Neden Anne Tarafını Daha Çok Severiz?

Neden Anne Tarafını Daha Çok Severiz?

Birçoğumuz günlük konuşmalarımızda, sosyal medyada ve sözlük platformlarında anne tarafının baba tarafından daha çok sevildiğine dair bazı içeriklerle karşılaşmışızdır. Peki bu gerçekten doğru mu, yoksa halk arasında dolaşan bir hurafeden mi ibaret? Doğruysa bizim kültürümüze mi özgü, yoksa evrensel bir olgu mu?

Bir grup araştırmacı tamamı biyolojik ebeveynleriyle yaşayan 285 üniversite öğrencisi üzerinde çalıştılar (Gaulin, McBurney, & Brakeman-Wartell, 1997). Her katılımcıya 7 puanlık bir skala üzerinden puanlamaları için bazı sorular soruldu. Bu sorulardan biri “Dayı, teyze, hala ve amcanızdan hangisi sizin refahınızı daha çok önemser?” idi. Sonuçlar gösterdi ki; katılımcılar, teyzelerinin halalarından, dayılarının da amcalarından refahlarını daha çok önemsediklerini düşünüyorlar.

 Başka bir çalışmada aynı etkinin kuzenlere duyulan sevgi üzerinde denenmesi için katılımcılara “Yaralanma ihtimaliniz dahilinde, yanan bir binadan önce hangi kuzeninizi kurtarırsınız?” sorusu soruldu. Cevaplar hipotezi destekler nitelikteydi. Grafik 1’de görüldüğü gibi önce kurtarılmak istenen teyze çocukları ve sırasıyla dayı, hala ve amca çocukları oldu. (Jeon & Buss, 2007, p. 1182)

 

neden-anne-tarafini-daha-cok-severiz

Grafik 1

ABD’de yapılan başka bir çalışmada evrimsel psikolog Todd DeKay 120 katılımcıdan büyükanne ve büyükbabalarını bazı açılardan değerlendirmelerini istedi. Bu açılar: Büyükanne ve büyükbabanın katılımcıya fiziksel ve karakter olarak benzerliği, geçirilen zaman, öğrenilen bilgi, alınan hediyeler ve duygusal yakınlık idi. Bu çalışma gösterdi ki torunlarıyla en çok vakit geçiren ve kaynak ayıran anneanneler iken dedeler(baba tarafından) ise bu skalanın en altında kaldı. (Grafik 2)

 

Grafik 2

 

Bu çalışmalar gösteriyor ki genelde anne tarafından akrabalarımızı(teyze, dayı, teyze ve dayı çocukları, anneanne ve dede) baba tarafından olanlara nazaran daha çok seviyoruz, onlara daha çok ilgi gösteriyor ve daha çok kaynak ayırıyoruz. Ancak elbette ki bu durumu toplumun tamamına genellemek mümkün değil çünkü akrabalarımızla yalnızca akrabalık ilişkileri değil aynı zamanda dostluk, yardımlaşma vb. ilişkiler de kuruyoruz. Bu sebeple baba tarafını daha çok sevme ihtimalimiz de oldukça muhtemel fakat dikkate değer bir şekilde toplumsal eğilimler anne tarafının daha çok sevildiğini gösteriyor.

Bu olgu, bazıları tarafından annenin çocuklarını kendi tarafını daha çok sevmesi yönünde manipüle etmesiyle açıklansa da bu iddia çok da muhtemel görünmüyor. Biz bu olguyu yazının devamında evrimsel psikoloji bağlamında “Paternity Uncertainty” yani “Babalık Belirsizliği” hipoteziyle açıklayacağız.

Tüm canlılar neslini devam ettirme iç güdüsüyle ürerler ve kendi genlerini sonraki nesillere aktarırlar. Bu durumda en önemli şey üremeden sonra yavrunun ebeveyne aitliğidir. Yavru ancak gerçekten belirli bir bireye aitse o bireyin genleri bir sonraki nesle aktarılabilecektir.

Peki, nedir bu babalık belirsizliği? Birçok memeli türünün üreme yöntemini göz önünde bulundurduğumuzda dişi, yavrunun iç gelişimini gerçekleştirirken erkeğin rolü çok daha kısıtlıdır. Aynı şekilde insan türünde de anne yavruyu ortalama dokuz ay karnında taşırken erkeğin rolü yalnızca döllenmededir. Bunun belirgin bir sonucu olarak da bir çocuğun annesi nerdeyse kesin olarak belirliyken, baba için durum bir o kadar belirsizdir çünkü anne yakın bir tarihte başka bir erkek tarafından da döllenmiş olabilir. Sonuç olarak, bir çocuğun babasının kan bağından tam olarak emin olmak annesinin kan bağından emin olmaya kıyasla çok daha zordur.

Daha yakın akrabalarımıza daha çok yardım etmeye karşı bir adaptasyonumuz var çünkü en yakın akrabalarımız aynı zamanda bizimle en çok ortak gene sahip ve dolayısıyla akrabalarımızın genlerinin aktarılması bizim de genlerimizin aktarılması anlamına geliyor. Bu durumda ortak gene sahip olduğumuz akrabalarımızın gerçek akrabalarımız olduğunu anlamamız evrimsel olarak çok önemli, aksi takdirde genlerimiz sonraki nesillere aktarılamazdı. İşte tam da burada “Babalık Belirsizliği” devreye giriyor. Annenin gerçek anne olma ihtimali babanın gerçek baba olma ihtimalinden kat kat fazla. Bu sebeple kan bağının en kesin olduğu akrabalar da anne tarafından oluyor. Bu yüzden anne tarafından kuzenlerimize olan ilgimiz ve sevgimiz baba tarafından kuzenlerimize göre daha fazla oluyor.

Özetle kültürler arası çalışmalar doğruluyor ki birçoğumuzun anne tarafını baba tarafından daha çok sevdiği bir hurafeden ziyade yadsınamaz bir gerçek. Bu durumu da en iyi babalık belirsizliği açıklıyor. Bize daha yakın olan akrabalarımıza daha çok kaynak ayırma içgüdümüzden dolayı akrabalık ihtimalimizin en yüksek olduğu akrabalarımıza (anne tarafı) yatırım yapıyoruz, ilgi gösteriyoruz ve onları daha çok seviyoruz.

Yazan: Melih Abacı

Kaynakça

  • Buss, D. M. (2015). Evolutionary psychology: The new science of the mind.
  • DeKay, W. T. (1995). Grandparental investment and the uncertainty of kinship.
  • Gaulin, S. J., McBurney, D. H., & Brakeman-Wartell, S. L. (1997). Matrilateral biases in the investment of aunts and uncles : A consequence and measure of paternity uncertainty. Human nature (Hawthorne, N.Y.)8(2), (pp. 139–151) https://doi.org/10.1007/s12110-997-1008-4
  • Jeon, J., & Buss, D. M. (2007). Altruism towards cousins. Proceedings of the Royal Society B: Biological Sciences274(1614), (pp. 1181-1187).

Görseller

YAZAR BİLGİSİ
Melih Abacı
Melih ABACI, 2001 yılında İstanbul'da doğdu. Eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nde sürdürüyor. İnterdisipliner sisteme olan inancı ile birçok farklı alanda araştırma yapan Melih ABACI, insanlık tarihi ve kültür üzerine yoğunlaşıyor.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.