Nazizmin Biyolojik Temellerini Atan Fransız Diplomat Gobineau ve Eseri

Nazizmin Biyolojik Temellerini Atan Fransız Diplomat Gobineau ve Eseri

Gobineau ve Hayatı

Burjuva, merkantilist ve asker kökenleri olan Joseph Arthur de Gobineau 1816’da Paris’in Ville D’arvay adındaki kuzey komününde dünyaya geldi. Sahip olduğu köklerin getirdiği perspektif, anne babasının boşanmasıyla birleşince ortaya karmaşıkça sürdürülen bir eğitim ve yüksek duygusal eğilimler çıktı. Almancaya olan çocukluktan gelme aşinalığı onu kültür ve dil çalışmaya yönlendirdi. Bütün bunlar yaşanırken katoliklik, hayatında derin izler bıraktı ve Fransız İhtilali‘ne zıt düşünceler geliştirdi. 16. Louis’nin ölümünden sonra Fransız tahtında hak iddia eden Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun yani Bourbon Hanedanı’nın başa geçmesini savunuyordu. 14 Temmuz Bastille Günü’nde doğmuş olmanın utancını hep hissetti. Paris entelektüellerinin bulunduğu şehir merkezine yerleştiği zaman siyasi düşüncelerinin savunuculuğunu yapmaya başladı. O zamanki fikirleri, çökmekte olan aristokrasi çerçevesindeydi. Geçimini ise alt düzey bir kâtip olarak siyasi gazetecilikle kazanıyordu. Gobineau’nun talihi kısa dönem Fransız Dış İşleri Bakanlığı yapmış olan Alexis de Tocqueville ile tanışınca değişti. Diplomat olarak çalışmaya başladı. İnsan Irklarının Eşitsizliği isimli eseri bu dönemde kaleme aldı.

Eserin İçeriği ve Siyah Irk

Miss LaLa. Image: Wikimedia.

Eser, insan ırkları arasındaki kültürel eşitsizliklerin ve farklılıkların biyolojik temelli olduğunu ispatlamayı amaçlamaktadır. Bu konu 19. yy biyologları arasında kendine çoktan yer edinmiş olsa da konu hakkında sistematik bir açıklama yapan ilk kişi Gobineau’dur. Ona göre üç temel ırk vardır: Beyaz, sarı ve siyah. Diğer iki ırktan daha geniş bir pelvis bölgesine sahip olması sonucu siyah ırk zekâ açısından daha az gelişmiştir(Gobineau, 1915, s. 205). Hayatta kalması açısından kapanması gereken bu boşluğu hislerini geliştirerek doldurmuştur Gobineau, kafataslarının ortalarından dolayı güçlü bir enerjileri olduğunu da söylemiştir. Kendisi ayrıca siyah ırkın hislerinin kurbanı oldukları için gelişmediklerini ve hislerini kontrol etmekten aciz olduklarını eserinde belirtmiştir. Hatta geniş ağız yapılarından ve büyük gözlerinden, öfkelenince verdikleri tepkinin bir hayvan edasında olduğunu da eklemiştir.

Siyah ırk onun için, “makine-insan”dır: Sadece şiddet için vardır, gözünü kırpmadan öldürür. Bu yüzeysel ama aynı zamanda determinist gözlemin döneme uygunluğunu belirtmekte fayda olacaktır: Siyah ırk diye adlandırılan Afrika yerlileri, yıllarca İngiliz ve Fransız sömürüsü altında topraklarından Avrupa’ya köle olarak getirilmiştir. Dil bilmeyen, eğitimsiz insanların korkmuş ve dehşete düşmüş hâlleri göz önünde bulundurulduğunda verdikleri tepki, jest ve mimikler pekâlâ anlaşılabilir, gerekçelendirilebilir. Üstelik siyah ırk üyelerinin çoğu, sirklere ve diğer eğlence işletmecilerine satılmıştır. Yani teşhir edilerek bir hayvan olarak betimlenmişlerdir. Gobineau’nun eserinde yer verdiği fikirleri için içinde yaşadığı toplumda gözlemlediği bu olayları atlamamak gerekir.

Sarı Irk ve Pragmatizm

Söz konusu sınıflandırmada sarı ırk zekâ açısından ortadadır. Ne siyahlar kadar geri ne de beyazlar kadar ileridir. Karmaşık ve entelektüel düşünme süreçleri için kapasitesi yeterli olmasa da basit, derinliği olmayan şeyleri kavrayabilir. Bu noktada ise yararlılık önemli bir unsur olarak değerlendirilebilir. Sarı ırka mensup kişiler pragmatist yani faydacı oldukları için işlerine yarayanları anlama ve kullanma seviyesinde düşünce yapısına sahiptirler. Özetle bu obeziteye yatkın (doğu toplumlarında gıda bulmak zor olduğu için şişmanlık övülen, halk tarafından teşvik edilen bir zenginlik göstergesiydi. Gobineau temeline inmeden doğuyu bu şekilde gözlemlemiş olabilir.), pragmatist ırkta beyazlar gibi coşkun bir entelektüel özgürlük duygusu yoktur, o sebeple bu ırk kolay kontrol edilebilir. Belli miktardaki özgürlüğün anlamını bilseler de otoriteye saygı duymaya devam ederler. Gobineau kafatası yapısı açısından da diğer iki ırktan farklılaşan bu ırkın (Ne siyahlar kadar kaba ne beyazlar kadar zarif hatlara sahip) özgün bir uygarlık kuramayacağını savunur. Onun yerine bu ırk, orta sınıf kavramını gelişmiş uygarlıklar için oluşturabilir; beyazların kuracağı toplumda çarklarının dönmesi için sarı ırk önemli bir ögedir.

Öğretmen öğrencisinin “Aryan özelliklerini” vurgulayarak onu sınıf arkadaşlarına övüyor.

Beyaz Irk ve Nazi Bağlantısı

Esere göre, duygu ve zekâ seviyesi açısından en ileride olan beyaz ırk ise hem siyalardaki coşkun duygulara hem de sarı ırktaki pragmatizme sahiptir. Onun farklılığı, güzellik açısından diğerlerinden üstün fiziğinde ve duygularını ileri zekâsıyla dengelemesinde saklıdır. Ayrıca diğerlerinden daha yüksek bir duygusal entelektüelliğe sahip olduğu yani onur kavramını üzerinde taşıdığı için onun pragmatizmi herkesin bekası ve iyiliği içindir. Bu da onu diğer iki ırktan ayıran temel bir özelliktir. Nasyonal sosyalizmin temel argümanlarından birisi olan beyaz ırkın diğer ırklara üstünlüğü yaklaşımının bilimsel temellerinin buradan geldiği düşünülmektedir.

1990.41.13 frontNazi propaganda poster advertising a special issue of "Der Stuermer" on Rassenschande [Race Pollution] Click to enlarge

Irklar arası evliliğin kötü sonuçları için halkı uyaran bir Nazi propaganda posteri. “Rassenschande” Almanca’da Irk kirliliği demektir.

Irklar arası evlilik ise Gobineau tarafından şöyle incelenir: Irkların birbirinden farklı iyi özelliklerin birleşmesine sebebiyet verebileceği ve daha üstün bir ırk yaratımına yol açabileceği için ırkların birleşmesi, iyi bir durumdur ama söz konusu iyi olan özelliklerin sonraki nesillere aktarılacağının garantisi yoktur. Irkların birleşmesi sonucu oluşan gelecek nesiller ırklardan birinin kötü özelliklerini alarak eksik ve kötü bir melez olabilirler -örneğin beyaz ırk ve siyah ırktan evlenen iki kişinin çocuklarının fiziken güzel ama zihnen aptal olması-. Bütün bunlar Hristiyanlığın o ilk zamanlarından beri var olan antisemitizm ile birleşince Almanlar’a göre daha esmer, büyük burunlu Yahudilerin ve öteki ırkların dışlanması, soylarının yok edilmesi fikri oluşmuştur. 1930’larda Almanya’da yaşayan kişilerin burun ebatlarının ölçülerek Yahudi geni taşıyıp taşımadıklarını saptama ya da okullarda sarı saçlı, mavi gözlü çocukların, Alman olan esmer çocuklara kıyasla öğretmenlerinden takdir toplaması pekâlâ bundandır.

The Disturbing Resilience of Scientific Racism | Science | Smithsonian Magazine

Sonuç

Sonuç olarak, Joseph Arthur de Gobineau’nun İnsan Irklarının Eşitsizliği adlı eseri yıllar sonra sistematik olarak ortaya çıkan faşizme bilimsel bir temel oluşturmuş, faşizm destekçilerine mantıksal bir argüman sunmuştur. Biyoloji ve diğer pozitif bilimlere olan talebin oldukça arttığı, benzer alanlarda büyük gelişmelerin olduğu, aydınlanma felsefesinin ön plana konulduğu bu çağda ideal insanı yakalama ve mükemmel insanı yaratma isteği; sömürgecilik ve köleliğin meşrulaştırılması, ırkçılık gibi etik değerlerin gözetilmediği pek çok sosyo-politik probleme yol açmıştır.

Yazar: Ece Kartal
Editör: Emine Türal

Kaynakça:

  • Gobineau, A. (1915), The Inequality of Human Races. trans. Adrian Collins (London: Heinemann, ), 205–212.
  • Steven, K. (2010), Gobineau, Racism, and Legitimism: A Royalist Heretic in Nineteenth-century France, Modern Intellectual History, 7 (1), 33–61.
  • Paul, F. A. ( 1967), Gobineau and German Racism. Comparative Literature, 19,(4), 341-350.
  • Rudolf, M. (2015) Gobineau, Joseph-Arthur, Comte de (1816–82). The Encyclopedia of Political Thought, Michael T. Gibbons. (Ed.). John Wiley & Sons.

Görsel Kaynakça: 

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.