İnsanın Şeytanla Anlaşması: Faust

21.01.2021
İnsanın Şeytanla Anlaşması: Faust

Faust, Goethe’nin yirmili yaşlarında başlayıp ömrünün son üç yılına kadar yazmayı sürdürdüğü kitabıdır. Goethe’nin hemen hemen her yaşına tanıklık etmiş bu kitap, zaman içinde pek çok ekleme ve değişikliğe maruz kalır.

Johann Wolfgang von Goethe Kimdir?

Johann Wolfgang von Goethe (1749-1832); Alman yazar, siyasetçi, doğa bilimcidir. Frankfurt’ta varlıklı bir ailede doğan Goethe, aldığı eğitimler ile kendisini geliştirir. Bir yandan hukuk eğitimi alırken diğer yandan sanatla, edebiyatla ilgilenir; doğa bilimlerine ve tabiata yönelik güçlü bir merak duyar.

Bunların yanında, aşk hayatındaki gelişmeler de eserlerine yoğun biçimde yansır. Genç Werther’in Acıları ile kendi hayatındaki dalgalanmaları evrensel boyutta ele alır ve dünya çapında bilinir hâle gelir. Alman edebiyatının dünyada en bilinen eserlerini oluşturur ve çok büyük bir üne kavuşur. Pek çok kitap, drama, şiir yazar. [1],[2]

Hayatını sürdürdüğü çalkantılı dönem karşısına Fransız Devrimi’ni, Napoleon’u, Kant’ı, Schiller’i ve daha pek çoklarını çıkarır. Çağdaşı olan olaylar ve kişiler, onu ve dolayısıyla eserlerini büyük oranda etkiler. Aristokratik bir aileden gelmesi, aydınlanmacı fikirler ile yetiştirilmesi de yine onun yazım dünyasını en çok etkileyen şeylerden olur. [3]

Faust I ve Faust II

Faust, on bin dizeden oluşan şiir biçiminde yazılmış bir tiyatro eseridir. İki bölümden oluşur. Bu iki bölüm, pek çok açıdan birbirinden farklıdır. Goethe’nin yaşamının farklı dönemlerinde yazılmış olmaları, bu farklılıklarda önemli bir etmendir.

Goethe, tek seferde oynanması için yazmış olsa da bütün eserin -özellikle Faust II’nin- sergilenmesi oldukça zordur. Faust I, akışın ve karakterlerin sahnelenmesine olanak tanısa da Faust II, gerek mitolojik unsur ve karakterlerin yoğunluğuyla gerekse birinci kısma göre daha karmaşık bir yapıda yazılması nedeniyle eserin bütün olarak gösterimine engel olur.[3]

Her iki kısımda da dönemin insanlarına göndermeler ve mitolojik karakterlere yapılan atıflar, eserin alt metnini oluşturur. İki kısım birlikte Faust’u oluşturur ve bu bütün, Goethe’nin insanlığın hikayesini anlatma, hiçbir konuyu eksik etmeme ideali ile yoğrulur.

Faust’un Konusu Nedir?

Tragedyanın birinci bölümünde, girişte gökteki diyaloglar yer alır. Burada Tanrı ve Şeytan’ın (Mefistofeles) konuşmasına tanık olunur. Bu konuşmada Şeytan ve Tanrı’nın birbirinin zıddı fikirleri belirgindir ve Tanrı, yeryüzünde yaşayan Faust’u yoldan çıkarmaya çalışması konusunda Mefistofeles’e izin verir. Çünkü Tanrı, Faust’un doğru yoldan sapmayacağından emindir. Şeytan ise kazanamayacağını bilse de bu anlaşmayı yapar. Yaradılış kesindir ancak insan belirsizlik demektir ve Şeytan, bunu en iyi bilenlerdendir.

Gökteki Konuşma

“Gökteki Konuşma”

“Ve, büsbütün unutulmuş, tek başına yaşamamak için,

Teslim ettim kendimi şeytana!” Faust (Goethe)

Faust, bilgiyi aramakla uğraşırken deneyler yapan, pek çok yol deneyen bir doktordur. Bunca çabasına rağmen yine de hiçbir şey bilmediği için kendine acıyan ve hayattaki sevincini kaybeden karakter, karşısında beliren şeytan ile anlaşmaya tutulur. Bilimin ve bilginin yeterli gelmediği dünyada daha fazlasını arayan Faust, Şeytan’a ruhunu satar. Hayatın tüm zevkleri, tutkuları ile tanışmak üzere Şeytan ile yolculuğa çıkar ve yolculuk boyunca türlü insanla, Şeytan’ın yoldan çıkarıcı sözleri ile karşılaşır.

Faust, Gretchen ve Mefistofeles

Gençleşir, aşık olur, yalancı şahitlik eder, katil olur, cadıların ve cinselliğin dünyasına dalar. Hayattan, kendinden, bildiklerinden ve öğrenebileceklerinden umudunu kesmiş Faust, en iyi adaydır aldatılmak için ve Şeytan, her yolu dener, kendi amacına ulaşmak için.

 

Tragedyanın ikinci bölümü, ilk yarıdan oldukça farklı bir anlatıma sahiptir. Bu kısımda mitolojik tanrılara pek çok kez gönderme yapılır. Homeros’un Odysseia’sı çok büyük bir önem atfeder. Truva Savaşı ile Paris ve özellikle Faust’un aşık olduğu Helena hikayede önemli yer tutarlar. Faust I’deki Gretchen ve ona duyduğu aşk, Faust II’de Helena’ya ve onun mutlak güzelliğine döner. Her iki bölümde de aşkı tadar, evlat sahibi olur ve bunları sürekli kaybeder.

Olay örgüsü ve işleyişi oldukça düzenli olan ilk yarıya göre, ikinci yarı çok daha kapsamlı ve okuması çok daha zor olan kısımdır. Faust II, birbirinden bağımsız mitolojik karakterlere, tanrılara, hayata dair farklı kavramlara ev sahipliği yapar. Çağın ve insanlığın hicvi tüm eserde görülse de bu yergiler, Faust II’nin ana temasını daha büyük bir ölçüde oluşturur. [2]

Faust ve Mefisto ikilisi ikinci bölümde, zorluk içindeki krala yardım etmeleri ile zenginliğe kavuşurlar ve dünyevi olana doyamayan Faust, hep daha fazlasını arar. Bencilliği o kadar büyür ki başkalarının olana bile göz koyar. Hep daha fazlasını isteyen “şımarık” bir çocuk gibidir adeta. Ancak ölümünde meleklerin, şeytanı oyuna getirmesiyle her şeye rağmen tanrı katında sonlanır Faust’un hikayesi. Ahlaki çöküntünün, bencilliğin ve doyumsuzluğun yanında daha iyi olanı, daha güzeli, daha çok bilgiyi aramaya çıkması ve bunun için çabalamış olması, affedilmesi adına yeterli olur. [5]

“Doyurmuyor hiçbir zevk onu, yetmiyor ona hiçbir mutluluk,

Koşup duruyor böylece peşinde değişken biçimlerin;

Şu son, kötü, boş an’ı,

Durdurmak istiyor zavallı.” Mefistofeles (Goethe)

Sonuç

Faust, gerçekte yaşamış olduğu söylenen bir simyacı, bir efsanedir. Ruhunu şeytana sattığı ve bu yüzden de öldüğü düşünülen Faust, zaman içinde pek çok sanatçının eserine konu olmuştur. [4] Faust hakkında kitaplar, tiyatro eserleri yazılmış; filmler çekilmiştir.

İnsanın; ruhunu daha iyi olabilmek, daha çok bilebilmek ve daha mutlu olabilmek için şeytana satması bizlere çok da yabancı bir durum değildir. Başka yazarlar, farklı olay örgüleri ve sonlarla işlerler bu temayı; kimi şeytanın yoluna saptırır Faust’u, kimi ise Goethe gibi ahlaki olarak çökertse de lanetleyemez onu. İnsanın en belirgin özelliği de bu değil midir zaten?: “Belirsiz oluşu…”

İnsanlık var oldu olalı işlenmiş olan konu, en somut hâliyle bu eserde buluşur. Faust, birçok noktada Mefistofeles’in tersidir ve ikisinin anlaşması: Zıtlıkların dansıdır. Bilgiye aç, heyecanlı, idealist Faust ile donuk, değişmez fikirleriyle Mefisto’nun ilişkisi düalist bir temeli oluşturur.

Faust şeytanla anlaşarak ahlaki yoldan sapsa da Goethe, yine de Tanrı’nın tarafına koyar onu.

“Karanlık arzularının içinde bunalan iyi bir insan,

Asla ayrılmaz doğru yoldan.” Tanrı ile Mefistofeles’in konuşması.(Goethe)

Faust, bilgiye olan açlığını eyleme dönüştürerek önce büyüye başvurur, sonraysa şeytanla anlaşır. Hep daha fazlasının peşindedir, daha fazla bilmenin. En büyük arzusunu gerçekleştirmek adı altında Faust’u etkisi altına alan Mefistofeles, onu oradan oraya koşturur; iyiyi, doğruyu unutturur. Faust bilimden, doğadan kopar; zevk peşinde koşmaya başlar. Okudukları, yaşadıkları yetmemiştir çünkü ona.

“Faust”

“Şudur son sözü bilgeliğin:

Hakkeder özgürlüğü ve yaşamı ancak,

Her gün onları yeniden kazanmaya çalışan kişi.” Faust (Goethe)

Ahlaki olarak batsa da batağa, harekete geçendir aynı zamanda. Doyumsuz ve bencil olsa da Faust, yine de daha iyi yaşamak, daha çok bilmek için aksiyon alır. Bu durum, Goethe nazarında Tanrı’nın beklediğidir: Arayış içinde olmak ve durmadan uğraşmak… Böylece öldüğünde kendi kanıyla imzaladığı anlaşmanın sonucuna katlanmak zorunda kalmadan melekler tarafından kurtarılır. Mefistofeles’in yolundan giderek hep daha fazlasını tüketmeyi istese de üretmeyi istediği ölçüde kurtulur Şeytan’ın elinden ve lanetlenmekten. [4]

“Bitti! Aptalca bir söz bu. Neden bitsin ki? Bitmek ve salt yokluk; aynıdır tamamen ikisi de! Ne işimize yarar sonsuz yaratılış? Dönüştürmek yaratılanı hiçliğe? ‘Bitti artık!’ Nedir bunun anlamı? ‘Var olmamıştı hiç’, demek gibi bir şey bu, Ve dönüp dolaşıyor daire halinde, sanki varmış gibi! Yeğlerim ben bundan dolayı sonsuz boşluğu.” –Mefistofeles (Goethe)

 

Yazar: Ayşenur Güzel
Editör: Emine Türal

 

Kaynakça

[1] https://tr.wikipedia.org/wiki/Johann_Wolfgang_von_Goethe

[2] Goethe, J., W. (2020). Faust. Ankara: Doğu Batı Yayınları.

[3] Onural, N. (1990) Goethe’nin Faust’a Yansıyan Kişiliği. Kurgu Dergisi. 7, 333-345.

[4] Güldürmez, S. (2017). Faust’u Gölgesinden Seyretmek Yahut Modernizm Bağlamında Faust’a Dair Bazı Dikkatler. Turkish Studies. 12, (15), 321-344.

[5] Anık, M. (2020). Modern Bireyin Bencilliği Ve Açgözlülüğü: Faust Ekseninde Bir Edebiyat Sosyolojisi Analizi. Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. 22, (4), 1479-1499. http://dx.doi.org/10.16953/deusosbil.770639

Görsel Kaynakları

Görsel 1 Görsel 2 Görsel 3 Görsel 4 Görsel 5

YAZAR BİLGİSİ
Ayşenur Güzel
Ayşenur Güzel 1997'de Bursa'da doğdu. 2015'te Nilüfer İMKB Fen Lisesi'nden, 2019'da Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü'nden mezun oldu. Çalışma hayatına henüz adım atmamış bir psikolojik danışman olarak okumayı, izlemeyi, dinlemeyi ve dinginliği, yenilik ve farklılığı sevmektedir. Yazı yazmaya ise yeni başlamıştır. MozartCultures yazar ekibinde araştırma yapıp yazı yazıyor.
YORUMLAR

  1. Alpagut Aykut Tüzemen dedi ki:

    Elinize sağlık, benim gibi şiir biçiminde yazılmış kitapları sevmeyenlere hitap eden bir yazı olmuş :)))

  2. Rıdvan tüzemen dedi ki:

    Yazının etkisiyle kitabı bir an önce okunacaklar arasına aldım. Yazanın ellerine sağlık. 🙂

  3. Ayşenur Güzel dedi ki:

    Çok teşekkürler:) Başlarken benim de şiir olmasından kaynaklı önyargılarım vardı ancak okuması çok keyifli ve sürükleyiciydi, tavsiye ederim.