Bir Şifa Yöntemi Olarak Müzik

27.05.2021
Bir Şifa Yöntemi Olarak Müzik

“Müzik: Ey acıların tatlı ve iyileştirici merhemi!” –Horatius

Duyguları ve düşünceleri anlatmanın bir yolu olan müzik; yıllar boyunca dinî, askerî ve eğlence amaçlı kullanılmasının yanı sıra tedavi aracı olarak da kullanılmıştır. Bu tedavi şekli, temelini melodilerden ve güzel sözlerden alarak hastaya şifa olmuştur. Antik çağlardaki medeniyetlerde ise müziğin duyguları harekete geçirme işlevi; telkinde, eğitimde ve tedavide kullanılmıştır. Örneğin müzik, Eski Mısır’da hastalara güç versin diye kullanılırken Eski Roma’da sıkıntıları gidermede rol oynamıştır. Hatta müzik, Orta Çağ Avrupası’nda Tanrı’nın bir armağanı sayılmıştır (Erer ve Atıcı, 2010). Antik Yunan’da Orpheus‘un, yedi telli lirini her çalışı ruha iyi geldiğinden tedavi yöntemi olarak bu tınılar kullanılmıştır. Tanrı Asklepios, M.Ö 4. YY’da hekimlik tanrılığına yükseldiğinde Bergama’da bir çeşit sağlık koruma yurdu açmıştır. Eski Yunan uygarlığındaki bu sağlık yurdunda günümüz tedavilerinin temelini oluşturacak olan fizyoterapi, müzik ve telkin yöntemleri, hastaları iyileştirmek için uygulanmıştır (Uçaner ve Öztürk, 2009).

Orpheus - Geschichte kompakt

Orpheus

İslam Medeniyetinde Müzik

İslam dininden önce konargöçer yaşayan Araplar, şiir ve hitabet konusunda gelişmişlerdir. Şiir, zamanla müzik ile söylendiği gına (şarkı) ve düzyazı şeklinde okunduğu tagbir olarak iki terennüme ayrılmıştır. İslam diniyle beraber musiki; dini görevleri ihmale götürmesi, insanı zevk ve sefaya sürüklemesi gerekçeleriyle pek sıcak karşılanmamıştır. Fakat daha sonra Kur’an-ı Kerim’i güzel sesli kişilerin okuyup hoş ezgilerle süslemesiyle birlikte müziğe bakış açısı değişmiştir. Abbasiler dönemindeyse musiki daha çok gelişmiş ve sevilmiştir. Abbasiler çağında yaşamış olan Farabi, Kitâb’ül Musiki isimli kitabında müzik aletlerinden ve müziğin nazari açıklamasından bahsetmiştir. Türklerin İslamiyet’i kabulüyle beraber İslam-Türk kültürü meydana gelmiş ve musiki çeşitlenmiştir. Musiki; saraylarda, tekkelerde ve mehterhane çevrelerinde kendine yer edinmiştir. Bektaşilik gibi tarikatlarda ve Enderun’da yetişten bestekârlar, hem dinî hem de din dışı musikinin gelişmesine katkı sağlamışlardır (Somakcı, 2003).

Doğu'da ve Batı'da müzik terapinin kısa tarihçesi | Tumata

İslam Medeniyetinde Müzik Tedavisi

II. Beyazıt Külliyesi’nin psikiyatri bölümünde, psikolojik hastalığa sahip insanlar müzikle tedavi edilmiştir. 15. YY’a tekabül eden bu dönemde güzel kokuların yayıldığı, su ve çalgı sesinin dinlenildiği, akustiği iyi tasarlanmış şifahaneler bulunmaktadır. Bu sayede nağmeler, hastanın ruhuna ve bedenine dokunup şifa olmuştur. Müzikle tedavi yalnızca ruhsal hastalıklar için değil, fiziksel rahatsızlıklar için de uygulanmıştır. 10 kişiden oluşan musiki topluluğu, haftada üç gün çaldıkları melodilerle bir çeşit terapi gerçekleştirmişlerdir (Erer ve Atıcı, 2010).

Evliya Çelebi, 1652 yılında Edirne Darüşşifası’nda gördüğü musiki terapisini şu cümlelerle yazıya dökmüştür:

“Merhum ve Mağfur Bayezid Veli Hazretleri Vakfiyesinde, hastalara deva, dertlere şifa, divanelerin ruhuna gıda ve defi seva olmak üzere 10 adet hanende ve sazende gulan tayin etmiş ki, üçü hanende, biri neyzen, biri kemancı, biri musikarcı, biri santurcu, biri çengi, biri çenk santurcu, biri udcu olup, haftada üç kez gelerek hastalara ve delilere musiki faslıederler. Allah’ ın emriyle, nivesi saz sesinden hoşlanır ve rahat ederler. Doğrusu musiki ilminde neva, rast, dügah, segah, çargah, suzinak makamları onlara mahsustur. Ama zengule makamı ile buselik makamında rast karar kılsa insana hayat verir. Bütün saz ve makamlarda ruha gıda vardır…”

Darüşşifa müzikle tedavi seansı - Beyazıt II Külliyesi, Edirne Resmi - Tripadvisor

Edirne Darüşşifasında müzikle terapi

İbn-i Sina’nın müzik yaklaşımı sesin -uyumlu ve düzenli şekilde ayarlanmış sesler- yaşamımız için olmazsa olmaz olduğunu göstermektedir. Ona göre, bestelerin bizde derin etki bırakmasının sebebi işitme gücümüzün kuvveti değil, o besteden kendimize farklı farklı telkinler çıkaran idrak yetimizdir (Somakcı, 2003). İbn-i Sina, Farabi’nin musiki eserlerini okuduktan sonra tıp mesleğinde müziği uyguladığını şu cümlelerle anlatmıştır: “Tedavinin en iyi yollarından, en etkililerinden biri hastanın aklî ve ruhî güçlerini artırmak, ona hastalıkla daha iyi mücadele etmek için cesaret vermek, hastanın çevresi sevimli, hoşa gider hale getirmek ona en iyi musikiyi dinletmek ve onu sevdiği insanlarla bir araya getirmektir.”

Makamların Ruha Tesirleri

Farabi, müziğin fizik ve astronomiyle olan bağını açıkladığı Musiki-ul Kebir’de çeşitli makamların ruha olan etkilerini sınıflandırmıştır. Örneğin Rast makamı: neşe ve huzur, Rehavi makamı: sonsuzluk, Kuçek makamı: hüzün ve acı, Büzürk makamı: korku, İsfahan makamı: hareket kabiliyeti, Neva makamı: lezzet ve ferahlık, Uşşak makamı: mutluluk ve gülme hissi, Zirgüle makamı: uyku, Saba makamı: cesaret, Hicaz makamı: alçakgönüllülük ve Hüseyni makamının ruha sükûnet yaydığını yazmıştır.

Klasik Türk müziği - Wikiwand

“Müzik ve ritim, yollarını ruhun gizli köşelerinde bulurlar.” -Platon

Ayrıca Farabi, makamların hangi zamanda daha iyi psikolojik etki gösterdiğini de eklemiştir. Rehavi makamı: yalancı sabah vaktinde, Hüseyni makamı: sabahleyin, Rast makamı: güneş iki mızrak boyundayken, Buselik makamı: kuşluk vaktinde, Zirgüle makamı: öğleye doğru, Uşşak makamı: öğle vakti, Hicaz makamı: ikindi vakti, Irak makamı: akşam üstü, İsfahan makamı: gün batarken, Neva makamı: akşam vakti, Büzürk makamı: yatsıdan sonra ve Zirefkend makamı: uyku zamanı etkilidir (Somakcı, 2003).

Yazar: Berfin Karakaya
Editör: Emine Türal

Kaynakça

  • Erer, S. & Atıcı, E. (2010). Selçuklu ve Osmanlılarda müzikle tedavi yapılan hastaneler. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi36(1), 29-32.
  • Somakcı, P. (2003). Türklerde Müzikle Tedavi. Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi1(15), 131-140.
  • Uçaner, B. & Öztürk, B. (2009). Türkiye’de ve Dünyada Müzikle Tedavi Uygulamaları. Uluslararası Eğitim Araştırma Kongresi, 1-13.
  • Oktay, İ. (t.y.). Edirne Sultan II. Beyazıd Darüşşifası. Erişim adresi: https://www.ttb.org.tr/TD/TD47/darussifa.html 

Görsel Kaynakça

ETİKETLER: ,
YAZAR BİLGİSİ
Berfin Karakaya
Berfin Karakaya, 2002'de Van'da doğdu. 2019 yılında Mehmet Tekinalp Anadolu Lisesinden mezun oldu. İstanbul Medeniyet Üniversitesinde psikoloji okuyor. Yazmak eylemi; onun, insanı ve dünyayı anlama çabasında en güzel yol arkadaşıdır. Ağustos 2020'den bu zamana MozartCultures ekibinde olup aynı zamanda İnsanlığın Armonisi podcast serisini seslendirmektedir.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.