Aile Terapisinin Annesi Virginia Satir’in Gözünden Aile Kavramı

15.10.2020
Aile Terapisinin Annesi Virginia Satir’in Gözünden Aile Kavramı

Virginia Satir, 1916 doğumlu Amerikan terapist ve yazardır. Dünyada aile terapisinin annesi olarak da bilinen Satir, pek çok kitap yazdı, çok sayıda ödül aldı ve aile tanımını derinleştirdi.

Terapide; bireye, aileye yeni ve orijinal bir bakış açısıyla bakarak iletişime ve bağlama en az konu kadar önem vererek diğer meslektaşlarından ayrılmıştır. Düğümlenmiş iletişim yollarıyla çalışarak kişiler arasındaki iletişim problemlerini çözmeye odaklanmıştır. Aileyi bir mikrokozmoz olarak görmekte ve burada düzeltilecek her şeyin toplumu da düzelteceğini düşünmektedir. [4]

Satir, iletişimi en çok aile kavramı üzerinden tanımlamış ve bozuklukları buradan başlayarak düzeltmiştir.  Kitaplarında aile, ailenin temel yapıtaşları, aile içi iletişim, aile stilleri ve yaşam döngüsü gibi önemli noktaları incelemiş, kendi klinik gözlemleri ve akademik bilgisini harmanlamıştır.

Ailede meydana gelebilecek herhangi bir değişimin, yeniliğin veya gerilemenin topluma birebir yansıyabileceğini düşünmektedir. Böylece sağlıklı, sevgi dolu insanların üretim merkezine aile konulmuş olup aile ile ilişkili her kavram normalde olduğundan çok daha fazla önem kazanmıştır. [1]

Satir, aile ele alındığında dört önemli kavramın varlığından bahseder. Bunlar; öz değer, iletişim, aile sistemi ve toplumsal bağdır. Sorunlu aile olarak belirlenen ailelerde bu kavramlarla ilişkili düğümler olduğu gözlenmiştir. Sağlıklı aile için bu dört kavramın verimli hala getirilmesi gerekmektedir. Ailenin sorunlarının çözülememesinin altında sorunun farkına varamama, birbirini suçlama ve çözüm için emek harcamama yatmaktadır. Tüm bunların ortadan kaldırıldığı durumlarda mutlu aileye sahip olmanın o kadar da zor olmadığı görülecektir. [1]

Birçok kişi tarafından aile, birlikte yaşamaya alışılan ve sorunların dillendirilmediği yer olarak görülmektedir . Bu sebeple de aile yaşantısı birçok kişi için keyif, mutluluk, huzur kavramından çok sırttaki bir yükle eşleşmektedir.

Aile için birlikteliğin keyif verici hale getirilmesi sorunların çözülmesi açısından öneme sahiptir. Sorunlu ailelerde birbirinden uzak, bıkkın, gergin, birbirine tahammül etmeye çalışan, mutsuz insanlar görülür. Sorunlu aileyi istenilen hale getirmek için de en önemli adım yaşananları ve sorunları anlamaktan geçmektedir. Oysa tam tersi eğitici ailelerde böyle bir sorun yatmamaktadır. Bu tip aileler canlı, dürüst ve sevgi doludur. Eğitici ailelerde herkes diğerlerinin tek başına bir birey olduğunun farkında ve buna saygı duymaktadır. Birbirlerine ilgi ve sevgilerini yansıtabilirler, iletişim yollarını verimli kullanabilirler. Eğitici aileler bireyin öz değerini teste tabi tutmaktan çok destekleyerek güçlendirirler. Bu tip ailelerin bireyleri kendilerinin ve hislerinin önemli olduğunu fark ederler. Eğitici aileler bilirler ki değişim hayatın her anındadır. Bu sebeple değişimlere karşı açık ve hazırlıklıdırlar. Ebeveynler çocuklarının hayat döngülerinde önlerine engel veya kurallar koymadan, çocuğun gelişim ve ilerlemesine ayak uydurarak potansiyelini en olumlu şekilde gerçekleştirmesini sağlamalıdırlar. [1]

Satir’in aile ile ilişkilendirdiği en önemli kavram öz değerdir. Kendilerini diğer aile üyelerine ifade ederken bireyler aslında kendi öz değerlerini açığa vurmaktadırlar. Öz değer veya özgüven kendine verilen değeri ifade etmektedir ve sevgiye sahip insan özgüveninin farkında ve bu kavramın getireceği değişimlere de açıktır. Özgüveninin düşük olduğunu düşünen bireyler kendilerini aşağı, başarısız, etkisiz olarak görerek kendilerini yetersiz hissederler. Yüksek özgüvenli insanlar da kimi zaman zor anlar yaşarlar ancak bunun kendilerinin yetersizliğinden kaynaklanmadığını bilirler ve soruna yönelik çözüm ararlar. Bir insanın özgüveni de ilk olarak aile tarafından şekillendirilir. Ailenin çocuğa takındığı tavırlar ve onu kabulleri gelecekteki bireyin kendine olan güveninin temellerini oluşturur. [1]

Kişinin kendini sevmesi başkalarına sevgi ve ilgisini verebilmesi için ön koşuldur. Kendine değer vermeyen birisi bu açığını dışarıdan karşılamaya çalışarak sağlıksız ilişkiler içine girer. Bu da en yakınları olan eş ve çocukları kapsar. Bu gibi sağlıksız ilişkiler hem bireysel olarak hem de ailenin genelinde olumsuzlukları meydana getirir. Kendi varlığını kabul eden kişi başkalarını da daha çabuk ve sağlıklı bir şekilde kabul edecektir. [1] Özellikle eşler arasındaki birbirini tamamlama düşüncesi yanlıştır. Her birey tam olmalı ki kimsenin birbirinden alıp verdiği bir ilişki değil birlikte paylaşım yaptıkları birliktelikler olsun.

Herkes, biriciktir. Her bireyin benzerlikleri olduğu kadar farklılıkları da keşfedilmeli ve takdir edilmelidir. Her birey, biricik oluşunun yanında başkalarını da etkileyerek sistemin bir çarkı olmaktadır. Bireyin benzersiz olma hali bireyselleşmeyi getirir ve bu da ailenin birliktelik gerilimi ile açıklanan durumuyla çatışmaya girebilir. Sağlıklı aileler bireyselleşmeyi destekler ve olumlu karşılar. Ancak sağlıksız ailelerde bu otorite ihtiyacını karşılama sebebiyle baskılanır. Bir fabrikanın işleyişinde en küçük parçaya bile sistemin çalışması için ihtiyaç varsa, ailede de durum aynıdır. Aile bireyleri birbirinden ayrı olarak değerlendirilemez, bir bütünün parçası olarak hem bütüne hem de bütünün her bir parçasına etki ederler. [2]

Bir ailenin işlevselliği kendini meydana getiren tüm fonksiyonlarla sağlıklı bir bütün oluşturabilmesinde aranmalıdır. Sağlıklı aile kavramına bakıldığında ise ulaşılan sonuç hep aynıdır. Sağlıklı ailelerin esnek roller ve kurallar koyduğu, değişime uygun olduğu, açık ve etkili iletişim kurabildiği, birbirine bağlı oldukları, güven ve dürüstlük içerdikleri görülmektedir. [3] Virginia Satir’in de çokça vurguladığı duyguları ifade edebilme, farklılıklara hoşgörü gösterme ve destekleme çok önemlidir.

İlgi, sevgi, mizah, yakınlık, etkili iletişim, kriz ve sorunlarla başa çıkma becerisi gibi birçok kavram aile döngüsünü etkilemekte ve aile kavramının işlevselliğini korumayı desteklemektedir. Günümüzde toplum çok hızlı değişmekte bunun hem nedeni hem de sonucu olarak aile de değişmektedir. Esnek ve değişimi hoşgörüyle karşılayan ailelerin problem yaşamaları daha az olası görülmektedir. Ebeveynlerin yeni yaşam koşullarına sağlayabildikleri uyum tüm ailenin iletişimi üzerinde etkilidir. Bu süreçte aile danışmanlığı oldukça önemli ve gereklidir. Değişime uyum sağlayamayan ailelere destek mekanizması olması açısından çok değerli bir noktadadır. [3]aile-terapisinin-annesi-virginia-satirin-gozunden-aile-kavrami

Ebeveynler çocuk yapma fikrini kafalarına koyduklarında aslında bu fikrin altında kendi doğrularını taşıyan bir evlat yetiştirme duygusu güdüyorlar. Kendi anne babalarının yaptığı hataları yapmadan bir çocuk yetiştirmeyi temel alarak gelecek planlıyorlar. Bu da Satir’in bahsettiği öz değer kavramını kapsamaktadır. Oysa dünyaya bir çocuk getirmenin en önemli yanı kendini seven, özgün bireyin oluşumunu görme keyfi olmalıdır. Hedef, bir çocuğun nasıl olması gerektiği konusunda ön yargılar taşımamalı demektedir. [1] Öz değer kavramını desteklemek bu açıdan da oldukça önemlidir. Özgünlüğe açık hale getirme, yaratıcılığı geliştirme ve ilerlemeyi sağlamak…

Satir, öz değerin neyse ki zamanla değişim gösteren bir mana taşıdığını, sorunlu ailelerin kendilerindeki öz değer düşüklüğünü fark etmeleri sorunlarını çözmenin en önemli adımı olduğunu ifade etmektedir. [1]

Ayşenur Güzel

KAYNAKÇA

[1]Satir, V. (2017). İnsan Yaratmak Aile Terapisinin Başyapıtı. İstanbul: Beyaz Yayınları.

[2]Bradshaw, J. (1996.) Ailenizi Keşfedin. İstanbul: Altın Kitaplar.

[3]Demirbilek, M. (2015). Aile Danışmanlığı: Bir Uygulama Örneği. Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü, 2, 109-120.

[4] http://satir.web.unc.edu/about-virginia-satir/

Görsel Kaynakları

https://medium.com/türkiye/virginia-satir-beni̇m-özdeğer-bi̇ldi̇rgem-e1c130b9ee85

https://www.freepik.com/premium-vector/family-therapy-help_9196138.htm

https://www.atlassian.com/blog/inside-atlassian/how-to-navigate-diverse-communication-styles-at-work

ETİKETLER: , ,
YAZAR BİLGİSİ
Ayşenur Güzel
Ayşenur Güzel 1997'de Bursa'da doğdu. 2015'te Nilüfer İMKB Fen Lisesi'nden, 2019'da Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü'nden mezun oldu. Çalışma hayatına henüz adım atmamış bir psikolojik danışman olarak okumayı, izlemeyi, dinlemeyi ve dinginliği, yenilik ve farklılığı sevmektedir. Yazı yazmaya ise yeni başlamıştır. MozartCultures yazar ekibinde araştırma yapıp yazı yazıyor.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.