Duygu ve Davranışlarının Ne Kadarı Senin Kontrolünde?

25.09.2020
Duygu ve Davranışlarının Ne Kadarı Senin Kontrolünde?

İnsan bütün eylemlerinin bilinçli bir şekilde gerçekleştiğini düşünme eğilimindedir. Dil sürçmelerini günün yorgunluğuyla veya hızlı düşünmeyle açıklayabilir, gördüğü rüyaları “rüya işte” diye geçiştirebilir, öfke patlamalarını ise bir diğerinin kışkırtmasıyla gerçekleştiğini düşünerek sorumluluğu karşısındakine yansıtabilir. Fakat Freud’un bu konu hakkındaki görüşü, bilinç dışı kavramını öne çıkartmaktadır. bilinç dışı ve bilinci birbirinden tamamen ayrı veya tamamen farklı yerlerde konumlandırmak pek doğru olmayacaktır. Bu iki kavram bir bütünün parçalarıdır. Bilinç bu bütünün ışık tutulan yanıysa bilinç dışı karanlıkta kalan yanı olarak nitelendirilebilir. Bilinç, farkında olduğumuz ve varlığından haberdar olduğumuz, o an beynimizin içinde var olan düşünceleri, duyguları ve davranışları kapsar. bilinç dışı ise varlığından haberdar olmadığımız fakat farklı yöntemlerle kendini açığa vuran duygu, arzu, istek, dürtü vs. gibi hususları içinde barındırır. bilinç dışı konusunda en sık kullanılan metafor, buzdağı örneğidir. Bilinç, buzdağının görünen, ortada olan kısmı ise bilinç dışı; buzdağının suyun altında kalan, görünmeyen kısmıdır. Buzdağı gücünün büyük kısmını aslında suyun altındaki kütlesinden alır. Freud’un düşüncesi de bu metaforla paralellik göstermekte ve şekil bulmaktadır. Yani bilinç dışı, Freud’a göre ruhsal eylemlerin temelini ve başlangıcını oluşturmaktadır. Freud’a dil sürçmesini, rüya görmeyi veya öfke patlamalarını sorduğumuz vakit, bunların sebebini bilinç dışı olarak temellendirecektir. Ona göre hepsinin temelinde yatan bastırılmış, farkında olmadan bilincin ücra köşelerine itilmiş, varlığından kişinin haberi dahi olmadığı duygular ve türevleridir. Freud’a göre toplum tarafından hoş görülmeyen davranışlar ve duygular (özellikle cinsellik ve saldırganlık) bilinçaltına/bilinç dışına itilir. Kişi bu bastırılmış davranışların farkında olmasa dahi bu davranışlar bireyi etkilemektedir. Freud, tam bu noktada ise işin psikanaliste düştüğünü düşünür. Örneğin belirli periyodik aralıklarla öfke patlamaları yaşayan bir insan, zaten yaşadığı öfke patlamalarının farkındadır. Psikanalist bunun arkasında yatan sebebe, bilinçaltına inmeli ve orayı aydınlatmalıdır. Psikanalizin burada amacı insanın içine saplanıp kalmış, derinliklerde bir yerde faaliyet gösteren o olguyu bulup gün yüzüne çıkartmaktır. Bilinçaltına itilmiş olan ve toplum tarafından onay görmeyen duygu ve düşünceler, kendini bir ressamın tuvalinde, bir sporcunun hücumunda, bir oyuncunun sahnesinde, bir yazarın makalesinde dışa vurabilir.

Freud’un bilinç dışına yüklediği güç, bazı kesimler tarafından eleştirilmiştir. Özellikle insanın son derece bilinçli, davranışlarından sorumlu, rasyonel bir varlık olarak gören zümre; insanın bilinç dışı olarak adlandırılan, kontrolümüz dışındaki bir olgudan büyük oranda etkilendiğini kabul etmemektedir. Bir başka eleştirisi ise Freud’un savunusunun geçerliliği ve deneye dökülebilirliğine gelmiştir. Freud’un kavramının deneysel olarak karşılığının olmadığını ve bilimsel yeterlilikten uzak olduğunu savunmuşlardır. Günümüzde de bilinç dışı/bilinçaltı kavramları psikolojide önemli bir yere sahiptir. Freud’un savunduğu gibi duygu, düşünce ve davranışlarımızın büyük bir kısmını bilinç dışı mı yönetmektedir? Yoksa eleştirildiği şekilde fazla mı anlam yüklenmiştir? Tartışmaya müsait bir konu olarak savunucularının yorumlarına açık kalacaktır.

Yazar: Ozan Yazıcı

KAYNAKÇA

  • Cüceloğlu, D. (2018). İnsan ve Davranışları: Psikolojinin Temel Kavramları. İstanbul: Remzi Kitapevi.
  • Zweig, S. (2020). Freud: Mutluluğun Mimarı. İstanbul: Zeplin Kitap.

 

 

YAZAR BİLGİSİ
Ozan Yazıcı
Ozan Yazıcı, 1997 yılında Samsun'da doğdu. İki senedir Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde Psikoloji ve Sosyoloji programlarında eğitim görmektedir. Yazarımız seyahat etmekten, yeni şeyler keşfetmekten, okumaktan ve araştırmaktan, resim çizmekten ve sanatla ilgilenmekten, arkadaşlarıyla zaman geçirmekten keyif almaktadır. Sosyoloji ve Psikoloji alanında birikimini ve yazılarını aktarmak amacıyla Eylül 2020 tarihinde MozartCultures ekibinin bir parçası olmuştur.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.