Ya Hitler Kazansaydı?: Swastika Geceleri

Ya Hitler Kazansaydı?: Swastika Geceleri

 

“Şiddet ve hainliğin erkeklere statü kazandırdığı, kadınların damızlık hayvan vasfına düşürüldüğü bu dünyada herkesin ortaklaşa taptığı tek bir şey vardır: Hitler.” (Burdekin, 2014).

Swastika Geceleri, Katherine Burdekin’in Murray Constantine takma adıyla 1937 yılında kaleme aldığı feminist distopya türündeki romanıdır. Burdekin, kitabı Hitler iktidara geldikten 4 sene sonra faşizm, diktatörlük ve erkek egemenliği ön görüleriyle birlikte yazmıştır. Kitabı kendisinin yazdığını itiraf eden feminist yazarın itirafından sonra yeni baskısıyla yayımlanan kitap daha çok okunmuştur ve Damızlık Kızın Öyküsü adlı kitabın esin kaynağı olduğu söylenmiştir. Romanda Hitler’in dünyaya hâkim oluşunun 700 yıl sonrası işlenmiştir. Romanın yazıldığı dönemde henüz soykırımın ve II. Dünya Savaşı’nın gerçekleşmemiş olması, nazizmin toplumsal koşullarını o dönemde dahi yoğun bir şekilde ön plana çıkardığını göstermektedir.

Svastika Nedir?

Tarih boyunca farklı kültürlerde farklı amaçlar doğrultusunda kullanılan svastika (gamalı haç), su (iyi) ve asti (olmak) kelimelerinin -ka takısı ile birleşiminden oluşmuş Sanskritçe kökenli bir kelimedir. Adolf Hitler ile özdeştirilen svastika sembolünün tarihinin, 12.000 yıl öncesine dayandığı düşünülmektedir. Svastikanın dört kozmik gücü (ateş, su, hava ve toprak) simgeleyen dört kolu bulunur. Kolları saat yönünde ve tersinde olmak üzere iki şekilde resmedilir: Saat yönünde dönen svastika başarı ve sağlığı simgelerken saat yönü tersine dönen ise uğursuzluğu simgeler.

Şimdiye kadar bulunan en eski gamalı haç, Ukrayna’nın Mezine kentinde, 12.000 yıl öncesine dayanan fildişi bir heykelcik üzerine oyulmuş olarak ortaya çıkarılmıştır (Black, 2019). Tunç Çağı’nda giderek yaygınlaşıp Avrupa’ya yayılan bu motifin, güneşin gökyüzündeki hareketini temsil ettiği düşünülmektedir. Hemen hemen her medeniyette karşılaşılan svastika; Hinduizm, Budizm ve Jainizm‘de bir sembol, Hristiyanlıkta stilize haç ve sanatta bir kalıp olarak; eski Asya kültüründe, Yunan para biriminde, Orta Çağ, Rönesans, Barok mimarisi ve Demir Çağı eserlerinde kullanılmıştır (Hogeback, t.y.).  Sembol, olumlu bir çağrışımla uzun bir geçmişe sahip olsa da tek bir kültürel bağlamda kullanımıyla olumsuz anılmaya başlanmıştır: Nazi Almanyası.

Nazi Almanyası’nda Svastika Kullanımı

1920’de Adolf Hitler, gamalı haçı bir Alman ulusal sembolü ve takip eden on yılda Almanya’da iktidara gelen Nasyonal Sosyalist Parti‘nin (Nazi Partisi) parti bayrağının merkezi unsuru olarak benimsemiştir. 1945’e gelindiğinde sembol; II. Dünya Savaşı, askeri vahşet, faşizm ve Nazi Almanyası’nın Avrupa’yı totaliter bir şekilde fethetme girişiminin teşvik ettiği soykırım ile ilişkilendirilmiştir. II. Dünya Savaşı’ndan sonra gamalı haç, nefretin ve ırkçılığın sembolü olarak anılmıştır.

“Biz Nasyonal Sosyalistler bayrağımızda partimizin programını görüyorduk. Kırmızı, hareketimizin sosyal fikrini ifade ediyordu. Beyaz renkte Nasyonalist fikri görüyorduk. “Gamalı haç”ta, üstün ırkların zaferi uğrunda savaşmak gibi kutsal görevi ve yine yararlı çalışma fikrinin başarısı için mücadele etmenin gerekli olduğunu teşhis ediyorduk.” (Hitler, 2016, s.212)

Swastika Geceleri

Eser, Hitler’in dünyayı ele geçirmesinin 700.yılında kilisede gerçekleşen dinî bir ayinle başlamaktadır. Ayinde yalnızca erkeklerin yer alması, dönem Almanyası’nda erkeğin kadından üstün olduğunun bir göstergesidir. Törende okunan marşla birlikte Naziler’in üstün ırk olduğu, kendi içerisinde kast sistemi bulundurduğu ve Hitler’in tanrı nezdinde görüldüğü anlaşılır. Kadınlar, erkeklerden ayrı bir yerde yaşamakta ve ayinlerini kısıtlı sürede gerçekleştirmekte; kast sisteminin en altında yer almaktadır. Tek tip giyimleri, kazınmış saçları, itilerek yürütülmeleri ve doğurganlık aracı olarak görülmeleri, dönem Almanyası’nda kadınlara tecavüzü meşru kılan etmenlerden birkaçıdır.

Üstündür erkek kadından
Ve üstündür Nazi, bütün yabancı Hitlercilerden.
Nazi yabancı Hitlercilerden üstündür
Ve şövalye de Nazi’den üstündür.
Şövalye Nazi’den üstündür,
Ve Führer
Bütün şövalyelerden üstündür. (Burdekin, 2014).

Toplumsal hiyerarşinin son derece hissedildiği eserde 3 ana karakter işlenmektedir. Alman dünyasının ortalama askerlerinden Nazi Hermann, İngiltere’de görev yaptığı esnada Hristiyan Alfred ile tanışır. Alfred Hristiyan olduğundan Naziler’den daha alt statüdedir ve bu durum, Almanya’da Naziler’in Alfred’e olan tutumundan da anlaşılmaktadır. Ortalama Nazi askerinden teknik açıdan çok daha bilgili olan Alfred, Hristiyan olduğu için dışlanmaktadır. İkili arasında geçen diyaloglarda dünyaya Japonlar’ın ve Almanlar’ın hükmettiği, kitapların ve kalan tüm kültürel değerlerle birlikte tarihin yok edildiği, Hitler’in 2,05m boyunda bir tanrı edasında betimlendiği görülmektedir. Fakat tarih yok edilirken bir kitabın saklanması, tarihe ışık tutulmasına yol açacaktır.

Tarihe Yolculuk

Eserin 3. ana karakteri, dönem Almanyası’nın en üstün statü sahiplerinden biri olan Şövalye Friedrich von Hess’tir. Von Hess, diğer şövalyelere nazaran daha ılımlı ve fikirlere açıktır. Hermann işlediği bir suç yüzünden mahkemeye çıkarıldığında onun şahidi olan Alfred ile tanışır. Bir Hristiyan’la tanışma eylemi içerisine girmesi, von Hess’in diğer şövalyelerden ayrıldığının bir kanıtıdır. Alfred’in konuşmasından bilgi düzeyini anlayan von Hess, konuşma esnasında tarihe ışık tutan bir fotoğrafın varlığından bahseder. Fotoğrafta Hitler ve birkaç asker bulunurken gözden kaçan detayı hatırlatır: Hitler’in yanında gülümseyen bir kız çocuğu bulunmaktadır. Kadınların bu kadar değersizleştirildiği bir toplumda fotoğraftaki kız çocuğuna inanamayan gözlerle bakan Hermann, Hitler’in tasvir edildiği gibi olmadığını da görünce fotoğrafı reddeder fakat fotoğrafın gerçek olduğu anlaşılınca büyük bir hayal kırıklığına uğrar. Bunun üzerine von Hess, kadınların eskiden güzel kabul edildiğini ve erkekleri reddedebildiğini söyleyerek hikâyeyi anlatmaya başlar.

Yazar: Emine Türal
Editör: Ozan Yazıcı

Kaynakça:

Görsel Kaynakça:

YAZAR BİLGİSİ
Emine Türal
MozartCultures web sitesinde yazı editleyen editör; dijital tasarım, resim, dil öğrenimi ve etimoloji ile ilgilenmekte; MozartCultures'ta aynı zamanda Tasarım ekibinde de yer almaktadır.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.