Kimyasal Silah Nedir?

11.09.2019
Kimyasal Silah Nedir?

İnsanlık tarihi boyunca kimya maalesef akıl dışı, tedbirsizce ve kasten ölüm ajanı olarak da kullanılmıştır. Zamanla kimya savaş alanlarına girdiğinde artık her şey değişmiştir.

Belki de silahların en kuvvetlisi en büyük gelişmelere imza atan kimyadan gelmiştir. 19. yüzyıl teknolojik ve bilimsel gelişmelerin çağı. İşte tam bu zamanlarda kimya endüstrisi, gelişmiş ürünleri ile savaş gereçlerine ismini yazdırdı. Bir anda karşımıza oldukça ilginç bir dünya çıkar. Kimyasal savaş ajanlarını 5 kategori şeklinde sınıflandırabiliriz.
1)Sinir Gazları:
G Gazları V Gazları
Tabun (GA) VE
Sarin (GB) VG
Soman (GD) VM
Siklosarin (GF) VX
V serisi G serisine göre hem daha güçlü hem de daha kalıcıdır
Sinir gazlarının etkisi inhalasyon ve cilde etki etmesi ile başlar. Kimyasallar geri dönüşümsüz olarak asetilkolinesteraz (AChE) reseptörlerine bağlanır ve enzimi inhibe ederler. Spesifik antidotu ATROPİN’dir.
Bu gazların çok küçük bir miktarı bile, dakikalar içinde öldürücü olabilir. Ölümler genellikle ilk 15 dakikada, gazın buharlaşmış haliyle oluşan temasla gerçekleşir. Sıvı halinin deriye temasıyla da gaza maruz kalınabilir. Sarin gazına maruz kalanlarda, bir dizi belirti görülebilir. Bu belirtiler arasında, burun ve salya akıntısı, gözlerde acı veren sulanma ve görüşte bozukluk, mide bulantısı, kusma, ishal ve kasılma bulunuyor.
2-Vezikan (Yakıcı) Gazlar
Sülfür Hardal (H, HD)
Nitrojen Hardal
Levizit (L)
Fosgen
Bunlar güçlü alkilleyici ajanlardır. Hücrelerde en duyarlı hedef DNA olduğundan hardallar iyonize radyasyonu taklit eder. Sinsi ve birikici etkileri vardır. Hardal gazı normal şartlarda ortamda 12-24 saat kalabilir. Spesifik antidotu BAL (Dimerkaprol)dur. Hardal ve çürümüş soğan gibi kokmasından dolayı bu ad veriliyor. Göz ve akciğerlere zarar veren hardal gazı, ayrıca ciltte yanık ve kabartmalara da neden olur
3-Boğucu Gazlar
Klor (Cl)
Fosgen (PG)
Difosgen (DP)
Dünya savaşında gaza bağlı ölümlerin %90’nından sorumludur. Boğucu ajanlar vücuda çoğunlukla solunum yolu ile girer. Bu maddeler kanın ödemine ve akciğerlerin sıvı ile dolmasına neden olarak maruz kalınmasından yaklaşık olarak 4 saat sonra ölüme sebebiyet verirler. Gözlemlenen etkiler ajanın türüne göre hızı veya gecikmeli olarak gözlemlenebilir.
4-Kan Zehirleyiciler
Hidrojen Siyanür (AC)
Siyanojen Klorür (CK)
Potasyum Siyanür (KCN)
Karbonmonoksit
Kan zehirleyici ajanlar genellikle gaz veya buhar halindedir ve vücuda solunum yolu ile alınır. Oldukça uçucu olan kan zehirleyici ajanların etkileri çok kısa zaman içinde ortaya çıkar. Yüksek dozda kan zehirleyici ajana maruziyet 5-8 dakika içinde ölümle sonuçlanabilir
Vücutta bulunan sitokromoksidaz enzimini bloke ederek kanın oksijeni kullanma ve taşıma kabiliyetini engeller. Hücreler arası oksijen iletimi engellenmiş olduğundan bu durum en çok beyin, kalp, karaciğer gibi yüksek miktarda oksijene ihtiyaç duyan organları etkiler ve felç, solunum yetmezliği ve kalp durmasına yol açar.
5-Uyuşturucu Gazlar
LSD 25 ve benzilat bu grup içindeki gazlardandır. Geçici olarak fizyolojik (felç, körlük, sağırlık vb.) ve zihinsel (akıl hastalıkları) etki yaparak veya her iki etkiyi birden oluşturarak personeli görevini yapamayacak hale getiren kimyasal savaş maddeleridir. Sivil halka karşı kullanılması pek mümkün değildir, daha çok askerlere karşı kullanılır.
Tedavi olarak kusma, idrar ve ter dolayısıyla kaybedilen suyun yerine konabilmesi için sıvı içecekler verilir. Kişi loş bir odada, mümkünse tek başına bulundurulur. İ.v. veya i.m. 10-20 mg. diazepam ya da 200-400 İ.v. sodyum amital uygulanabilir. Tedavinin amacı hastayı sakinleştirmektir. Genellikle 12 saatte spontan iyileşme görülür.
Kimyasal silahların kullanıldığı birçok durum vardır.
Ukrayna’da, 2004’teki seçimlerde en güçlü aday olan Viktor Yuşçenko dioksin ile zehirlenmişti. Birkaç hafta içinde, yüzünde akne formunda lezyonlar gelişmiş ve derisi grimsi hale dönmüştü. Yuşçenko’nun vücudunda; insan vücudunda olması gerekenden 50 bin defa daha fazla dioksin bulunmuştu. TCDD türü bir dioksin kullanılmıştı. TCDD en zehirleyici dioksin türü olarak bilinen bu madde Vietnam Savaşı sırasında sivillere karşı kullanılmıştı. Ayrıca 1976 yılında SEVESO’daki kaza ardından bölgedeki birçok insan ve çocukların yüzlerinde klora bağlı akne oluşmuştu.

Almanlar 1. Dünya Savaş’ında kimyasal savaş için seçtikleri bölge Dunkirk kanalından 50 km. uzaklıktaki Ypres kasabası çevresindeki Fransız siperleridir. Uygun rüzgârın başladığı 22 Nisan 1915 günü saat 17.00 sularında 5 km. uzunluğundaki Alman siperlerine yerleştirilen 6 bin gaz tüpünün içindeki 180 bin kg. Klor gazı salıverilmiştir. Karşı siperlerde bulunan Belçika, Kanada ve Cezayir tümenlerindeki askerler, her şeyden habersiz akşam yemeğine hazırlanırken, Alman siperlerinden yavaşça yükselen sarı ve yeşilimsi buluta benzeyen kütlenin üzerlerine doğru geldiğini gördüklerinde ilkin şaşırmışlardır ancak bu gaz kütlesi karşı siperlerin en kuytu yerlerine bile sızdığında Fransa askerlerinde şiddetli öksürükler ve nefes daralmaları başlamıştır. Almanları ateş altına almaya çalışan Fransız silahları teker teker susmaya başlamıştır.
Karşı tarafın savunmasını çökertmek için bunu da yeterli görmeyen Almanlar, 12 Temmuz 1917’de Ypres cephesinde yeni bir kimyasal madde olan hardal gazını kullanmışlardır. Klor ve kükürdün organik bir bileşiği olan hardal gazı, kitleleri yok etme adına o güne değin denenen kimyasal silahların en tehlikelisidir. Diğer kimyasallara göre korunması çok daha zor olan hardal bileşiği sıvı bir halde bulunduğundan toprakta, bitkilerde ve eşyaların üzerinde uzun süre kalabilme özelliğine sahiptir. Ypres cephesinde hardal gazı sonrasında zehirlenenlerin sayısı 14 bin kişiyi bulmuştur. Yakıcı ve çok etkin bir ajan olan hardal gazı müttefik kuvvetlerinin askerlerinin görme kayıpları ve yanıklarla savaş alanından çekilmelerine dolayısıyla ciddi tıbbi, lojistik, askeri sorunlara neden olmuştur. Aynı zamanda savaş süresince kullanılan gazlar sebebiyle meydana gelen zayiatların %80’i hardal gazı ile meydana gelmiştir.
Haziran 1917’de ise yine bir ilk olarak Almanlar, kusturucu bir gaz olan Difenilkloroarsin (DA) maddesini hardal gazı ile eş zamanlı olarak kullanmıştır. Difenilkloroarsinin hardal gazı ile kullanılmasının sebebi olarak; bu gazın, gaz maskesinin çıkarılmasına neden olması ve dolayısıyla Hardal gazının daha etkili olmasını sağlaması gösterilmektedir. I. Dünya Savaşı süresince bu gazlar her iki tarafın da çok önemli kayıplar vermesine neden olmuştur.
Almanlar, 1915 Aralığında aynı cephede fosgen gazı kullanmışlardır. Bu bileşik, klor gibi öksürtücü gazlar sınıfına girmektedir. Klor, karbon ve oksijenden oluşmuştur. Fosgen, ciğerleri ve kılcal damarları etkileyerek bronşlarda su toplanmasına ve kanamalara yol açar. Üstelik etkisi hemen değil, ancak yarım saat ile bir gün için görülebilir
Savaş süresince Almanlar klorin dolu kutuları esen rüzgâra doğru atmak suretiyle yayılmasını sağlayarak basit bir yol izlemişlerdir. Bundan kısa bir süre sonra Fransızlar fosgen gazını top mermisi içinde kullanmışlardır. Bazı tahminlere göre, savaşın sonunda tüm topçu mühimmatının üçte biri kimyasal gaz içermektedir. Bu kullanım şekli savaş sonrasında kimyasal silahların kullanımına temel teşkil edecektir.
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra kimyasal ve biyolojik silâhların kullanımının yasaklanması amacıyla 17 Haziran 1925 tarihinde hazırlanan Cenevre Protokolü, Türkiye’nin de içinde bulunduğu 125 ülke tarafından imzalanmıştır. Birçok devlet tarafından, taraf olmayan devletlere karşı ilk kullanım hakkı ve kimyasal silâh kullanan devlete karşı misillemede bulunma hakkı gibi şartlar konularak onaylanan protokole, ABD, 1975 yılına kadar bekledikten sonra birçok şart koyarak taraf olmuştur. Cenevre Protokolü, bünyesinde denetime yönelik mekanizmaların bulunmaması ve herhangi bir yaptırım gücünün olmaması nedeniyle bu tür silâhların geliştirilmesine, üretilmesine ve depolanmasına engel olamamıştır.
NİLSU ŞAŞMAZ

Kaynak:
1)Gas Warfare, Part I, German Methods of Offense Army War College, 1918, sf.15,
2) A.g.e. sf.15
3)Croddy, Eric; Perez-Armendariz, Clarissa; Hart, John “Chemical and Biological Warfare: A
4) Comprehensive Survey for the Concerned Citizen, Copernicus Books. ISBN 0-387-95076, 2002
5)Coleman Kim, Palgrave MacMillan, “A History of Chemical Warfare”, 2005, ISBN 978-1-4039-3460- 6) Fritz Haber, the Damned Scientist, Magda Dunikowska and Ludwik Turko, 2011
7)AHMET AKDAĞ 1.Dünya Savaşında KBRN

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.