Öpünce Gerçekten Geçer Mi?

09.06.2020
Öpünce Gerçekten Geçer Mi?

Hepimizin günlük hayatını az ya da çok etkileyen, fiziksel aktivitelerimizi kısıtlayan, dünyadaki insanların %95’inin deneyimlediği ağrı, TDK tarafından hastalık, yaralanma gibi nedenlerle bedenin herhangi bir yerinde duyumsanan sürekli ve yeğin acı olarak tanımlanırken Uluslararası Ağrı Araştırmaları Derneği (IASP) tarafından vücudun herhangi bir yerinden başlayan, organik bir nedene bağlı olan veya olmayan, kişinin geçmişteki deneyimleri ile ilgili duyusal ve duygusal, hoş olmayan bir duygu olarak tanımlanıyor. Ağrılar; süresine, fizyolojisine, kaynaklandığı bölgeye veya mekanizmasına göre sınıflandırılabiliyor.
Genellikle bize vücudumuzda bir şeylerin yolunda gitmediğini haber veren ağrı ya da acı, sinir sistemimizde 4 aşamadan meydana geliyor.

agrı-opunce-gercekten-gecer-mi

Bu yolağı basitçe özetleyecek olursak ilk olarak sinir sistemi hücrelerimizin aldığı uyarı sinir uçlarında elektriksel bir uyarıya dönüştürülür. Bu elektriksel uyarı sinir sistemi boyunca ilerler ve ilerleme sırasında küçük değişikliklere uğrar. En son aşamada uyarı sinir sisteminin farklı bölgelerinde algılanır. Wall ve Melzack (1965) 2 tarafından ortaya atılan Kapı Kontrol Teorisi; bu yolakta gerçekleşen inhibasyonlarla yani baskılamalarla, duygu düşünce ve fiziksel uyaranların ağrı ve acı algımızı nasıl etkilediğini açıklıyor. Yani aldığı darbeye rağmen son düdüğe kadar müsabakaya devam eden sporcuyu, bacağındaki kurşun yarasını hissetmeden polisten kaçmayı sürdüren suçluyu hatta yere düşen kızına ‘’öpeyim de geçsin’’ diyen babanın bilinçsiz davranışını da…
Vücudumuzdaki bu baskılamanın mekanizmasını anlamak için öncelikle sinir sistemimizdeki 3 tip sinir hücresi lifinden basitçe bahsetmemiz gerek. Ağrı, vücudumuzda miyelinli, yani etrafı yalıtkan maddeyle kaplanmış alfa-delta ve miyelinsiz c tip liflerle taşınır. Diğer nöron tipi ise kuvvetli dokunma duyusunu alan miyelinli alfa-beta tipi nöron lifidir. Bahsettiğimiz bu nöronlar omuriliğin enine kesitinin arkasında boynuz şeklinde gördüğümüz bölgenin ‘’substantia gelatinosa’’ adlı kısmında karşılaşır. Burada alfa-beta tip kalın lifli sinir hücresinin getirdiği kuvvetli dokunma duyusunun geçişine izin verilirken ince c tip liflerin getirdiği ağrı duyusunun geçişine izin verilmez. . Yani bacağa uyguladığımız kuvveti alan nöron lifi ağrıyı taşıyan liflere kapıları kapatır.
Bu sayede sinir sisteminin devamına ağrı veya acıyla ilgili herhangi bir uyarı geçemiyor yani hissedilmiyor. Bahsettiğimiz kapının kapanma sebebi de bölgedeki hücrelerin kalın çaplı lifler olduğunu söylediğimiz kuvvetli dokunma duyusunu taşıyan liflere olan duyarlılığıdır. Kapı hücrelerini devreye sokmak yani baskılamayı başlatmak için kalın lifleri uyarmak günümüzde birçok fizik tedavi ve rehabilitasyon yönteminin temelini oluşturmaktadır.

Kaynakça
2017, Global Pain Index Global Research Report, GlaxoSmithKline
Melzack, R., & Wall, P. D. (1965). Pain mechanisms: a new theory. Science, 150(3699), 971-979.

F.Eren Oluç

YAZAR BİLGİSİ
Fatih Eren Oluç
Fatih Eren OLUÇ 26 Ağustos 2000'de Antalya'da doğdu. Antalya Anadolu Lisesi'nden mezun oldu. Şu anda Hacettepe Üniversitesi'nde Fizyoterapi ve Rehabilitasyon bölümü lisans öğrencisi. Tenis oynamayı, seyahat etmeyi, yemek yapmayı; farklı alanlarla ilgili okumayı, yazmayı seviyor. MozartCultures topluluğunda yazar ve sosyal medya yöneticisi olarak görev alıyor.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.