Bergsonculuk

Bergsonculuk

 

Bergson’un Çağı

“Birinci Dünya Savaşı’ndan önceki otuz yıl boyunca Avrupa tam manasıyla bir altın çağ yaşadı.” (Delacampagne, 2020, s.1). Bu altın çağ; aydınlanmanın, bilimin ve aklın altın çağıdır. I. Dünya Savaşı’ndaki vahşetin derecesi, aydınlanmanın altın çağa, felsefenin de aydınlanmaya olan inancını yitirmesine neden olmuştur. Bunun yanı sıra, aydınlanmanın altın çağında dahi aydınlanmaya iltifat etmeyen, aydınlanmayı eleştiren, aydınlanmanın dışında olan, felsefenin “l’enfant terrible“leri (aykırıları) de bu yüzyılda öne çıkar. Bu filozofların en ünlülerinden biri Henri Bergson’dur. Bergson (1859-1941), fikirleri itibarıyla, hem yaşadığı hem de kendinden sonraki dönemde edebiyat-felsefe çevrelerinde etkili olmuş bir filozoftur. Bergson’un doğduğu dünyada zamanın ruhu, ezici çoğunlukla aydınlanmacı-pozitivisttir. Fakat onun sistemleştirip geliştirdiği felsefe, bu ruhun tam karşısında, eleştirel bir tutumda yerini almaktadır.

Sezgi ve Sürem

“Her şey oluşun lahzasında 

Ve öyle kendisi ki artık

Sarktığı uçurumlarda

Bir zihin macerası olmuş varlık!” (Tanpınar, 2020, s.81)

Bergson’un bilgiyi elde edişinde pozitivist aklın yerine metafizik sezgi (intuition), uzaysal Zaman’ın yerine ise sürem (dureé) geçer. Sezgi kavramı, bilime farklı bir bilme yöntemi getirir. “Sezgi bir akli görü değil, bir içgüdüdür.” (Direk, 2021, s.33). Bilimle erişilen bilginin dışarıdan, bilgiyi ancak yüzeysel olarak elde edebileceğini savunan Bergson, sezgi yöntemiyle bilginin içine girip içeriden fetheder. “Mutlak bir hareketten söz ettiğimde, hareket edene ruhsal durumlar gibi bir ‘iç’ atfeder, durumlarla sempatiye geçer ve muhayyilemin/imgeleme gücümün çabasıyla o durumların içine kendimi sokarım.” (Bergson, 2016, s.40). Bilginin bu yöntemle ele geçirilişinde hiçbir dolaylı durum yoktur. Bilimsel bilgide ise bir dolaylılık hali, sembollerle indirgeme durumu vardır. Bunun için mutlak olanla sempatiye geçemez, yüzeysel ve dışarıdan analizlerle yetinir. “Pozitif bilim her şeyden önce simgeler üzerinde çalışır.” (s.44). Sezgisel bilgi; hiçbir sembole indirgenmemiş, saf haliyle elde edilip alımlanmış bilgidir. Bunun için bilimsel bilginin üstündedir. “Metafizik, simgeleri aşma iddiasında olan bilimdir.” (s.44). 

Henri Bergson

Bergson’un sürem kavramı ise kişinin içinde akan, parçalanamaz, çizgisel bir zaman fikridir. Bireyin yaşıyor olduğu her an, bütün geçmişini de yaşadığı andır. Bergson’un süremi, anlar toplamıdır. Bu anların hiçbiri öncekiyle aynı değildir. Bilinç de bu anlara bağlı olarak mevcuttur. Bilinç bellektir. Belleksiz bir kişi, aynı zamanda bilinçsizdir de. Bergson’un kapsamlı ve neredeyse her konuya değinen felsefesinin ana hattını sezgi ve sürem oluşturur. Filozof, en çok süremiyle tanınır. Bunun nedeni, bu fikrin felsefenin yanı sıra edebiyatta da işlenmesidir. Edebiyat dünyasının en ünlü Bergsoncusu ise Fransız roman ve deneme yazarı Marcel Proust’tur.

Alımlanması

“(…) çünkü insanlar, yıllara dalmış devler misali, yaşamış oldukları, sayısız günden oluşan, birbirinden uzak dönemlerin hepsine aynı anda değerler.” (Proust, 2020, s.3133)

Proust’un madleni, belleği ve eseri.

Sezgiyle ele geçirilen mutlak, “yakalanan zaman” ile mümkün olur. Süremde hakikati aramak, anların toplamı olan yaşamın içinde belleğin düşsel bir serüven içine girmesi, Bergson’un sürem felsefesini edebiyatta tatbik eden Proust’un yedi ciltlik eseri Kayıp Zamanın İzinde‘nin ana konusunu oluşturur. Proust, romanda yitirdiği zamanı arar. Leonie Hala’nın ıhlamuruna batırdığı madlenin kokusu (Proust, 2020, s.51), zamanı yakalayışına dek Proust’u çizgisel ve yekpare bir akış içine sokmuştur. Hiçbir an, bir önceki anla eş değer değildir zira artık içine önceki anın varlığını almıştır. Proust, Bergson’un süremini yıllar sonra çaya batırdığı madlenle bulur ve yitik zamanı yakalar.

Türkiye’de Bergsonculuk

Bergson ismi, geç Osmanlı’da ilerici bulunan, erken cumhuriyette ise Batı’ya karşı tutucu bir tavır içinde olan çevrede tanınmış ve tanıtılmıştır. “Bergson Türkiye’ye Meşrutiyet ile birlikte girer. Ama Bergson ve Bergsonculuk denince akla ilk gelmesi gereken Dergah dergisidir.” (Dellaloğlu, 2021, s.94). 1921’de çıkan Dergah dergisi, Türkiye’de muhafazakar camianın yayın organı olmuştu. Bergson; Dergah’ın, dolayısıyla Yahya Kemal’in çevresinde toplanan Türk muhafazakarının Batı’ya aldığı tavrı, sezgi ve ahlak anlayışıyla besleyen bir filozof olmuştur. Muhazafakar çevrenin, 20’lerin Türkiyesi’nde tek “gerçek” olan pozitivist Batı’nın öteki yüzlerinden birini tanıtıp benimsemesi, cumhuriyetin ilerleyen yıllarında onları orijinal ve “yanlış” bir Batılılaşmamaya götürmüştür. Bergson’un felsefesi, içeriden yapılan detaylı bir aydınlanma eleştirisidir. Aydınlanmanın dışında kalan 20’ler Türkiyesi, henüz içine girmediği Batı’yı, Bergson sayesinde eleştirmeye başlamıştır. “Türkiye’deki Batı algısını değiştirmiş ve derinleştirmiştir.” (2021, s.95). Bergsonculuğun Türk fikir hayatındaki başlıca temsilcileri, Mustafa Şekip Tunç, Mehmet Emin Erişirgil, Yahya Kemal ve Tanpınar’dır.

Ahmet Hamdi Tanpınar

Yine Türk edebiyatında Tanpınar -Proust Dostları Cemiyeti’nin üyesi ve Proust’un sıkı hayranı-, Ahmet Haşim ve Yahya Kemal, eserlerinde Bergsonculuklarını yansıtan mısralar ve yazılar yazmışlardır. Bergson’un süremini belki de en kısa anlatan, Tanpınar’ın şu mısralarıdır: 

“Ne içindeyim zamanın,

Ne de büsbütün dışında;

Yekpare, geniş bir anın

Parçalanmaz akışında.”  (Tanpınar, 2020, s.23).

Yazar: Mehmet Ali Demir
Editör: Dila Taşdelen

Kaynakça:

  • Bergson, H. (2016). Metafiziğe Giriş. (Çev., A. Altınörs). İstanbul: Paradigma.
  • Çoban, F. (2015). Zaman-Hakikat İlişkiselliği Sarmalında Proustgil Denklem: Kayıp Zamanın İzinde. FLSF (Felsefe ve Sosyal Bilimler Dergisi), 19. Erişim adresi:https://dergipark.org.tr/tr/pub/flsf. Erişim tarihi: 10.06.2021.
  • Delacampagne, C. (2020). 20.Yüzyıl Felsefe Tarihi. (Çetinkasap, D. Çev.). İstanbul: İş Bankası Kültür.
  • Dellaloğlu, B.F. (2021). Modernleşmenin Zihniyet Dünyası: Bir Tanpınar Fetişizmi. İstanbul: Timaş.
  • Direk, Z. (2021). Çağdaş Kıta Felsefesi. Ankara: Fol.
  • Proust, M. (2020). Kayıp Zamanın İzinde. (Hakmen, R. Çev.). İstanbul: Yapı Kredi Kültür Sanat.
  • Tanpınar, A.H. (2020). Bütün Şiirleri. İstanbul: Dergah.

Görsel Kaynaklar:

Cultural “Madeleines”

YAZAR BİLGİSİ
Mehmet Ali Demir
Mehmet Ali Demir, 2000 yılında Konya'da doğdu. Uludağ Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde eğitim görüyor. Türk edebiyâtı, dünya şiiri, kıta felsefesi, mitologya alanlarında okuma ve araştırmalar yapıyor.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.