Kanuni Sultan Süleyman Macaristan’ı Nasıl Fethetti?

31.08.2022
Kanuni Sultan Süleyman Macaristan’ı Nasıl Fethetti?

Kanuni Sultan Süleyman tahta çıktığında aklında her yeni padişah gibi önemli bir zafer ile saltanatını güçlendirmek fikri vardı. Bundan dolayı da büyük atası Fatih Sultan Mehmet’in ele geçiremediği Belgrad bu noktada önemli bir noktaydı. Belgrad’ın fethedilmesi ile Osmanlı devleti hem Avrupa seferleri için önemli bir üs elde edecek hem de yeni tahta çıkan padişah büyük bir prestij kazanmış olacaktı. Kanuni Sultan Süleyman’ın tahta çıktığı dönemde Avrupa’da ise Kutsal Germen-Roma İmparatorluğu V. Karl’ı imparator olarak seçmişti. V. Karl soy olarak önemli kişilere dayanmaktaydı ve bununla beraber maddi gücünü de kullanarak Kanuni Sultan Süleyman ile benzer tarihlerde tahta çıkmıştı. V. Karl tahta çıktığı dönemde Fransızlarda da yavaş yavaş milli bir bilinç oluşmaya başlamıştı. Bununla beraber Fransa Kralı I. François da V. Karl için önemli bir rakipti. Ve bu iki şahsiyet arasında Avrupa ve belki de Osmanlıların kaderini değiştirecek ölçüde bir mücadele hasıl olmuştu.

Fetihlerin İlk Aşaması

Sultan Süleyman’ın saltanatı sırasında Belgrad bir Macaristan kalesi ve toprağıydı. Bu anlamda Belgrad’ın fethedilmesi ile Macaristan fetihlerinin ilk aşaması başlamış oldu. Sultan Süleyman Belgrad seferine 1521 yılının yaz mevsiminde başlamıştı. Osmanlı Kuvvetleri önce 7 Temmuz 1521 tarihinde Böğürdelen’i daha sonra ise bölgedeki diğer önemli kaleler zapt edildi. Ağustos ayının sonlarına doğru ise Belgrad kalesi zapt edildi. Belgrad kalesinin ele geçirilmesi ile Sultan Süleyman hem çok büyük bir prestij kazandı hem de Osmanlı Devleti Orta Avrupa’da önemli bir eşiği atlamış oldu. Sultan Süleyman’ın Belgrad fethi sırasında Avrupa’da ise V. Karl- I. François mücadelesi hız kazanmıştı. İki hükümdar Milano Dukalığı meselesi ile karşı karşıya gelmişlerdir fakat bu karşı karşıya gelme aslında milli bilinç, eski taht mücadelesi gibi sorunların somutlaşmış hali idi.

Sultan Süleyman’ın Belgrad fethi sonrasında ise Avrupa’da durum iyice kızışmıştır. Bu dönemde V. Karl’ın hizmetine giren Bourbon dükü Charles ile I. François karşı karşıya gelmişlerdir. I. François Alman birlikleriyle birleşen bu askeri güce karşı koyamayarak savaşta yenilmiş ve esir düşmüştür.  Fransa kralının annesi ise bu durum karşısında Osmanlı hükümdarı Sultan Süleyman’a bir mektup yazarak Osmanlı devletinden yardım ve ittifak talebinde bulunmuştur. Bu durum Hristiyan-Müslüman dostluğu açısından önemli bir gelişme gibi gözükse de iki devlette bu bağlamda kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmiş ve böyle bir ittifak söz konusu olmuştur. Bu ittifak ve daha doğrusu yardım çağrısı Osmanlı devletinin Macar politikasının ikinci safhasını oluşturmaktaydı. Bu anlamda hali hazırda Macaristan’a fetih hazırlığında bulunan Sultan Süleyman’ın eline savaş sebebi geçmişti. Bu dönemde Macaristan içerisinde de II. Layoş’un yönetimi ve tavırları sorgulanır olmuş ve krallıkta halk isyanları baş göstermiş muhalifler Janos Zapolya’nın etrafında toplanmışlardı.  Osmanlılar bir nebze bu durumdan da istifade etmek istiyorlardı.

Mohaç Muharebesi ve Viyana Kuşatması

1526 yılında Sultan Süleyman Macaristan’ın üzerine giderek bir sefer başlattı. Ve bu seferin de asıl amacının Fransa’ya yardım etmek olduğu dile getirilmekteydi. 29 Ağustos 1526 yılında Mohaç Ovasında Osmanlı kuvvetleri, II. Layoş’un kuvvetlerini kısa sürede imha etti. II. Layoş ve beraberindeki güçler savaştan kaçarken bataklığa saplanarak hayatlarını kaybetti.  Mohaç zaferinin ardından Osmanlı kuvvetleri Budin’e doğru ilerledi.  10 Eylül 1526 tarihinde şehir Osmanlı kuvvetleri tarafından ele geçirildi fakat şehir idaresi Osmanlı yönetimine bağlanmadı. Bunun yerine Janos Zapolya desteklenerek şehir himayesi o ve beraberindekilere bırakıldı. V. Karl ve Alman taraftarları ise Macar krallığı tacı için V. Karl’ın kardeşi Arşidük Ferdinand’ı desteklediler. Ferdinand 1527 yılında Zapolya’yı Budin’den çıkarttı ve Macar tahtının, Kutsal Roma Germen İmparatorluğu tarafından korunması sağlanmaya çalışıldı. Zapolya’nın Osmanlılara tabi ait olması şartıyla Osmanlı kuvvetleri Zapolya’ya destek verdiler ve Zapolya tekrar güçlü konuma geldi.

Osmanlı kuvvetleri, 1529 yılının eylül ayında Viyana önlerine kadar gitti ve şehri kuşattı. Osmanlı Ordusunun asıl amacı ise Ferdinand ile Budin civarında karşılaşarak bu sorunu ortadan kaldırmaktaydı. Fakat stratejiler Ferdinand’ın da gözükmemesi sebebi ile Viyana Kuşatmasına evrildi. Bu kuşatma kış aylarına yakın olması ve arazinin tam anlamıyla bilinmemesi sebebiyle kısa sürede kaldırılsa da etkileri bakımından Osmanlı kuvvetlerinin Viyana’ya kadar gelmiş olması Avrupa’da büyük bir heyecana sebep olmuştu. Macaristan fethinin üçüncü safhası ise idari yönden ve kuşatma ile belirlendiği düşünülebilir. Bu bağlamda Budin idaresi Zapolya’ya verildi ve Avrupa ile Osmanlılar arasında Macaristan tampon bir bölge olarak bir yandan Osmanlı Devleti’ne bağlı şekilde oluştu.

Fransızlarla İttifak

Macaristan fetihlerinin dördüncü aşaması ise Macaristan’daki gücünü sağlamlaştırmak isteyen Osmanlı İmparatorluğu’nun yapmış olduğu Alaman seferidir. Bu sefer ile 1532 yılında V. Karl açıkça hedeflenmiş ve birlikler bu anlamda sefere çıkmıştır. V. Karl l sefer haberini duyduktan sonra Alman prensleriyle anlaşarak farklı etnik kökenden gelen yaklaşık yüz bine yakın askerle bir ordu kurdu. Bu ordunun asıl amacı Macaristan değildi daha ziyade Viyana başta olmak üzere Kutsal Roma-Germen imparatorluğunun topraklarını savunmak idi. Sultan Süleyman ve V. Karl bu süreçte birbirlerini bekleyerek akıllıca bir strateji uygulmaya çalışıyorlardı. Sultan Süleyman ve V. Karl birbirlerine karşı harekete geçmemişlerdir ve bunun da stratejik anlamda somut ve akıllı sebepleri mevcuttur. Macaristan fethinin dördüncü safhası ise aksiyona girilmeden sonlanmıştır. İki devlet arasında 1533 yılında bir ateşkes imzalanmış ve Ferdinand Macar kralı olarak tanınmış fakat Osmanlı İmparatorluğu Macaristan üzerindeki haklarından vazgeçmemişlerdir.

Osmanlı-Habsburg mücadelesi Macaristan ana merkezi olmak üzere ateşkes imzalanmasının ardından da kendini hissettirdi. Fakat bu iki imparatorluk hanedanlığının karşı karşıya gelmiş olması bir anlamda Osmanlı-Fransa ittifakının da oluşmasına sebep olmuştur. Fransa kralının annesinin yardım istemesi ile başlayan süreç 1532-1541 yılları arasında Habsburglara karşı önemli bir ittifak haline dönüşmüştür. Özellikle Fransa Sultan Süleyman’ın Habsburglara karşı büyük bir sefer düzenlemesi yönünde sürekli ısrarcı olmuştur. 1536 yılında bu ittifak ekonomik anlamda da Osmanlıların Fransa’ya ilk ticari haklar tanıyan kapitülasyonların verilmesiyle gelişmiştir. Bu iki devlet 1537-1538 yılında ilk kez büyük bir harekât planı ortaya koysa da Sultan Süleyman’ın şartların değişmesi gibi sebeplerle aniden karar değişikliği ile nihai bir sonuca varmamıştır.

Budin’in Fethi

Osmanlı Devleti’nin Macaristan politikasının son aşamasını Budin’in ve daha doğrusu Macaristan’ın tamamen kontrol altına alınmış olması idi. Ferdinand ve Zapolya’nın kendi aralarında yapmış oldukları gizli antlaşmadan Osmanlı kuvvetleri haberdar oldular. Bu antlaşmaya göre Zapolya Macar kralı olarak tanınacaktı fakat ölümünün ardından Macar krallığı Ferdinand’ın olacaktı. Zapolya’nın oğlu Sigismund’un doğumunun ardından ansızın ölümü ile Ferdinand Macar topraklarında hak iddia etti ve Macar topraklarını ilhak etmeye başladı. Osmanlı kuvvetleri de buna karşın Macar topraklarına bir sefer düzenledi ve bu sorunu kökten çözme noktasında adım attı. Sultan Süleyman 1541 yılı civarında önce öncü birlikleri ve daha sonrasında ordunun geri kalanının gelmesi ile Ferdinand kuvvetlerini Macaristan’dan çıkarttı ve Budin derhal bir beylerbeylik merkezi haline getirildi.  Budin ve Macaristan bu şekilde tamamen Osmanlı idaresine girdi ve Habsburg ile sınırlar yeniden çizilmiş oldu.

Osmanlı Devleti’nin Orta Avrupa sınırlarına dayanması ile birlikte devlet içerisinde de doğal sınırlara artık aşağı yukarı ulaşılmış oldu. Avrupa artık Osmanlı’nın gücünden iyice çekinerek bir araya gelme ve aralarındaki sorunları erteleme gibi yöntemlerle birkaç yüzyıl sonra Osmanlı’nın duraklama ve gerileme dönemi de başlamış oldu. Aslında direkt bir şekilde bu fetihlerin etkisi ile Osmanlı’nın duraklama ve gerileme dönemleri entegre edilmesi yanlış olsa da bahsedilen coğrafyanın başta Belgrad ve Budin gibi şehirlerde hem ekonomik hem kültürel önemi olan şehirlerdi ve bu şehirlerin bile Osmanlı hakimiyetine girmiş olması Avrupa içerisinde artık güçlü Osmanlı’ya karşı koymanın bilincini iyice oturtmaya başlamıştı. Çünkü bir sonraki hedefin hangi şehir olacağını bilmiyorlardı ve karşılarında güçlü bir Osmanlı bulunuyordu.

 

Yazar: Ahmet Gül

Editör: Merve Bektaş

 

Kaynakça:

  • Emecen, M. F. (2019). Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuruluş ve Yükseliş Tarihi (1300-1600). İstanbul: İş Bankası Kültür.
  • İnalcık, H. (2021). Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ. İstanbul: Kronik.
  • Afyoncu, E. (2019) Herkes İçin Kısa Osmanlı Tarihi. İstanbul: Yeditepe

Görsel Kaynakça:

YAZAR BİLGİSİ
Ahmet Gül
Ahmet Gül, 2000 yılında Tekirdağ'da doğdu. An itibari ile tarih bölümü üçüncü sınıf öğrencisi. Tarih, spor, siyaset gibi konularda yazı yazmayı ve araştırma yapmayı seviyor. Ağustos 2022 tarihinden beri MozartCultures ekibinde yazar olarak yer alıyor.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.