine girmek mümkündür. Bunun yanında bire bir mesajlaşmalarda da karşılıklı olarak ulaşılabilir olma, cevap alma ve verme beklentisi yaratılabilir. Bunlar çok doğal gelişen beklentiler gibi görünse de, eksik kalma korkusunu artıracak baskılar yaratmaları mümkündür. Dolayısıyla bu metoda göre, bir paylaşım yaparken etkileşim alma beklentisi içine girmemek ya da müsait olunmayan zamanlarda durumunu “meşgul” olarak güncellemek gibi küçük adımlar bile sürekli olarak sosyal medyayla meşgul olma dürtüsünü azaltabilir.

Yazar: Elif Yaren Güleroğlu
Editör: Emine Türal

Kaynakça

  • Alutaybi, A., Al-Thani, D., McAlaney, J., & Ali, R. (2020). Combating fear of missing out (FoMO) on social media: The fomo-r method. International Journal of Environmental Research and Public Health, 17(17), 6128.
  • Deci, E. L., & Ryan, R. M. (1985). The general causality orientations scale: Self-determination in personality. Journal of research in personality19(2), 109-134.
  • Roberts, J. A., & David, M. E. (2020). The social media party: Fear of missing out (FoMO), social media intensity, connection, and well-being. International Journal of Human–Computer Interaction36(4), 386-392.
  • Przybylski, A. K., Murayama, K., DeHaan, C. R., & Gladwell, V. (2013). Motivational, emotional, and behavioral correlates of fear of missing out. Computers in Human Behavior, 29(4), 1841-1848.

Görsel Kaynakça

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.