Kahramanın Yolculuğu II: Herakles – On İki Görev

Kahramanın Yolculuğu II: Herakles – On İki Görev

Herakles’in On İki Görevi

Herakles‘in, Eurystheus’un hizmetine girdikten sonra on iki yılda on iki görevi yerine getirmesi gerekiyordu. Herakles bu işleri yaparken kendi içsel dünyasında da bir savaş verdiği söylenebilir. Her görevde kusurlarını ve erdemlerini keşfedecektir. Bu görevlerin pek çoğunu tanrıların verdiği armağanlarla değil, kendi yapmış olduğu asa ve kollarının gücüyle başaracaktır.

1.Görev: Nemea Aslanı’nı Öldürmek

Nemea bölgesinde yaşayan bu aslan insanlara ve hayvanlara zarar veriyordu. Aslanın bulunduğu bölgeye giden Herakles, dağlarda kükremelerin yankılarını duyuyor ama aslanı bulamıyordu. Sonunda aslanı mağarada buldu fakat buna sevinen Herakles’in sevinci uzun sürmedi çünkü mağaranın diğer kısmı açıktı. Herakles aslanı ne kadar kovarlarsa aslan da Herakles’i o kadar kovalıyordu. Herakles, mağaranın karanlık bir yerinde aslanı yakaladı. Aslanın özelliği kendi pençelerinden başka hiçbir şeyin ona zarar verememesiydi. Ok ve kılıcın işe yaramadığını anlayan Herakles, aslanı çıplak elleriyle boğarak öldürdü. Aslanın pençesiyle postunu yüzdü ve üzerine geçirdi.

Herakles bu görevde kendi kişiliğinin ne kadar kibirli olduğunu öğrendi. Kibirle karşılaşmadan önce dağlardaki yankılarıyla karşılaştı. Kendisindeki kusurlarla savaştığında onların da kendisi gibi pes etmediğini gördü ve kusurlarını; hiçbir canlının görmediği, bilmediği ve anlatamayacağı karanlık bir mağarada dışarıdan hiçbir yardım almadan kendi gücüyle yendi. Çünkü kendisini kontrol edebilen kişiye dışarıdan hiçbir şey müdahale edemezdi.

2.Görev: Lerna Gölü Ejderi Hydra’yı Öldürmek

Dokuz kafalı olan “Hydra” adlı ejder, Typhon ve Ekhidna’nın birlikteliğinden dünyaya geldi ve tanrıça Hera tarafından büyütüldü. Canavarı yok etmek oldukça zor bir şeydi çünkü canavarın kafalarından birini kesince yerine iki kafa birden çıkıyordu. Yeğeni Iolaos’ın da yardımıyla Herakles, Hydra’nın kafasını kesti ve Iolaos’la birlikte kesilen kafayı alevle dağladılar. Dağlanan kafa yeniden çıkamıyordu, sekiz kafa bu şekilde kesilerek dağlandı. Son kafa ölümsüzdü. Bir türlü kesilemeyen kafayı Herakles diri diri bir kayanın altına gömdü.

Herakles bu görevinde kendi kusurlarıyla savaşmaya karar verdiğinde kusurlarının çoğaldıklarını ve daha önce hiç bilmediği pek çok kusuru olduğunu fark etti. Teker teker yok etmekle uğraşmak yerine ateşle dönüştürmeyi öğrendi.

3.Görev: Artemis’in Kutsal Hayvanı Olan Geyiği Yakalamak

Arkadhia‘da, Keryneia Dağı’nda yaşayan dişi geyik hiçbir avcının elde edemediği bir hayvandı. Herakles’in, bu görevi geyiğe zarar vermeden yapması gerekiyordu. Geyiği aramaya koyulan Herakles bir sene sonra bulmayı başardı fakat geyik her seferinde Herakles’ten kaçtı. Öldürmeden yakalaması gerektiğini hatırlayan Herakles, sonunda geyiği bileğinden sakatlayarak yakalamayı başardı. Tam da bu anda karşısına Artemis çıktı, öfkeyle ne yaptığını sordu. Herakles de bunun bir görev olduğunu söyledi ve geyiği sağ salim geri göndereceğinin sözünü vererek bu gazaptan kurtuldu. Geyiği, Kral Eurystheus’un sarayına götürdü. Teslim edecekken geyiğin iplerini gevşetti ve geyik bir anda gözden kayboldu. Herakles, krala geyiğin yeterince hızlı olmadığını söyleyerek hem geyiği söz verdiği gibi Artemis’e geri verdi hem de görevini yerine getirmiş oldu.

Herakles bu görevinde bir canlıya zarar vermeden onları yakalayabileceğini ve önemli olanın sadece görevi yerine getirmek değil, hiçbir canlıya zarar vermeden yerine getirmek olduğunu fark etmiştir.

4.Görev: Erymanthian Dağı’nda Yaşayan Yaban Domuzunu Yakalamak

Devasa büyüklükte olan ve çevresini yakıp yıkan bu yaratığı canlı yakalamak oldukça zordu. Herakles aylarca bu hayvanı izledi, o sırada dağlardaki Centaur Pholos’un şarap teklifini kabul etti ve konuğu oldu At adamla girdiği tartışma sonucu at adamlarla savaştı ve birçoğunu öldürdü. Savaşın sonunda yoluna devam eden Herakles çalılıkların içerisinde bulunan avını bağırarak dışarı çıkardı ve avın yorulmasını sağladı. Bir süre sonra yorulan hayvanı zincirlerle bağlayarak sırtına attığı gibi krala götürdü.

Herakles bu görevde dikkatini hiçbir şeyin dağıtmasına izin vermemesi ve göreve odaklanarak yürümesi gerektiğini öğrendi.

5.Görev: Augias’ın Ahırlarını Bir Günde Temizlemek

Augias’ın otuz yıldır temizlenmeyen binlerce hayvan sürüsü vardı. Herakles, kendisine böyle bir görevin layık görülmesini küçük düşürücü bulmuştu. Kral Eurystheus’ın amacı da Herakles’i küçük düşürmekti. Augias, Herakles ile anlaşarak eğer bir günde bu ahırı temizlerse sürüsünün onda birini ona vereceğine dair yemin etti. Herakles, ahırda iki büyük delik açıp, iki nehir sularının yataklarını değiştirerek nehir sularının ahırlara akmasını sağladı. Sadece gübre pisliğini temizlemekle kalmadı, içeriye giren pisliği de engelledi. Buna karşın Augias sözünde durmadı ve Herakles, Augias ‘ı oğluyla birlikte öldürdü.

Herakles bu görevde alçak gönüllüğü öğrendi ve şanlı bir kahraman da olsa büyük küçük demeden her görevin aynı önemde olduğunu anladı.

6.Görev: Stymphalia’da Yaşayan Kuşları Öldürmek

Bu kuşların, Stymphalia Gölü‘ndeki varlıkları unutuldu ve zamanla sayıları çoğaldı. Pirinçten yapılmış pençeleri ve keskin metalden yapılma tüyleri olan bu hayvanlar, insanlara silahları ile saldırıp onları avladılar ve o çevredeki tarlalara veya meyve bahçelerine zarar verdiler. Herakles, sık ormanlarla kaplı Stymphalia Gölü’ndeki kuşları yaşadıkları yerden nasıl çıkaracağını düşündü fakat bir çözüm bulamadı. Bunun üzerine Athena ve Hephaistos’tan yardım aldı ve özel üretilen çıngırakların çıkardığı sesler ile kuşların bulundukları yerlerden kaçmalarını sağladı. Havada kolay hedef hâline gelen kuşları oklarla öldürdü.

Herakles bu görevde ertelememenin önemini öğrendi. Sayıları az olan kuşları varlığı önemsenmemiş ve çoğalınca başa çıkılamaz hâle gelmişti. Herakles olayların büyümesine fırsat vermeden onlarla ilgilenmek gerektiğini anladı.

7.Görev: Azgın Girit Boğasını Yakalamak

Kral Minos beyaz boğasını Poseidon’a kurban etmek istemedi. Tanrı da öç almak için boğayı kudurttu. Boğa, Tethris Nehri‘nin suladığı bölgelerdeki ekinleri söküp, meyve bahçelerinin duvarlarını yok ederek Girit’te dehşet saçmaktaydı. Herakles, Kral Minos’un yardım teklifini kabul etmeyerek boğayı kendi başına alt etmeyi tercih etmişti. Uzun bir mücadeleden sonra azgın boğayı boynuzlarından tutarak yakaladı ve onu labirente hapsetti. Boğa labirentin merkezine ulaşmaya çabalarken Theseus tarafından öldürüldü.

Herakles bu görevinde maddi olana hükmetmeyi öğrendi. Şehvet ve konfor isteği tarafından kontrol edilen değil, onları kontrol eden biri hâline geldi.

8.Görev: Diomedes’in Atlarını Yakalamak

Trakya kralı Diomedes’in insan yiyen atları vardı. Sürekli et yiyen hayvanlar doğası gereği öfkeli ve kontrol edilemez bir yapıya sahipti. Herakles, arkadaşı Abderus’un yardımıyla atları çalmayı başardı fakat Diomedes onların peşine düştü. Herakles Diomedes’le çarpıştı ve onu öldürdü. Arkadaşı Abderus’u atların başında bırakan Herakles, döndüğünde atların onu yediğini gördü. Herakles, Diomedes’in ölüsünü atlara yedirdi. Sahibinin etini yiyen atlar sakinleşti ve normale döndü.

Herakles bu görevde öfkesinin kontrol edilmesini, öfkesine hâkim olmaz ise yakınlarının zarar gördüğünü fark etti ve öfkenin ancak kaynağının bulunarak yok olacağını öğrendi.

9.Görev: Amazon Kraliçesi Hippolyte’nin Kemerini Almak

Bu kemer kraliçenin babası Ares tarafından verilmişti. Amazonlar’ın Ares’in soyundan geldiklerine ve savaşçı doğalarını oradan aldıklarına inanılıyordu. Herakles Amazonlar’ın yaşadığı topraklara doğru yola çıktı. Herakles’in kahramanlıklarını duyan Hippolyte kemeri vermeye razı oldu. Amazon kılığına giren Hera’nın işe karışması ile Amazonlar’ın içine bir kuşku düştü ve kraliçelerinin kaçırılacağını düşünerek Herakles’in gemisine saldırdılar. Herakles kraliçeyi öldürmek zorunda kaldı. Görevi gereği kraliçeyi öldürmesi değil, kemeri alması gerekiyordu. Görevin tamamlanabilmesi için aldığı canın yerine başka bir can koyması gerekiyordu. Troya’ya uğrayarak Laomedon’un kızı kızı Hesione’yi deniz canavarının elinden kurtardı ve böylelikle görevini yerine getirmiş olarak kabul edildi.

Herakles bu denemede anlık düşünce ile hareket etmeden kendisinden istenileni yapması gerektiğini öğrendi. Eğer panik yapmayıp kendine hâkim olsaydı kraliçenin emriyle Amazon saldırısı sonra erecekti.

10.Görev: Okeanos’un Adasındaki Dev Geryoneus’un Sığırlarını Çalmak

Geryoneus 3 başa, 6 adet kola ve 3 adet ayrı vücuda sahip bir savaşçı görünümündeydi. Dünyanın batı ucunda Okeanos Irmağı‘nın bir adasında büyük sığır sürülerini otlatmaktaydı. Herakles Cebelitarık Boğazı’nı geçti ve buraya anı olarak iki sütun dikti.

Adaya çıktıktan sonra çoban köpeği Orthrus’u, zeytin ağacından yapılma sopası ile öldürdü. Daha sonra çoban Eurytion‘u da aynı şekilde öldüren Herakles’in karşısına son olarak Geryoneus çıktı. Hidra kanına bulanmış oklarından biri ile Geryoneus’u alnından vuran Herakles, titanın acı bir bağırışla ölmesine tanıklık etti. Daha sonra sığırları kolayca çaldı. Dönüş yolunda Hera, karşısına başka zorluklar çıkardı: Hayvanları korkutarak kaçırdı ve Herakles’in onları bir araya getirmesi bir yılını aldı. Hera, nehrin seviyesini yükseltti. Herakles’in bu nehri geçmesi için köprü kurması gerekti. Köprüyü kurduktan sonra sığırları başarıyla teslim etti.

Herakles bu görevde planda olmayan zorlukların çıkabileceğini ve devam etmesi gerektiğini öğrendi. Hera’nın ona çıkardığı zorluklar, onun verdiği sözü tutup tutmayacağını denemek içindi.

11.Görev: Hesperidler’in Altın Elmalarını Getirmek

Hesperidler, güneşin battığı dünyanın batısında bir adada yaşayan yerin perileri nymphelerdi. Hesperidler’in bahçesi altından elma veren ağaç ile bilinmekteydi. Gaia’nın düğün hediyesi olan bu elmaları koruması için Hesperidler’e güvenmeyen Hera, yüz başlı ejderha Ladon’u buraya bekçilik yapması için görevlendirdi. Herakles, hiç kimsenin tam olarak bilmediği bu adaya gitmek için dünyanın dört bir yanını dolaştı. Yolculuğu sırasında Kafkas Dağı’nda zincire vurulmuş olan Prometheus‘la karşılaştı. Onu zincirlerinden kurtarmak istese de Prometheus bunun imkânsız olduğunu, önce on iki görevi yerine getirmesi gerektiğini ve elmalarını Herakles’in kendisinin almamasını, kardeşi ve Hesperidler’in babası olan Atlas’tan elmaları aldırmasını söyledi. Herakles teşekkür ederek görevlerini yerine getirdikten sonra Prometheus’u kurtaracağının sözünü vererek oradan ayrıldı.

Adaya varan Herakles, adanın koruyucusu ejderha Ladon ile savaştı ve onu öldürdü. Adada bahçeyi ararken karşısına Zeus’a karşı başkaldırdığı için gök kubbeyi taşımakla cezalandıran Atlas çıktı. Prometheus’un dediğini hatırlayan Herakles, Atlas’ı bu yükten kurtarabileceğini bunun karşılığında ise sadece elmaları istediğini söyledi. Yüzyıllar boyunca gök kubbeyi taşımaktan yorulan Atlas bu isteği seve seve yerine getireceğini söyleyerek gök kubbeyi Herakles’e verdi. Bahçeden topladığı elmalarla gelen Atlas’a gök kubbenin sırtına tam oturmadığını söyleyerek bir saniyeliğine ona destek olmasını istedi. Gök kubbeyi sırtına alan Atlas’ın elindeki elmaları alan Herakles, oradan uzaklaştı.

Herakles bu görevde bir yol gösterici olan Prometheus ile tanıştı. Onun verdiği bilgi olmasa bu görevi tamamlayamayacaktı. Bazı kaynaklara göre elmalar göksel bilgiyi simgelemekteydi ve Prometheus bu bilgiye giden yolun göstericisiydi.

12.Görev: Hades’in Yer Altını Koruyan Kerberos’u Yeryüzüne Çıkarmak

Herakles’in, yeraltına giden yolu bulması, ölüler ülkesinin kıyılarına giden nehir üzerinden seyahat etmesi ve girenin bir daha çıkamayacağı yeraltı dünyasına girip Hades’le görüşmesi gerekiyordu. Bunların içerisinde en önemlisi: Yeraltı dünyasına neden indiğini unutmaması gerekiyordu (bkz: Orpheus). Hades, yani yeraltı dünyası, insanın bildiklerini unuttuğu bir yerdi. Hades’le karşılaşan Herakles, ona görevlerini anlattı. Hades, Herakles’in hiçbir silah kullanmadan Kerberos’la karşılaşmasına izin verdi. Kerberos’u silahsız nasıl alt edeceğini düşünen Herakles karamsarlığa kapıldı ve ölüler ülkesinde dolaşırken Hekate ile karşılaştı. Hekate, Herakles’e on iki görevini ve kim olduğunu hatırlattı. Herakles’e Zeus’un oğlu olduğunu, her insanın içindeki tanrısal gücün onda da var olduğunu ve her şeyi yapabileceğini anlattı. Gücünü ve iradesini kullanarak Kerberos’u kolaylıkla ele geçirdi.

Hekate, Herakles’e dönüş yolcuğunda on iki görevden sonra ambrosia ile beslenerek Olimposluların arasına katılıp katılmayacağını sordu. Hekate’nin bu sorusu bir denemeydi. İnsanların kim olduğunu unuttuğu bu yeraltı dünyasında verdiği sözü hatırlayıp hatırlamadığını test ediyordu. Herakles, Prometheus’a verdiği bir sözü olduğunu ve her şey bittikten sonra onu kurtarmaya gideceğini söyledi. Hekate, sözünü unutmayan Herakles’e yeraltından çıkış kapısının yolunu gösterdi. Eğer verdiği sözü unutsaydı yeraltında dolaşan bir gölge hâline gelecek ve burada kalmaya mahkûm olacaktı.

Son görevini de bu şekilde tamamlayan Herakles, ne zaferini kutlamak için şarap içmeye gitti ne de Olimposluların yanına çıkıp onlarla birlikte yaşamaya çalıştı. Herakles’in yaptıklarını takip eden Zeus, Prometheus’u kurtarmasına göz yumdu. Herakles verdiği sözü yerine getirmiş oldu. Elimizdeki kaynaklara göre iki farklı Herakles mevcuttur:

Birinci Hikâye:

Birinci hikâyeye göre Herakles’in çilesi bunlarla bitmemiştir. Bu 12 görevden sonra sayısız maceralara girişmiştir. Argonotlar’ın seferine katılmış, Deianeira ile evlenmiş, Sentor Nessos karısına yaklaşmak isteyince onu oklarıyla yaralayarak öldürmüştür. Herakles bir süre sonra esir aldığı bir kızı Deianeira’ya göndermiş lakin Deianeira Herakles’in kendisini bu kızla aldattığını düşünerek buna çok sinirlenmiştir. Herakles yeni bir gömlek istediğinde Nessos’un verdiği kana batırılmış olan gömleği Herakles’e vermiştir. Herakles’in üstüne yapışan gömlek, dayanılmaz acılar vermeye başlamıştır. Bu acıya son vermek için Herakles bir odun yığını hazırlatarak kendisini alevlerin içine atmıştır.

Herakles’in ölümüne tanrılar çok üzülmüş ve onu Olimpos’a götürerek ölümsüzlük bağışlamışlardır. Tanrıça Hebe ile evlenmiş ve fiziğin, moralin ve gücün simgesi olan Herakles Yunanistan’da hem tanrı hem de kahraman olarak saygı görmüştür. Heraklesoğulları denilen çocukları Yunan yarımadasındaki halkların atası sayılmıştır.

İkinci Hikâye:

İkinci hikâyeye göre on iki görevi tamamlayıp Prometheus’u kurtardıktan sonra Zeus’un, insanların akıl ateşini almaya layık olduğunu anlaması üzerine Olimpos tanrıları yeryüzüne inmiştir. Demeter tarımı, Hephaistos medeniyeti, Athena zeytin ağacını, Ares kendilerini nasıl koruyabileceklerini; Afrodit uyum, nezaket ve sevgiyi; Hermes yazıyı, dili ve astronomiyi, Apollon müziği ve sanatı, Asklepius tıp ve şifa sanatını insanlara aktarmıştır. Delfi’yi kurarak kehanet ve göksel bilgelikle temas etmelerini sağlamışlardır. Pek çok alanda bildiklerini insanlığa aktarmış, insanlarla bir anlaşma yapmışlardır: Bundan sonra hiçbir tanrı, insanların işine karışmayacaktır. Bilgelik veya akıl ateşinin sönmemesi için tarih içerisinde bilgeler görevlendirilmiştir. Hocadan öğrenciye aktarılan bir zincir oluşturulmuştur. Bu zincirde Platon, Pisagor, Konfüçyüs, Buda, İsa ve Zerdüşt gibi pek çok bilge vardır.

Sonuç

Antik Yunan tarihinde Herakles miti her zaman insanlar tarafından ilgi görmüş ve pek çok tapınımlarda bulunulmuştur. Bu mit ile insanlar cesareti, gücü, çabayı, her şeye rağmen mücadele etmeyi, on iki görevde olduğu gibi simgelenenler dışında da hayatın içinde olan ve her insanın yerine getirmesi gereken görevler olduğunu görmüştür. Heraklesoğulları, dünya tarihini etkilemiş ve yaptıkları savaş sonucunda zamanın düşünce tarihinin önünü açarak kendilerini “Heraklesoğullarının Dönüşü” olarak hatırlatmışlardır. Tanrıların yasalarını ve mitlerini yeniden canlandıran, bilgelik ateşini koruyan ve aktaran bu şehir devletinin ismi “İnsanları bir arada tutan bağ” anlamına gelen “Sparta” olmuştur.

 

Yazar: Coşkun Rıdvan Tüzemen
Editör: Emine Türal & Ozan Yazıcı

 

Kaynakça

  • Hamilton, E. (1942). Mitologya, Ülkü Tamer  (Çev.). İstanbul: Varlık.
  • Erhat, A. (2004). Mitoloji Sözlüğü. Büyük Fikir Kitapları Dizisi. İstanbul: Remzi.
  • Graves, R. (2004). Yunan Mitleri, Uğur Akpur (Çev.). İstanbul: Say
  • Eliade, M. (2014). Dinler Tarihine Giriş, Lale Arslan Özcan (Çev.). İstanbul: Kabalcı
  • Alkan, D. (2019). Sparta, Eskişehir: Prometheus
  • Bonnefoy, Y. (1981).  Antik Dünya ve Geleneksel Toplumlarda Dinler ve Mitolojiler Sözlüğü [I.Cilt], Levent Yılmaz (Çev.). İstanbul: Alfa.
  • Gener C. (2019). Ezoterik Öğretiler Ansiklopedisi Cilt 1 – Tufandan Önce, İstanbul: Hermes.
  • Gören, E. (Çev.). (2018). Homerosçu İlahiler’den Pindoras’a Arkaik Yunan Şiiri Antolojisi. İstanbul: Yapı Kredi.
  • Herakles. (2021, Mart). Vikipedi: Özgür Ansiklopedi. Erişim adresi: https://tr.wikipedia.org/wiki/Herakles. Erişim tarihi: 20.06.2021.

 

Görsel Kaynakça

YAZAR BİLGİSİ
Coşkun Rıdvan Tüzemen
Rıdvan Tüzemen, 1992 yılında İstanbul'da doğdu. Haydarpaşa Endüstri Meslek Lisesinden mezun olan Rıdvan, daha sonra Nişantaşı Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği bölümünden mezun oldu. Şu an İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü öğrencisi. Geleceği inşa etmenin gençlere düşen bir sorumluluk olduğunu ve bunun yolunun felsefe, bilim ve sanat alanlarındaki değişmeyen kadim bilgileri günün şartlarına uyarlayarak mümkün olacağını düşünüyor. Mozartcultures da yazar olarak başladı. Şu an Genel Yayın Yönetmeni olarak sorumluluğu var.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.